Dolar 35,4856
Euro 36,4774
Altın 3.091,70
BİST 9.977,94
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 7°C
Parçalı Bulutlu
Ankara
7°C
Parçalı Bulutlu
Cts 7°C
Paz 7°C
Pts 8°C
Sal 7°C

ASSUBAY OLMAK

"Yazarların yazıları kendi düşünce ve sorumluluklarını taşır"
28/04/2012 12:34 PM | Son Güncellenme: 30/03/2024 12:45 PM
3

assubay-olmak

Mesleğe başladığımda Assubay olmakla aslında ne olduğumu içten içe sormuştum. Statüm kariyerim neydi? Kısa bir anıyla anlayıvermiştim her şeyi…

Henüz Assubay Çavuş idim. Bir teğmen ile arkadaş olmuştum. Beraber gezerdik. İkimiz de aynı gemide çalışıyorduk. Onun diğer teğmenler varken benimle arkadaşlık etmesi, benim de diğer assubaylar varken onunla arkadaşlık etmem doğrusu o zamanlar bana çok sıra dışı gelmemişti. Farkındalıkları öğreneceğimizin ilk derslerini almaya başlamıştık.

Arkadaşımla limanda geziyorduk. Sonra kamarada sohbetler ediyorduk. Onun kamarası dört kişilik idi. Benimki 46 kişilik. Kamarasında bazen çay içer ve tost yerdik. Asker hemen getirirdi. Ama benim kamarama hiç girmezdik. Diğer subay ve assubaylardan oluşan arkadaşlık ortamlarına pek girmezdik. Aramızda alınganlık veya kırılganlık yaşansın istemezdik. Aramızdaki farklılıkları sessizce geçiştirirdik. Bir gün beraber otururken aklına yapması gereken bir iş geldi. “-Gel gidelim diğer gemiye arkadaşların yanına, hem şu işi halledeyim hem de beni beklersin.” Dedi. “-Tamam” dedim biraz ürkek, biraz korkakça… Sonra diğer teğmenlerin bulunduğu diğer gemideki arkadaşlarının yanına gittik. Ben assubay çavuştum. Onlar teğmen idi. Sohbetleri çok hoşuma gitse de onlar ve ben sanki ayrı dünyaların insanı olmalıymışız gibi bir kabulleniş içime sindiği için kendimden nefret etmiştim. Bir an önce kurtulmalıydım bu kompleksli halimden. Kurtuldum da… O gün sohbet esnasında yine bir sürü tost ve çay geldi. Yedik içtik. Gemide çalışanlar bilir ne demek istediğimi. Bir assubayın kamarasına böyle bir servis yapılması imkansızdır. Yatakları bile asker nizamı gibidir. Ancak teğmenlerin kamarası o kadar şamatalıydı ve o kadar özgürdü ki… Arkadaşım ve ben statüko denilen, insanları birbirinden uzaklaştıran bir nehirin ayrı kollarına doğru akıyorduk. Ona kızmak istiyordum ancak kızamıyordum. Çünkü hangimiz farklı davranabilirdik? Hangimiz sunulan imkanları dirseğimizle itebilirdik? Başlama aşamasındaki bir arkadaşlık hafif hafif, havada uçuşan bir tüy gibi yok oldu gitti.

Meslek hayatı bizi yavaş yavaş pişiriyordu. Derken tayin oldum. O zamanlar Assubay Kıdemli Çavuştum. Yani insanın yeni yeni kolundaki rütbesini hissettiği, Assubay çavuşluk korkak ve ürkekliğini atarak, ataklaştığı yıllar geldi. Şakalar ve sohbetler arasında gençlik yılları başlamıştı. Ancak tokat bu… Nereden ne zaman geleceği belli değil.

Yeni tayin olduğum Ankara’da kulaklığımı takıp otururken ihtiyar yaşlı, aklı başında yüzlerce kişinin üzerine amir diye konulan bir teğmen odamıza girdi. Botlarını gıcırdata gıcırdata yanıma geldi. “– Revire çıktın mı?” diye sordu. “-Evet çıktım. Geldim.” dedim. “-Benimle gel” dedi. Ben de kulaklığımı çıkardım ve bir mahkum misali peşine düştüm. Sonra Land Rower’a bindik. Hiç konuşmuyordu. Beraber revire gittik. Doktora beni gösterdi. Doktor teğmeni azarladı ve “Hayır be adam. Ben sana ne diyorum, sen bana kimi getiriyorsun?” diye teğmene çıkıştı. Anlaşıldığı kadarıyla gözlüklü olmam sebebiyle tarif üzerine oraya getirilmiş yanlış biriydim. Teğmen oracıkta beni bırakıp beraber geldiğimiz arabaya atladı ve gitti. Ben Ocak ayında, yerde yarım metre kar var iken revirden birliğime kadar olan yaklaşık iki kilometre yolu yürüyerek tekrar görevime başladım. İlk saatlerde “ne olacak delikanlı adamım.” Dedim. Ancak daha sonra neye yanacağımı şaşırmıştım. Kırılan onurum ve gururuma mı? Soğukta yürüdüğüm yola mı? Hastalanıp faranjit olup yediğim iğnelere mi?

Sonraları ilgi alanlarım değişti. Artık filmlerdeki başrollerdeki artistlere bakmıyordum. “Rüzgar gibi geçti” filmindeki Bayan O Hara veya Clark Gable değil, uyuyan beyaz bayanların yataklarının başındaki yelpaze sallayan zenci çocuklar dikkatimi çekiyordu.

Rafet El Roman’ın sahne performansındaki vokalistlerin başarısını alkışlıyordum. Ekmeğimi en küçük ve en az satan bakkaldan almaya çalışıyordum. Arkadaşlarımla yaptığım tartışmalarda asla ve asla kişilerin etki veya nüfuzlarını düşünmeden direkt doğru bildiğimi fütursuzca söylemeyi öğrenmiştim. Kalıpların çevrelerini öğreneceğim gençlik yıllarında kalıpları yıkma isteğim aslında kendi durumuma bir isyandan ibaretti. Evet ben artık assubay olmuştum.

Sonra kendi kurallarımı koymaya başladım. Kanunlar, yönetmelikler ve benim uygulamalarım… Karar almıştım ve yapacaktım. Veee yaptımda…

Vatan görevini yapmaya gelmiş anne baba kuzularına en şefkatli ve en arkadaş yanımı gösterecektim.

Onların eğer harçlıkları olmayanları varsa destek olacaktım.

Üzüntülü zamanlarında espriler yaparak onları güldürecektim.

Ve yıllar işte böyle geçti…

Geriye dönüp baktığımda artık ben değil, biz vardık.

Çünkü bu yaşadıklarımı her assubay yaşamıştı.

Çünkü çevremdeki bir çok assubay ya cebinden şeker çıkarıp askerlere dağıtır, onlarla şakalaşır, ya da muhakkak bir derdine ilaç olmaya çalışırdı.

Galiba Assubay olmak buydu.

Saygılarımla…

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
12/12/2015 3:40 PM
12/12/2015 3:40 PM
05/09/2015 11:04 AM
27/02/2015 5:22 PM
07/02/2015 7:04 PM
04/01/2015 6:09 PM
01/01/2015 2:00 PM
19/12/2014 9:17 AM
31/10/2014 6:24 PM
04/07/2014 7:37 PM
16/05/2014 7:49 PM
27/04/2014 8:10 PM
06/04/2014 11:02 PM
18/03/2014 10:33 PM
16/03/2014 9:43 PM
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.