Sayın Milli Savunma Bakanı Şırnak’ta erleri rizikoya atarak gösteri yapan Yüzbaşıyı nefretle kınıyormuş. Haberi okuyunca bu kelimeye takıldım. Aynı haberde Sayın Bakan’ın resmi de vardı. Ben de resmine baktım ve “Nefretle kınıyorum.” dedim.
Yüzbaşı’nın yaptığı hareket risk taşıdığı için elbetteki haklı olarak eleştirilir. Bu konu hakkında sadece birlik komutanının haberi olsaydı en fazla Yüzbaşının dikkati çekilecek ve bir daha böyle bir olay yaşanmaması için uyarılacaktı. Ancak konu medyaya taşınınca iş değişti. Yüzbaşının alacağı cezanın artmasından tutun da yargı süreci sona ermeden bir bakan tarafından nefretle kınanmasına kadar gitti. Sayın Bakanım gerçekten nefretle kınıyor musunuz? Yoksa medyaya yansıdığı için nefretle kınama ihtiyacı mı duydunuz? Yani siz aslen bu musunuz? Yoksa yine rol mü yapıyorsunuz?
Sayın Bakan medyatik kınamalar yapadursun bakalım biz sesimiz çıkabildiğince neleri nefretle kınamışız?
- OYAK diye bir gündemimiz var. Sayın Yönetim Kurulu Başkanı bir açıklama yapmış. Konuşmasının bir yerinde OYAK’ı eleştirenleri terbiyesizlikle suçlamış. Ayrıca izlediklerini de sözlerine eklemiş. Tabii ki bu sözlerinden dolayı nefretle kınanmayı hak etti.
- Elazığ’ın Karakoçan ilçesinde bir askerin eline el bombası veren Teğmenin dört askerin ölümüne sebep olduğunu ve hukuki sürecin devam ettiğini biliyoruz. Biz bu Teğmenin cezasının hukuk tarafından verildiğine inanıyor ve susuyoruz. Ancak bu olayı mizanse ederek Kırık Kalpler dizisinde yayınlayan Samanyolu TV’yi de nefretle kınadık.
- Merzifon’da bir Filo Komutanı konumundaki binbaşı rütbesindeki şahsın assubaylar hakkında sarf ettiği sözleri nefretle kınadık. Ancak şahsın kendisi bir meslek grubuna ağza alınmayacak küfürleri edip, üst rütbeye yükselip yarbay olarak emekli olurken, bir nöbet parolası çizelgesinde “adi” ve “başbakan” kelimelerini yan yana getirilmesinde en üst düzeyde mesul kabul edilen Assubayın meslekten ihraç edilmesini nefretle kınadık.
- Polisiye dizi Gece Gündüz’ de bir tavuğa başçavuş ismi verip ileri geri laf eden sipsi rolündeki kişi şahsı, yapımcıyı ve yayınlayan Kanal D’ yi nefretle kınadık.
- Assubaylara , askere eziyet ettikleri iddiasında bulunarak hakaret eden Burdur Milletvekili Mehmet Alp’i nefretle kınadık.
- Assubayların anayasal ve özlük haklarındaki iddialarında haklı olduklarını kabul eden, ancak seçim yatırımı olmaması için seçimden sonra mutlaka gerekli düzenlemelerin yapılacağını söyleyerek avutan, daha sonra da unutan, bizim özlük haklarımızla ilgili taleplerimiz ortada tüm haklılığınca dururken, bizden başka tüm emeklilere 100 TL seyyanen zam veren hükümeti nefretle kınadık.
- Assubayların anayasal hakları ve özlük haklarında görülmemiş derecede öteleme yapanlara karşı mücadele etmeyen, sanal kahramanlara sığınan, Merzifon’dan Ankara’ya “Onurumu istiyorum.” diyerek yürüyen meslektaşımızı Ankara’ya ulaşmasına birkaç kilometre kala üyelikten çıkaran, E-muhtıralarda “postalımızı giydik. Emir bekliyoruz” diyebilen, Genelkurmay Başkanına, haklarını haykıran emekli assubaylar için “onlar bizden değil” diyebilen, Partilerle arasındaki mesafeyi eşit tutamayarak devamlı MHP milletvekilleri ile dirsek teması halinde olarak MHP’li bir dernek görünümü veren, AİHM’de dava açtığımız OYAK’a, dönemin Genelkurmay Başkanının girişimleri ile rüşvet misali birkaç isim verilerek Astsubay hakları için değil birkaç yakının menfaati için mücadele eder görünümü veren TEMAD yöneticilerini nefret etmeden şiddetle kınadık. (İnsan kendi derneğinin yöneticilerinden nefret eder mi? Ederse 12. Madde geçerlidir.) Aynı şekilde 9 Ekim 2010 günü yaptığımız şanlı yürüyüşümüze katılma imkanı olduğu halde “armut piş ağzıma düş” düşüncesiyle veya atalet içinde katılmayan meslektaşlarımızı da üzüntü ile kınadık.
- Yetmişli, seksenli ve doksanlı yıllarda da insan hakları adına bir çok kez hakkımız yenmiş idi. O yıllardan beri bir çok mağduriyetimizi seslendiriyoruz. O zamanlar da bize karşı haksız saldırılar yapanlar olmuştu. O zamanlar da ötelenmişlikler yaşıyorduk. Bize yapılanları, reva görülenleri biliyoruz. Bunları yapanların ve reva görenlerin dünya görüşlerinin ne kadar dar ve basit olduğunu biliyoruz. Ancak biz hiçbir zaman pes etmedik. Haklarımızı hep seslendirdik. Yapılan haksızlıkları hep söyledik ve söyleyeceğiz. Nefretle kınadıklarımızı unutmayacağız. Bizi ötekileştirenlerin Türkiye Cumhuriyetinin Demokrasisinin köküne benzin döktüklerini düşünmeyecek kadar sığ düşünceli insanlar olduklarını biliyoruz. Bundan dolayı Türk ordusuna ve onun emektarlarına saldıran, diş bileyen, hazımsızlık yapan herkesi ve her kurumu tekrar tekrar nefretle kınıyoruz.
- …. Veee Emrah UÇAR’ın ölümüne sebep olan yasakçı zihniyetin katı uygulamalarının son verilmesini temenni ediyor, böylesi kuralları hala koruyan taassup zihniyetini de kınıyoruz.
- Yazımı hazırlarken bir haber duydum. TEMAD Başkanı Dikmen Kapısında basın açıklaması yapacakmış. Yine yazımı hazırlarken TEMAD başkanı Dikmen kapısında basın açıklaması yaptı. Ben ne kadar yavaş yazı hazırlıyorum diye kendi kendimi şiddetle kınadım.
Latife bir tarafa, Sayın meslektaşlarım nedir bu? Ne oldu? Neden bir gün önce açıklama yapılıp ertesi gün uygulanıyor? Bu kadar dar süre içinde Sayın Konya Eski İl Başkanı alelacele herkesi oraya davet ediyor. Ancak talihsiz bir hata yapıyor. TEMAD panosuna yazdığı mesajdaki gün hatası neden mesaj panosunun editörü tarafından düzeltilmiyor? Sayın TEMAD Başkanını ivedi harekete geçiren karar nedir? Koskoca genel Merkez böylesi bir ani kararda bile oraya en az 500 kişiyi dikebilmelidir. Dikmen kapısında toplananları görünce şu soruyu da sormam gerekir. Acaba az kişi olalım, fazla kalabalık olmayalım diye bir strateji mi geliştirildi? Sayın Başkanın maaşallah ne yapacağı belli değil. Oturuyor oturuyor bir bakıyorsun “verin bana postallarımı, eyleme gidiyorum” diyor. Peşinden yetişmek mümkün değil. Bir de bakıyorsun ki açıklama metnini yazmayı unutmuş. Ezberden döktürüyor. Basından öğrendiğim basın açıklamasında “Başbakan bildiğim kadarıyle sözünü yerine getiren insandır.” diyor. İzlediği taktik hep aynı. “Ürkütmeyelim, Kızdırmayalım…”
Bu son gelişmeyi de usul yönünden ben kendi adıma kınıyorum.
Saygılarımla…
Related Posts
Kimsenin başına gelmesini istemediği, ama hayatın içinde olan bu durumla ilgili, bilgilendirici ve yönlendirici bir yazı. Teşekkürler…