Değerli Meslektaşlarım
Olacağı buydu. Yıl 2014. Bu çağda bir yere kadar vaziyeti idare edebilirsiniz. Ama hukuksuzluğun, adaletsizliğin sonsuza kadar sürüp gitmesi mümkün değildir. Mızrağı çuvala sığdırma devri artık sona erdi. Bu hususta ne kadar debelenilirse, çuvaldaki yırtık o derece büyüyecektir.
Ülkemizde yaşanan bu denli vahim durum karşısında, en fazla şehit ve gazi veren, ülkenin savaşçıları başkentin ortasında ölüme yatıyor. Ne kadar duyarsız kalınırsa, o kadar kepazelik ortaya dökülmeye devam edecek. En duyarsız ve ilgisiz olan insanlar dahi, yaşanan ve ortaya dökülenlerle ülkenin bekası için canlarını ortaya koyanların talepleri ile mukayese etmeye başlayacaklardır. Yıllarca; “bizi aldatmayın, avutmayın, oyalamayın bizi ve milletimizi kandırmaya çalışmayın” diye bağırdık. En büyük tehlike, insanla oynamaktır. Hele masum ve emekçi ve vatansever İnsanla oynayanlar bedelini hep ağır ödemişlerdir. Bu insanlar ülkenin bekası için canlarını ortaya koyanlar ise hem iç, hem de dış dünyaya karşı ortaya çıkan durum daha da vahimdir. Dilerim akıl tutulması yaşayanlar, kendi menfaatleri yoksa, başkaları için kör ve sağır olanlar, ülke ve dünya tarihinden de dersler çıkararak doğru yolu bulurlar.
Haksızlığın, ayrımcılığın ve hukuksuzluğun giderilmesi adına ölüme yatan tüm meslektaşlarımı en içten duygularımla destekliyor ve yüreğimin ve benliğimin onlarla birlikte olduğunu belirtmek istiyorum. Bu meslektaşlarıma destek olmak artık, hak aramaktan daha öte, bir insanlık ve onur meselesi olduğu açıktır. Yeter ki kandırılmasın, aldatılmasın ve gerçekler olduğu gibi kendilerine izah edilsin. Bu millet, her zaman mazlumun yanında yer almasını bilmiştir. Onuru için yapılan mücadeleyi de doğru değerlendirecektir. Dilerim bir tek meslektaşımın burnu bile kanamadan bu haklı mücadeleye olumlu yanıt verilir. Aksi durumda, bizleri ölüme mecbur bırakanlar sonsuza kadar sorumlu tutulacaklardır. Dağ gibi sorunları sistematik bir şekilde üretip, bu meslektaşlarımın yaşamlarını feda edecek noktaya getirenleri, bu sorunları bilerek ve isteyerek çözmeyenleri şiddetle kınıyorum.
Sağlık sorunu dışında assubayım, insanım, onurluyum, haksızlık ve hukuksuzluğu hazmedemem diyen herkesin bu mücadeleye katkı vermesi gerekir. Geçerli mazereti olmadığı halde, katkı vermeyenler inandırıcı olamayacakları gibi, dolaylı olarak mesleğine, kendisine ve aile fertlerine en az duyarsız kalan yetkililer kadar zarar vereceği unutulmamalıdır.
Saygılarımla….
Assubay olmadan ne darbe ne demokrasi olur, bunun 15 TEMMUZ’daki hainlerin darbe girişimi sırasında görülmesine rağmen maalesef hala ön yargılar devam ediyor. MS Üniversitesi kuruluyor, Asb.okulları çağın gereklerine rağmen fakülte olmuyor, Asb.larla ilgili verilen sosyal ekonomik kararlardan tek kelime eden yok, olağanüstü hal yasalarında YAŞ toplantısında Assubaylarla ilgili radikal kararlar alınmıyor… Ne demişler bu kafa ile gidersen askere zor alırsın tezkere.Bu kafa ile GÜÇLÜ ORDU GÜÇLÜ TÜRKİYE korkarız slogan olarak kalacaktır.