Yeni bir TEMAD GENEL MERKEZ seçimleri yaklaşırken şimdiki sayın Ahmet KESER yönetimi bu iki dönemlik icraatları ile verdiği görüntü, başarılı mı yoksa başarısız mı? Sayın başkanın ve arkadaşlarının süreçteki icraatları ile sınıfımıza ne kazandırmıştır? Gelecek olan yeni genel başkanlık seçiminde kürsüde delegasyona ne gibi artılar sunabilecektir? Konulara geniş bir acıdan bakarak irdeliyelim, buyurunuz…
Tüzük sınıfımızın en önemli konusu iken bu konuda sayın yönetim istenilen değişikliklere korkarak bakmış bir nevi geçiştirmiştir. Zira tüzük ile yönetimsel bir kalkan yaratmıştır. Bu yüzyılda!…
Ankara dışından ismine ne derseniz deyin “duayen, akil insan, kanaat önderleri vs.” arkadaşlarımızın katılımını bir nevi engellenmiştir. Konu ile ilgili donanımlı arkadaşlarımızın önerileri “üstelik yasaya aykırı olarak” değerlendirilmemiştir. TÜZÜK çok önemli bir assubay sınıfının ANA OMURGASI olacak iken özellikle bir kaç saata sığdırılarak delegasyonun önerileri değil birilerinin kişisel beklentilerine göre hazırlanmış ve NOTER gibi yönlendirmelerle oldu-bittiye getirilmişdir.
Oysa..
Görev süreleri tüzük değişikliği ile sınırlandırılmalıdır. Ama kurultaydan sonra yapılacak tüzük değişikliğinde bu görevler sınırlandırıldığında yine amaca ulaşır. Metropol illerde il başkanlığı statüsü tespit edilmeli siyasi partilerde görev alan yöneticilerin istifa etmeleri sağlanmalıdır. Tüzüğün daha geniş ve rahat bir ortamda, delegasyonun düşünce üretirken olumsuz koşullardan etkilenmediği ortamda tartışılması gerekirdi. Sayın yönetim ne yaptı? Dikmen kapısından bir kaç saatliğine kurultaya!
Genel olarak bakıldığında isim olarak dile getirmiyorum,gönüllülük esasına göre destek verenleri kazanmak yerine dışlamanın büyük bir kayıp olduğu kesindir. İçlerinde her birinin sınıfımız için değerler olduğunu gözlemliyorum.
Yöneticiler bu İHRAÇ KALKANINI kullanmak yerine farklı yöntemleri, farklı yaklaşımlar ile değerlendirmeli idi. Zira karşınıza küstürülmüş ötekileştirilmiş bir gurup yaratıyorsunuz. Bu dogru değil diye düşünüyorum.
Şu an bu insanlar YENİ TEMAD oluştursalar gerçekten büyük bir oluşumun temellerini yükseltirler!
Göreve gelindiğinden bu yana sayın Keser ve yönetiminden geniş kapsamlı bir açıklama duymadık. Bu konuda iyi niyetli sorgulamalarımız ve bilgi talebimize hiç bir zaman yanıt alamadık. Bizi temsil edenler ne yazık ki temsil ettiklerini üzülerek ifade etmek gerekirse “ADAM YERİNE” koymadılar!
Son olarak 22 Ağustos 2013 olağanüstü seçimde sayın KESER (başkan olmadan kendisini sosyal medyada ifade ettiğini ve sosyal medyanın desteği ile seçildiğini unutarak) “ben sadece delegasyonuma bilgi veririm” diye sosyal medyayı yani bizleri ve bu gibi sayfalara verdiği önemi ifade etti!
Ama ara sıra özel şapkalı kitap satıcıları ile bilgi paylaşımında bulundu. Eleştirene sorgulayana ayar vermeye çalışıldı! Mali konularda yasalar gereği olan yükümlülük dahi yerine getirilmedi.
Ayrı bir tartışma konusu olan genelkurmayla ilgili görsel medyada sayın başkanın konuşmaları sonucu maksadı aşan eleştiriler yüzünden hatlar koptu bir anda. Yazılı olmasa da ne zaman Genelkurmay 270 kıdemli assubay muvazzaf arkadaşımızı toplantıya davet etti hakkınızda suç duyurusu ve orduevi yasağı getirdiler. Bunun anlamı net şu idi; ”BEN KESER YÖNETİMİNİ TANIMIYORUM”. “Bu yönetim ile bir daha görüşmeyeceğim fakat TEMAD’ın tüzel kimliği ile sorunum yoktur” mesajı vermiştir.
Defalarca yazılan, çizilen yalvarırcasına yapılan yaklaşımlar ile “BİZLERİ BİR DİNLEYİN” çağrılarımıza bir ses alamadık nedense. YOK SAYILDIK! Sorunlarımızın kaynağı olduğu kadar çözüm makamı olan genelkurmayla görüşmeden sorunlarımızı nasıl anlatabiliriz, nasıl çözebiliriz? Parmağın gösterdiği yönü değiştiremedik.
Yanlış adımla başlayan bir işlem sonrasında hep yanlış olur. 17 Ekim Dünya Assubaylar Günü farklı bir yaklaşım ile koordinasyon içinde yapılabilse idi konu tüm silahlı kuvvetlerce bir koordinasyon içinde tüm personel ile bütünleşerek kucaklaşarak gerçekleşebilirdi. Fakat sayın yönetim “çatışma” tarzını seçti.
Her ne kadar Temad ablemimizde yıl 1984 de olsa derneğimiz daha eskidir. Özellikle sayın şimdiki yönetim kadrosu bu denli büyük mali desteği tarihinde ilk kez bu rakamlara ulaşmış ve de yerinde kullanamamıştır. Hiç bir zaman bu rüzgarla hedefe yönelinmemiş ve bir yazımda belittiğim gibi bizleri “okyanusta rüzgarsız bir yelkenli” gibi bırakmışlardır. Mevcut rakamlar ile şu an kendi binamızda olabilirdik ve sayın KESER de gelecek genel kurula göğsünü gere, gere işte diyebilirdi. Olmadı!
Son üç yıldır bu sınıf tek bir şey istedi sizden; EKONOMİK KAZANIMLAR. Bu konuda tek bir sözünüz olamaz. Diğer ÖZLÜK HAKLARIMIZ bu yaklaşımlar sonrası daha da GERİ gitti.
Bizden istediğiniz her türlü maddi ve manevi desteği sizlere sunduk ama şimdi birileri size sorsa “sayın KESER kendinizi başarılı buluyor musunuz?” diye…
22 Ağustos sonrası güvenimi askıya aldığımı ifade etmiştim.
Gelecek günlerde sessizce hazırlanan bir oluşum olduğu kesin. Zaten yanlış hatırlamıyor isem 8 oy fark ile seçilmiş idiniz. Gelecek aylarda muhtemelen başarılarınızı anlatmak için değil yeniden seçilmenizi sağlayabilmek için bir Türkiye turuna çıkacaksınız. Seçimlerin bitmesini bekliyorsunuz. Şu görülüyor ki yeni delegesyon bu kez nasıl bir yaklaşım sergiler bilinmez. Tekrar seçilebilirsiniz ama bu toplumun umutlarını yeniden yeşertmeniz ve iktidar olmanız ne yazık ki mümkün değil…
Başarının anahtarı ekip çalışmasıdır, bu biliniyor. Ekip sadece yönetim degildir, doksanı aşan bir büyük oluşumda genel merkezin tüm noktalarla bu yaklaşımı yaptıgı söylenemez.
Ortak bir başarı için, ortak çalışma grubu içinde beraber uyum içinde çalışmasıdır ekip ruhu. Ekibin her bir bireyi ekip ruhu sayesinde birbirlerini tamamlayarak, birbirlerinin eksikleri tamamlayarak ekibi daha başarılı yapmak için uğraşırlar. Ekip/Takım Ruhu ekibin sağlıklı devam etmesi, başarıya ulaşması ve kaliteli işler çıkartabilmesi açısından çok önemli bir kavramdır.
Temad bir çok halkanın bir bütünüdür. Bir yerde yani bir halkadaki sorun tüm sisteme yansır. Sayın başkan bu süreci iyi okuyamamıştır. Gerek 22 Agustos gerekse pes gurubunun dagılması sadece sayın Yüksel BİNİCİ arkadaşımızın tutumları sonrası ne acıdır ki yaşatılmıştır. Kişisel sürtüşmeler ve yaklaşımlar sınıfımıza çok zarar vermiştir.
Bizler silahlı kuvvetlerin kahrını birlikte çekmiş arkadaşlarız. Sayın başkan koltuğa oturduktan kısa bir sure sonra farklı davranmaya başladı. Sahneye gelirken, uygulanan sunum ile bir anda alkışlanırken dahi bu acıyı farklı değerlendirenler oldu. Türkiye’nin dört bir yanından yaşlı ve bitkin bir halde, uykusuz gelenleri kapıda karşılamak yerine son anda bir özel kişilik uygulaması ile temsil ettiği arkadaşlarının bu tarzda birlikte olması tepki çekti.
Kendini diğer insanlardan daha üstün görme, yüceltme karmaşasıdır yaşatılanlar. Kişi hep üstün duruma geçme, sahip olma, kendini kahraman gibi görme davranışları sergiledi.
Özetle bizi temsil etme sözü verenler bizi yönetmeğe odaklandılar. Bugün sosyal medyada sözde Temad savunucusu olanların ahlak dışı saldırılarına bulaşmak istemediği için birçok meslektaşımız aklından, gönlünden geçeni açıklamıyor. Umutsuzluk içindeler, bu çok tehlikeli bir güven duygusunun tehlike sinyalidir, hâlâ görmemekte ısrar ediliyor.
Yaşadığımız ortamda, gerek özel ilişkilerinizde size yapılan eleştiriler karşısında alınganlık veya öfke gibi hisler mi yaşıyorsunuz? Eleştiri karşısında duyulan bu hisler gayet insanidir; fakat eleştirileri kabullenmek ve kaldırabilmek de büyük bir erdemdir.
Kendinize hatırlatın: “Kimse mükemmel değildir”
“Hatasız kul olmaz”
Saygılarımla.