Askerinden, memurundan, siyâsetcisinden, yazarından, çizerinden
Sokakdaki bağrı yanık insanımıza
Ve
Bâhusus gazetecisine kadar
Her meslekden her meşrepden her rütbeden vatandaşımızın
Kimisi Assubay
Kimisi de Astsubay
Dedi, söyledi, yazdı, çizdi.
Bu güzel insanlarımızdan bâzıları da
Kelimenin üçüncü harfine şizofren mertebesinde kafayı takdı. Kânundan neşet eden hakkını kullanmak cesâretini gösderdi. Üşenmedi, aldı kalemi eline ve ‘t’ harfi kaldırılsın diye Meclis Dilekce Komisyonuna yazılı olarak müracaat etdi.
Curcuna makâmından icrâ edilen bu tartışma kervânına
Tek temsilcimiz
TEMAD bile bayrak açıp dâhil oldu.
2 Ocak 2014 tarihinde saat 19.15’de
Filaş televizyonuna mülâkat veren Başkanımız Sayın Ahmet KESER,
Kenan EVREN döneminde yazılı bir müracaatla
Kelimenin Astsubay’a dönüştürüldüğünü iddia edip ‘t’ harfinin kaldırılmasını istedi.
Televizyondaki konuşmasında Sayın KESER
Kânun 1951 senesinde ‘t’ li çıkmış dedi.
Mülâkatının devâmında “hukukcularımz ile bir araya gelip bu ‘t’ meselesini değerlendireceğiz. Gerekiyorsa hukûkî mücâdelemizi de veririz” dedi.
Sayın Başkanımız Ahmet Bey
emekliassubaylar.org’un kadim müdâvimlerindendir.
Kendisi
Hukukcularıyla bir araya gelip de mücâdele kararı vermişse şâyet
Dâva açmadan evvel
Önce
Bizim işbu makâlemizi
Sonra da
Emekli “Assubayların” özgür sesinin yankılandığı
emekliassubaylar.org mecrâsında bugünlerde neşredeceğimiz
Evvel’den Âhire Işıltılı Yansımalar ismiyle maruf makâlemizin üçüncü bölümünü okumasında sayısız faydalar var.
Zirâ
Her iki makâlemizde
TEMAD’ın açmayı düşündüğü dâvanın neticesini kökden etkileyecek çok önemli mehazlar fâş edeceğiz.
Evvel’den Âhire Işıltılı Yansımalar isimli 5 bölümlük makâle tefrikamızın üçüncüsünde bugünlerde fâş eyleceğiz.
Sabrı yâren eyleyip uykusuz gecelerimize
Bu kelimenin
Anamın babası rahmetli Hakkı dedemin
Defter-i Kebir dediği
Nüfus Kütüğüne kadar nüfuz eyledik.
Tarihin unutturmaya yeltendiği belgelerden
Bu kelimenin soy ağacını çıkartıp kamuoyuna ilân etdik. Öğütdük, un eyledik. Artık bu konuda söylenecek söz kalmadı.
Astsubay kelimesinin menşei hususunda taşlar yerli yerine oturdu oturmasına da.
Bu kelimenin üçüncü harfi olan ‘t’ harfinin akıbeti konusunda kamuoyumuz
Henüz ortak bir müşterekde ictimâ eyleyemedi.
Haklı olarak
Vicdânlar sükûn bulmadı.
Makâlemize konu işbu kelimenin soldan üçüncü sırasında keyif çatan ‘t’ harfinin
1980 Subay darbesinden sonra buraya cebren ve hile
Ve dahi
Emir gomuta zenciri dahilinde oturtulduğuna dair kamuoyumuzda yaygın bir kanaat hâsıl oldu son zamanlarda.
* * * * *
İştiyâkınız sabrının ödülünü bugün alacak.
İki farklı siperde mevzilenen bu eşhâsa
Şartlı bir müjdemiz var.
Bu saflardan sâdece birisi kazanmak koşuluyla
Gözünüz aydın!..
Bu meseleye öyle bir palta vuracağız ki
Bâtıl zâil olacak
Hak da bâki…
Üç otuz seneden ziyâde bir zamândan beridir
Astsubay unvanlı asker kişilerin gündeminde
Gugu çiçeği misâli ipil ipil salınıp duran
Gözümüzün önünündeki bu sis perdesini aralayacak
Ve
Bügüne kadar yanlış bilinen bir iddiayı
Bu makâlemizde bugün inşallah zâil eyleyeceğiz.
* * * * *
Kandilde yağ,
Gözlerde fer
Bedende ömür
Divitde mürekkep tüketip
Emek ve zamân öğütmek bahasına
Arayıp bulup
Anlayıp inanmak yerine
İşin kolayına kaçıp
Bize anlatılanlara
Daha da kötüsü
Duyduklarımıza inanmaya alıştırıldık 1980 subay darbesinden buyana.
Düşünmeden inanmaya alışdırılan insanlarımız
Çankaya’nın şişmanı Turgut ÖZAL ve Zottirik Kenan EVREN’in milletimize dayatdığı eğitimin ürünüdür.
Çünkü
Bir milleti önce köleleştirip
Sonra da sömürmek için böyle yapmak en kolay ve en tesirli yöntem sömürenlere göre.
Hangi konuda neyi, nasıl düşüneceğimizi
Nasıl anlayacağımızı ve
Ne söyleyeceğimizi bizden olmayanlar kabul ettiriyorlar bize.
Bir bakıyoruz hiç duymadığımız bir kelime dolanıyor ahâlinin diline;
Sürdürülebilirlik,
Farkındalık,
Mahalle baskısı,
Geçmişiyle yüzleşme,
BOP,
GODKAP,
RTE,
Medeniyetler ittifâkı, buluşması, sevişmesi…
İtibarsızlaşdırma,
Bilmem ne meselesi,
Açılım Süreci,
Çözüm süreci…
Bakıyorsun bir gün bütün münevverlerimiz(!)
Kümesdeki hint tavuğu gibi hep bir ağızdan
Aynı anda aynı kelimeyi gıdaklıyor.
Pimi çekilmiş el bombası gibi ortalıkda dolaşan bütün bu tuzak mehfumlar hakkında herkes kendileyin bir şeyler söylüyor da
Bunların içinde ne olduğunu kim, ne kadar biliyor?..
Söz var, aslında bizden değil.
Mesele var, aslında bize ait değil.
Çözüm süreci var, aslında gene bizim değil.
Türk Milletine son yarım asırdan ziyâde bir zamândan beridir dayatılan bu beşeriyyet mühendisliğinin bir benzerini de biz astsubayların unvanı olan kelime hakkında piyasaya sürüldüğünü görüyoruz; Assubay…
* * * * *
Şu anda kendisi ne yapıyor, bilmiyorum
Fakat
İşbu makâlemizde ortaya dökeceğimiz
Islak imzâlı
Ve dahi
Devletimizin mühürlü belgeleriyle
Bugüne kadar kendisine isnâd edilen
“Astsubay kelimesine ‘t’ harfi eklediği suçlamasından”
Darbeci Kenan
Biz Astsubayların huzurunda bugün beraat edecek…
Astsubay tâbiri konusunda
50 seneden belli dillere dolanan bir ezberi bozacak
Ve
İstemeyerek de olsa
Kendilerini sukût-u hayâle uğratacağız…
Astsubay tâbirindeki ‘t’ harfi kaldırılsın diyerek
Bıldır
Meclis’e dilekce veren kıymetli meslekdaşlarımıza da şu bilgiyi verelim.
Meslekdaşlarımızın Meclis Dilekce Komisyo’nuna verdiği yukarıdaki dilekcede
Altını kırmızı çizgi ile ayırt etdiğimiz cümlede gündem etdikleri iddia doğru değildir.
Astsubay terimine ‘t’ harfini Zottirik Kenan ilâve etmedi, etdirmedi…
Zottirik Kenan bu hususda sütden çıkmış ak kaşıkdır.
Bir başka ifâde ile söyleyelim; ‘Assubay’ kelimesini ‘Astsubay’ şeklinde değiştiren subay, Darbeci Kenan değildir.
Merâk buyurmayınız can dostlarım!
ATATÜRK’ün 1935 senesinde bizzat türetdiği Asubay kelimesine
1938 senesinde ‘s’ harfi ekleyen
1951 senesinde ‘t’ harfi ilâve eden sahtekâr subayların çevirdiği orostopolluğu
Evvel’den Âhire Işıltılı Yansımalar isimli beş bölümlük makâlemizin üçüncüsünde bugünlerde neşredeceğiz…
* * * * *
Peki
Astsubay terimine ‘t’ harfini ilâve etmedi, etdirmedi de
Zottirik Kenan
“Kimseye hayrım yok, artık al canımı!” diyerek
Bugünlerde Azrâil Aleyhisselâm’a yakaran
Darbeci Kenan
Kudretli günlerinde ve devr-i iktidârında
Astsubaylara elvân çeşitli haksızlık, zulüm ve
Keşişdağının 82’lik Tarzanı
Emekli Jandarma Astsubay Sayın Mehmet KAYALI’nın deyişiyle “cürüm îkâ” etdi.
Fakat meslek unvanımız ‘Astsubay’ kelimesine dokunmadı.
Zottirik Kenan
Emir buyurup
5802 sayılı ve 1951 tarihli Astsubay Kânun’unun
Yukarıda gördüğünüz birinci maddesindeki hükümün
Sâdece yerine getirilmesini istedi.
Hepsi o kadar.
Kamuoyuna hörmet ile fâş eyleriz.
Şükrü IRBIK
(E) SG Tls.Astsb. III Kad.Kd.Bçvş.