Eğer sen kirliysen arkadaş her şeyi yaparsın. Sen kirini sağa sola da bulaştırırsın, kirletirsin!
Bir zamanlar temiz eller operasyonları yapılırdı. Rüşvetçilere, vurgunculara, halkın genel sağlığıyla oynayanlara televizyon yapımcısı Uğur Dündar suçüstü yapardı. Bizler de bu programlardan sonra herkesin ayağını denk alacağını düşünür aynı simitçiden, aynı dönerciden karnımızı doyurur dururduk. Sonra o programların izlenme oranı düşmüş olacak ki yayından yavaş yavaş çekildiler. Hoş, Avrasya gemisine, kameramanların hilesine sığınarak, havadan iniyormuş süsü vererek halkı kandıran bu tür programcıların esas amacının reyting olduğunu sonradan anlamıştık.
Ülke olarak ne kadar kirliydik!.. Bu kir ne kadar bulaştı hepimize!.. Bir cumhurbaşkanımızın “Dün dündür bugün bugün” , diğerinin ise “ben zengin severim.” Demesi balığın ne kadar baştan koktuğunu gösteriyor. Bir Başbakanımızın yurt dışında kumarhanelerde yumruklanması, diğerinin Kaddafi’nin çadırında azarlanması, bir başkasının da ilgisizliğini belli eden gaflarının ayyuka çıkması bizi sadece magazin olarak güldürdü. Yani ağlanacak halimize gülüyorduk. Sonra final yapar gibi elini kolunu sallayamayacak derecede hasta olan bir başbakan tarafından yönetilmeye ses çıkaramadık.
Sorunu biliyorduk ve çözümü bulmuştuk. Liberaller gelip toplumu düzeltecek idi. Böylece krizler ülkesi olmayacak idik. Artık kirliliği arz taleple yıkıyoruz. Soğuktan donanı buzla ovdukları gibi… Liberal Başbakan basından hiç tepki almayan yüz yılın gafını yaptı. “Ülkemizde yüz bin Ermeni kaçak çalışıyor. İstersek yarın kapının dışına koyarız.” Kendisine “One minut” demesi gerekenler o sırada parti binalarında yatak fantazisi yapıyorlardı. Bu sırada başbakan azı almış gidiyordu. Yargıyı kendine bağlı görüyor ve fırça atıyordu. Polis ve imamlara padişahın hassa ordusu muamelesi yapıyordu. Basın özgürlüğünü eleştirenleri yerli yabancı demeden azarlıyordu. Tıpkı Kaddafi gibi… Tıpkı Ahmedinecad gibi… Tıpkı Hügo Chavez gibi…
Ellerinde kılıç yerine keser tutan askerler zaman zaman sahneye girip semirirlerdi. Ülkenin anayasal vasiyetli sahibi, turnusol kağıdıyla ölçülmüş en vatansever insanları olmanın dayanılmaz hafifliği vardı üstlerinde. Ancak muhafazakar liberaller çok acıkmıştı. Onların araya girmesine ve oyuna dahil olmasına müsaade etmediler bu kez. Ayrıca yılların birikimi olan bilinçaltılaşmış bir öfkeleri de var idi. Biz gazete sayfalarında onların didişmesini okurken, mührün Süleyman’ın elinde olduğunu gören rütbe avcılarının saf değiştirmesi zor olmuyordu.
Artık patronlar ve müteahhitler de yeni duruşlarını sergiliyorlardı. İhale ve hak edişler bir tarafa göz yine fakirin ekmeğine dikilmişti. Artık herkese asgari ücret, köle gibi çalışma koşulları. Beğenmezsen kapıda bekleyen binlerce insan parmakla işaret ediliyor. Kirliliğin globalleştiği, şifrelerinin yapıldığı günler yaşıyoruz. Kim bilir geçtiğimiz yıllarda kaç kişi hiç hak etmediği halde üniversiteyi, liseyi, mesleği, tazminatı, iltifatı aldı şifreli yolsuzluk sayesinde. Kapsama alanı genişlemiş bir vurgunculuk almış başını gidiyor. Bankalar, GSM şirketleri alenen halkı soyuyor. Sabit ücret iadeleri sadece itiraz edene iade ediliyor. Hukukçular üç maymunu oynuyor. Timur’un filleri arttıkça artıyor.
Parsa büyümüş, iştah kabarmış. Arttıkça artıyor. Benim bir sözüm Yunus Emre’nin ağzından sözüm ona muhafazakar liberallere…
Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil.
Sen halkı temsil etme görevinde iken onu sömüren vicdan hırsızı; yalnız değilsin ve her ülkede varsın. Cennet ve Cehennem de belki senin için lazım oldukça kullandığın kapitalist masaldır. Kapı arkasında asılı duran seccaden, aslında bencil bir umut taciri olduğunu ne kadar betimliyor. Rahat ol ve heyecanlanma. Çünkü biz gazete sayfalarında sizleri fotoroman gibi okuyoruz. Yüzde yüz kontrolünüz altındayız. Ellerimizdeki kirler gazete mürekkebinin bulaşığı gibi görünse de aslında sizin bize bulaştırdığınız kirler. Ve biz birazdan gidip o kirleri birbirimize süreceğiz, sizi çoğaltacağız tıpkı transformers gibi…
Aydın beyin araştırmacı tarihci özelliğini tebrik eder,takdirlerimi sunarım.