Yıllardır karınca kararınca Astsubayların özgür sesi olan bu sitede “EKŞİ KÖŞE” de yazılar yazarım, daha doğrusu yazardım.
Yıllar önce kendisi ile ilgili ima bile yokken bir başkası ile ilgili yazdığım, hakaret içermeyen, esprili bir yazıma, karşı taraftan bile görmediğim, ağır hakaretler içeren, ölüm tehdidine varan bir tepki aldım. Tepki gösteren ne yazık ki bir başka meslektaşımdı. (!) Daha sonra koruduğu kişi ile bana saldıran meslektaşım mahkemelik oldu.
Belki cevap bile vermemeliydim, herkes kendi karakterinin gereğini yapar demeliydim, diyemedim. Muhatabım fazlasıyla hak etmiş olsa bile, kendime yakıştıramadığım bir cevap verdim. O güne kadar hiç kimseye karşı kırıcı-hakaret içeren tek kelime yazmamıştım.
Kendi kalemimi kendim kırdım.
O gündür bu gündür birkaç röportaj dışında yazı yazmadım.
Kenara çekildim!
Kenarda duruyorum ama ezilen, hakları gasp edilen, enerjisini ortak akılla çözüme değil birbirine karşı kullanan bir toplumun parçasıyım.
Derneğimiz, geleceğini siyasette gören bir başkan tarafından pasifize edilmiş, çok ilginçtir delege dört yıl hiç ama hiçbir varlık gösterememiş ekibi yeniden yönetime getirmiş, yasal olsa bile etik olmayan şekilde eşi yönetimde olan arkadaşı Yüksek Denetleme Kurulu’na başkan seçmiş, şubeler küçük çıkarlar uğruna ölü taklidi yapıyor. Dört yıl boyunca düşünen, fikri olan, söyleyecek sözü olanlar şube başkanları dahil hukuksuz bir şekilde dernekten atılmış.
Tüm bunlara rağmen çaba gösteren, emek harcayan, pes etmeyen meslektaşlar var.
Mehmet Kayalı büyüğüm, Ersen Gürpınar Ağabeyim, Fahrettin BAĞRI ve Murat Demirkıran arkadaşım, Levent Ulucan ve adını sayamadıklarım beni bağışlasınlar, her türlü olumsuzluğa karşı elini taşın altına koyuyor, susmuyor dik duruyor, çaba gösteriyor.
Astsubaylarla ilgili iddia ediyorum, bir benzeri daha olmayan yazıları tam anlamıyla “BELGESEL” nitelikte olan, her bir yazısı inanılmaz emeklere mal olan çok değerli meslektaşım Şükrü IRBIK, mahkemelerde sürünüyor, Milli Savunma Bakanından Genelkurmay Başkanına, Kuvvet komutanlarına kadar sıraya girmiş, Şükrü IRBIK’a dava açıyor. Şu anda hakkında dört ayrı soruşturma yürütülüyor. Birisi yargılamaya dönmüş, sanırım Mayısta mahkemesi var. Diğer üçünün sonucu belli değil henüz. Emekli ikramiyesinin önemli kısmını mahkemelere ödemiş. Yılmıyor, susmuyor! Kimseyle paylaşmıyor, kendi başına mücadele ediyor. Kimliğini iptal etmişler kimliğini Şükrü Irbık’ın. Kimliğini geri alabilmek için mahkemesi sürüyor, neredeyse vatandaşlıktan çıkaracaklar!
Eski Tüfek Şükrü IRBIK bir emekli astsubay, topu tüfeği yok!
Elinde bir kalemi var!
Omzuna galaksideki yıldızların tümünü indirmiş, rütbelerinin zirvesindekiler ve hatta Milli Savunma Bakanı Şükrü IRBIK’ın kalemini kırmaya çalışıyor.
Eğer astsubay toplumu tek yumruk olsa, birbirine karşı verdiği mücadeleyi hukuk çerçevesinde muhataplarına karşı verse sonucu düşünün artık.
Burada bir parantez açayım; Sayın Avukat Erkan AKKUŞ, Şükrü IRBIK arkadaşımıza hukuki destek veriyor, davalarından ücret almıyor. Toplum adına kendisine şükranlarımı sunuyorum.
****
Köşeyi dönemedim ama, Köşemden çıkıp EKŞİ KÖŞE’ye döndüm.
Aklım erdiğince, dilim döndüğünce yazacağım.
Haydi Bismillah!