Dolar 34,2757
Euro 37,7187
Altın 2.904,00
BİST 9.019,27
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 25°C
Açık
Ankara
25°C
Açık
Sal 28°C
Çar 25°C
Per 25°C
Cum 25°C

SORUYORUM?

"Yazarların yazıları kendi düşünce ve sorumluluklarını taşır"
16/12/2013 4:58 PM | Son Güncellenme: 31/03/2024 9:11 PM
5

Sayın Balçiçek İLTER’e  söylenenlere istinaden ben de yalnızca sorarak  hakkımı aramak istiyorum.  Hakikaten  haklı bulduğunuz talep yalnızca bir tane midir?

Dümdüz” yani muhatabına doğrudan, kestirmeden, net bir soru sorulmuş;

  • Sizce Astsubaylar taleplerinde haklı mı?

Yanıt :  O kadar doğrudan, kestirmeden ve net değil. Ya nasıl? Önce uzunca bir sessizlik…. Sonra; 

  • Ne haklılar diyebilirim, ne de haksızlar…

Neden uzun bir sessizlik?  Çekinilecek, uzun düşündürecek olay nedir? Assubaylara gerçeği söylemek olmadığı kesin. Çünkü o her ortamda zaten dile getiriliyor. Düşündüren tek sebep kalıyor. Hükümet ise neden?

Bu yanıt bizlere olduğu kadar, Türk Toplumuna da hiç yabancı gelmedi. Bir yerlerden tanıdık gibi geldi. “Var da diyemem, yok da diyemem.” Cevabı gibi. Paşam, lütfen ne olur, varsa, var deyin, yoksa, yok deyin. Bu yanıt şekli birilerinin aklını  karıştırıyor.

Allah aşkına şaşkına çevirmeyin insanları. Bu yanıtların ardından, bir de  şaşkınlıkla; Nasıl yani? Sorusunu  insanlara artık sormak zorunda bırakmayın.  

Onları tek haklı gördüğüm alan tazminat talepleri…Emekli olduklarında karşılaştıkları tablo. Tek haklı gözüktükleri alan o. Onun da muhatabı biz değiliz. Hükümet de biz de farkındayız aslında. Hükümet yapmayalım demiyor, ama onlara yaparsam herkes ister zammı, onlara da yapmak zorunda kalırım, şimdi bu yükün altına giremem diyor.

demiş. Bakınız, assubayların taleplerinden birkaç tanesi şöyleydi. Bu taleplerin haklı ya da haksız olduğuna, birazcık vicdan ve insafı olanları düşünmeye davet ediyorum.

Çalışan assubaylara neden yıllarca okumasına izin vermediniz? Çocuğu yerindeki yeni mezun asteğmenleri hakim savcı yaptınız da, mesleğin içinde fedakarca görev yapan Hukuk fakültesini bitirmiş olan assubayları neden askeri hakim, savcı olmalarını  uygun görmediniz? Böyle bir talepleri yok muydu? Varsa bu talebin dikkate dahi alınmamasındaki gerekçe ne olabilir? Eğitimden korkan bir ordu olur mu? Ülkesinin güvenliği için en ücra köşelere atadığınız insanlara neden yeterli lojman temin etmediniz? Sokak ortalarında, mahalle aralarında bu insanlar şehit edilirken, lojman talepleri konusunda haksızlar mıydı? Ya da maaşlarının önemli bir kısmını kiraya vermeleri onlar için bir sorun teşkil etmiyor muydu? Bu talepler haksız ve hukuksuz talepler midir? Orduevi, kamp vs. artık onları bir kenara koyarsak, emekli assubayların  ekonomik olarak da mağduriyetlerinin önlenmesi ile ilgili bazı talepleri de şunlardı;

  • İntibaklarının yapılması
  • Tazminatlarının verilmesi
  • Sicil affı

Neden İntibak Talepleri Var?

Paşam, geçmişte subaylardan; Lise, l yıllık, 2 yıllık, 3 yıllık harp okulu bitirenlerin hepsinin 4 yıllık harp okulu mezunu gibi intibakları yapıldı mı, yapılmadı mı? Emekli tüm subaylar rütbeye göre aynı maaşı alıyor mu? Almıyor mu?  Peki assubaylardan MYO okulunu bitirenler, kendi nam ve hesabına 2 yıllık yüksek okullardan mezun olanların başlangıç dereceleri neden 9/2’den başlatılarak intibakları yapılmıyor? Subaylar gibi 4 yıllık fakülte mezunları neden 8/1’den başlatılmıyor. Subayların tahsili ne olursa olsun rütbeye göre emekli maaşı alırken assubaylar neden bu haktan mahrum bırakılıyor da intibakları yapılmıyor? Bu talep subaylara hak iken, assubayların talebi neden hak değildir? Bizlerin görev koşulları ile kıyaslanamayacak bir takım meslek grubunun başlangıç dereceleri assubaylardan daha üst derecede iken, bu hak neden assubayların talebi ve hakkı olmasın? Sizce bu taleplerdeki sakınca nedir? Bunlar haksız talepler ise daha geçen yıl, MSB.lığınca yazılı olarak TBMM’ne gönderilen ve kamuoyuna medya aracılığı ile duyurulan aşağıdaki teklifler neyin nesiydi? MSB’na bu tekliflerin yapılmasını kim önermişti?

Bu teklifin sadece bir paragrafı şudur:

soru-onergesi


soru-onergesi-cevabi

MSB.lığınca yukarıdaki teklif, Gnkur.Bşk.lığının bilgisi dışında mı hazırlanmıştır? Yok eğer Gnkur.Bşk.lığı MSB.lığına, yukarıdaki şekilde teklif göndermiş ise daha sonra bu teklif neden yok sayılmış ve assubayların bu ısrarlı talebi önce verilmesi gerekli bir hak, sonra, haksız bir talep olarak görülmüştür. Bu nasıl bir çelişkidir?

Neden Tazminat Talepleri Var?

Bu güne kadar hiçbir astsubay ya da temsilcisinin, “generallerin ya da albayların sahip oldukları hak ve imtiyazlara bizler de sahip olmak istiyoruz.” şeklinde  sözlü ve yazılı  talepleri olmuş mudur? “Onların aldığı maaş kadar bizler de maaş talep ediyoruz” diyen, aklı başında olanı değil, delisi bile var mıdır? Böyle bir talep olmamışsa, karşınıza çıkan her basın mensubuna, çalışan ve emekli generallerimiz neden böyle bir yargıyı empoze etmeye çalışır? Bu doğru bir yaklaşım mıdır? Olmayan, talep edilmeyen bir şeyi, talep ediliyormuş gibi göstermek ne kadar etiktir?

Bu güne kadar, Subayların  emeklileri de dahil olmak üzere; intibakları, tüm tazminatları, maaş iyileştirme teklifleri MSB.lığına Yasa tasarısı verilmesi için teklifler hangi makam tarafından yapılmıştır? 

Disiplin Konusunda:

Neredeyse tüm assubaylar disiliplin konusunda iki cümle söz söylese başlangıç cümlesi; “Bizler hiyerarşiye saygılıyız.” Demektedirler.  İtiraz edilen husus hukuk dışı ve ayrımcı tutumlardır. Sadece bir örnek vermek gerekirse, mesaiye elinde olmayan sebeplerle 5 dakika geç kalan bir subayla astsubay aynı muameleye tabi tutulmakta mıdır?  Bizler kurumumuza saygımız gereği binlerce örneği vermiyoruz. Hukuku uygulayanların tarafsız ve bağımsız görev yapan yargıçların olması gerekmez mi? Amir keyfiyeti ve hukuk dışı davranışları bu güne kadar istisnalar dışında cezalandırılmış mıdır?  Öyle ise durup dururken bu kadar yakınma nedendir?

Sicil Affı Talebi:

1970-75 yıllarında sadece hak aradıkları için kendileri, aileleri ve çocukları  ile birlikte ömür boyu hak mahrumiyeti cezasına çarptırılanlara, PKK militanlarına gösterilen ilgi ve şefkatin gösterilmesi yeterlidir. Kaldı ki, bu meslektaşlarımızın içinde öyleleri var ki, subaylarla birlikte katıldıkları kurslardan birincilikle çıkmış, ordudan atılmayanlar, emekliliklerine  kadar çalışmışlar ve terfi ettirilmişlerdir. Bu ne biçim bir cezadır ki, ölünceye kadar peşlerini bırakmasın. Basit bir sicil affı ile gönüllerini kazanmak devlete ne külfet getirecek, ordunun disiplinini hangi sebeple zedeleyecektir?  

Hükümetlerin tutumuna gelince:

Çok söylendi ama yine de söylemeden geçemeyeceğim.

Sadece son on iki yılı ele aldığımızda; 57. Hükümet zamanında yani 2002 yılının başında 631 sayılı KHK ile Subaylardan, emekli yarbay ve daha üst rütbede olanların maaşlarında % 35’e varan iyileştirmeler yapılmıştır. O yılın 30 Ağustos’unda emekliye ayrılan Genelkurmay Başkanı veda konuşmasında yapılan icraatları sayarken, “Personelin maaşlarında iyileştirme düzenlemeleri yaptırdığını söylemiştir” Bu sözler, üstelik  dönemin Başbakanı ve Cumhurbaşkanının önünde söylenmiştir. TSK’de personelden kasıt, yarbay ve daha üst rütbede olanlar mıdır? O yıldaki ütğm. şimdi yarbay olduğuna göre düşük rütbedeki subaylar için dahi bir sorun var mıdır?   Assubaylar söz konusu olduğunda 58 ve devamındaki bu hükümetin de değişmez ve standart birkaç gerekçesi her zaman olduğu gibi hazırdır.

  • Assubayların mevcudunun fazla olması
  • Kaynak yetersizliği
  • Assubaylara hak verirsek, diğer kamu görevlileri de talep eder.

2002 yılından itibaren, kamuda çalışan işçiler dahil olmak üzere özlük hakları ile ilgili düzenleme yapılmayan tek meslek grubu assubaylardır. Bu hükümet tarafından kendi kurumumuzdaki bir takım personele dahi birkaç defa (Albaylara kadrosuzluk tazminatı, Komkarsu tazminatı vs) düzenlemesi yapılmış, 2002 yılından itibaren Milletvekili Danışmanları dahil imam, polis, öğretmen, Kamuda çalışan işçi vs. tamamının özlük haklarında iyileştirmeler yapılmıştır. Kimsenin aldığında  kesinlikle gözümüz yoktur. Tek itirazımız, göz göre göre bizlere ayrımcılık duygusunun yaşatılmasıdır.  Assubaylar neden görmezlikten gelinmeye devam edilmektedir? Gazetelerde her yıl birkaç kez “Assubaylara maaş iyileştirmesi, düzenleme, zam, devrim haberleri” yaptırılmış, yazılı ve sözlü açıklamalar yapılmış, iş meclis gündemine taşındığında ve önerge verildiğinde, “Kabul edilmemiştir” “Red”edilmiştir…  Bunu yalnızca kaynakla açıklamanın imkanı var mıdır? Son on bir yıldır en çok övünülen konu ekonomi, büyüme, milli gelirdeki artış, düşük enflasyon vs.dir. Öyleyse neden kaynak yalnızca bizim için sorun olmaktadır? Özel bir sebebi varsa açıkça  söylensin.

Sonuç olarak:

Emekli assubayların tek  haklı talepleri tazminat değildir. Özellikle son on iki yıldır ayrımcılık boyutuna varan ötekileştirmedir.  Özellikle intibaklar, başlangıç dereceleri ve elbette tazminat talepleri bir lütuf değil en doğal haklarıdır. Gelmekte olan 926 sayılı Yasa Tasarısında bu talepler olmazsa olmaz taleplerdir. Bu taleplerin  yok sayılmasını kabul etmemiz mümkün değildir.. Sırasıyla Gnkur.Bşk.lığının ve  mevcut iktidarın artık bizler adına mazeret ileri sürme dönemi sona ermelidir.

TEMAD, Assubayların hak ve hukukunu arayan bir STÖ ise, tüm çabalara rağmen dikkate alınmıyorsa, Anayasa ile tanınmış olan hak arama yollarını sonuna kadar kullanmalıdır.  Tek taraflı talep  ve söylemlerle, artık bir yere varılması mümkün değildir. Balçiçek Hanıma verilen cevapla, şüphesi olanlara Hükümetin de  tavrı net olarak ortaya konulmuştur.  Yeteri kadar kandırıldık ve oyalandık. Kendi temsilcilerimizden de aynı tutumun sergilenmesini kesinlikle istemiyoruz. Atı alan  Üsküdar’ı geçmek üzeredir. Sağ kalmayı başarabilenlerin  yeni baştan onlarca yıl uğraşması kaçınılmazdır.  On binlerce meslektaşımızın haklarını ne bekleyerek, ne de birbirimizle uğraşarak çözmemiz mümkün değildir.   Gönüllülük esasına göre temsilciliğimize talip olunduğuna göre, başarabileceğine inandığımız  meslektaşlarımıza demokratik yöntemlerle şans verilmelidir.

Saygılarımla…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.