Merhaba,
Toplum içindeki her türlü oluşum, demokratik kurallar ve düzen-nizam gereği yöneticiler tarafından yönetilir. Zira daha iyisi bulunana kadar, elimizdeki en iyi seçenek demokrasidir. Onun da işlerlik kazanması için, yönetmeye aday olanların yönetilecek olanlar tarafından “daha çok tercih edilen” kriterini yerine getirmesi gerekir.
Buraya kadar her şey normal! Sorun, yönetmeye aday olanların bu işi yeterince iyi yapamaması, art niyetli olduğunun sonradan anlaşılması, iyi niyetli olsa bile başka gerekçelerle vaatlerini yerine getirememesi gibi olumsuz durumlar ortaya çıktığında başlıyor. Yönetenlerin oturduğu koltuktaki, ne menem bir şey olduğunu biz yönetilenlerin anlayamayacağı efsun, bu kişilerin yönetemeye yönetemeye yöneticiliklerini sürdürmelerini sağlıyor. Oysa “gelişmiş ülkelerde”, adına “istifa” dedikleri çağdaş bir kavramı devreye sokuyorlar ve o işi daha iyi yapabilecek bir başkasının devralmasına olanak sağlıyorlar. Bize de “gelişmekte olan ülkeler” yaftası yakıştırılıyor ya, yıllardır bu tanımı zaman zaman sorgularım. Evet, bazı konularda elbette gelişiyoruz, her şey yerinde saysa herhalde halktan ses çıkar. Benim gördüğüm kadarıyla, bu tür istifa gibi kavramlarda biz, olsa olsa “gelişmeye direnen” kategorisinde olabiliriz.
Saygılarımla!