Bodrum’da, “karaya vuran çocuğun” cesedine iyi bakın,
Vatansızlığın resmidir o.
Annesiyle, babasıyla umuda yolculuğa çıkıp da, sonu hüsranla biten resimdir o.
Belki annesi son nefesine kadar, boğulurken bile, onu kurtarmaya çalıştı,
Ya babası kim bilir nasıl çırpındı,
Varsa, kardeşine, kardeşlerine neler oldu?
Son anlarında neler yaşadılar? Ve ne düşündüler?
Bu resme iyi bakın!
Çünkü bu resim;
Tükenmişliğin, çaresizliğin ve umudun bittiğinin resmidir,
Vahşi kapitalizmin, kan emici emperyalizmin, karaya vurmuş halidir,
Çok uluslu şirketlerin, silah tüccarlarının, savaş çığırtkanlarının çabalarının sonucudur o resim,
Kapitalistlerin, dolmak bilmeyen kasalarının anahtarıdır o resim,
İnsanlara yerini yurdunu terk ettiren çok uluslu sözde savaşçıların eylemlerinin sonucudur o resim,
Orada ölen sadece bir çocuk değil,
Tüm insanlığın, 21. Yüzyılda dünyanın öldüğünün resmidir.
Savaş isteyenler o resme daha iyi baksın,
Hanginiz çocuğunuzun cesedini bu şekilde karaya vurmasını ister,
Ya da kendi cesedinizi böyle görmek ister misiniz?
Hiç bilmediğiniz bir yerde, bir akrabanızın cesedinin, böyle karaya vurması hoşunuza gider mi?
Resme baktığınız kadar, çocuğun kara gözlerine bakacak cesaretiniz var mı?
Otopsiden sonra kimsesizler mezarlığına gömülecek o çocuk,
Kim olduğunu, nereli olduğunu , akrabalarını kimse bilemeyecek,
Yitip gidecek bu dünyadan,
Arayanı, soranı da olmayacak, sonsuzluğa uçup gidecek.
Ya hiç cesedi karaya vurmayanlar,
Bilinmedik denizlerin dibinde bedeni yok olup gidenler,
Orada karaya vuran ceset değil, insanlıktır,
İnsanlık bile, insanlığından utanır oldu da, insanlar utanmadı o resimden,
Güle güle çocuk,
Güle güle çocuklar,
Güle güle insanlık,
Bize mutluluğun resmini çizemedin ama, acının heykelini yüreğimize diktin be çocuk!