29 Ağustos 2009 tarihindeki yazımın bir bir bölümünde “Varlığını bizlerin aidatlarına borçlu olan OYAK bizi bir mendil gibi buruşturup kapının önüne koydu. Yeniden üye olmamız ve üyelere hisse senedi verilmesi sağlanmalıdır ama, TEMAD sessiz!” dedim.
Vay, sen misin bunu yazan? Ne yalancılığımız kaldı, ne muhalifliğimiz, ne de toplumu yanıltmış olmamız! Yetmedi, üyelerine “herkes kendi davasını kendi açsın” diye harika bir çözüm bulan TEMAD hukukçuları, haklar için hukuka gitmenin gerektiğini unutup, beni dava etmekle tehdit ettiler !..
Çok korkmama rağmen işkembeyi küberadan atıp kimseyi yanıltmadığımı, haşa haddimizi bildiğimizi ama gerçekler konusunda suskun kalmanın etik anlayışımıza uymadığını düşünerek, TEMAD’a kendi sitesinden ve bu siteden yanıt verdim.
Bunu ben uydurmadım, referans verdiğiniz TEMAD dergisinde siz belirttiniz!
Şimdi Genelkurmay “7 emekli Assubay atadım, dava gerekçesi geçersizdir” derse…
Dava düşer mi? Elbette düşer.
Dava dilekçenizde özür dilememi gerektiren ‘yeniden üyelik ve tüm üyelere hisse senedi verilmesi talebi‘ var mı? YOK!
“Dava gerekçesi hangi temellere dayandırıldı bize açıklayın. Davanın kabul ediliş tarih ve numarasını verin” dedik; hâlâ ses YOK! Ne bekliyorsunuz?
Ya beni haksız eleştiri ve toplumu yanıttığım için dava edeceksiniz…
Ya da “biz hata yaptık. Özür dileriz” deme olgunluğunu göstereceksiniz !..
“Sizden toplum adına açıklama bekliyorum“;
Diye 10 MART 2010 tarihinde ikici kez yazdığımı hatırlayacaksınız ama yine yanıt vermemekte direniyorlar . Bu kez sanal destekçilerinin de sesi çıkmıyor! NİÇİN ?
“Haklarımızı hukukta arayalım. Bunun için TEMAD yönetimine ihtiyaç duydukları gerekli maddi desteği sağlarız” diye başlattığımız kampanyayı yine TEMAD engellemedi mi?
Çünkü, yönetimin bizlerin sorunlarını önemsemek, çözüm bulmak gibi bir misyonu yok! Kaldı ki, TEMAD hiç bir şubesininin görüşünü almadan, OYAK iştiraklerinin yönetim ve denetim kurullarına isim bildirip, genel sekreterini OYAK ASLAN ÇİMENTO’ya atanmasını sağlayarak davanın aleyhimize dönmesine neden olmadı mı?
OYAK yönetimini AİHM’ne dava eden TEMAD’ın gerekçelerini yukarıda yazdım. TEMAD açtığı davada hisse senedi konusunu gündeme getirdi ise ısrarlı taleplerimize rağmen dava dilekçesini niçin yayınlamıyor? Bu devlet sırrımı? Açılan bir dava dilekçesinin içeriğini her TEMAD üyesinin öğrenmeye hakkı vardır.
Yaptığımız hiç bir çalışmaya destek vermeyen, önerilerimize sessiz kalan bu yönetim kimi temsil ediyor? O göreve bizleri temsil etmek için kendileri gönüllü olmadılar mı? O görevde kalma mecburiyetleri mi var?..
Sn.Turan bu sessizlik karşısında dava açtığı zaman, niçin “bu konuyu biz zaten dava ettik, sizin dava açmanıza gerek yok” açıklaması yapmıyorlar? Dava dilekçesini bizlere açıklamazlarsa bu toplumun oyalandığı ve kandırıldığı konusunda endişelerimizde haklı olduğumuz kesinleşecektir…
TEMAD, açılan davada bu talebin yapıldığını belirtmediği için Sn.İ.Turan tarafından bu konuda açılan dava AYİM tarafından ret edilmiştir. Bu sonucu bekliyorduk. Ancak, konuyu Anayasa Mahkemesi’ne ve AİHM götürmek için iç hukuk yollarının tükenmesi gerektiğinden, açılan bu dava için AYİM karar düzeltme talebinde bulunulması gerekiyor(düzeltme talebinde bulunulmuştur). Sn.Turan’ın zamanı ve emeğinin yanında, bu davanın giderlerine katkıda bulunmamızın görev olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda birçok arkadaşım gönüllü olarak destek vermek istediklerini belirttiler. Kendilerine müteşekkiriz.
Sitemizin ve kişilerin yasa gereğince yardım toplama yetkisi yoktur. Gerçi bu yardım değil kendi davamız için bir yardımlaşmadır. Gönüllü destek olmak isteyen arkadaşlarımız ersengurpinar@hotmail.com adresine mesaj gönderirlerse kendilerine hesap numarasını ve bilahare hesapla ilgili ayrıntılı bilgiyi sunacağız.
Haksızlıklara sessiz kalmak haksızlık kadar suçtur. Kendisine saygısı gereği haksızlıklar karşısında mücadele eden meslekdaşlarıma en iyi dileklerimle sevgi ve saygılar sunuyorum.
Sayın Kaya,kaleminiz daim olsun,vicdanlar kapkara,kulaklar sağır,gözler kör olmuş,ALLAH bize vicdanı pak,sesimizi duyan,gözleri gören yöneticiler ihsan etsin,saygılarımla.
Sorunlarımız kan davasına dönüşmeden/dönüştürülmeden çözülmelidir,şunu GENKUR’a açıkça belirtmeliyim ki,konu istismara açıktır ,sonu istismara da dayansa vazgeçmeyeceğimiz biline,bugüne kadar istismar edilen bizlerdik,sıra subaylarda, siz öteledikçe bu yarayı kaşıyan çok olacak herkese hayırlısı!!
Biz Astsubaylara ve emeklilerine yapılan haksızlıkları kanunlar çerçevesinde dile getirmeye ve TEMAD çatısı altında her geçen gün daha da büyüyerek bıkmadan usanmadan her kanalda anlatmaya devam etmeliyiz ki görmeyen gözler görsün,duymayan kulaklar duysun,saygılarımla.
Artık şunu anlamalı ve değerlendirmelerimizi de ona göre yapmalıyız. Bildiğiniz gibi HAKSIZLIKLARIN giderilmesi için YILLARDIR YETKİLİ olduğunu bildiğimiz KİŞİLERE durumlarımızı bildirdik.Netice bugüne kadar OYALAMA-KANDIRMA-ALDATMA.Resmen UYUTULDUK.Artık tek ÇÖZÜM meydanlar olmalı.Bunların SÖZDEN anlamadıkları KESİNLİK kazanmıştır.TSK’nın en üst kademesinde olan kişi son TAZMİNATLAR nedeniyle GERÇEK DÜŞÜNCELERİNİ de YANSITMIŞTIR.Boşa geçirilecek her gün ZARARIMIZADIR.
Değerli Meslektaşım, ellerinize sağlık.
Beş yıl kadar önce Emekli Assubaylar. Org sitesinin üye sayısı 350 kişiye ulaştığında, bir araya geliyoruz galiba diyerek çok sevindiğimi dün gibi hatırlıyorum. İnternet ortamında gasp edilen haklarımız konusunu takip etmek üzere yüz binden fazla assubayın bir araya gelmesine en çok ben sevinirim. Bunu bir kenara koyalım.
Ancak yine de temkinli olalım dediğimde, zaman zaman bazı meslektaşlarım bu yüzden şahsıma “yıldız meraklısı” etiketini uygun görse de, yine de “BURADA ÖNEMLE ÜZERİNDE DURULMASI GEREKEN HUSUS BÖYLESİNE BÜYÜK BİR SAYIYA ULAŞAN GRUP YÖNETİMİNİN, YANLIŞ ELLERE GEÇMEMESİ VE DOĞRU İDARE EDİLMESİDİR. DOĞRU İDARE ŞEKLİ, GÜNÜMÜZDE ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCEYİ DIŞLAYAN, SİYASİ BULANLARIN ELİNE GEÇMEMESİDİR.” endişenize yürekten katılıyorum.
Çünkü “Ya bu insanlar ülkenin en ücra köşelerinde, zor şartlarda bu ülkeye hizmet etmişler. Adamlar haklı. Bu insanlar bu ülkenin zencileri değil. Bu ülkenin yönetiminden ve insanlarının huzur dolu bir hayat sağlamaktan biz sorumlu olduğumuza göre bu assubayların uğradıkları haksızlıkların düzeltilmesinden biz sorumluyuz; gerekeni yapalım” diyebilecek zihniyet devlet yönetiminden teskere alalı yıllar oldu.
Son yıllarda hep beraber izliyoruz. Dünyada hakim zihniyet “Bir ülkenin başına önce ellerimizle bir Saddam getirelim, sonra da sizin ülke yönetiminizde Saddam var değiştirmemiz gerekiyor diyerek o ülkeyi sopalama, bu bahaneyle o ülkeyi işgal edip halkına işkence etme” zihniyeti. Olmadı o ülkede, Tunus örneğinde olduğu gibi, bir seyyar satıcının işporta arabasının elinden alınması gibi küçük bir olayla isyan başlatıp, “bahar” getiriyoruz adı altında bir kendine daha iyi hizmet edecek başka bir diktatörün iktidara getirilmesi.
Kendi adıma konuşuyorum. Ülkemizde son yıllarda benim güzel bulduğum ne varsa, doğa güzellikler dahil göz kırpılmadan yok edilmekte, saygı duyduğum bütün değerlere hakaret edilmektedir. Ülkenin en yaşamsal sorunlarına bile çözmek için yaklaşmaktan ziyade, “bu sorun bize ne kadar oy getirir” , “bu sorunu çözmeyelim, başka bir sorunu örtmek için kullanalım”, “bu sorunu çözmekten ziyade, bu sorunu kullanarak ilgili kurumu fethedip, devletin kurumu olmaktan çıkarıp yandaşlaştıralım ” şeklinde yaklaşılmaktadır. Gidişat sanki çıkan sorunları çözüp ülke adlı gemiyi sakin limana götürmek yerine en küçük sorunları bile kullanıp iyice gerip hiç dönülmeyecek şekilde bölünmeye ve savaşa götürmek gibi.
Yine de birlik olmak, ayağa kalkmak, uyuyan devin uyanmaya başlaması konusunda umuda kapılmak çok güzel bir duygu. Sorunlarımızla ilgili olarak ana muhatap yasal temsilcimiz TEMAD olmalı. Yanılmayı, endişelerimin boşuna olmasını o kadar o kadar çok istiyorum ki..