Asubay Tefrikası-12 isimli makâlemizi okuyan sizler,
Deniz Astsubay sınıfının “yeni” târihine şâhidlik etdiniz…
Asubay Tefrikası-12 isimli makâlemizi neşretdiğimiz 10 Nisan 2021 Cumartesi gününe kadar
Türkiye’de herkes;
Deniz Astsubay sınıfı “donanma gedikli” isimi ile 1890 senesinde kuruldu diyor idi!
Asubay Tefrikası-12 isimli makâlemizi neşretdiğimiz 10 Nisan 2021 Cumartesi gününden sonra ise
Türkiye’de herkes;
Deniz Astsubay sınıfının “deniz gedikli küçük zâbit” isimi ile 1929 senesinde kurulduğunu öğrendi.
* * *
Asubay Tefrikası-14 isimli bu makâlemizi şu anda okuyan sizler,
Bugün, burada Kara Astsubay sınıfının “yeni” târihine şâhidlik ediyorsunuz…
Asubay Tefrikası-14 isimli makâlemizi neşretdiğimiz 10 Nisan 2023 Pazartesi gününe kadar
Türkiye’de herkes;
Kara Astsubay sınıfı “küçük zâbit” isimi ile 1909 senesinde kuruldu diyor idi!
Asubay Tefrikası-14 isimli bu makâlemizi neşretdiğimiz 10 Nisan 2023 Pazartesi gününden sonra ise
Türkiye’de herkes;
Kara Astsubay sınıfının “gedikli küçük zâbit” isimi ile 1927 senesinde kurulduğunu öğrenecek.
* * *
Asubay Tefrikası-14 isimli bu makâlemizde bugün inşallah,
Türk askerî târihinde ilk defâ olmak üzere şunları öğreneceğiz;
* * *
Kara astsubay sınıfı hakkında bugüne kadar yayınladığım makâlelerimizde,
“Küçük zâbit” sınıfının “astsubay” sınıfı olduğunu yazmış idim!
Fakat bugüne kadar yapdığım derin araştırmalardan sonra öğrendim ki;
“Küçük zâbit” sınıfı meğerse “erbaş” sınıfı imiş!
Şimdi, işin doğrusunu öğrendim.
“Küçük zâbit” sınıfının “astsubay” sınıfı olduğuna dâir verdiğim yanlış bilgiden dolayı,
Türk milletinden
Ve
Kara astsubay sınıfı meslekdaşlarımdan ben Şükrü IRBIK özür diliyorum.
Kara astsubay sınıfının târihini bugün doğru olarak tesbit etmek ile de
Deniz astsubayı olan Eski Tüfek ben Şükrü IRBIK kendimi affetdirdim.
Şimdi özür dileme sırası;
Bugün de hâlâ Kara “küçük zâbit” sınıfının Kara “astsubay” sınıfı olduğu yalanını söyleyen;
Millî Savunma Bakanlığı ve
Bu yalanı söyleyen subayından, astsubayından, profuna kadar sözde bilim adamlarında…
Çıkın ortaya ve
Kara astsubay sınıfının târihini yazar iken söylediğiniz yalanlardan dolayı
Türk milletinden ve kara astsubaylarından özür dileyin!
* * *
Bütün dünyâya ilan etdiği
Ve dahi
Sizlerin de aşağıda ekran görüntüsünü gördüğünüz şu târihcesinde
MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokulu Komutanlığı diyor ki;
Kara Astsubay sınıfı “küçük zabit” isimi ile “1909” senesinde kurulmuştur.
(https://www.kkk.tsk.tr/kkksablonmaster/header/hizmetler/okullar/KKAMYO/hakkinda/tarihce.html)
* * *
Aşağıda isimlerini gördüğünüz; subaylar, astsubaylar, AYİM ve Komutanlıklar,
Kara Astsubay sınıfının “küçük zabit” isimi ile “1909” senesinde kurulduğu yalanını söylüyorlar.
Kara astsubay sınıfının “küçük zabit” isimi ile ve “1909” senesinde kurulduğunu söyleyen bu şahısların yazdığı;
Şu andan itibâren çöp oldu!..
Kara astsubay sınıfının kuruluş târihi konusunda yalan söyleyen
Yukarıda gördüğünüz bu subay, astsubay, şahıs ve komutanlıkları da
Eski Tüfek ben Şükrü IRBIK,
Türk milletinden ve kara astsubay sınıfı mensuplarından özür dilemeye dâvet ediyorum.
* * *
Devleti, devlet yapan en önemli hususların birincisi “kânun yapması” ise,
İkincisi de yapdığı kânunları unutmamasıdır.
Türk Ordusunu ilgilendiren kânunlara sahip olmak ve unutmamak da
Başında bir Orgeneralin oturduğu Genelkurmay ATESE Daire Başkanının görevidir.
“Küçük zâbit” tâbirini “erbaş” olarak değişdirmek için
Kendi yapdığı Kânunu unutduğu için de
Hem Genelkurmay Başkanlığı hem de Millî Savunma Bakanlığı hâfızasını yitirmiş!
Nasıl mı?
Şöyle…
2015 senesinde gönderdiğim ve sizlerin de aşağıda gördüğünüz şu dilekcem ile;
“Küçük zâbit” tâbirini ne zamân ve hangi kânûn ile “erbaş” olarak değişdirdiğini,
Genelkurmay Başkanlığına sordum.
Genelkurmay Başkanlığına Gönderdiğim 209839 Sayılı BİMER Dilekcem
KONU: 6791 Numaralı Ve 17 Haziran 1928 Târihli “Küçük Zâbit Ve Onbaşı Tâlimatnâmesi”nin İsimi Hakkında. İLGİ: (a) 6791 Numaralı Ve 17 Haziran 1928 Târihli “Küçük Zâbit Ve Onbaşı Tâlimatnâmesi. (b) Mevzuatı Geliştirme Ve Yayın Genel Müdürlüğü’nün (bimerbilgi1@basbakanlik.gov.tr) 30 Şubat 2015, Cuma 1:25:23 PM târih ve saatli cevâbı. (c) 09 Ekim 2003 târihli ve 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kânunu. (ç) 19 Nisan 2004 târihli ve 2004/7189 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kânunun Uygulanmasına İlişkin Esâs ve Usûller Hakkında Yönetmelik.
1. İlgi (a)’da mezkûr 6791 sayılı talimatnâmenin, Resmî Gazete’de neşredilmediğini İlgi (b) evrak ile teyit etdim. Aynı cümleden olmak üzere 6971 sayılı söz konu bu talimatnâme, Resmî Gazete külliyatına “Küçük Zâbit ve Onbaşı Talimatnâmesi” ismi ile kayıtlıdır. Müteakip senelerde 6791 sayılı işbu talimatnâmeye eklenen; 7400, 7614, 7797, 7897, 8320, 8712, 11173, 2/6294 ve 2/12566 numaralı karar/kararnâmelerde işbu talimatnâmeden “Küçük Zâbit ve Onbaşı Talimatnâmesi” ismi ile bahsedilmektedir. 2. Ancak, İlgi (a)’da mezkûr 6791 sayılı talimatnâmeye değişiklik getiren 2/2476 ve 2/5114 numaralı karar/kararnâme isimlerine ve metinlerine 1935 ve 1936 senelerinde esrârengiz bir şekilde “Erbaş” ve “Yetiştirme” kelimeleri ilâve edilmiş. Söze konu bu iki karar/kararnâme Resmî Gazete külliyatında bugün dahi “Erbaş (Küçük Zabit) ve Onbaşı Yetiştirme Talimatnâmesi” ismi ile kayıtlıdır. 3. Yapdığım tetkiklerde; 6791 Numaralı ve 17 Haziran 1928 târihli “Küçük Zâbit Ve Onbaşı Tâlimatnâmesi”nin ismine 2/2476 ve 2/5114 numaralı kararnâmelerde görülen “Erbaş” ve “Yetiştirme” kelimelerinin ne zaman ve hangi mevzuat ile eklendiğini tesbit edemedim. 4. Dilekceme konu işbu 2/2476 (R.G. 3004) ve 2/5114 (R.G. 3382) numaralı talimatnâme isimleri hangi mevzuatla ve ne zaman “Erbaş (Küçük Zabit) ve Onbaşı Yetiştirme Talimatnâmesi” şeklinde değişdirilmişdir? Cevâbın İlgi (c, ç) mevzuat kapsamında tarafıma bildirilmesini saygılarımla arzederim. 27.02.2015. 209839. Şükrü IRBIK * * Genelkurmay Başkanlığının Gönderdiği Cevap 209839 nolu başvurunuz hakkında.bimerbilgi1@basbakanlik.gov.tr 3:10 PM To: sukruirbik@hotmail.com From: bimerbilgi1@basbakanlik.gov.tr Sent: Monday, March 23, 2015 3:10:56 PM To: sukruirbik@hotmail.com
Sayın ŞÜKRÜ IRBIK , Bimer Başvuru Numaranız :209839 Kimden : Arşiv Şube Müdürlüğü Kime : sukruirbik@hotmail.com Konu : Küçük Zabit ve Onbaşı Talimatnamesi.
Sayın Şükrü IRBIK; 1. 27 Şubat 2015 tarihli 209839 sayılı BİMER başvurunuz alınmıştır. 2. ’’Küçük Zabit ve Onbaşı Talimatnamesi’’nin hangi mevzuatla ve ne zaman ’’Erbaş (Küçük Zabit) ve Onbaşı Yetiştirme Talimatnamesi’’ olarak değiştirildiğine dair bilgi talep etmektesiniz. 3. Genelkurmay ATASE Daire Başkanlığı Arşivinde yapılan araştırmalarda bahse konu talimatname ve değişikliğine dair herhangi bir bilgi tespit edilememiştir. Saygılarımızla. GENELKURMAY ATASE DAİRE BAŞKANLIĞI
* * 27 Şubat 2015 târihinde gönderdiğim ve Yukarıda gördüğünüz 209839 Sayılı BİMER dilekcem ile sorduğum suâlime cevap olarak Genelkurmay Başkanlığı 2015 senesinde, “Küçük zâbit” asker sınıfı 1935 senesinde 2717 Sayılı Kânun ile “erbaş” asker sınıfı olarak tebdil edilmişdir diyebilse idi şâyet;
Ve dahi
* * Târihden Hisse!
1930 senesinde haber vermeden ziyâret etdiği leylî meccânî mektebin bir sınıfında Muallim Cemâl Efendinin verdiği târih dersini cankulağı ile dinledikden sonra Müdürün odasında cemetdiği muallimlere ATATÜRK, şöyle nasihât etdi; — Sizler, üzerinize büyük bir mes’uliyet almış bulunuyorsunuz. Genç dimağlar, ancak sizlerden ilham alacak ve kurtulan vatanı mamûr kılacaklardır. Bir talebe, Cebirden bir formül unutabilir, kimyadan belki bir madeni tahattur edemez. Fakat Efendiler; bir talebe, târihini asla unutmamalıdır ve ona târihi unutturulmamalıdır. O talebe, şanlı târihinin bir sahifesini unuttuğu gün, memleket uçuruma yuvarlanıyor demektir. İşte kıymetli Târih muallimi efendilerden isteğim şudur ki, verdikleri derslerin mes’uliyetini idrâk etsinler ve ona göre ellerine teslim edilen genç dimağlara hakikâtleri işlesinler. Bu yapıldığı gün; Târih muallimleri, memlekete en az kanını târihi için dökmüş kahramanlar kadar hizmet etmiş olurlar. Aksi hâlde kabahat, târihini bilmeyen gençte değil, muallimdedir. Bunu asla affetmem.” * * “Küçük zâbit” tâbirinin ne zamân “erbaş” olarak değişdirildiğini unutmak demek;
Yapdığı kânunları unutduğu gün aslında o devlet, yıkılmaya başlamışdır!…
Şu an okuduğunuz Asubay Tefrikası-14 isimli bu makâlemizin Aşağıdaki sayfalarında göreceğiniz üzere ATATÜRK 1935 senesinde;
Cengiz Han 1206 senesinde şöyle dedi; Devlet, kılıç ile kurulur. Fakat kalem (Kânun) ile idâre olunur.
“Târih yaparak” Cumhuriyeti “kılıç” ile kuran ATATÜRK de 1935 senesinde; Osmanlıca “küçük zâbit” tâbirini “erbaş” olarak değişdirmek için “Kânun” yapdı. Fakat Görevi “târih yazmak” olan ATESE’nin başındaki Orgeneral rütbesindeki târih câhili subaylar; Bugüne kadar yazdırdıkları düzmece târihcelerde Ordumuzdaki “küçük zâbit (erbaş)” sınıfının “astsubay” sınıfı olduğu yalanını söylediler.
2015 senesinde bana gönderdiği cevâbında Genelkurmay ATESE Daire Başkanı ATATÜRK’ün 1935 senesinde bu yapdıklarını bilmediğini, utanmadan ikrâr ediyor! Yazıklar olsun sana Başkan, e mi?
Devletimizin parası ile yazdırdığınız uyduruk târihcelerde Ordumuzun “astsubay” sınıfının târihini unutduğunuz için de Siz gerzek subayları ATATÜRK asla affetmeyecek!
|
* * *
Kara astsubay sınıfı hakkında söylediği yalanları “tashih” etmelerine fırsat vermek için
Yukarıda isimlerini gördüğünüz listeden bir subay ve iki astsubay ile görüşmek isdedim.
Bu şahıslar şunlar;
Nuri KALKAN ile meslek büyüğümüz Fahrettin BAĞRI bey vasıtası ile görüşmek isdedim.
Fakat Muvazzaf Astsubay Nuri KALKAN görüşme talebimi kabul etmedi.
Nuri KALKAN, sen Mensubu olduğun astsubay sınıfı hakkında yazdığın uyduruk yüksek lisans tezinde;
ve
İnkâr ve ihlâl eden bir astsubaysın!
“Astsubay” sınıfı hakkında yazdığın bu uyduruk yüksek lisans tezi ile Gene bu tezinde; Mensubu olduğunu söylemekden köşe-bucak kaçdığın “Astsubay” sınıfının târihine Sen Nuri KALKAN‘ın verdiği zarârı İlim câhili akademisyenler ve gerzek subaylar bile veremedi…
Ne yazık ki Nuri KALKAN, sen bunu başardın(!)
Aradım! Fakat internetde bir resimini dahi bulamadım! Kimsin, sen Nuri KALKAN? Suratın neye benziyor senin? Yazdığın yüksek lisans tezini benim ile tartışmakdan niye kaçıyorsun?
Yüksek lisans tezi yazmak kim, sen kim? Sen, garip bir çingenesin! Gümüş zurna neyine!
Sana değil sözüm! Fakat Seni mayın eşşeği gibi ileri sürerek Sana bu uyduruk yüksek lisans tezini yazdıran ve kabul eden Doktor, doçent ve profesör unvânlı sözde akademisyen ve subaylara yazıklar olsun!..
Kara Astsubay Başçavuş Nuri KALKAN; Mensubu olduğunu söylemekden utandığın “astsubay” sınıfının târihi yazıyorum diyerek “Erbaş” sınıfının târihini yazdığın uyduruk yüksek lisans tezinde, Filfilli bir yalan daha söylemişsin sen.
“Deniz erbaş” demek olan ingilizce “petty officer” kelimesini “kara astsubay” kelimesi yerine kullanmışsın. Sıçdığın bu zırva bir yana…
İngilizce “non-commissioned officer” kelimesini türkceye “astsubay” şeklinde tercüme etmişsin ya! Söylediğin bu yalan ile de; 1956 sene ve 6020 sayılı Kânunu inkâr etmişsin!
Kara Astsubay Başçavuş Nuri KALKAN; İngilizce “non-commissioned officer” kelimesi türkce tercümesinin “erbaş” olduğunu anlatmak için Senin yazdığın yüksek lisans tezi kadar makâle yazdım ben. Asubay Tefrikası-8 isimli şu makâlemizi;
6020 sayılı Kânun ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 1956 senesinde; İngilizce “non-commissioned officer” kelimesini türkceye “erbaş” şeklinde tercüme etdiğini görürsün.
TBMM’nin “erbaş” olarak türkceye tercüme etdiği ingilizce “non-commissioned officer” kelimesini, 6020 sayılı Kânuna aykırı olarak uyduruk tezinde “astsubay” şeklinde tercüme etdiğin için, Mensubu olduğun “astsubay” sınıfına, Sen Nuri KALKAN’ın iki kere özür borcu var, haberin olsun!
|
Mesut UYAR ile meslek büyüğümüz Ersen GÜRPINAR bey vasıtası ile görüşmek isdedim. İşlerinin yoğun olduğunu söyleyen Emekli Subay Mesut UYAR görüşme talebimi kabul etmedi. Müsait bir zamanınızda görüşelim hocam dedim. Fakat Mesut UYAR bu teklfimi de nazikce reddeddi. İngilizce ve Türkce yayınladığı kitaplar hakkında kendisi ile yapdığım yazışmalar neticesinde anladım ki; Prof.Dr. Mesut UYAR’ın işbirliğine kapalı bu tavırı aslında, Osmanlı-Türk Ordularındaki “küçük zâbit” asker sınıfının “astsubay” asker sınıfı olduğuna dâir bugüne kadar verdiği bilginin yanlış olduğunu kendisinin de idrâk etdiğini gösderiyor. Ne de olsa sükût, ikrârdan gelir Mesut hocam, değil mi?.. Ancak ne var ki emekli subay Mesut UYAR,
Ve dahi
|
Salim DİKDURAN ile meslek büyüğümüz Hüseyin SAVCI bey vasıtası ile görüşmek isdedim. Fakat Salim bey; Benim ile görüşmek şöyle dursun, Kendi kitabı hakkında aşağıda gördüğünüz teklifime cevap vermeye bile cesâret edemedi.
|
* * *
Yukarıda gördüğünüz “Yalancıların Künyesi ” çizelgesinde isimi olmayan Fakat Yayınladığı makâlelerde “küçük zâbit” sınıfının “astsubay” sınıfı olduğu yalanını söyleyen Havacılık Târihi Araştırmacısı-Yazar emekli hava astsubayı Mustafa KILIÇ ile de ben yazışdım. (https://www.bagimsizhavacilar.com/gedikli-tayyare-makinisti-pilot-osman-nuri-soysal/) (https://www.bagimsizhavacilar.com/kucuk-zabit-makinistler-gedikli-pilotlar-havaci-astsubaylar/)
25 Mayıs 2023 Perşembe günü gönderdiğim e-posdanın sonunda şöyle dedim;
Sayın Mustafa KILIÇ; “Küçük Zabit Makinistler–Gedikli Pilotlar–Havacı Astsubaylar” ve “Havacıların Gerçek Ustası” isimli makâlelerinizde “küçük zabit” sınıfının “astsubay” sınıfı olduğuna dâir olarak verdiğiniz yanlış bilgiyi tashih etmenize fırsat vermek üzere gönderdiğim mersum e-mektuplarım konusundaki düşüncenizi bildirmenizi rica ederim. * * * e-mektubumu gönderdiğimden bugüne kadar 9 gün geçdi… Fakat Hakikâtı ikrâr etmekden köşe bucak kaçarak Sukût ikrârdır deyip keçeyi suya salan Havacılık Târihi Araştırmacısı ve Yazar olduğunu söyleyen Emekli hava astsubayı Mustafa KILIÇ Ölüm sessizliğine büründü… * * * Havacılık Târihi Araştırmacısı ve Yazar olduğunu söyleyen Emekli hava astsubayı Mustafa KILIÇ, sen; Havacılık târihi yazıyorum diyerek Araşdırıp soruşdurmadan anlatdığın çocuk masalları ile
Ve
* * * 1935 senesinde imzalâdığı Kânun ile ATATÜRK, Osmanlıca “Küçük zâbit” unvânını “Erbaş” şeklinde türkceye tercüme etdi.
Kıymetli meslekdaşım Mustafa KILIÇ; Resimini duvara asıp Önünde poz vermek ile ATATÜRK’cü olamazsın! Emekli de olsan, sen askersin!..
Başkomutan ATATÜRK’ün emrine riâyet et! Ve dahi ATATÜRK’ün “Erbaş” dediği “Küçük zâbit”in “Astsubay” olduğu yalanını söyleme!
Araştırmacı yazar olduğunu söyleyen sen, Mustafa KILIÇ; Mensubu olduğun “Astsubay” sınıfının târihini anlatıyorum diyerek “Küçük zâbit” masalı ile “Erbaş” sınıfını pazarlama Türk milletine! * * * 18 Nisan 2021 Pazar günü yayınladığı “Densiz” isimli makâlesinde Kıymetli meslekdaşım Mustafa KILIÇ “Benim tarafım saygı ve iyi insan olma tarafıdır” demiş! (https://www.bagimsizhavacilar.com/densiz/)
Mâdem ki “saygılı” ve “iyi insan olmakdan” yanasın, Emekli hava astsubayı Mustafa KILIÇ seni; “İyi insan” ve doğruya “saygılı” olmaya Ve dahi “Astsubay” olduğu yalanını söylediğin Vecihi HÜRKUŞ’un “erbaş” olduğu hakikâtini Bu sayfada söylemeye dâvet ediyorum.
|
* * *
Kânuna karşı hile yapıp devletin kânunlarını inkâr eden münkirler,
Târihe mâl olmuş gedikli zâbit, küçük zâbit (erbaş) ve astsubaylara iftirâ atan müfteriler,
Türk târihine karşı utanmadan yalan söyleyip târih bilimini (anakronizm) ifsâd eden müfsidler.
Bu ithâmlarım sizedir;
Hâlik; insanları, iyi olsunlar, doğruyu söylesinler diye hâlk etdi!..
Peygamber Efendimiz (SAS) de
Doğrudan yana olmanın erdemini yüceltmek için şöyle dedi;
“Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytândır.”
Peygamber (sas) efendimizin bu hârika hadisinden aldığı ilhâm ile
Siz okuyanlar iltifât buyurur ise şâyet,
Eski Tüfek de şöyle diyor;
Yalanla kitâp yazanların Türk târihini bozanların Konuşmayıp da susanların Rehberi hep şeytân olmuşdur.
Eski Tüfek-2023
|
* * *
Dikkatli okuyanlar için bir hususu burada izah edeyim.
Yukarıdaki zaman/olay çizelgesinde gördüğünüz üzere;
“Küçük zâbit” isimli asker sınıfının 1909 senesinde teşkil edildiğini yazmış.
Fakat
Genelkurmay Başkanlığını tekzip etmiş Ve “Küçük zâbit” asker sınıfının 1925 senesinde teşkil edildiğine “karar(!)” vermiş. * * Burada evvelâ şunu tesbit edelim; bu iki bilginin ikisi de yalan. Bu konuda hem Genelkurmay Başkanları hem de AYİM yalan söylüyor. * * “Küçük zâbit” isimli asker sınıfının Ordumuzda teşkil edildiği târih hakkında Askerî Yüksek İdâre Mahkemesi’nin 1909 senesine atıf yapmamasının sebebini Bu makâlemizin aşağıdaki sayfalarında gördüğünüz CİMER dilekcemde Belgeli, tafsilâtlı ve târihimizde ilk defâ olmak üzere fâş eyledim…
Bu hakikât bir yana, “Küçük zâbit” isimli asker sınıfının Ordumuzda teşkil edildiği târih hakkında Ordumuzun en yüksek bu iki kurumunun bile târihî ve hukukî doğruyu bilememesi Ve dahi Dünyâ âlemin gözü önünde birbirini alenen yalanlaması Askerî târihimiz açısından yüz kızartıcı bir rezâlet olarak bu makâlemizde yerini aldı.
|
* * *
10 Nisan 2023 Pazartesi günü bu târihî hakikâti ben Eski Tüfek,
Türk milletinin huzûrunda işde, buraya yazıyorum.
Kara (Ordu) Astsubay sınıfı;
* * *
1935 senesinde 2771 Sayılı Kânun (Madde-4) ile ATATÜRK Türk Ordusunu;
Ve dahi
Aşağıda görülen “2 sınıf asker” teşkil ile etdi;
27 Mayıs’ı tertip ve icrâ eden darbeci subaylar,
Darbenin henüz posdal izi silinmeden
8 ay sonra bir Kânun tezgaha sürdü;
211 Sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri İç Hizmet Kânunu
Bu darbe Kânunu ile 1961 senesinde darbeci subaylar;
Olmak üzere kaşar dilimi gibi “4 sınıf askere” böldü…
Türk Ordusunda bugün hâlâ yaşanan büyük sıkıntının temelinde işde, bu bölünme var.
Aşağıda gördüğünüz mukayese çizelgesinin sağ tarafında “rütbeli asker” olan 3 sınıf asker var.
Buradaki asker sınıflarına “rütbesiz asker” olan “er” sınıfını ilâve edince 4 sınıf asker oluyor.
27 Mayıs darbeci subaylarının teşkil etdiği “4 sınıflı” bu yeni Ordu teşkilâtında,
Silsile-i merâtip (kıdem sırası) olarak “astsubay” sınıfı “erbaş” sınıfının üstünde yer alıyor.
211 Sayılı bu cârî Kânuna göre “Silâhlı Kuvvetlere” katılan her asker;
“Her zaman ve her yerde Kânunlara itaat edeceğine nâmusu üzerine and içdi”
2717 Sayılı Kânun ile 1935 senesinde ATATÜRK,
“Küçük zâbit” tâbirini “erbaş” olarak değişdirdi.
Fakat Kânun-kitap okumadan âlim olan sözde târihci subay ve astsubaylar, Yukarıda gördüğünüz;
“Astsubay” çuvalının içine doldurdular.
emekliassubaylar.org, Eski Tüfek-2023, Asubay Tefrikası-14
|
Bu sözde âlim subaylar ve astsubaylar bugün Eski Tüfek’den öğrendiniz ki;
“Küçük zâbit” sınıfı meğerse “erbaş” sınıfı imiş!
Şimdi,
And içmiş her asker için hatâsını kabul etmek erdem; telâfi etmek ise nâmus borcudur.
Peki,
Bugüne kadar yazdıkları tezlerde, kitaplarda, târihcelerde
“Küçük zâbit” sınıfının “astsubay” sınıfı olduğu yalanını söyleyen subay ve astsubaylar,
Bu hatâlarını telâfi edecek kadar erdemli ve nâmuslu mu?
* * *
Havacı astsubay meslekdaşlarıma kötü bir haberim var!
Güneş balçık ile sıvanamaz!
Fakat
Târihî, askerî ve hukûkî hakikâtler böyle!
Bunu da ilk defâ bugün burada Eski Tüfek’den işiteceksiniz.
“Astsubay” olduğunu bildiğimiz Kara pilot “küçük zâbit” Vecihi HÜRKUŞ meğerse “erbaş” imiş!
* * *
Mensubu olduğu “astsubay” sınıfı ile “erbaş” sınıfı arasındaki farki herhâlde biliyordur!
Mersin İl Başkanlığı binasındaki salona,
“Astsubay” zannetdiği “erbaş” Vecihi HÜRKUŞ’un adını veren
TEMAD Mersin İl Başkanımız Halil KUR ne yapacak şimdi?
(http://mersin.temad.org/pilot-astsubay-vecihi-hurkusun-ismi-turkiye-emekli-astsubaylar-dernegi-mersin-il-baskanliginda-yasatilacak/)
* * *
Türk milleti dünyâda en çok târih “yapan” milletdir.
Bizim kadar çok devlet kuran ve devlet yıkan başka millet var mı, şu dünyâda?
Fakat
İş târih “yazmaya” gelince ne yazik ki dünyâ milletleri arasında biz türkler nal topluyoruz!
Bilgili, ahlâklı, vicdânlı ve nâmuslu târihci yetiştiremiyoruz!
Dünyânın en hârika ve en çok târihini “yapan” milletin çocukları olan;
Subayından, astsubayından, profundan her cins târihcilerimiz,
Astsubay sınıfının târihini “yazmak” konusunda hem sıçıyorlar hem de sıvıyorlar.
İşde,
Astsubay sınıfının târihi konusunda ortaya dökülen bu sıçıp-sıvamalardan birkaçı…
(https://www.milliyet.com.tr/siyaset/hava-kuvvetleri-nde-huzunlu-odul-toreni-2014032)
Kurulduğu 1949 senesinde beri
“Erbaş” Vecihi HÜRKUŞ’un “astsubay” olduğu yalanını söyleyen
Ve hattâ
2017 senesinde adına “onur” ödül töreni tertip eden
Hava Kuvvetleri Komutanlığı ne halt edecek şimdi?
* * *
Yalancı Hava Kuvvetleri Komutanının da
Yalancı hava astsubayı olur!
Dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan AKSAY şöyle buyurdu;
“Eski adı “küçük zabit” olan “astsubaylık”
Aferim sana, Hasan Paşa!
Saklanmışsın kürsünün arkasına,
Askerleri tesbih dânesi misâli dizmişsin karşına!
Meydan da boş nasıl olsa!
Üfür bakalım oradan buradan…
(http://www.havacilar.com/turkhavakuvvetlerindeastsubaylarkonferansi.html)
Hasan Paşa’nın 2011 senesindeki bu üfürüğünden cezbeye tutulan,
Salim DİKDURAN isimli hava astsubayı 2019 senesinde bir kitap yayınladı.
Kitabın isimi: “Türk Hava Kuvvetleri Tarihinde ASTSUBAYLAR”
Merak edip bu kitabı aynı sene 28,5 liraya satın almış idim!
Okudukdan sonra anladım ki;
“Astsubay târihi” hakkkında bugüne kadar yazılmış en kötü kitabı satın almışım!
Çünkü;
Bu kitabın içindeki yalan-yanlışları düzeltmek için,
Bu kitapdan daha çok sayfalı yeni bir kitap yazmak gerekecek!
Kendisi hava astsubayı olduğu hâlde, bu kitabında Salim DİKDURAN,
Kara ve Deniz astsubay sınıfları hakkında da ahkâm kesmiş ve masal anlatmış…
* *
Salim DİKDURAN’ın filfilli yalanlar ile süslediği 484 sayfalık bu kitabı;
Türk hava astsubaylarına hakâretler ve iftirâlar ile dolu…
Bu iftirâ ve hakâretin en büyüğü ise;
“Küçük zâbit” sınıfının “astsubay” sınıfı olduğu yalanı…
İşde;
Kitabının daha dördüncü sayfasında Salim DİKDURAN şöyle üfürmüş;
“Zâbit” grubu içerisinde sınıf olarak oluşturulan “küçük zâbitleri” bugünkü “astsubaylığın” temeli olarak kabul etmekteyiz.”
İşkembeden üfürdüğü bu çok önemli bilgi için Salim DİKDURAN kaynak beyân edememiş!
Türkçe Dîvânı’nın mukaddimesinde,
Fuzûlî şöyle der; “İlimsiz şiir temelsiz duvara benzer!“
Belgesiz bilgi de ancak masala benzer!
Kaynak vermeden bilgi(!) sıçdığı bu kitabında havacı astsubay Salim DİKDURAN da;
Türk astsubay sınıfının târihi hakkında mükellef bir masal anlatmış!
Muvazzaf hava astsubay başçavuş Salim DİKDURAN, sen kimsin?
Türk Astsubay sınıfının târihi hakkında bu yalanı “kabul edenler” kimler, söyle bana?..
Aferim sana, Salim Başçavuş!
Mensubu olduğun “astsubay” sınıfının târihini “subay” aklı ile yazmaya tevessül eder isen,
İşde, böyle sıvarsın!
Mâdemki sana göre astsubaylar “zâbit” grubu içinde…
Sen, astsubay Salim,
Hava Kuvvetleri Karargâhındaki “zâbit” helâsına bugüne kadar bir kez olsun sıçabildin mi?
* *
İkimizin de mensubu olduğu “astsubay” sınıfı hakkında yazdığın
Ve
İftirâlar ile bezediğin kitabının aşağıda görülen 204’üncü sayfasında,
Sen, Salim DİKDURAN gene kaynak gösdermeden şöyle buyurmuşsun;
Aşağıda gördüğün 2300564149 Sayılı dilekcemde oku!
Asubay Tefrikası-14 isimli bu makâlenin müellifi ben Şükrü IRBIK da şöyle diyorum:
– “Küçük zabit” tâbirini “erbaş” olarak değişdirdi. Bu “erbaş” da senin bildiğin “erbaş”dır.
– “Gedikli küçük zâbit” tâbirini de “gedikli erbaş” olarak değişdirdi.
Bu bilgiyi askerlik târihimizde kamuoyuna ilk duyuran da aşağıdaki bu dilekcemizdir.
Dünyâ âlemin bu bildiğini demek ki müfteri müellif Salim DİKDURAN bilmiyor!
Kitapsız yazar ben Şükrü IRBIK,
Yazar Salim DİKDURAN’a şu üç suâli gönderiyorum;
Bu üç suâle verecek cevâbın var ise şâyet gönder bana, burada dünyâya ilân edeyim…
Var mısın, Salim?
Mensubu olduğun “astsubay” sınıfı hakkında bu kitabında söylediğin yalanlar seni cehennemin dibine göndermeye yeter de arta bile!
* *
Paşa mahdumu Tosun SARAL
Ve
Hileci Kadir Türker GEÇER’in zehirli kitaplarına itibâr ederek
Salim DİKDURAN’ın yazdığı bu kitabı da zehirlidir!
Salim DİKDURAN;
Yazmaya çalışıp da eline yüzüne bulaşdırdığın “târih kitabı”
Sâdece ve ancak belge üzerine inşâ edilebilir!
Aşağıda gördüğün CİMER dilekcemde ben Şükrü IRBIK;
Kara “küçük zâbit” sınıfının “astsubay” sınıfı olmadığını isbat etdim de!..
Sen, Astsubay Salim DİKDURAN;
Kitabını yazar iken akıl devşirdiğin,
Ve
Gel karşıma!..
Bugünkü “astsubaylığın” temeli olarak kabul etdiğin “küçük zâbit” sınıfının “zâbit” grubu içerisinde olduğunun,
Ve hele
“Küçük zâbit” sınıfının “astsubay” sınıfı olduğunun,
Kânununu gösder bana…
Kiitapsız yazar ben Şükrü IRBIK Kızılay Meydanında kösnük eşşek gibi anırayım!
Küçük zâbit sınıfı hakkında bu söylediklerini ispatlayamaz isen şâyet,
Sen, Salim DİKDURAN, Ankara’nın göbeği Kızılay Meydanında bu kitabını yak!
Var mısın?
Götlerinden uydurup yazdıkları sözde târih kitapları ile,
Sözde târihci astsubayların “astsubay târihine” verdiği zararı gerzek subaylar bile veremedi!..
Türk Ordusundaki “astsubay” sınıfı hakkında bundan daha büyük yalan ve iftirâ olamaz!
İtibâr etmek şöyle dursun, bu kitabın bir sayfasını dahi okumaya değmez!
Hava astsubayı Salim DİKDURAN;
Soyadın gibi dikdur!
Ve
Türk askerî havacılık târihinden
Ve dahi
Bu kitabındaki hakâret ve atdığın iftirâdan dolayı
Mensubu olduğun Türk astsubay zümresinden hemen özür dile…
* * *
“Küçük zâbit”e “astsubay” diyenler,
ATATÜRK’e ihânet edenler…
Çünkü;
1935 senesinde ATATÜRK;
Evvelâ,
Akabinde,
İşde, belgesi…
Aşağıdaki CİMER dilekcemde tafsilâtlı olarak izâh etdiğim üzere,
2/2295 Sayılı Karârnâme ve 2717 Sayılı Kânun ile de
ATATÜRK yazdığı bu kitabdaki bilgileri 1935 senesinde kânunlaşdırdı.
Kitap-kânûn okumadan kitâp-tez yazan sözde bilim adamları öğrensin!..
* * *
Yarım Hekim Candan, Yarım Hoca Dinden …
Yarım târihci de milleti târihinden eder… Dünyâdaki her konuda ahkâm kesmekde kendince hiç beis görmeyen İlber hoca da Kanal D televizyonunda bütün milletin gözlerinin içine bakarak Küçük zâbit (erbaş) olan Çerkez Ethem’in “assubay” olduğu yalanını söyledi… (https://www.izlesene.com/video/cerkez-ethem-hain-miydi-ilber-ortayli-genc-bakis/8496940)
Merak ediyorum! İlber ORTAYLI Türk vatandaşı ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin profesörü de…
Türk Ordusunda mevcut ve müstahdem;
Bu suâlleri ben sormak isdedim. Fakat sana ulaşacak bir mecrâ bulamadım. Sen nerede yaşıyorsun, Allah aşkına, hocam? Bu suâllerimi cevaplar mısın târihci Prof.Dr. İlber ORTAYLI? * * * Türkiye Büyük Millet Meclisi (Kamutay):
Bakanlar Kurulu (Heyet-i Vekile):
Türkiye Büyük Millet Meclisi (Kamutay):
Fakat bu bilgilerin farkında olmayan güdük akıllı sözde târihciler; “Küçük zâbit” tâbirinin “astsubay” olduğu yalanını söylemek sûreti ile, Anayasa suçu işlediklerinin farkında olamayacak kadar aymazlık ve câhillik bataklığına gömülmüşler.
“Küçük zâbit” tâbirinin “astsubay” olduğu yalanını söyleyen sizin gibi yarım akıllı âlimler de, Türk milletini târihimizden etdiniz be!.. Yazıklar olsun, hepinize…
emekliassubaylar.org, Eski Tüfek-2023, Asubay Tefrikası-14
|
* * *
Millî Savunma Bakanı Hulusi AKAR da
2717 Sayılı Kânuna aykırı olarak
“Küçük zâbit” “astsubay”dır diyorsa, yalan söylüyor.
* * *
TBMM Reisi ve Ankara Mebusu Gâzi Mustafa Kemâl paşa Hazretleri
TBMM’nin Birinci Devre, Dördüncü İçtima senesinin açılışı için
01 Mart 1923 Perşembe günü meclisde bir nutuk irâd etdi.
Bu nutukunda Gâzi Mustafa Kemâl paşa Hazretleri “küçük zâbit” tâbirini kullandı.
(https://www5.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTANAK/TBMM/d01/c028/tbmm01028001.pdf )
Gâzi Mustafa Kemâl paşanın TBMM’de “küçük zâbit” tâbirini kullandığı 1923 senesinden tam 100 sene sonra,
2022 senesi Ağustos ayında TBMM zabıt ceridelerinde yapdığım araşdırmada;
Gâzi Mustafa Kemâl paşa Hazretlerinin 01 Mart 1923 Perşembe günü meclisdeki nutukunda söz etdiği “küçük zâbit” tâbirini,
TBMM Başkanlığının kendi yapdığı kânuna aykırı olarak “astsubay” şeklinde türkceye tercüme etdiğini tesbit etdim.
(https://www5.tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/1d4yy.htm)
Hâlbuki aynı TBMM Başkanlığı;
Osmanlıca “küçük zâbit” tâbirini 2717 Sayılı Kânun ile 1935 senesinde “erbaş” şeklinde tebdil etmiş idi.
“Erbaş” asker sınıfı ile “astsubay” asker sınıfı arasındaki hukûkî ve askerî farkları,
“Astsubay” olarak ben Şükrü IRBIK iyi biliyordum da…
Meğerse TBMM’de bu farkı bilmeyenler var imiş!
Yüce türk milletinin yüksek irâdesinin yegâne tecelligâhı
Ve
Teşri-i salâhiyyetin yegâne sâhibi olan
Türkiye Büyük Millet Meclis Başkanlığına 24 Ağustos 2022 târihinde bir dilekce gönderdim.
Bu dilekcemde özet ile;
Aşağıda okuyacağınız dilekcem ile aynı konuda olduğu için,
24 Ağustos 2022 târihinde TBMM Başkanına gönderdiğim dilekcemi buraya koymadım.
Tarafıma gönderdiği ve sizlerin de aşağıda gördüğünüz cevâbında TBMM Dilekçe Komisyon Başkanlığı,
Ve dahi
TBMM Başkanlığı;
1935 sene ve 2717 Sayılı Kânunun emrine uygun olarak “erbaş” şeklinde tashih etdi.
( https://www5.tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/1d4yy.htm )
* * *
Millî Savunma Bakanlığına bir dilekce gönderdim.
Ve
Kara astsubay sınıfı târihinin yazılmasındaki mevcut “kânunsuzluğu” düzeltmesini talep etdim.
Bu dilekcemi aşağıda görüyorsunuz!
Gönderdiğim dilekceme Kara Astsubay Meslek Yüksekokul Müdürlüğü cevap gönderdi.
Bu cevabı da aşağıdaki sayfada görüyorsunuz!
Kara Astsubay Meslek Yüksekokul Müdürlüğünün cevabında;
Benim tez kıymetinde hazırladığım dilekceme,
Profesör unvânlı Kara Astsubay Meslek Yüksekokul Müdürlüğü sâdece bir cümle ile sözde cevap vermiş.
Hiçbir değeri olmayan bu cevap hakkındaki yorumu da siz kıymetli okuyanlara bırakıyorum.
* * *
Dilekce hakkımı kullandım
Fakat
Ve
Yapdığı “kânunsuzluğu” Millî Savunma Bakanına “tashih” etdiremedim.
Şu vakitden sonra,
ATATÜRK’ün 1927 ve 1929 senelerinde imzâladığı iki kânuna muhalefetden,
Millî Savunma Bakanı hakkında idârî yargıya başvuracağım.
Dâva dosyamız hazır,
Avukatım hazır…
Ve
Millî Savunma Bakanı hakkında bu ay içinde inşallah idârî mahkemede dâvamızı açacağız.
Türk Milleti adına karar veren mahkemenin vereceği kararı ise
Gene bu sayfada kamuoyuna ilan edeceğim inşallah.
Eski Tüfek
* * * * *
2300564149 Sayı ve 03 Şubat 2023 târihli
“Kara Astsubay Sınıfının Kuruluş Târihi Hakkında” konulu CİMER dilekcem.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANLIĞINA
ANKARA
03 Şubat 2023
KONU: Kara Astsubay Sınıfının Kuruluş Târihi Hakkında.
İLGİ: (a) MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokuluna ait (https://www.kkk.tsk.tr/okullar/kkamyo/hakkinda/tarihce.html) isimli bağlantıda münteşir Târihce.
(b) 06 Ekim 1909 târihli Küçük Zâbit Mektebi ve Küçük Zâbit İbtidâî Mektebi Nizâmnâmesi. (Düstur Tertip:2, Cilt:1, Sayfa 790-791).
(c) 28 Nisan 2019 târih ve 1901017901 Sayılı CİMER dilekcem.
(ç) Kara Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının 11 Haziran 2019 Salı gün ve 11:10AM saatli e-posda cevabı.
(d) EDOK Okullar Komutanlığı, Astsubay Okulları Târihi (Kara Kuvvetleri Astsubay Okulları 100 Yaşında), EDOK Okullar Komutanlığı Matbaası, Balıkesir-2009.
(e) Kara Öğ. Yzb. Sadık TEKELİ, Küçük Zâbit Mektepleri (1909’dan Günümüze). Ankara Üniversitesi TİTE, Yüksek Lisans Tezi, Ankara-1987.
(f) 24 Aralık 1876 (07 Zilhicce 1293) târihli Kânûnî Esâsî.
(g) 25 Nisan 1910 târihli (Kadük) Terfii Rütbe Kânunnâmesinin Esbâbı Mucibe Lâyihası. Meclisi Mebusân, Numara: 65, Birinci Devre 1325-1326 İçtimai. (Devre:1, İçtima Senesi:2. Meclis-i Mebusân Levâyih ve Tekâlif-i Kânuniyye ve Encümen Mazbataları. Sene: 1325–1326, sayfa-335. T.B.M.M. Basımevi-1992.
(ğ) Askerî Yüksek İdâre Mahkemesi Karârı. (Karar Dairesi: AYİM 1.D., Karar Tarihi: 07.01.1995, Karar No: E.1994/411, Karar No: K.1995/149).
(h) 2/2295 Sayı ve 09 Nisan 1935 târihli Kararnâme. (R.G. Târihi: 22 Nisan 1935, R G. Sayısı: 2984).
(ı) Rütbe ve Birliklerin Öz Türkçe Karşılıkları D-105. T.C. Büyük Erkânıharbiye Reisliği X. Şube Sayı: 41803, 19 Şubat 1936-Ankara. Büyük Erkânıharbiye Matbaası, Ankara-1935. ).
(i) 2717 Sayı ve 18 Mayıs 1935 târihli Sevkiyât Erât ve Erbaşlarına Verilecek Yevmiyeler Hakkındaki 630 Numaralı Kânunun Birinci Maddesini Değiştiren Kânun.
(j) 1059 Sayı ve 28 Mayıs 1927 târihli Piyâde Küçük Zâbit Kânunu.
(k) 4982 Sayı ve 09 Ekim 2003 târihli Bilgi Edinme Hakkı Kânunu.
1. MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokuluna ait İlgi (a)’da merkum bağlantıda; MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokulu târihcesi münteşirdir. Ekran görüntüsü EK’de görülen işbu İlgi (a) okul târihcesinde MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığı;
— “1909 yılında çıkarılan bir “ nizamname ” ile subay eğitiminde olduğu gibi “astsubay” eğitiminin de modern yöntemlerle yapılabilmesi için Osmanlı Devleti’nin yedi ordu bölgesinde (İstanbul, Konya, Selânik, Sivas, Halep, Bağdat, Yemen) ilkokul düzeyinde “Küçük Zabit İptidaî Mektepleri” açıldığını,
Türk ve dünyâ kamuoyuna beyân etmekdedir.
2. İlgi (a)’da münteşir işbu beyânı ile MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının bugün “Kara Astsubay” olarak tesmiye etdiğimiz asker sınıfının menşesini; İlgi (b)’de mezkur 06 Ekim 1909 târihli “Küçük Zâbit Mektebi ve Küçük Zâbit İbtidâî Mektebi Nizâmnâmesi”ne isnâd etdiğini tesbit etdim.
3. 28 Nisan 2019 târihinde gönderdiğim 1901017901 Sayılı İlgi (c) CİMER dilekcem ile MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığına “Kara Astsubay sınıfının târihi” hakkında suâller tevcih etmiş idim. İşbu İlgi (c) dilekceme gönderdiği İlgi (ç) cevabında MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığı; İlgi (a)’da merkum bağlantıda münteşir MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokulu târihcesinin yazılmasında EDOK Okullar Komutanlığının 2009 senesinde neşretdiği İlgi (d)’de mezkur “Astsubay Okulları Târihi (Kara Kuvvetleri Astsubay Okulları 100 Yaşında)” isimli kitabı esâs aldığını beyân etmiş idi.
4. Kara Astsubay sınıfının târihi hakkında yapdığım araşdırma neticesinde, İlgi (d)’de mezbur “Astsubay Okulları Târihi (Kara Kuvvetleri Astsubay Okulları 100 Yaşında)” isimli târihce kitabını EDOK Okullar Komutanlığının; Kara Öğ.Yzb. Sadık TEKELİ’nin 1987 senesinde yazdığı İlgi (e)’de mezkur yüksek lisans tezi’nden iktibas etdiğini, İlgi (e) tezin yazarı Emekli Albay Sadık TEKELİ ile yapdığım görüşmede bizzat teyit etdim.
5. İşbu dikekcemin yukarıda görülen ilk dört maddesinde verdiğim bilgi ve beyân etdiğim belge muvâcehesinde ortaya çıkan biricik netice şudur;
— İlgi (a, d ve e) belgelerde beyân etdikleri üzere ilgili şahıs ve askerî kurumlar; bugün ordumuzda mevcut olan ve “Kara Astsubay” olarak tesmiye edilen asker sınıfının kaynağının İlgi (b) Nizâmnâme ile 06 Ekim 1909 târihinde teşkil edilen (Ordu-yu Humâyun, Ordu-yu Osmanî, Ordu, Berrî, Kara) “küçük zâbit” sınıfı olduğunu beyân etmekdedirler.
6. Ben Şükrü IRBIK, işbu dilekcemin aşağıdaki maddelerinde;
a. “Küçük zâbit” sınıfının “erbaş” sınıfı olduğunu,
b. Bugün “Kara astsubay” olarak tesmiye edilen asker sınıfının kaynağının “küçük zâbit” sınıfı olmadığını,
c. İlgi (b)’de mezbur 06 Ekim 1909 târihli Nizâmnâme’nin; “şekli kânun iktisap etmediğini”,
ç. “Şekli kânun iktisap etmediğinden” dolayı 06 Ekim 1909 târihli işbu İlgi (b) Nizâmnâmenin “keenlem yekûn” olduğunu,
Askerî târihimizde ilk defâ olmak üzere bugün, bu dilekcemde isbat edeceğim.
Bu dilekcemde beyân edeceğim belgeler neticesinde de;
Türk “Kara Astsubay” sınıfının târihinin yeniden yazılması gerekdiğini göreceğiz.
7. İşbu dilekcemin aşağıda görülen;
a. 06 Ekim 1909 târihli İlgi (b) Küçük Zâbit Mektebi ve Küçük Zâbit İbtidâî Mektebi Nizâmnâmesi’nin hukuk tâbiri ile “kadük”; hüküm olarak da “keenlem yekûn” olduğunu isbat edeceğim,
b. Harbiye Nezâreti’nin işbu İlgi (b) Nizâmnâme ile 1909 senesinde teşkil etdiği Ordu (Berrî, Kara) “küçük zâbit” sınıfının, 1876 Kânûnî Esâsî’ye aykırı olarak teşkil edilmiş “gayri meşru” bir asker sınıfı olduğunu isbat edeceğim.
— “Küçük zâbit” isimli asker sınıfının “Erbaş” asker sınıfı olduğunu isbat edeceğim.
a. “Kara Astsubay” sınıfının “Kara Gedikli Erbaş” sınıfından tevârüs etdiğini isbat edeceğim.
b. “Kara Gedikli Erbaş” sınıfının da “Ordu Gedikli Küçük Zâbit” sınıfından tevârüs etdiğini isbat edeceğim.
06 Ekim 1909 Târihli Küçük Zâbit Mektebi ve Küçük Zâbit İbtidâî Mektebi Nizâmnâmesi;
a.Hukuk tâbiri ile “kadük”; hüküm olarak da “keenlem yekûn” bir Nizâmnâme’dir.
b. Harbiye Nezâreti’nin İlgi (b) Nizâmnâme ile 1909 senesinde teşkil etdiği Ordu (Berrî, Kara) “küçük zâbit” sınıfı da 1876 Kânûnî Esâsî’ye aykırı olarak teşkil edilmiş “gayri meşru” bir asker sınıfıdır.
8. İlgi (f)’de merkum Kânun; Birinci Meşrutiyet’in ilânı ile birlikde meriyyete konulan 24 Aralık 1876 târihli Kânûnî Esâsî’dir. İşbu Kânuna 1909 senesinde yapılan ve 05 Eylül 1909 (19 Şaban 1327) târihinde Takvim-i Vekâyi’de neşredilen tâdil Madde-53 ile;
— Padişahın devleti idâre etmek konusunda bu vakde kadar sınırsız olan yetkisi tahdit edildi. Bu tahditin neticesi olmak üzere de; Kânun teklif ve tâdil etmek yetkisini Padişah, Meclis-i Umumî (Meclis-i Meb’usân ve Meclis-i Âyân)’ye devretdi.
9. İşbu İlgi (f) Kânûnî Esâsî Madde-54 mucibince;
— Tanzim olunacak “kavânin lâyihaları” Meclis-i Meb’usan ve Meclis-i Âyân’ca ayrı ayrı tetkik ve kabul olunacak,
— Ledelarz tasdik ile icrâ-yı ahkâmına, irade-i seniyye-i hazret-i padişahî taalluk eder ise düstûrülamel olacak idi.
10. İlgi (b)’de merkum Küçük Zâbit Mektebi ve Küçük Zâbit İbtidâî Mektebi Nizâmnâmesi’nin hazırlandığı 06 Ekim 1909 târihinde; 24 Aralık 1876 târihli Kânûnî Esâsî meriyyetde idi. 06 Ekim 1909 târihinde Padişahın irâdei seniyyesi alınan işbu İlgi (b) Nizâmnâme’nin düstûrülamel olması için Kânûnî Esâsî‘nin yukarıda görülen;
a. Madde-53 mucibince, işbu İlgi (b) Nizâmnâme’yi Meclis-i Meb’usân ile Meclis-i Âyân’ın tanzim etmesi gerekiyor idi.
b. Madde-54 mucibince işbu İlgi (b) Nizâmnâme’yi Meclis-i Meb’usân ile Meclis-i Âyân’ın “kânun lâyihası şeklinde tanzim etmesi” gerekiyor idi. Fakat mezkur Nizâmnâme “Kânun lâyihası olarak tanzim edilmedi.
11. Kânûnî Esâsî Madde-53 ve Madde-54’e aykırı olarak tanzim edildiği için işbu İlgi (b) Nizâmnâme hukuk tâbiri ile “kadük” olmuş ve hüküm olarak da “keenlem yekûn” olmuş. Ancak ne var ki; hüküm olarak “keenlem yekûn” olmasına rağmen dönemin Harbiye Nezâreti işbu İlgi (b) “Nizâmnâme’yi” Kânûnî Esâsî’ye aykırı olarak icrâya koymuş. Bu cümlenin devâmı olmak üzere Harbiye Nezâreti;
a. İlgi (b) Küçük Zâbit Mektebi ve Küçük Zâbit İbtidâî Mektebleri Nizâmnâmesini 1876 Kânûnî Esâsî’ye aykırı olarak hazırlamış ve meriyyete koymuş,
b. Küçük Zâbit Mektebi ve Küçük Zâbit İbtidâî Mekteblerini 1876 Kânûnî Esâsî’ye aykırı olarak hizmete açmış,
c. Mezkur küçük zâbit mekteplerine 1876 Kânûnî Esâsî’ye aykırı olarak talebe kabul-kayıt etmiş ve tahsil-taallüm etdirmiş,
ç. İşbu mekteplerden mezun etdiği küçük zâbitleri de gene Ordu (Berriye, Kara Kuvvetleri)’da “kânunsuz” olarak istihdam etmiş.
12. İşbu dilekcemin konusu; “keenlem yekûn” olan İlgi (b) Nizâmnâme ile 1909 senesinde Harbiye Nezâreti’nin, 1876 Kânûnî Esâsî’ye aykırı olarak teşkil etdiği Ordu (Kara, Berrî) “küçük zâbit” sınıfının hukukî durumu olmadığından nâşi bu kadar bilgi ile iktifâ ediyor ve bu konuyu meskut geçiyorum.
13. İlgi (b) Nizâmnâme’nin hukuk tâbiri ile “kadük”; hüküm olarak da “keenlem yekûn” olduğunu anlayabilmek için;
a. Meclis-i Meb’usan ve Meclis-i Âyân’ın ayrı ayrı tetkik ve kabul etdiği,
b. Padişahın da irâdei seniyyesinin alınması ile 1909-1910 senelerinde “kânuniyet kesbeden ve
c. “Düstûrülamel” olan aşağıda görülen şu kânunlara bakmak yeterli olacak;
— 02 Temmuz 1909 târihli Tahdid-i Sin Kânunu.
— 07 Ağustos 1909 târihli Tasfiye-i Rüteb-i Askeriye Kânunu.
— 24 Ağustos 1909 târihli Askerî Tekâüd ve İstifâ Kânunu.
— 01 Haziran 1910 târihli İhtiyât Zâbitânı Teşkilât Kânunu.
— 06 Ekim 1909 târihli Küçük Zâbit Mektebi ve Küçük Zâbit İbtidâî Mektebi “Nizâmnâmesi” (Kadük).
— 25 Nisan 1910 târihli Zâbitânın Terfi-i Rütbe Kânunnâmesi. (Kadük).
14. Yukarıda görülen ilk dört kânun;
15. Dilekcemin bu aşamasında cevâbını bulmamız gereken önemli üç suâl şunlardır;
Orduyu Osmânî (Osmanlı Kara Ordusu)’de “ihtiyât zâbit” sınıfı 1910 senesinde “Kânun” ile teşkil edildi.
16. 06 Ekim 1909 târihli İlgi (b) Küçük Zâbit Mektebi ve Küçük Zâbit İbtidâî Mektebi Nizâmnâmesi’nin hukuk tâbiri ile “kadük”, hüküm olarak da “keenlem yekûn” olduğunu anlayabilmek için;
İlgi (g)’de merkum 25 Nisan 1910 târihli “kadük” Zâbitânın Terfi-i Rütbe Kânunnâmesi’nin Meclis-i Mebusân Encümen Mazbatasını okumak yeterli olacak.
17. Sadrâzâm İbrahim Hakkı 25 Nisan 1910 (12 Nisan 1326) târihinde İlgi (g)’de mezkur Zâbitânın Terfi-i Rütbe Kânunnâme Lâyihasını Meclisi Mebusân Riyâseti Canibi Ȃlisi’ne irsal kıldı. İşbu İlgi (g) Kânunun Esbâbı Mucibe Lâyihasında Sadrâzâm İbrahim Hakkı şöyle dedi;
“İdârei zâilenin en ziyâde sui tesiri müeddi olan icraâtından biri de rütebi askeriyyenin keyfe mayeşâ tevzi ve tevcihi emrindeki mubâlâtsızlık olduğunu tasfiyei rütebi müeddi olan ahvâli ruhiyye irae ve isbat eder. Binaenaleyh dairei askeriyyece de her şeyden evvel emri terfi ve tasnifin bir “kânuna” ve kaidei fenniyyeye raptı düşünülerek tanzim edilen “nizamname” mukaddema Meclisi Alii Mebusâna takdim kılınmış ise de; “Meclisi Mebusân kâvânini asliyye ve feriyyeyi tetkik edip Nezâretlerin umuru mevdualarına müteallik nizâmât ve talimât gibi kânun kuvvetini hâiz olmayan ve umuma taalluk etmeyen lâyihaları tetkik edemiyeceği” beyâniyle ve olbabdaki mevaddı muaddele lâyihasıyle iade buyurulmuştu.”
“Halbuki vatanın haris ve muhafızı olan Kuvvei Askeriyye emri kumanda ve idâresinin ehline tevdiini kafil ve zamin olmak haysiyyetiyle ruh ve hayatı vatan ve millete taalluku olan bu misillu kavâid ve usulu muhimmenin bir şekli kânuni iktisap edebilmesi için tasdika iktiranı tahtı vucubda görülmüştür.”
18. Sadrâzâm İbrahim Hakkı’nın yukarıdaki 17’inci maddedeki beyânında sarâhaten görüldüğü üzere;
a. Harbiye Nezâreti, İlgi (g)’de mezkur 1910 Zâbitânın Terfi-i Rütbe Kânunnâme Lâyihasını; sâdece Harbiye Nezâretini ilgilendiren “Nizâmnâme” olarak hazırlanmış,
b. Mukaddema Meclisi Ȃlii Mebusâna takdim kılınmış,
c. Fakat; Meclisi Mebusân; kavânini asliyye ve feriyyeyi tetkik edip, Nezaretlerin umuru mevdualarına muteallik nizâmât ve talimât gibi kânun kuvvetini hâiz olmayan ve umuma taalluk etmeyen lâyihaları tetkik edemiyeceği” beyaniyle ve olbabdaki mevaddı muaddele lâyihasıyle iade buyurmuş.”
19. İlgi (g)’de mezkur 1910 Zâbitânın Terfi-i Rütbe Kânunnâme Lâyihası müzâkere edilmek üzere Meclisi Mebusân’a gönderilmedi ve hukuk tâbiri ile “kadük” oldu. TBMM ile yapdığım yazışmada; 1910 Zâbitânın Terfi-i Rütbe Kânunnâme Lâyihası müzâkere zabıtlarının TBMM arşivinde mevcut olmadığını da teyit etdim.
20. Netice itibarı ile; 01 Haziran 1910 târihli İhtiyât Zâbitânı Teşkilât Kânunu ile Osmanlı Ordusu (Orduyu Humâyun, Orduyu Osmânî, Berriye, Kara)’nda ilk defâ olmak üzere teşkil edilen “İhtiyât Zâbit” sınıfı “Kânun” ile teşkil edilmiş “meşru” bir asker sınıfıdır. Zabıt cerideleri de Meclis arşivinde mevcutdur.
Fakat “Nizâmnâme” şeklinde hazırlanan İlgi (b)’de mezbur 06 Ekim 1909 târihli Küçük Zâbit Mektebi ve Küçük Zâbit İbtidâî Mektebi Nizâmnâmesinin zabıt cerideleri Meclis arşivinde mevcut değildir. Osmanlı Ordusu (Orduyu Humâyun, Orduyu Osmânî, Berriye, Kara)’nda “Küçük Zâbit” sınıfını ilk defâ olmak üzere teşkil eden işbu İlgi (b)’de Nizâmnâme’nin hukukî durumuna gelince;
a. İşbu İlgi (b) Nizâmnâme düsturülamel olmak şöyle dursun, Meclisi Mebusân Riyâseti Canibi Ȃlisi’ne takdim bile edilmedi,
b. İlgi (e) yüksek lisans tezinde Kara Öğ.Yzb. Sadık TEKELİ’nin 1987 senesinde beyân etdiği üzere; işbu İlgi (b) Nizâmnâmeyi dönemin Harbiye Nâzırı Mahmut Şevket Paşa, Padişah Sultan Reşâd’ı ikna(!) etmiş ve irâdesi ile meriyyete koymuş
c. Harbiye Nâzırı Mahmut Şevket Paşa’nın yapdığı bu işlemin Kânûnî Esâsî’ye temelden aykırı bir tasarruf olduğunda şüphe yokdur,
ç. İlgi (b)’de mezbur 06 Ekim 1909 târihli Küçük Zâbit Mektebi ve Küçük Zâbit İbtidâî Mektebi Nizâmnâmesinin meriyyete konulması ve Harbiye Nezâretinin bu Nizâmnâmeye göre yapdığı tasarrufların tamamı Madde-53, 54 ve 55 olmak üzere Kânûnî Esâsî’ye temelden aykırıdır,
d. Bu cümleden olmak üzere; Meclis-i Meb’usan ve Meclis-i Âyân tetkik ve kabul etmeden icraâta konulan İlgi (b)’de mezbur 06 Ekim 1909 târihli Küçük Zâbit Mektebi ve Küçük Zâbit İbtidâî Mektebi Nizâmnâmesi;
21. İlgi (e)’de mezbur yüksek lisans tezinin ikinci sayfasında Kara Öğ.Yzb. Sadık TEKELİ; İlgi (b)’de mersum Küçük Zâbit Mektebi ve Küçük Zâbit İbtidâî Mektebi Nizâmnâmesi için 06 Ekim 1909 târihinde Padişah Sultan Reşad’ın iradei seniyyesinin alındığını bildirmiş. Fakat Yzb. TEKELİ;
a. İlgi (b) Nizâmnâmenin 1876 Kânûnî Esâsî Madde-54’e aykırı olduğunu,
b. Şekli kânuni iktisap etmediğini,
c. Bu sebepden dolayı da Harbiye Nezâretinin işbu Nizâmnâmeye müsteniden 1909 senesinde teşkil etdiği Ordu (Kara) “küçük zâbit” sınıfının “gayri meşru” bir asker sınıfı olduğunu anlayamamış!
ç. İlgi (e) yüksek lisans tezini kaynak alarak Kara Küçük Zâbit sınıfının târihcesini yazmaya tevessül eden EDOK Okullar Komutanlığı ve MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığı da Kara Öğ.Yzb. Sadık TEKELİ’nin 1987 senesinde yapdığı bu hatânın müteselsil kurbanları olmuşlar.
22. Askerî Yüksek İdâre Mahkemesi (AYİM) 1995 senesinde bir karâr vermiş. Astsubay sınıfının târihcesi hakkında verdiği işbu İlgi (ğ) karârında AYİM; 06 Ekim 1909 târihli İlgi (b) Küçük Zâbit Mektebi ve Küçük Zâbit İbtidâî Mektebi Nizâmnâmesi’ne atıf yapmamış!..
– Orduyu Dâimî Osmânî’de “küçük zâbit” sınıfını ilk defâ olmak üzere 1909 senesinde teşkil etdiği söylenen İlgi (b) Nizâmnâmeye, İlgi (ğ) karârında atıf yapmamasının sebebini AYİM’in nasıl izah edilebilir?
– “Astsubay” sınıfının târihini tetkik etdiği mezkur karârında AYİM’in atıf yapdığı mevzuâtın tamamının “Kânun” olması sâdece basit bir tesadüf mü?
İşbu dilekcemde beyân etdiğim bilgi, belge ve mevzuât muvacehesinde şüpheye yer bırakmayacak şekilde isbat etdiğim üzere,
İlgi (b) Nizâmnâme’ye 1995 senesinde AYİM’in işbu karârında itibar dahi etmemesinin sebebi şunlardır;
a. “Kânun Lâyihası şeklinde tanzim edilmemesi”,
b. “Kânun lâyihası şeklinde tanzim edilmemesinden dolayı da; 1876 Kânunî Esâsi Madde-54 mucibince “şekli kânunî istisap etmemesidir”.
23. İşbu dilekcemin;
Yukarıda görülen 22 maddeden mürekkep Birinci Bölümünde,
— 06 Ekim 1909 târihli İlgi (b) Küçük Zâbit Mektebi ve Küçük Zâbit İbtidâî Mektebi Nizâmnâmesi’nin hukuk tâbiri ile 1876 Kânûnî Esâsî nezdinde “kadük”; hüküm olarak da “keenlem yekûn” olduğunu,
—Harbiye Nezâreti’nin işbu İlgi (b) Nizâmnâme ile 1909 senesinde teşkil etdiği Ordu (Kara) “küçük zâbit” sınıfının da tavzih ve inkâr edilemez gerekcelerden dolayı Kânûnî Esâsî‘ye aykırı olarak teşkil edilmiş “gayri meşru” bir asker sınıfı olduğunu isbat etdim.
KARȂRNȂME—(1): 2/2295 Sayı ve 09 Nisan 1935 târihli Kararnâme. (Resmî Gazete Târihi: 22 Nisan 1935, Resmî Gazete Sayısı: 2984).
1935 sene 2590 Sayılı Kânunun Üçüncü Maddesi mucibince hazırlanan 2/2295 Sayılı İlgi (h) Karârnâme ile Kurucu Reisicumhur M. Kemâl ATATÜRK;
KȂNUN—(1): 2717 Sayı ve 18 Mayıs 1935 târihli Sevkiyât Erât ve Erbaşlarına Verilecek Yevmiyeler Hakkındaki 630 Numaralı Kânunun Birinci Maddesini Değiştiren Kânun. (İnikad-25, sayfa-118).
“KÜÇÜK ZÂBİT” SINIFI “ERBAŞ” SINIFIDIR.
İşbu dilekcemin aşağıda görülen 24’üncü Maddesini muhtevi İkinci Bölümünde;
— “Küçük zâbit” sınıfının “Erbaş” sınıfı olduğunu isbat edeceğim.
24. TBMM 18 Mayıs 1935 Cumartesi günü İnikad-25 ile içtima eyledi. Gündemdeki konulardan birisi de Sevkiyât Erât ve Erbaşlarına verilecek yevmiyeyi müzakere etmek idi. İnikad-25’de işbu müzakere şöyle cereyân etdi;
General Kâzım SEVÜKTEKİN (Diyarbekir) — Efendim, bunlar Heyeti Vekilede katiyet kesbetti.
Millî Müdafaa Encümeni Mazbata Muharriri General İhsan SÖKMEN (Giresun) — Evet öyledir.
Başkan — Maddeyi bu değişiklikle reye arzediyorum.
Kabul edenler … Etmeyenler … Kabul edilmiştir.
İşbu hakikâtin neticesi olmak üzere, 18 Mayıs 1935 târihinden evvelini kasderek yapılan atıflarda;
Ve dahi
Hem Türk askerî târihine atılan âdi bir iftirâdır hem de târih bilimindeki ifâde ile “anakronizmin” en dibidir.
Kovuşturduğu dâvaya esâs olması maksadı ile 1995 senesinde “astsubay” sınıfının târihini tetkik etdiği İlgi (ğ) karârında, 2717 Sayılı mezkur Kânuna atıf yapmamasının sebebini AYİM izah etmelidir. 2717 Sayılı işbu Kânunu “savsaklamak” sûreti ile AYİM, “küçük zâbit” sınıfının “astsubay” sınıfı ile aynı asker sınıfı olduğu yalanını söylemiş. Toptancı bir zihniyet ve ön yargı ile hareket etmesinin neticesinde söylediği bu yalan ile AYİM; hem “küçük zâbit” sınıfının hem de “astsubay” sınıfının târihine karşı itibâr suikastleri işlemiş!..
KȂNUN—(2): 5802 Sayı ve 02 Temmuz 1951 târihli Astsubay Kânun Tasarısı, Millî Savunma ve Bütçe Komisyonu Raporları.
Ve dahi
Osmanlıca “küçük zâbit” tâbirini de “erbaş” olarak “tebdil” etmiş idi.
Peki, TBMM’de yaşanan bu yaz-boz tiyatrosunda kim, hangi oyunu niye oynamış? 19 üyesinden 17’si tekâüd zâbit olan Millî Savunma Komisyon üyelerinin aslında Orduda muvazzaf iken emir-komuta etdiği ve;
5802 Sayılı Astsubay Kânununa ait 223 Sıra Sayılı tasarının Bütçe Komisyonu raporunda yer alan ve Millî Savunma Komisyonunun orgenerallik rütbesine kadar terfi eden subay üyeleri için utanç vesikası olan bu hukukî ve târihî tesbitler bize, bugün şunları isbat etmekdedir;
Millî Savunma Komisyonuna şedit bir tokat gibi bir şerh ortaya koymuş. TBMM’nin temiz vicdânı, askerî târihimizin hâmisi olan ve TBMM Komisyon târihine altın harfler ile yazılacak mersum raporunda Bütçe Komisyonu şöyle demiş;
1059 Sayılı İlgi (j) Kânun ile 1927 senesinde teşkil edilen Piyâde “küçük zâbit” sınıfının târihî istihâlesi şöyle olmuş;
1935 senesinde tasvip buyurduğu Rütbe ve Birliklerin Öz Türkçe Karşılıkları isimli kitabda ATATÜRK;
İşbu hakikâtin neticesi olmak üzere;
Yeri gelmiş iken; işbu dilekcenin sahibi ben Şükrü IRBIK;
“Küçük zabit” olarak tesmiye edilen asker sınıfının Osmanlı askerî teşkilâtına duhûl eylediği târih hakkında bir yalanı daha burada zâil edecek hakikâti ilk defâ olmak üzere beyân edeceğim.
İlgi (a) bağlantıda münteşir târihcesinde MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokulu şöyle diyor;
Târih bilimi her şeyden evvel, ismi ile müsemma olduğu üzere; târih (gün, ay, sene) ile yazılır. Fakat İlgi (a) bağlantıda münteşir târihcesinin ilk satırında görüldüğü üzere MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokulu;
a. “İlk başlarda” tâbiri ne zamân başladığını kendisinin bile bilmediği “Fî târihinde” Osmanlı Ordusunda “astsubay” isimli bir asker sınıfının mevcut ve müstahdem olduğunu yalanını söylemiş. Taş devrinden bile söz edilse, yazılan târih, böylesine muğlak ve bulanık bir ibâre ile başlayamaz. Bu beyân; târih ahlâkı açısından en hafif tâbiri ile hem filfilli bir yalan hem de târih biliminde “anakronizmin” en dibidir. MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokulu; “astsubay” tâbirinin Türk askerî mevzuâtına 5802 Sayılı Astsubay Kânunu ile 1951 senesinde dâhil edildiğini ben Şükrü IRBIK’dan mı öğrenecek?
b. 5802 Sayılı Astsubay Kânunu ile 1951 senesinde teşkil edilen “astsubay” sınıfının; Ordumuzun “orta kademe” yönetici ve “teknisyeni” olduğu yalanını târihimizde ilk defâ olmak üzere; 2009 senesinde neşretdiği İlgi (a) kitabında söyleyen EDOK Okullar Komutanlığıdır. Bu yalanını bir şedit bir şamar gibi yüzüne vurmak üzere gönderdiğim 01 Haziran 2020 târih ve 2002608161 Sayılı CİMER dilekceme verdiği cevabında EDOK Okullar Komutanlığı ne hazindir ki hiçbir hukukî ve târihi mesnedi olmayan şu cevabı gönderdi;
“Başvuruda bahsi geçen, 2009 basım tarihli “Astsubay Okulları Tarihi” isimli kitabın akademik bir yayın olmadığı, “tanıtım maksadıyla” basılan askeri bir yayın olduğu tespit edilmiştir.”
Görev tanımında mevcut olmadığından dolayı sözde “tanıtım maksadı ile” yayınladığını beyân etdiği mezkur kitap ile EDOK Okullar Komutanlığı; yalan-yanlış, uydurma ve asılsız bilgiler ile askerî târihimizi çarpıtdığının farkında bile değil! Yazıklar olsun sizlere… Meselenin daha vahim vechesi ise şudur; EDOK Okullar Komutanlığının bu yalanlarını MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının hukukî ve târihi hakikâtler imiş gibi emir telakki etmesidir. MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokulu Komutanı 926 Sayılı TSK Personel Kânunu Ek Madde-21’i okumaya lütfeder ise şâyet, 5802 Sayılı Astsubay Kânunu ile 1951 senesinde teşkil edilen ve “astsubay” olarak tesmiye edilen asker sınıfının; Ordumuzun “orta” kademesinde değil fakat “ast komuta” kademesinde, üsdelik “subay yardımcısı” olarak görev yapdığını kolayca öğrenebilir.
Osmanlı Ordusunda “küçük zâbit” olarak tesmiye edilen asker sınıfının mevcut olduğuna dâir MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının söylediği yalana gelince;
a. “Küçük zâbit” olarak tesmiye edilen asker sınıfının Osmanlı Ordusunda hiçbir zaman mevcut, müesses ve müstahdem olmadığını,
b. Mezkur “küçük zâbit” asker sınıfını Osmanlı asker teşkilâtında ilk defâ olmak üzere teşkil eden 31 Mart darbecisi Harbiye Nâzırı Mahmut Şevket Paşa’nın Meclisdeki şu beyânı ile isbat edeyim.
Mahmut Şevket Paşa (Harbiye Nâzırı);
(…) “Türk Zâbit Mekâtibinin tesisi için para istediler. Küçük Zâbitân Mektebi yok mu idi dersiniz? Maatteessüf yok idi. Bir Orduda iki zâbitân vardır; birisi asıl zâbitân heyeti, birisi de küçük zâbitân heyetidir. Osmanlı Ordusunda teessüf ederim ki, bugüne kadar Küçük Zâbitân Heyeti yoktur. Vâkıâ, Çavuş, Bölük Emini, Başçavuş denilen şeyler vardır fakat lafzî idi. Mânen Küçük Zâbit değildir.”
“Çünkü efrad ile beraber terhis olunurlardı. Onların içinde en zekileri ve beceriklilerine sen çavuşsun, başçavuşsun deniliyordu. Küçük Zâbit 12-15 sene hizmet etmeli ki, Küçük Zâbit Mektebinde tahsil etmeli ki, Küçük Zâbit olabilsin. Biz bunu, Devri Sâbıka da nazârı dikkate aldık. Defaatla teklif ettik, fakat düşününüz haysiyyeti Hükümeti ki, Zâbitânın mektepli olmasını istemiyor. Nerede kaldı ki, Küçük Zâbitânı mektepden yetiştirsin. İşte bu fikir, Devri Sâbıkta Küçük Zâbitân heyeti teşkiline mâni oldu; fakat Meşrutiyet teessüs eder etmez can attık, bu mektepleri tesis ettik.”
Burada hatırlatmak isdediğim husus da şudur; 31 Mart darbecisi Mahmut Şevket Paşa’nın tesis etmek için “can attığını” Meclis’de zımnen itirâf etdiği “küçük zâbit mekteblerini” Sevr Andlaşmasının 168’nci maddesi ile düşman devletler 1920 senesinde Osmanlı Devletine dayatmış idi. “Küçük zâbit mekteblerinin” tesis edilmesi konusunda Harbiye Nâzırı darbeci Mahmut Şevket Paşa’nın düşmân devletler ile birlikde olup ekmeğini yediği Osmanlı Devletine karşı cephe almış olması da ibretlik vak’a olarak târihimizde ilk defâ olmak üzere bu dilekcemizde ortaya çıkıyor.
A — “KARA ASTSUBAY” SINIFI “KARA GEDİKLİ ERBAŞ” SINIFINDAN “TENSİK” EDİLDİ;
KȂNUN—(1): 5802 Sayı ve 02 Temmuz 1951 târihli Astsubay Kânûnu. (Temel Kânun).
İşbu dilekcemin şu an okuduğunuz üçüncü bölümde;
Kara “Astsubay” sınıfının Ordu (Kara) “Gedikli Erbaş” sınıfından tevârüs etdiğini isbat edeceğim.
Cârî askerî mevuzâta göre bugün Kara Muvazzaf “Astsubay” olarak tesmiye etdiğimiz asker sınıfının “Kara Gedikli Erbaş” sınıfından tevârüs/tensik etdiğini tavzih etmek için, târihde geriye doğru bir kânun dizin taraması yapacağım.
Bu maksat ile dizin taramasına tabi tutacağım 7 adet Kânunun Sayıları şunlar; 5802, 5619, 2717, 2505, 2112, 1255 ve 1107.
TBMM 5802 Sayılı Astsubay Kânununu 02 Temmuz 1951 târihinde kabul etdi. İşbu 5802 Sayılı Astsubay Kânunu’nun meriyyete konulması ile 1951 senesinde;
a. Türkiye Cumhuriyeti Ordusunun; kara, deniz ve hava kuvvetleriyle jandarma ve gümrük koruma’da “astsubay” olarak tesmiye edilen yeni bir asker sınıfı “teşkil” edildi. (Madde-1).
b. Mezkur “astsubay” sınıfının “teşkil” edilmesi ile birlikde; 5619 Sayılı Gedikli Erbaş Kanunu ile daha bir sene evvel, 1950 senesinde “teşkil” edilen “gedikli erbaş” sınıfı “feshedildi,” 5619 Sayılı Gedikli Erbaş Kanunu da yürürlükten kaldırıldı. (Madde-32).
c. 5802 Sayılı işbu Astsubay Kânununun yürürlüğe girmesinden evvel “gedikli erbaş” olarak yetiştirilmiş ve yetiştirilmekte olan askerî şahıslara da “astsubay” denildi. (Geçici Madde-1).
ç. Muhtelif Kânunlarda geçen “gedikli erbaş” adı “astsubay” olarak değiştirildi. (Geçici Madde-1).
d. 5802 Sayılı Astsubay Kânununun 02 Temmuz 1951 târihinde kabul edilmesi ile birlikde “astsubay” kelimesi askerî mevzuâta ilk defâ olmak üzere dâhil edildi. “Kara Astsubay” sınıfı hakkında bugüne kadar makâle, târihce ve yüksek lisans tezleri yazan sözde târihciler; 1951 senesinden evvelki dönemi kast ederek “astsubay” kelimesini kullanıyorlar. Mevzuâtda yer alan her kelime ve tâbirin Kânununa ve kendi dönemine ait anlamı ve hususiyeti vardır. Bir başka ifâde ile her kelime ve tâbirin kendine ait doğum-ölüm dönemi, hükümü ve anlamı vardır. Bu hükümü ve anlamı da kelimenin yaşadığı dönem içinde söz konusu olabilir. Bu hakikâtin tabii neticesi olarak; ATATÜRK’e “padişah” denilemeyeceği gibi padişaha da “reisicumhur” denilemez. Subaylar bügün kendilerine “zâbit” diyor mu? Bu cümleden olmak üzere; askerî ıstılâha “astsubay” kelimesinin dâhil edildiği 1951 senesinden evvelki dönemi kast ederek “astsubay” kelimesini kullanmak târih biliminde en hafif tâbiri ile “anakronik” bir hatâdır. Askerî târihimizde bu hatâyı ilk defâ olmak üzere Kara Öğ.Yzb. Sadık TEKELİ 1987 senesinde yazdığı yüksek lisans tezinde yapmış.
“Kara astsubay” sınıfının “Kara gedikli erbaş” sınıfından “tensik” edildiğini tevsik etmek üzere 5802 Sayılı Astsubay Kânunu’nun yukarıda görülen hükümleri yeterlidir.
KȂNUN—(2): 5619 Sayı ve 23 Mart 1950 târihli Gedikli Erbaş Kânûnu.
TBMM 5619 Sayılı Gedikli Erbaş Kânununu 23 Mart 1950 târihinde kabul etdi ve meriyyete koydu. 5619 Sayılı işbu Gedikli Erbaş Kânunu’nun meriyyete konulması ile 1950 senesinde;
a. “Gedikli küçük zabit” ve “gedikli erbaş” sınıfları hakkında vaz edilen aşağıdaki kânunlar “ilga” edildi;
KȂNUN—(3): 2717 Sayı ve 18 Mayıs 1935 târihli Sevkiyât Erât ve Erbaşlarına Verilecek Yevmiyeler Hakkındaki 630 Numaralı Kânunun Birinci Maddesini Değiştiren Kânun. (İnikad-25, sayfa-118).
Yukarıda görülen 2717 Sayı ve 18 Mayıs 1935 târihli Kânun 1935 senesinde İnikad-25 ile TBMM’de müzâkere edilir iken,
Diyarbekir mebusu General Kâzım SEVÜKTEKİN’in müzâkere esnâsında yapdığı teklif ile;
a. “Gedikli küçük zâbit” tâbiri yerine “Gedikli erbaş” tâbiri kullanıldı.
b. 2717 Sayılı işbu Kânun T. C. Ordusunda “Gedikli erbaş” olarak tesmiye edilen yeni asker sınıfının kuruluş Kânunudur.
KȂNUN—(4): 2505 Sayı ve 11 Haziran 1934 târihli Gedikli Küçük Zâbit Membalarına Dâir Kânun.
(T).B.M.M. Yüksek Reisliğine 13 Mayıs 1934 târihinde verdiği Kânun teklifinin Esbâbı Mucibesinin 13’üncü Maddesinde dönemin Başvekili İsmet (İNÖNÜ) şöyle dedi;
13 —1001 ve 1446 ve 1675 numaralı kânunlardaki hükümler bu kanunda toplanmış olduğundan mezkûr kânunlar “ilga” edilmiştir.
2505 Sayılı Kânun Madde-13’de sözü edilen 1001 Sayılı Kânun, “gedikli küçük zâbit” olarak tesmiye edilen asker sınıfını Ordu (Kara)’da ilk defâ olmak üzere 1927 senesinde teşkil eden Temel Kânundur.
KȂNUN—(5): 2112 Sayı ve 01 Nisan 1933 târihli 12 Eylül 1330 târihli Askerî Tayinât ve Yem Kânunu Muvakkatine Müzeyyel 23 Mayıs 1928 târih ve 1325 Numaralı Kânunun Birinci Maddesini Tâdil Eden Kânun.
2112 Sayılı Kânunun aşağıda görülen Madde-1 ile; Kara Gedikli Küçük Zabit ile ihzarî mektepleri talebesinin yevmi tayinâtı tesbit ve tayin edildi.
Yukarıda görülen 2112 Sayılı Kânun; “Kara Gedikli Küçük Zabit” ibâresinin geçdiği ilk Kânundur.
KȂNUN—(6): 1255 Sayı ve 21 Mayıs 1928 târihli Gedikli Küçük Zâbit İhzârî Mektepleri Talebesinin Maaşları Hakkında Kânun.
1255 Sayılı Kânunun aşağıda görülen Birinci Maddesi ile 1928 senesinde TBMM; Gedikli Küçük Zabit ile ihzarî mektepleri talebesinin yevmi tayinâtını tesbit ve tayin etdi.
BİRİNCİ MADDE — Gedikli küçük zabit ihzarî mektepleri talebesinin maaşı aslileri on beş kuruş olup tahsisatı fevkalâdeleri tahsisatı fevkalâde kararnamesine müzeyyel 9 Mart 1388 tarih ve 200 numaralı kanun mucibince verilir.
KȂNUN—(7): 1107 Sayı ve 05 Temmuz 1927 Târihli Küçük Zabitan Maaşatı Hakkındaki 22 Nisan 1341 Târih ve 648 Sayılı Kânuna Müzeyyel Kânun.
“Küçük zâbit” sınıfının maaş ve harcırah tahsisâtı hakkında 1927 senesinde TBMM’nin vaz etdiği 1107 Sayılı işbu Kânunun Birinci Maddesi ile;
a. “Kıdemli küçük zâbit” unvânı “gedikli küçük zâbit”e ve
b. “Kıdemsiz küçük zâbit” unvânı da “küçük zâbit“e tebdil edildi.
B — “KARA GEDİKLİ ERBAŞ” SINIFI “ORDU GEDİKLİ KÜÇÜK ZȂBİT” SINIFINDAN “TENSİK” EDİLDİ;
KȂNUN: 1001 Sayı ve 09 Nisan 1927 târihli Gedikli Küçük Zâbit Membalarına Dair Kânûn.
Büyük Millet Meclisi Riyâseti Celilesine verdiği 8 Mart 1927 târih ve 1/1088 Sayılı Kânun Lâyihasının Esbâbı Mucibesinde,
Dönemin Başvekili İsmet (İNÖNÜ) Ordu (Kara) “Gedikli küçük zâbit” sınıfının teşkil gerekcesini aşağıda görülen şu tek cümle ile ifâde etdi;
SEKİZİNCİ MADDE — İşbu kanun tarihi neşrinden muteberdir. Buna muhalif kavanin ve nizamat ahkâmı mülgadır.
İşbu dilekcenin sahibi ben Şükrü IRBIK;
a. 06 Ekim 1909 târihli İlgi (b) Küçük Zâbit Mektebi ve Küçük Zâbit İbtidâî Mektebi Nizâmnâmesi’nin hukuk tâbiri ile “kadük”; hüküm olarak da “keenlem yekûn” olduğunu isbat etdim,
b. Harbiye Nezâreti’nin işbu İlgi (b) Nizâmnâme ile 1909 senesinde teşkil etdiği Ordu (Kara) “küçük zâbit” sınıfının 1876 Kânûnî Esâsî’ye aykırı olarak teşkil edilmiş “gayri meşru” asker sınıfı olduğunu isbat etdim.
— “Küçük zâbit” (Küçük Subay) sınıfının “Erbaş” sınıfı olduğunu isbat etdim.
a. “Kara Astsubay” sınıfının “Kara Gedikli Erbaş” sınıfından tevârüs etdiğini isbat etdim.
b. “Kara Gedikli Erbaş” sınıfının da “Ordu Gedikli Küçük Zâbit” sınıfından tevârüs etdiğini isbat etdim.
Cârî askerî mevuzâta göre bugün Kara Muvazzaf “Astsubay” olarak tesmiye etdiğimiz asker sınıfı “Ordu Gedikli Küçük Zâbit” sınıfından tevârüs etmekdedir. Bu hakikâtin tabii neticesi olmak üzere; 06 Ekim 1909 târihli İlgi (b) Nizâmnâme ile teşkil edilen “Ordu küçük Zâbit” sınıfını esâs olarak alan İlgi (a) bağlantıda münteşir Kara Astsubay Okulu târihcesinin; işbu dilekcemde ilk defâ olmak üzere beyân etdiğim bilgi, belge ve Kânunlar kapsamında yenide yazılması zarureti vardır. Bu itibar ile cârî askerî mevzuâta göre;
a. Kara muvazzaf “astsubay” olarak tesmiye edilen asker sınıfına memba teşkil eden “Ordu gedikli küçük zâbit” sınıfı 1001 Sayılı Kânun ile 1927 senesinde teşkil edilmiş,
b. “Kara astsubay” sınıfını teşkil eden 1001 Sayılı Kânunu 1927 senesinde imzâlayan ve yüksek tasdikden geçiren de Kurucu Reisicumhur M. Kemâl ATATÜRK’dür,
c. Dokuzuncu Maddesi mucibince 1001 Sayılı mezbur Kânunun icrâyi ahkâmına ise Reisicumhur M. Kemâl ATATÜRK Millî Savunma Bakanı (Müdafaai Milliye Vekili)’ni memur etmiş.
ç. Sekizinci Maddesinde tebliğ edildiği üzere; merkum 1001 Sayılı Kânun, 20 Nisan 1927 Çarşamba günü muteber olmuş. Bu hakikâtin tabii neticesi olarak “Kara muvazzaf astsubay” sınıfının kuruluş târihi de 20 Nisan 1927 Çarşamba günüdür.
d. İşbu dilekcemde beyân etdiğim 1001, 2717, 5619 ve 5802 Sayılı Kânunlarda geçmişden günümüze doğru yapılacak kısa bir dizin taraması ile “Kara Muvazzaf “Astsubay” sınıfının yeni târihcesi kolayca yazılabilir.
a. İcrâyı ahkâmına Reisicumhur M. Kemâl ATATÜRK memur etdiği Millî Savunma Bakanının 1001 Sayılı mezkur Kânunun gereğini yaparak; “Kara Muvazzaf “Astsubay” sınıfının yeni târihcesini 20 Nisan 1927 Çarşamba günü olacak şekilde “tashih” etmesini,
b. Neticesini İlgi (k) Kânun muvacehesinde tarafıma bildirmesini,
Millî Savunma Bakanlığından saygılarım ile arz eylerim.03.02.2023. 2300564149.
Şükrü IRBIK
EK: MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokuluna ait (https://www.kkk.tsk.tr/okullar/kkamyo/hakkinda/tarihce.html) isimli bağlantıda münteşir MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokulu Târihcesi.
* * *
EK: MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokuluna ait (https://www.kkk.tsk.tr/okullar/kkamyo/hakkinda/tarihce.html) isimli bağlantıda münteşir MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokulu Târihcesi. (İndirme tarihi 01 Şubat 2023, Çarşamba saat 13:41).
— “1909 yılında çıkarılan bir “ nizamname ” ile subay eğitiminde olduğu gibi “astsubay” eğitiminin de modern yöntemlerle yapılabilmesi için Osmanlı Devleti’nin yedi ordu bölgesinde (İstanbul, Konya, Selânik, Sivas, Halep, Bağdat, Yemen) ilkokul düzeyinde “Küçük Zabit İptidaî Mektepleri” açılmıştır.”
(https://www.kkk.tsk.tr/kkksablonmaster/header/hizmetler/okullar/KKAMYO/hakkinda/tarihce.html)
* * * * *
CİMER Başvuru Cevabı
Translate message to: English | Never translate from: Turkish
C
cimer_bilgi@cimer.gov.tr
To:You
Fri 2/24/2023 5:09 PM
Sayın ŞÜKRÜ IRBIK, T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER)’ne yapmış olduğunuz 2300564149 sayılı başvurunuz 24.02.2023 tarihinde cevaplanmıştır* Cevap Metni:
Eldeki veriler ve gerekçede verilen bilgiler incelenmiş; kuruluş tarihine ilişkin herhangi bir değişiklik yapılmasına gerek olmadığı uygun görülmüştür.
Bilgilendirme Notu: 4982 Sayılı Bilgi Edinme Kanunu kapsamında hazırlanan bu yazı “Kanunda ve Yönetmelikte belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde erişilen bilgi ve belgeler ticari amaçla çoğaltılamaz, kullanılamaz, erişimi sağlayan kurum ve kuruluştan izin alınmaksızın yayınlanamaz. Bu madde hükmüne aykırı olarak erişilen bilgi ve belgeleri ticari amaçla çoğaltanlar, kullananlar veya yayınlayanlar hakkında kanunların cezai ve hukuki sorumluluğa ilişkin hükümleri uygulanır.” Hükmü doğrultusunda değerlendirilerek başka amaçlarla kullanılmamalıdır.
* Başvurunuz MİLLİ SAVUNMA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ > KARA ASTSUBAY MESLEK YÜKSEKOKULU MÜDÜRLÜĞÜ tarafından cevaplanmış olup cevap içeriğine ilişkin hukuki sorumluluk cevap veren kuruma aittir.
|
* * * * *
Aşağıda gördüğünüz CİMER dilekcemde;
Kara astsubay sınıfının;
“Teşkil târihi hakkında kânuna aykırı işlem tesis etdiği için”
Hakkında idârî yargı dâvası açacağımı
Millî Savunma Bakanlığına bildirdim.
* * *
10 Mart 20223 târih, 2302270591 Sayı ve
“Kara Astsubay Sınıfının Kuruluş Târihi Hakkında” konulu CİMER dilekcem.
* * *
MİLLÎ SAVUNMA BAKANLIĞINA
ANKARA
09 Mart 2023
KONU: Kara Astsubay Sınıfının Kuruluş Târihi Hakkında.
İLGİ: (a) 03 Şubat 2023 târih ve 2300564149 Sayılı CİMER dilekcem.
(b) MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokuluna ait (https://www.kkk.tsk.tr/okullar/kkamyo/hakkinda/tarihce.html) isimli bağlantıda münteşir Târihce.
(c) 4982 Sayı ve 09 Ekim 2003 târihli Bilgi Edinme Hakkı Kânunu.
(ç) MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokul Müdürlüğünün 24 Şubat 2023 Cuma gün ve 5:09PM saatli e-posdası.
(d) 4752 Sayı ve 11 Nisan 2002 târihli Astsubay Meslek Yüksek Okulları Kânunu.
1. CİMER vasıtası ile gönderdiğim İlgi (a)’da mezkur 2300564149 Sayılı dilekcem MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokulu târihcesi hakkındadır. 03 Şubat 2023 târihli işbu İlgi (a) dilekcem ile; İlgi (b) bağlantıda münteşir MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokulu târihcesinde mevcut olan târihî, askerî ve hukukî tenâkuzları mevzuâtı muvâcehesinde tek tek ifşâ ve isbat etdim.
2. İşbu İlgi (a) dilekcemin “TALEP” başlığı altında ise;
a. İcrâyı ahkâmına Reisicumhur M. Kemâl ATATÜRK memur etdiği Millî Savunma Bakanının 1001 Sayılı mezkur Kânunun gereğini yaparak; “Kara Muvazzaf “Astsubay” sınıfının yeni târihcesini 20 Nisan 1927 Çarşamba günü olacak şekilde “tashih” etmesini,
b. Neticesini İlgi (c) Kânun muvâcehesinde tarafıma bildirmesini,
Millî Savunma Bakanlığından talep etdim.
3. İlgi (a) dilekceme MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokul Müdürlüğü 24 Şubat 2023 târihinde İlgi (ç) ile (bugün) cevap gönderdi. Sûreti EK’de görülen mersum cevâbında MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokul Müdürlüğü şöyle demekdedir;
“Eldeki veriler ve gerekçede verilen bilgiler incelenmiş; kuruluş tarihine ilişkin herhangi bir değişiklik yapılmasına gerek olmadığı uygun görülmüştür.”
4. Tamamı bir tek cümleden mürekkep olan işbu İlgi (ç) cevâbında MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokul Müdürlüğü;
a. İlgi (a) dilekcemin “TALEP” başlığı altında yer alan; İcrâyı ahkâmına Reisicumhur M. Kemâl ATATÜRK‘ün memur etdiği Millî Savunma Bakanının 1001 Sayılı mezkur Kânunun gereğini yaparak “Kara Muvazzaf “Astsubay” sınıfının yeni târihcesini 20 Nisan 1927 Çarşamba günü olacak şekilde “tashih” etmesi konusundaki talebime karşılık olarak kendi karşı tezini ileri sürememiş,
b. Sâdece “eldeki veriler“ ibâresi ile ifâde edebildiği; hiçbir târihî, askerî ve hukukî belge/mevzuâta istinâd etmeyen bu ifâdesi ile mezkur talebimi gerekcesiz olarak reddedmiş.
5. MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokul Müdürlüğünün görev ve yetkisi İlgi (d) Kânun ile tavzih ve tahdid etdilmişdir. Mezbur Kânuna göre; MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokul Müdürlüğünün Kara Astsubay sınıfı hakkında yazılmış uydurma târihceyi “uygun görme” görevi ve yetkisi yokdur. Bu cümleden olmak üzere; Kara Astsubay sınıfının târihcesinin yazılması konusunda MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokul Müdürlüğünün 1001 Sayı ve 09 Nisan 1927 târihli Gedikli Küçük Zâbit Membalarına Dair Kânûna aykırı hüküm ve işlem tesis etdiğinde şüphe yokdur.
6. Deniz Harp Okulunun târihinin yazılmasında; Deniz Kuvvetleri Komutanlığının kânuna karşı yapdığı hileden ve yalan beyândan dolayı Millî Savunma Bakanlığı hakkında idârî yargıda dâva başlatdım. Bu hakikâtden hareket ile; MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokul Müdürlüğünün görev ve yetkisini aşarak mezkur 1001 Sayılı Kânun hilâfına işlem tesis etmesi hasebi ile Millî Savunma Bakanı aleyhine idârî yargıya başvuracağımdan;
a. İşbu dilekcemi e-devlet CİMER’e yüklemesini,
b. MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokul Müdürlüğü’nün İlgi (ç) yazısında “eldeki veriler” ibâresi ile beyân etdiği belge/mevzuâtın tamamının künyesini İlgi (c) Kânun kapsamında tarafıma göndermesini,
Millî Savunma Bakanlığından saygılarım ile arz eylerim.09.03.2023. 2302270591.
Şükrü IRBIK
EK: MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokul Müdürlüğünün 24 Şubat 2023 Cuma gün ve 5:09PM saatli e-posdası. (Hemen yukarıdaki sayfada mevcut olduğu için Ek’de görülen bu dilekcemi buraya eklemedim.)
* * *
Yukarıda gördüğünüz CİMER dilekceme,
MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokul Müdürü
Aşağıdaki cevabı gönderdi.
* * *
MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokul Müdürlüğünün
31 Mart 2023 Cuma gün ve 4:59PM saatli e-posdası.
* * *
CİMER Başvuru Cevabı
Translate message to: English
Never translate from: Turkish
C
To: You
Fri 3/31/2023 4:59 PM
Sayın ŞÜKRÜ IRBIK, T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER)’ne yapmış olduğunuz 2302270591 sayılı başvurunuz 31.03.2023 tarihinde cevaplanmıştır* Cevap Metni: 06 Şubat 2023 tarihli ve 2300564149 sayılı CİMER başvurunuza Kr.Asb. MYO Md.lüğü tarafından 24 Şubat 2023 tarihinde cevap verilmiştir. 08 Mart 2023 tarihli ve 2302270591 sayılı başvurunuz incelenmiş olup, söz konusu talebinize 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun 7’nci maddesi “Kurum ve kuruluşlar, ayrı veya özel bir çalışma, araştırma, inceleme ya da analiz neticesinde oluşturulabilecek türden bir bilgi veya belge için yapılacak başvurulara olumsuz cevap verebilirler.” esasları gereğince herhangi bir işlem tesis edilememiştir.
Bilgilendirme Notu: 4982 Sayılı Bilgi Edinme Kanunu kapsamında hazırlanan bu yazı “Kanunda ve Yönetmelikte belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde erişilen bilgi ve belgeler ticari amaçla çoğaltılamaz, kullanılamaz, erişimi sağlayan kurum ve kuruluştan izin alınmaksızın yayınlanamaz. Bu madde hükmüne aykırı olarak erişilen bilgi ve belgeleri ticari amaçla çoğaltanlar, kullananlar veya yayınlayanlar hakkında kanunların cezai ve hukuki sorumluluğa ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü doğrultusunda değerlendirilerek başka amaçlarla kullanılmamalıdır.
* Başvurunuz MİLLİ SAVUNMA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ > KARA ASTSUBAY MESLEK YÜKSEKOKULU MÜDÜRLÜĞÜ tarafından cevaplanmış olup cevap içeriğine ilişkin hukuki sorumluluk cevap veren kuruma aittir.
|
* * *
MSÜ Astsubay Meslek Yüksek Okulları Yönetmeliği,
Müdürün görevini şöyle târif etmiş;
MADDE 14 – (1) Astsubay meslek yüksekokulu müdürü Rektöre bağlı olup astsubay meslek yüksekokulundaki eğitim ve öğretim, “ araştırma ”, bilimsel etkinlik ve yayım “ faaliyetlerinin yürütülmesinden ” aşağıdaki hususlarda yetkili ve “ sorumludur. ”
|
Fakat bana gönderdiği yukarıdaki cevabından öğreniyorum ki;
Meğerse MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokul Müdürü,
Örün sayfasında yayınladığı “kara astsubay” sınıfının târihcesini,
Hiçbir “ araştırma ” yapmadan yazmış!..
Yuh olsun sana, müdür, be!..
* * *
“Kara astsubay” sınıfının;
“Küçük zâbit” isimi ile ve “1909 senesinde kurulduğu” yalanını söylediği için
Mahkemeye vereceğimi bildirdiğim dilekcemi alınca
MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokul Müdürü yolu hemen yokuşa vurdu ve su kaynatdı…
MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokul Müdürünün yukarıda gördüğünüz cevabı
Türk askerî târihi ve dünyâ târih bilimi adına târifsiz bir utanç ve silinmez kara bir lekedir.
Müdürü olduğu Kara Astsubay Meslek Yüksekokulunun târihi hakkında
MSÜ Kara Astsubay Meslek Yüksekokul Müdürünün bu cevabını,
Eski Tüfek ben Şükrü IRBIK
Nâmuslu ve bilim ahlâkı ile mücehhez târihcilerin temiz vicdânına emânet ediyorum.
* * *
ATATÜRK sonrası Cumhuriyet döneminde biz vatandaşlar;
15 Temmuz tiyatrosundan sonra ise;
* * *
Vatandaşı “subay vesâyetinden” kurtarmayı vaad ederek
Devleti ele geçiren siyâsî güruh,
Hükûmeti idâre etmenin tadına varınca
Bu kez de kendileri;
Ve dahi
* * *
Ben bu hakikâti anladığımda,
“SiyâsÎ vesâyetin” feriştahını târif edecek bir söz bulmayı düşünür iken
Mehmet ȂKİF’in Vâiz Kürsüde isimli şiirinden şu mısra geldi, aklıma;
Hudâ’yı kendine kul yaptı,
Kendi oldu Hudâ
Şükrü IRBIK
(E) SG Tls.Asb. III Kad.Kd.Bçvş.
Evvelki bölümleri ve kısımları okumak için resimleri tıklayınız
|