Türk Genelkurmayı, Emekli Astsubaylar Derneği Başkanı başta olmak üzere bazı emekli astsubaylara Ordu evlerini yasaklıyor. Gerekçeli yazıyı görmedim ama muhtemelen birtakım yönergelerle gerekçelendirilmiş olmalı. Çok emin olduğum bir husus ise “disiplin” konusunda birtakım zorlama yorumlarla “disiplinsizlik” sonucu çıkarıldığı.
Durumun öyle olmadığını herkes biliyor. TEMAD Başkanı veya diğer arkadaşların fikirleri hoşuna gitmiyor Genelkurmayın. Altını bir kere daha çizmek gerekir “FİKİR”, eyleme dönüşmüş bir durum yok!
Umulurdu ki, Türk Silahlı Kuvvetleri hukuksuzluğun ne demek olduğunu anlamış olsun, hiç değilse kendi içinde, kendi mensuplarına karşı hukuktan ayrılmasın.
Türk Silahlı Kuvvetleri tarihinin en büyük darbesini “kanuni” bir takım gerekçelerle, ama “hukuk” ile ilgisi olmayan yargılamalarla yaşadı. Ömrünü görevine adamış, “candan önce vatan” demiş gerçek askerler çok acılar çektiler.
Amaç, emekli ile çalışan arasındaki bağı koparmaksa bunun imkansız olduğunun biliniyor olması gerekir. Günümüzün iletişim çağı koşullarında, dünya küçücük bir köye dönüşmüşken, dünyanın her tarafı ile anında iletişim kurabilmek mümkünken, hele de aradaki bağ gönül bağı ise bu bağı koparmaya hiçbir makamın, otoritenin gücü yetmez, yetmeyecektir.
Bu gün “muktedir” olanlar, en azından bize karşı muktedir olanlar, Bingöl devlet Karayolunu hendek kazıp kapatanlara, ya da karargahın önündeki bayrağı indirip yere fırlatanlara karşı gösterdikleri sabrı bize karşı gösterememektedirler.
Gerçekten bu kin, bu hırs, bu dışlama, bu fırsat kollama neden?
Sayın Umur Talu’yu kızının yaş gününde Genelkurmay Askeri Mahkemesine çağıran dünün muktedirleri nerede bu gün? Neler yaşadılar? Umur TALU ise hala Umur TALU.
Bu günün muktedirleri de yarın bizimle aynı rütbeye gelecekler… Emekli… Sonrasında ne yazarsa yazsın, emekli emeklidir. Bunu yaşayacaklar. Belki cenazeleri başka camiden kalkacak, o kadar kul hakkı ile hangi camiden kalkarsa kalksın gidilecek yer aynı, hakkı olan hakkını alacak, hiç şüphe yok!
Peki yapılmak istenen ne bu yasakla?
“Ben mahallenin zengin çocuğuyum, bilyeler de, futbol topu da benim, alır eve giderim, ya da istediğimi oynatır, kuralları ben koyarım” diyorlarsa…
Buyursunlar… Topları da, bilyeleri de onların olsun.
NOT: Siyaset sokmadım bu köşeye…Ama bir cümlecik yazmadan da geçemeyeceğim! Eğer Ekmeleddin İhsanoğlu kazanırsa seçimi, bu Tayyip ERDOĞAN’ın toplumu kamplaştırmasındaki başarısı olacaktır. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun başarısı değil!