KLESTAVİYA MERMİSİ
Yazmak istemediğim bir konuyu yazacağım. Peki yazmak istemiyorsam neden yazacağım? Bir fıkra hatırladım. Bu yazımın fıkranın altını doldurmaktan başkada bir amaca hizmet edeceğine inanmıyorum. Çünkü zaten bilinen bir olgunun altını çiziyorum.
Son zamanlarda ülke gündeminden uzak bir tartışmamız var. Bu tartışmanın konusu “İntibaklar ve tazminatlar hakkında kanun çıkmak üzereyken biz ne yapıyoruz?.”
Bildiğimiz gibi hükümet seçimden önce verdiği sözleri yerine getirmek için bir dizi çalışmalar içinde. Bu çalışmaların hükümet adına ana teması şudur; Bu işi en az hasarla kapatmak. Bunun için de çıkış yolları arıyor ve komisyonlarını bu yönde çalıştırıyor. Böyle olunca da Kıdemli Başçavuşlara verilecek tazminatları kırpmanın yolunu arıyorlar. Hesap ortada. Emeklisiyle, çalışanıyla neredeyse 150.000 kişilik bir büyüklük. Her birine ayda 200TL ödeme yapılsa ayda 30.000.000 TL, yılda 360.000.000 TL külfet eder. Sadece Binbaşılarla sınırlı kalsa hükümetin çıtı çıkmaz. Çünkü topu başı 5000 Kişi. Zaten Emekli Binbaşı sayısı yok denecek kadar azdır. Sadece Muvazzaflar var. Binbaşılara verip geçecekler. Adalet kimsenin umurunda değil ama son zamanlarda şu Assubayların sesi çok çıkıyor. Bir de başımızda savaş belası var. Bu dönemde görmezden gelemezler. “emekliassubaylar.org” sitesi ikide bir mail kampanyası, faks kampanyası düzenliyor. Sesi ve tepkiyi arttırıyor.
Hele son kampanyasına da cevap gelince bir baktım ki, göz boyayıcıların maskesi düşmüş. Basından duyduklarıyla şehir turuna çıkıp bilgilendirme turizmi yapanlar, Sosyal medya veya bildiri şeklinde açık açık bilgilendirmeyi uygun görmeyenler, çıkaramayacakları bir gol yemişler. Eee.. böyle sonlanır küfürbazın düğünü… Unutulmaz yapılanlar.
Sorum net. İntibaklar ve tazminatlar hakkında TEMAD Yönetiminden, son iki yıldır Genelkurmay Başkanlığı ile kim görüştü? Görüşmedi ise neden? Randevu istenmedi mi? İstendi de cevap mı verilmedi? Genelkurmay Başkanlığı Assubayların sorunları hakkında kimlerle görüşme yaptı? Bunların içinde hiç TEMAD temsilcisi oldu mu? Olmadıysa neden?
Can havliyle hemen resmi sitelerinden iki satır mail kampanyasına sığınmışlar alelacele. Ama nafile…
Bugüne kadar çözümü hükümette arayan, Genelkurmay ile bağları koparan TEMAD yönetimi, aşağıdaki dilekçe örneğini hazırlamış ve Genelkurmay Başkanlığının linkini vererek acaip bir kampanya başlatmıştır. “Klestaviya Mermisi” gibi…
Bu metni hemen aşağıya kopyalıyorum.
Özlük haklarımızın düzenlenmesi hususunda uzunca süredir bir beklentimiz oldu. Son zamanlarda hükümetimiz ve Genelkurmay Başkanlığının bazı hususlarda uzlaştığını görmek memnuniyet verici bir durumdur.
Astsubaylara görev tazminatı verilmesi hususunda Genelkurmay Başkanlığımızın hükümete önerdiği teklifteki II Kademeli Kıdemli Başçavuş olma ve 24 yıl fiilen çalışmış olma şartı mevzuatın bu haliyle düzenlenmesi halinde bu kapsama girmeyen bizleri çok mağdur edecektir. Saygılarımla arz ederim.
Bu hususun tek kıstasta ve Kıdemli Başçavuş rütbesindeki personel ile onun emeklilerine verilmesi doğru ve adil bir çözüm olacaktır. Subaylarda bu kıstasın Albay ve Yarbay rütbelerine verilmiş olması yani rütbe kıstasının Astsubaylara da uygulanması beklentisindeyiz.
Hükümet, Genelkurmay ile uzlaşmaz. Hükümet Genelkurmay Başkanlığının üstüdür.
Rütbelerin; tazminatın miktarıyla ilişkili olduğunu, tazminatın verilip verilmemesinin derece ve kademeye bağlı kaldığını, böylece aynı rütbe ve selahiyetteki kişiler arasında hukuksuz bir ayrıcalık yaşandığının altı çizilmeli idi.
Bu gönderilebilecek bir dilekçe değildir. Dahası konuya ilginin seviyesini gösterir.
Yine de konu ile alakalı olarak Genelkurmay Başkanlığının TEMAD’ı muhatap almasını, kişilerin yaptıkları maksadını aşan açıklamalar nedeniyle kurumu cezalandırmamalarını, hatalı bir metin olsa da, bu mail kampanyasına da cevap vermelerini temenni ederim.
Ancak sanırım bu kampanya yine Emekli Assubayların gözünü boyamak (algısını yönetmek) için hazırlanmış. Sanırım Genelkurmay Başkanlığı “emekliassubaylar.org” sitesine bilgilendirme yaparak bir nevi akrediteliğini onaylıyor. TEMAD’ın akreditasyonunu da göreceğiz. Cevap verilecek mi bakacağız.
“Yüz yıl önce Gürcüler arasında iç savaş çıkmış. Birbirleriyle silahlı çatışmaya başlamışlar. Çetecilerin bir cephesinde mermi bitmiş. Karşı taraftan mermi yağıyor. Kendi siperleri suskun. Mermileri bitmiş. İçlerinden biri çaresizce karşı tarafın duyacağı kadar yüksek sesle bağırmış. “Getirin benim Klestaviya mermisini”