Dolar 34,2398
Euro 37,6309
Altın 2.920,13
BİST 9.109,34
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 28°C
Az Bulutlu
Ankara
28°C
Az Bulutlu
Paz 24°C
Pts 24°C
Sal 26°C
Çar 25°C

TÜRKİYE’DE ASSUBAYLIĞIN TARİHSEL GELİŞİMİ-3

"Yazarların yazıları kendi düşünce ve sorumluluklarını taşır"
29/07/2012 10:49 PM
3

Turkiyede-Assubayligin-Tarihsel-Gelisimi-3

TARİH OLAY
9/10.Ocak.1975 Eskişehir’de mevcut, tüm Hava Kuvvetleri Birlikleri işe gitmeme ve pasif direniş eylemi gerçekleştirerek, yapılan haksızlıkları protesto ederler. Eskişehir’de F-4 (Fantom) M.T.D. Elektronik Silah Oryantasyon Kursu, kursiyer assubayları da bu eylemlere katılırlar.
9/15 Ocak 1975 Balıkesir, Diyarbakır, Mürted, Ankara, Merzifon ve Malatya’da 9-15 Ocak tarihleri arasında geniş çaplı pasif direnişler uygulamaya konulur.
11/14.Ocak.1975 Genkur Ges K.lığı 1. Elk. Brl. K.lığı’nda görevli assubaylar ve onlarla dayanışma gösteren sivil memurlar iş yavaşlatma eylemi (vardiyalı çalıştığından hafta sonu tatili söz konusu değil) yaparlar.
11 Ocak 1975 11oca75-hurriyetHürriyet Gazetesi birinci sayfasından 6 sütun olarak “Assubaylar Yan Ödemeyi Az Buldu” ana başlığı ile haber yayınlar. Astsubayların bu olay nedeni ile harekete geçip “Assubaylar Birliğini” kurduklarını manşetten verir. Bu asparagas haber için harekete geçilir ve derhal yalanlanır.
12/15.Ocak.1975 1 ve 2. Hava Üs Taktik Komutanlığı bağlısı birliklerde görevli 2500 Hava Assubayı ile 30 Deniz Assubayı’nın katılım gösterdiği ve 9-12 Ocak tarihleri arasında geniş çaplı olarak uyguladıkları işe gitmeme ve iş yavaşlatma eylemleri büyük ses getirir. Kayseri’de Hava Kuvvetleri bağlısı birliklerde 3 gün işe gitmeme eylemi gerçekleştirilir. Daha sonradan Hava-İş sendikası liderliğine kadar ilerleyen Hava Assubayı Atılay Ayçin, bu eylemlerde başı çeker. Bu nedenle de ordu ile ilişiği kesilir.
13/15.Ocak.1975 Bandırma, 6. Ana Jet Üs K.lığı bağlısı birlikler, 13 Ocak günü Assubay Gazinosunda toplantı yaparlar ve arkasından, 14-15 Ocak tarihlerinde iki günlük işe gitmeme eylemini (525 Hava ve Deniz Assubayı) gerçekleştirirler. 301. Deniz Hava Filosu’nda görevli Deniz Assubayları da bu eylemin içinde yer alır. Gölcük bölgesinde Deniz Assubayları tarafından bireysel tepkiler ortaya konulur ve pasif direnişler yapılır.
18 Ocak 1975 Assubay eşleri, Ankara’da Ulus’tan Kızılay’a kadar yürüdü. Sıhhiye’de kurulan polis barikatını geçmeyi başardılar ve seslerini tüm ülkeye duyurdular. Yine arbede çıktı, eşler coplandı. Kortejin kenarında duran assubaylar bu zulme dayanamayınca ortalık iyice karıştı. Bu yürüyüş esnasında, Adalet Bakanlığı binası civarında astsubay eşleri için bir hazır kıta bekletilmesi hayli ilginçtir. Olur da eylemci assubaylar ve eşleri Meclis’e yaklaşırsa kanlı bir süngü cengi ile geri püskürtülecektir.  Ayrıca dâhiyane bir fikirle kalabalığın sık sık fotoğrafı çekilmiş ve eyleme karışan assubaylar bir bir tespit edilmeye çalışılmıştır. Hatta gazetecilerin çektikleri resimler dahi incelenmiş ve hesap günü için isimler fişlenmiştir. İstanbul, Taksim’de de bir yürüyüş tertiplendi fakat basın bunu sessizce geçiştirdi. 
20 Ocak 1975  Assubay Eşleri Ş. Urfa’da yürüyüş yaptı. Vilayet önüne kadar yürüyüp İstiklal Marşı söylediler ve protesto eylemini bitirdiler. Çorlu bölgesinde muhtelif pasif direnişler ve assubayları bilinçlendirme faaliyetleri gerçekleşmiştir.  Çorlu’da ortak tepki havası hissedilmiş ama tam anlamıyla koordineli bir eylem ortaya konulamamıştır. Küçük çaplı ve bireysel eylemler ve bilinçlendirme süreci yaşanmıştır. Kara Assubayı Y. S., assubaylar arasında eylem propagandası yaptığı gerekçesiyle bir hafta hapisle cezalandırılmış ve cezanın ardından sürgün ataması olarak, bir başka bölgeye; Dağ ve Komando Okulu’na gönderilmiştir.
1975 TEMAY ve EMAS adlı dernekler, bazı yerlerde astsubay eylemlerine öncülük ederler. Milli Gazete; Astsubay hakları ile ilgili bilgilere sayfalarında geniş yer verir. Bu yürüyüş ve hak aramalara DİSK ve Dev-Genç gibi bazı Sivil Toplum Kuruluşları, Milletvekilleri, General ve Amiraller, Subaylar da destek verirler. 1975 Astsubay yürüyüşlerinden dolayı 5000 civarında Astsubay hapis cezası ve rütbe tenzil cezası alırlar. Ceza infazları birliklerde işlerin aksamaması için vardiya usulü ile uygulanır. Planlanan bu vardiya usulüne göre Assubaylar Ceza evlerine konarak cezaları infaz edilir.
28 Ocak 1975 Assubay eşlerinin protesto eylemleri Millet Meclisi’nde ses bulmuştur. O gün epey hareketli bir oturumda konu gündeme getirilmiştir. Kavgalı, tartışmalı, yumruklu ve tokatlı olarak gerçekleşen o günkü oturumun assubay eşlerinin eylemi ile ilgili kısmı için basında şunlar yazılmıştır: “MHP’li Ali Fuat Eyüboğlu, sataşma gerekçesiyle söz istemiş ve Başkan Ahmet Çakmak, Eyüboğlu’na söz vermiştir. Bunun üzerine CHP’liler ayağa kalkarak Başkanın tutumunu uzun süre protesto etmişlerdir. Eyüboğlu, konuşurken Assubay eylemleri ile ilgili olarak: Assubay ailelerinin yürüyüşü sırasında CHP Gençlik Kollarının yayınladığı bildiriden söz açarak, ‘Bu bildiride, Türk ordusunun tahkir edildiğini’ iddia etmiştir. Bunun üzerine CHP’liler yeniden Eyüboğlu’na bağırıp çağırmışlardır.” 
05 Şubat 1975 Millet Meclisi’nde, assubayların yan ödemeleri, gündem dışı bir konuşmayla kürsüye getirilmiş, bu konuda açıklama yapan Milli Savunma Bakanı İlhami Sançar, Hava Kuvvetlerinde 630 assubayın tutuklandığını, ayrıca 2236 assubayın hakkında soruşturma açılarak açığa alındığını, 74 assubayın da emekliye sevk edildiğini açıklamıştır. Eylemler nedeniyle ordudan ayrılışı yapılan isimlerden birisi de şair Murat Kapkıner’dir.
6 Mart 1975 Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı birliklerde görev yapan ve eylemlere karıştığı tespit edilen 177 kişi (45 K.K.K. lığı, 31 Dz. K. K. lığı, 24 Hv. K. K. Lığı mensubu Asb. ve bu eylemlere destek veren 77 Svl. Me.) Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığının 6 Mart 1975 tarih ve 1975-96 sayılı, 1975-191 esas, 1975-74 karar numaralı iddianamesi gereğince “Birlikte Karar Alarak Görevi Kasten Aksatmak ve Bu Karara Fiilen Uymak” suçlamasına istinaden yargılanmak üzere mahkemeye sevk edilerek, T.C.K.nun 236/1-2, As.C.K.’nun 34’ncü maddeleri uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmaları istemiyle yargılanmaya başlandı. Daha sonra bunlardan 45 Asb. hemen tutuklanarak, 33-45 gün arasında ceza aldı. Cezaları Mamak Askeri Cezaevinde çektirildi. Mahkeme sonucunda, 45 Astsb. ile 52 Svl. Me., 2 ay Ağır hapis ve 200 TL. ağır para cezasına çarptırıldı. Asb. ların rütbe alma durumları ise 1 sene geç olmak üzere devam etti. (Bu eylemlere katılan Svl. Memurlar, durum kendilerini ilgilendirmediği halde eylemlere gönüllü olarak katılmışlar ve Assubayların Onur Mücadelesini şereflendirmişlerdir.)
25 Mart 1975 Anlaşarak ve sözleşerek toplu halde firar ettikleri iddiasıyla haklarında dava açılan 271 assubayın duruşması, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesinde yapılmış, duruşmada askeri savcı iddianamesini okumuş ve sanıkların izinsiz olarak işlerine gitmediklerini ileri sürerek bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmalarını istemiştir. Hava Albay Muammer Uzuner’in başkanlığında duruşma hâkimi Binbaşı Ferşat Oltulu ve üye Hava Hâkim Ütğm. İsmail Hakkı Dirik’ten Kurulu mahkeme heyeti Hava K. K. lığı’nın duruşma salonu küçük olduğu için duruşmayı Sıkıyönetim Mahkemesi Salonunda yapmıştır.
29 Mart 1975 Eylemler sonrasında kamuoyu tepkisi oluşmuş ve assubayların eylemleri yan ödeme kanunnamesinde bir değişikliği zorunlu kılmıştır. Kanunname gözden geçirilip makyajlanmak zorunda kalınmıştır. Yeni hali, eskisinden biraz daha iyicedir. Bu kez Kıdemli Başçavuşumuz görece olarak, üsteğmenle eş seviyeye getirilmiştir. Tabi ki, komutanlık tazminatını saymazsak!
Mart/Nisan 1975 Eylem mağdurlarını korumak ve savunmak gayesi ile Ankara, İstanbul, İzmir, Gölcük, Gelibolu, Konya, Eskişehir, Balıkesir, Bandırma, Kayseri, Merzifon, Malatya, Diyarbakır, Erzurum, Erzincan, Mersin, Adana, İskenderun, gibi birçok il ve ilçede hızlı örgütlenmeye gidilmiş, bu örgütlenme sonrasında oluşturulan Hak Arama Komiteleri hızla harekete geçmiştir. Hak Arama Komiteleri bir yandan davalara kilitlenirken, öte yandan da hem içerdekilere hem de içerdekilerin dışarda bıraktıklarına maddi yardımlar için Takip Komiteleri oluştururlar. Takip Komiteleri zor durumdaki aileleri ve hapisteki assubayları maddi açıdan desteklemeye çabalarken, diğer ekipler; davalardaki hak ve hukukun müdahili, gözlemcisi ve destekçisi olurlar.
18 Nisan 1975 Üst komuta kademesinde, eyleme karışan assubayların ordudan ilişiğinin kesilmesi düşüncesi hâkim düşüncedir. Fakat Hava Kuvvetleri Komutanı bu düşünceye karşıdır. “Halen tutuklu bulunan assubayların neredeyse tamamının Uçak Teknisyenleri olduğunu, onların Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişiklerinin kesilmesinin, Hava Kuvvetlerinin asli görevi olan; uçuş, atış, av önleme ve bombardıman görevlerini aksatacağını hatta aksatmaktan da öte yapılamayacağını” belirtir. Ayrıca “Kıbrıs Barış Harekâtı’nın fiilen bitmiş olmasına rağmen teyakkuz durumunun devam ediyor olması münasebetiyle, eylemci personelin ilişiklerinin kesilemeyeceği” fikrini Genelkurmay başkanına arz eder. Olaylara daha katı yaklaşan Genelkurmay Başkanı da durumun ciddiyetini anlayınca, devam eden şartlar nedeniyle bu düşünceye katılmak durumunda kalır. Böylece verilecek cezalarda yetki mahkemelere kalır. Ordudan atılmayıp hapis cezası alanlar, işlerin aksamaması amacıyla cezalarını birliklerinde vardiya usulüyle çekerler.
10 Tem. 1976 Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanı’nın başvurması üzerine, Askeri Personel Kanununu değiştiren kanunun üst öğretim gören astsubayların intibaklarıyla ilgili bir hükmünü iptal etti. Bu hüküm, görevde iken yüksek öğrenimi bitiren astsubayların, aynı yüksek öğrenimi bitirenler için tespit edilen giriş derece ve kademesine bir derece eklemek suretiyle bulunacak derece ve kademelerden hizmete başlamış sayılmasını öngörüyordu. Anayasa Mahkemesi, bu hükmün eşitlik ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verdi. Burada ilginç olan nokta, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı da olan Cumhurbaşkanı Sn. Fahri Korutürk’ün Anayasa Mahkemesine itiraz başvurusu yaparken gerekçe olarak Assubay’ın emsalinin subay olduğunu belirtmesidir. Yine aynı dönemlerde Assubaylar, Subaylarla aynı dereceden göreve başlamışlardır ancak bu kez Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM) Assubayların emsali Subay değil, 657 sayılı yasaya tabi genel idari hizmetleri sınıfındaki devlet memurudur kararı vermişti. (Yani işine nasıl gelirse canım!)
24 Mart 1978 Assubay Sınıf Okulu’nda okuyan öğrencilerin bu okullarda geçirdikleri sürelerin (18 yaşından gün almak şartıyla) emekliliğinden sayılması kabul edildi.
13 Ara. 1978 Genelkurmay Başkanı Kenan Evren : “Silahlı Kuvvetlerimizin çektiği maddi sıkıntıları gidermek mümkün olduğu halde, manevi sıkıntıları, moral sıkıntılarını gidermenin çok güç olacağını sizler de takdir edersiniz. Bu moral sıkıntısı, daha ziyade Silahlı Kuvvetlerimizin bizatihi içinde bulunan ayrılıklardan doğmaktadır./…/Takdir edersiniz ki, bir Sıhhiye Astsubay Başçavuş’un Tümgeneral maaşı alması ve ondan çok daha zor hizmetlerde çalışan Teknisyen Assubaylarımızın, normal maaşla iktifa etmesi, orduda huzursuzluğun kaynaklarından birisini teşkil eder, bu yönüyle sizlere bu moral yönünü dile getirmekten kendimi alamadım. Silah noksanlığını, malzeme noksanlığını giderebiliyoruz fakat personelin moralini tam tutamazsak, onu kullanacak insanları istediğimiz şekilde yetiştiremezsek, o zaman elimizdeki silahların da, teknik vasıtaların da kıymetinin kalmayacağı şüphesiz hepimizin malumudur.” (Tam gün yasası nedeniyle bu konuşmayı yapıyor ve bu yasayı eleştiriyor ama ne hikmetse örneği assubaylar üzerinden veriyor.) (Tercümesi; siz bu yasayla, bazı assubayların benden fazla maaş almasına yol açıyorsunuz. Hadi Tabip Subaylar tamam da, bu benden ast olan “köle assubayların” maaşta beni sollaması neyin nesi?)
20 Şubat 1979 mfcakmakGölcük, Donanma Komutanlığı’na bağlı Mareşal Fevzi Çakmak (D-351) muhribinde 16.30 sularında meydana gelen yangın sonucu Asb. Çvş. Mehmet Kaya ile erlerden Mehmet Tekinler ve Ziya Karapınar yanarak şehit oldu. Yangına bakımda olan geminin mazot kazanına giden borulardan birinin alev almasının yol açtığı belirtildi. Olay esnasında yangına karşı kahramanca mücadele eden bir deniz assubayı ve iki er, Harp Filosu Komutanı Tümamiral’in emriyle içerde bırakıldı. Üzerlerine kaporta kapatıldı ve ölüme terk edildiler. Olay esnasında Harp Filosu Komutanı, personelin gazını almak için kahramanlık nutukları atar. “Gemiyi kurtarmak için gerekirse hepimiz canımızı feda edeceğiz!” falan der. Personelin tepkisine rağmen verilen emir uygulanır ve bu üç kahraman denizci ölüme terk edilir. Olay sonrasında komuta kademesince assubayların cenazeye katılmaları engellenir. Tepkilerden korkulur. Gemilerin kıçtankara iskeleleri içeriye alınır ve gemilerden çıkış yasaklanır. Meslektaşlarına son vazifesini yapmaları engellenen ve zalimce tedbirlerle içerde tutulan assubaylar, yeni bir tepkisel eylem fikrinde karar kılarlar. Buna göre belirlenen gün ve saatte TCG Donatan gemisinin işareti ile protesto eylemine başlanacaktır. Her gemi hazırladığı siyah çelenkleri aynı anda denize bırakacak ve böylece bu zalimliğe karşı ortak tepkisini gösterecektir. Bu karşı koyuş, bu onurlu duruş gerçekleştiğinde ortalık karışır. Donanmanın zalim subayları bunu bir isyan olarak değerlendirip katılanları, özellikle ele başılarını askeri mahkemeye çıkarmaya çalışırlar. Haklarında isyana teşvik suçlaması ile yasal süreci başlatırlar. Özellikle Kocatepe ve M.F. Çakmak muhriplerinde tepki çok büyüktür. O yüzden bu gemilerde tutuklamalar yapılır. Tutuklananların yerine geçici görev mürettebat atandırılır ve gemiler bakımda ve sülyen boyalı olmalarına rağmen apar topar Mersin’e intikal ettirilir. Böylece isyanın donanmanın diğer gemilerine de sıçraması önlenecektir. Yine de uzun bir süre ortalık yatışmaz. Bu süreçte Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk de bir inceleme gezisi için Gölcük Tersanesi’ne gelecektir. Onun geçeceği güzergâhlar üzerine devrimci sloganlar yazılır. Bunların en önemlisi Gölcük B Kapı girişindeki asfalta yazılan slogandır ki, bu eylem sonrasında B Kapı için Nöbetçi Subaylığı ihdas edilmiştir. Ayrıca, liman açıklarında alargadaki bir geminin bordasına da devrimci sloganlar yazılması, donanmanın üst komuta kademesini deliye döndürmüştür. O dönem özellikle bu yazı Gölcük’te dillere destan olmuştur. Olaylar yatışmasına yatışır ama bu onurlu eylemi gerçekleştiren deniz assubayları ağır bir bedel ödemek zorunda kalır. Kimisi ordudan atılır, kimisi hapis yatar, pek çoğu da devre kaybeder ve çok uzun yıllar mimli personel olarak gözetim altında tutulur. Hiçbir yurt dışı görevine, gemi alımına gönderilmezler.
1979 Daha önce şapka kokartlarında Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden ay-yıldız bulunmayan Deniz Assubay Hazırlama ve Sınıf Okulu öğrencileri, tasarımı o yıl Dz. Asb. Hzl. Okulu 2.Sınıf öğrencisi olan Özgün Uysal tarafından yapılan ve değişikliği Dz. K.K. Kıyafet Yönetmeliği’ne işlenen, ay-yıldızlı şapka kokartlarını ilk kez kullanmaya başladılar.
5 Haz. 1982 Astsubayların rütbe terfi veya rütbe kıdemliliği sırasında bulunmadıkları halde, görevde iken bir yüksek öğretim biriminden mezun olmaları durumunda, bir üst maaş derecesinin birinci kademesine yükseltilmelerini sağlayacak Yönetmelik Resmi Gazetede yayınlanarak, yürürlüğe girdi.
Haziran 1983 TEMAY ve EMAS gibi eski dernek yapılanmaları iptal edildi ve TEMAD’ın kuruluşu ile ilgili 2847 sayılı yasa yürürlüğe girdi.
17.Ekim.1984 Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) kuruldu.
Ekim 1986 emretkomutanimBirkaç bölümde assubayları ve sorunlarını da ele alıp inceleyen ve kamuoyuna assubayları tanıtan “Emret Komutanım” isimli kitap yayımlandı. Kitap, Mehmet Ali Birand tarafından hazırlandı ve Milliyet yayınları tarafından piyasaya çıkarıldı.
15 Ara. 1986 Emret Komutanım isimli yazı dizisi hakkında Genelkurmay Başkanlığı’nın yapmış olduğu açıklamalar, Milliyet Gazetesinde yayımlandı. (10 Ara.1986 gün ve GENSEK: 3050-273-86/BASHALK (753)). Bu açıklamaya göre, “Yazarın, astsubaylarımızı ‘Tanınmayan Kuvvet ve Ayrı Bir Dünya’  olarak vasıflandırması ise, ardındaki saklı fikirleri ile Silahlı Kuvvetler içinde bir ‘kırgınlar’ grubu yaratmak temayülünü teşvik eder mahiyette görülmektedir.
1990 Deniz Astsubay Hazırlama Okulu’nun Yüzüncü Kuruluş Yıldönümü nedeniyle PTT tarafından anma pulu çıkarıldı.
25 Haz. 1991 Nail Güreli’nin hazırlamış olduğu Astsubaylar yazı dizisi Türkiye’nin etkin gazetelerinden Milliyet’te yayımlanmaya başlandı.
1 Tem. 1991 Nail Güreli tarafından hazırlanan ve Milliyet Gazetesinde yayımlanan Astsubaylar yazı dizisinin 35’inci bölümü de neşredildi ve tamamlandı.
Ağustos 1991 Nail Güreli’nin “Astsubaylar” isimli kitabı Milliyet Yayınları tarafından piyasaya çıkartıldı.
28 Ağu. 1991 Ordudaki görevinden zorunlu hizmet nedeniyle ayrılamayan subay ve assubayların çözümü firarda aradıkları belirtildi. Son yıllarda Firari sayısının arttığı ve bu sayının 150 dolayında olduğu öğrenildi. (Milliyet Gazetesi)
11 Kasım 1991 Gazeteci Rafet Ballı tarafından hazırlanan ve Milliyet gazetesinde yayımlanan Emekliler konulu yazı dizisinde Emekli Assubayların Sorunları anlatıldı.
14 Ocak 1992 Astsubayların sorunlarının çözümü için TEMAD atağa kalktı. TEMAD’ın yeni Genel Başkanı Emekli Hava Assubayı Orhan Özkan,  sorunlarını ve dileklerini yetkili makamlara duyurmak ve çözümü sağlamak üzere bir kampanya başlattı. Assubayların ve emeklilerinin isteklerini içeren raporlar, Meclis Başkanlığına, Başbakanlığa, Milli Savunma Bakanlığı ile diğer ilgili bakanlıklara ve Genel Kurmay Başkanlığına iletildi.
20 Aralık 1993 evinwq3Ünlü sinema ve tiyatro sanatçısı Hulusi Kentmen, kalp yetmezliği ve böbrek sorunu nedeniyle vefat etti. Kentmen, uzun yıllar Türk Donanmasında deniz assubayı olarak görev yapmıştı. Türkiye halkı onu zengin ama aşka ve sevgiye saygı duyan baba ve fabrikatör rolleriyle tanıyıp sevmişti. Hatta gönüllerin cumhurbaşkanıydı o. O denli seviliyordu. Seksen iki yıllık ömrünü tamamlarken söylediği son sözler şöyleydi: “Biz sinema oyuncuları, hayal sanatçılarıyız. Bir iz bırakmıyoruz. Oynadığımız, oynatıldığımız müddetçe varız, onun dışında ise yokuz. Ne olur bizi unutmayın!
19 Aralık 1994 Astsubay Hazırlama Okullarının kapatılması ve Astsubay Sınıf Okullarının Meslek Yüksek Okulu olarak yeniden yapılandırılması konusu Yüksek Askeri Şurada ele alındı. Konunun detaylı araştırılmasına ve incelenmesine karar verildi.
15 Haz. 1997 Genelkurmay Başkanlığı 12 Haziran 1997 tarihli yazısında Başçavuşlara ve Assubaylara hakaret ettiği gerekçesiyle Milli Gazete yazarı Sadık Albayrak hakkında suç duyurusunda bulundu. Sadık Albayrak, Mizan isimli köşesinde yazmış olduğu yazıda başta Başçavuşlar olmak üzere assubaylara ağır hakaretlerde bulunmuş ve bunun neticesinde assubaylar büyük tepki göstermişti. (Sadık Albayrak, oğlu Berat Albayrak’ı Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kızı Esra Erdoğan’la evlendirerek, ‘başbakan dünürü‘ olan yazarımızdır.)
17 Ağu.1999 17agustosdepremi17 Ağustos 1999 Marmara depreminde Deniz Kuvvetleri mensubu 420 subay, assubay, er ve uzman çavuş şehit oldu. (Medyada çıkan haberlere göre, bu dönem Gölcük’te görev yaparken depremde şehit olan Mehmetçiklerimize “Şehitlik Beratı” verilmediği de 2010 yılında hala yazılıyordu. Ne acı değil mi? Kimin şehit sayılıp sayılmayacağına bile ölüm şekline göre değil, statüsüne göre karar veriliyor!)
6/10 Ara. 1999 Astsubay Hazırlama Okullarının kapatılması ve Astsubay Sınıf Okullarının Meslek Yüksek Okulu olarak yeniden yapılandırılması konusunda Genel Kurmay Başkanlığı’nda geniş katılımlı bir Eğitim Koordine Toplantısı icra edildi. Bu toplantı neticesinde konu hakkında kesin karara varıldı. Bu karara göre, Proje uygulamaya geçirilecek.
13-21 Haz.2001 13 Haziran 2001 tarihli ve  “T.S.K.’nde İstihdam edilecek Sözleşmeli Subay ve Astsubaylar” konulu kanun 21 Haziran 2001 tarihli ve 24439 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi.
2001 2000’li yılların başından itibaren Türkiye’de de Amerikan Astsubay yapılanmasına benzer adımlar atılmaya başlandı. Birlik ve Gemi Kıdemli Assubaylık kadroları kuruldu. Kuvvet Kıdemli Assubaylığı tesis edildi. Kıdemli astsubay Akademisi fikri etüt edilmeye başlandı.
25 Kasım 2001 Milliyet Gazetesinde “Sözleşmeli Bayan Astsubay Yasası” ile ilgili iç sayfa başlığı : “Ayşe Başçavuş Geliyor.

Hazırlayan: Aydın Kulak

(2010 yılında yayımlanan çalışmanın güncellenmiş versiyonudur. Kaynak gösterilerek ve yazar adı belirtilerek kullanılmasında bir sakınca yoktur. Çalışma ile ilgili açıklamalar ve kaynakça, yazı dizisinin son bölümünde yer alacaktır.)

Not-1: Bu yazıdaki bazı resimler, Tosun Saral Albümü’nden alınmıştır. Assubaylarla ilgili pek çok resme Facebook’taki Tosun Saral Albümü’nden ulaşabilirsiniz. Kendisine teşekkürlerimi sunuyorum.

ETİKETLER:
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.