AĞLAMA DUVARI HİKAYESİ
1997 yılında emekli olmadan önce tanıdığım, yanlış hatırlamıyorsam 1939 mezunu bir ağabeyimden dinlediğim ibret dolu yaşam öyküsü nedeniyle TEMAD’a ilgi duymuş, emekli olunca TEMAD’a üye olmayı, elimden geldiğince de katkı sağlamayı hedeflemiştim. Ancak; emekli olduğumda elime geçen bir TEMAD Dergisi’nin iç sayfasında o dönemin TEMAD Başkanı’nın “Sayın Komutanım” diye başlayan yazısını görünce devamını okumadan dergiyi de TEMAD’ı da bir kenara bırakmıştım.
Belki daha önce yazmışımdır, tekrar ise lütfen hoş görün, sözünü ettiğim adaşım Hüseyin Abi Erzurum Garnizonunda Cemal TURAL Paşanın Genelkurmay Başkanlığı dönemine ait bir anısını anlatmıştı.
O dönemde Erzurum’da Subaylar için Ordu Evi vardır ama astsubayların yoktur. Astsubaylar toprak damlı bir kahvehane ile anlaşıp, kendilerine mekan tutarlar. Kendi aralarında para toplayıp bir de radyo alırlar. O dönemde radyo lüks bir araç. Cemal TURAL Paşa Erzurum’a denetlemeye gelir. Kendisine astsubayların gazinosundan bahsedilir ve görmek ister. Astsubay Gazinosuna (!) geldiğinde radyoyu görür. Subay Ordu Evinde radyo yoktur. “Alın bu radyoyu, Subay Ordu Evine götürün, subayda olmayan astsubayda olamaz” der. Ve astsubayların kendi paraları ile aldıkları radyo Subay Ordu Evine gider.
Aradan yarım asırdan fazla geçmesine rağmen bu zihniyet ne yazık ki varlığını canlı bir şekilde sürdürmektedir.
Bir de bizim tarafa bakalım.Yaklaşık yirmi yıldır karınca kararınca bu mücadelenin içindeyim. Konuyu bir Yahudi fıkrası ile özetleyeyim.
Bilirsiniz, Yahudilerin meşhur ağlama duvarı vardır Kudüs’te!
Yaşlı Yahudi ağlama duvarının karşısında içtenlikle dua etmekte, göz yaşı dökmektedir. Bir gazetecinin dikkatini çeker ve Yahudi’nin duasını bitirmesini bekler ve sorar.
“-Ne kadar zamandır buraya gelir ve dua edersin?”
“-Tam kırk yıl”
“-Az önce de dua ettin, ağladın o anda ne hissediyordun?”
“-Sanki duvara karşı ağlıyor gibiydim”
Yirmi yılın ardından geriye baktığımda aynı parçalanmışlık, ortak bir noktada buluşup bir hedefe odaklanamama, şişkin ego, başkanlar değişse de bakış açısı değişmeyen, lider olma özelliğinden yoksun TEMAD Başkanları… Aşamadığım bir duvarın önünde yirmi yıldır boşuna çabaladığımı düşünüyorum.
Aslında kötümser bir insan değilim, ama bir avuç mücadeleci arkadaşın, yüzlerce yazısı, feryatları, çabaları duvara çarpıp geri dönüyor gibi.
Bir şeyler sonunda mutlaka değişecek, ya biz “mücadele” etmenin yolunu öğreneceğiz, ya da muhataplarımız yıllarca süren çok iyi farkında oldukları ölçüsüz haksızlığa son verecekler.
Kaç kuşak daha mağdur olacak, onu bilemiyorum!