Bilinen fıkradır. Üst katta oturan kişi akşamları belirli bir saatte terliklerini alt katta oturanı rahatsız edecek şiddette gürültülü arka arkaya yere bırakmaktadır. Alt katta oturan da her gece yatağa bu olay bittikten sonra rahat rahat gitmeye kendini alıştırmıştır. Gürültücü komşu bir akşam, yine aynı saatte terliğinin birini gürültülü, diğerini yavaşça ayağından çıkarır ve sessizce yere bırakır. Alt komşu, diğer terliği ha şimdi bıraktı, ha bırakacak diye beklemekten sabaha kadar uyuyamaz.
Bizim “Arayış” yazıları da biraz bu duruma benzedi. Bir önceki yazıya “Arayış 1” başlığını koymuştum, araya zaman girdi bu güne kadar bir türlü “Arayış 2” başlıklı yazıyı yazamadım. Buna mazeret olarak şimdi bir sürü şey sayabilirim ama ikisini söylesem yeterli olur sanırım.
Hatırlarsanız “Arayış1” yazısının konusu, mevcut TEMAD Merkez yönetiminin, zümremizin beklentilerine cevap vermediği, sorunlarımıza çözüm aramak yerine kendilerinin sorun haline geldikleri üzerineydi. Bildiğiniz gibi bu yıl ülkemizde iki seçim birden var. Birincisi tüm ülkeyi ilgilendiren 12 Haziran 2011 milletvekili genel seçimleri. İkincisi önümüzdeki sonbaharda yapılacak TEMAD Genel Merkezi yönetim seçimleri. “Arayış 2” yazısının konusu önümüzdeki sonbaharda yapılacak TEMAD yönetim seçimlerinde beklentilere cevap verebilecek yeni ekibi nasıl seçebiliriz, eski yönetimi nasıl değiştirebiliriz üzerine olacaktı. Hatırlayacaksınız, birinci bölümü yazdığım günlerin hemen arkasından, sanki bu işler bu kadar kolaymış gibi, mevcut yönetim, “yan cebime koy” taktikleriyle, “milletvekili adayı tespitinizi yaparken bizi unutmayın” diyerek, boy göstermek amacıyla siyasi parti kapılarına tura çıkmışlardı. Mevcut yönetimi, bu ortamlarda devamlı yazılı olarak eleştiriyoruz. Ne kadar eleştirirsek eleştirelim sonuçta isimlerinin başında “emekli astsubay” ünvanları var. Olur ya, söz konusu kişilerin, ülkeye milletvekili olarak vazgeçilmez katkı yapabilecekleri, ihtiyaç duyulan çok yönleri vardır da belki biz göremiyoruzdur. Sonuç alma ihtimalleri milyonda bir de olsa, bir kelimemizle bile pişmiş aşa su katan duruma düşmüş olmayalım dedim. Biraz da TEMAD seçiminin yapılacağı sonbahara çok zaman var deyip ağırdan aldım.
Değerli meslektaşlarım. Ülkemizde olup bitenleri uzun uzun anlatmaya gerek yok. Durumu hepimiz biliyoruz, görüyoruz, izliyoruz. On yıl önce, “ülkede yasa var hukuk var, ayrıca ülkede söz sahibi olanların içinde vicdan sahibi olanlar bu kadar azınlığa düşmüş olamaz” diyebileceğimiz olaylar ve uygulamalar günümüzün normalleri haline geldi. Olmaz olmaz demeyin. Gidiş o gidiş ki; nasıl son YGS sınavında bir buçuk milyon öğrencinin her birine değişik kişiye özel soru kitapçığı gönderildiyse, eğer böyle giderse, bir sabah, aybaşında emekli maaşınızı almak için bankamatik kartınızı bankamatiğe soktuğunuzda, bir de bakmışsınız, kaşının üzerinde gözün var bahanesiyle, bazılarımızın maaşları, kişiye özel ceza nedeniyle yatmamış. Siz böyle şey olur mu, hak hukuk, diyecekken, sabah gazeteleri akşam televizyonları açtığınızda, hemen hemen her gazetede, her televizyon kanalında, nerede yetiştiklerine bir türlü akıl erdiremediğiniz tipler korosu, “millet egemenliğine karşı mı geliyorsunuz, iktidar çoğunluğuna sahip olanlar her türlü tasarrufu yapmaya hakları vardır” konulu yazılar yazmakta, televizyon açık oturum tartışmaları yapmaktalar.
Seçim takvimi işlemeye başladı. Bu günler bildiğiniz gibi Ankara merkez delege seçimlerinin yapıldığı günler. Artık bu işlere de bir yerinden başlamak gerekir. Eğer TEMAD’a daha çok ihtiyaç duyulacağı önümüzdeki dönemlerde yine “Dosya aldık dosya verdik” avutmalarıyla geçirmek istemiyorsak işi sıkı tutmalıyız. Ama bir sorun var. Gökten bu iş için yaratılmış ve istekli aday meslektaşlarımız yağmayacağına, içimizden birilerinin çıkması gerektiğine göre bu iş nasıl olacak?
Ben ve akranım meslektaşlarım okul yıllarımızda “modern matematik” diye bir kavramla tanışmadık. Modern matematik konusu, biz okul çağımızı geride bıraktıktan çok sonra okul müfredatlarına girmiş konulardır. Bizim çocuklarımız ilkokulda olduğu yıllarda, meslektaşlar arasında yapılan günlük sohbetlerde şöyle cümleleri sık duyardık. “Çocuğuma dersinde yardımcı olacağım ama, modern matematik diye bir dersleri var bundan hiçbir şey anlamıyorum . Sanki bakkaldan peynir ekmek alırken kaç lira tuttuğu modern matematikle hesaplanacak. Ne işe yarayacak bilmem ki”. Ben kendim o yıllarda, bu ne ola ki diye merak edip ilkokuldaki çocuğuma dersinde yardımcı olabilecek kadar, modern matematikle ilgili pes etmemiş, kitap karıştırmıştım. O günlerden aklımda kalanlara göre konuşuyorum. Bilenler bilir; kümeler, kümelerin kesişimi, kümelerin bileşimi, kümelerin kapsamı modern matematiğin ilk kavramlarıdır. Yıllar geçtikçe anladım ki, meğer modern matematiğin bu en basit başlangıç konuları bile, beynimizin karar vermesi için her an, her dakika kullandığı konularmış ve öyle işe yaramaz angarya konular değilmiş.
İşte biz TEMAD Merkez yönetimine uygun meslektaşlarımızı seçerken, delege seçimlerinden başlamak üzere, modern matematiğin ilk kavramları olan kümeler kavramından yararlanacağız. Önce yeni seçeceğimiz yönetimde olması gereken beklentilerimizi sıralayacağız. Ortaya koymaya çalıştığımız beklenti kriterleri kümesi ile aday meslektaşlarımızdan kimin özellik kümesinin kesişim kümesi en fazla elemanlı o kişiyi bu görevlere seçeceğiz.
Önce şunu bilincinde olalım. Bu gibi gönüllülük isteyen, görevlere uygun aday bulmak kolay bir şey değildir. Şimdiye kadar bir çok defa yaşandığı gibi, aday olan, ekip kurma, göreve talip olma faaliyeti içinde olan, bir adım öne çıkmaya çalışan meslektaşlarımızı daha işin başında adeta boğmaya kalkıp, şevklerini kırmayalım. Mutlaka eleştirimiz olacaktır ama, eleştirilerimiz seviyeli ve saygılı olsun. Aksi durumda, ben varım diye bir adım öne çıkan, beklentilerimize cevap verebilecek donanımlı kişilerin gözü daha işin başında korkutulur, usandırılır sonunda havanda su dövmüş oluruz ve bu iş yine kapanın elinde kalmış olur. Göreve talip meslektaşlarımızı cesaretlendirelim.
Gerek, aday olanlar, gerekse seçecek olanlar bu aşamalarda lütfen, siyasi görüş gibi ön yargıları mümkün olduğunca bir tarafa bıraksınlar. Bu bir bölünüp parçalanma, camiamızın çatal kazık haline gelme nedeni olabilir. Bizim bir siyasi partinin başına başkan değil, mesleki derneğimizin başına bir ekip ve başkan aradığımızı unutmayalım.
Bunlara siz de eksik gördüğünüz kendi kriterlerinizi ekleyebilirsiniz.
Sorunlarımızın çözümü için, bir dört yıl daha dosya alıp vererek avutulmaya, TEMAD’IN sorunlarımızın çözümü için manivela olarak kullanmak yerine, zümremizi baskı altına almak, susturmak için sopa olarak kullanılmasına tahammülümüz kalmamıştır. İçimizden uygun kişileri çıkarıp arkasında durmamız, mevcut yönetimi değiştirmemiz şarttır. İşin başında her zamanki hastalığımız depreşip birbirimize düşmez sağduyulu davranırsak bu işi başarabiliriz.
Üç Astsb.bir araya gelemez diyenler,kendilerine bile inançları kalmamış malum zihniyet Anıtkabir’de 600-900 kişi ancak olur diyen zihniyet eskiden biz Astsb.ları beğenmeyen zihniyet bizler artık Sn.Genel Başkanımız Ahmet KESER ile eski çağı kapadık yeni çağ açtık. Sizler medyayı susturabilirsiniz, bizimle ilgili yayın ve yazı yazılırsa hemen yasaklayabilir, çoğu askeri bilgilerden mahrum edebilirsiniz. Ama sizin karşınızda cahil nesil yok artık. Bizler İki üniversite okuyup bitiren,meslek hayatımızı kitaplara döken yazarlar yetiştiren kişileriz.Bizleri susturamazsınız.Siz oturun bizlerle uğraşacağınıza diğer kurumlar gibi AB kriterlerine uygun personel kanunu hazırlayın. Biz Astsb.lar sınırları açtık,ne kadar medyayı da sustursanız korkunun ecele faydası yok, kabullenip biraz da sizler kendinizi geliştirin artık. Biz Anıtkabir ve Kortejde 10.000-15.000 kişiydik. A”dan Z”ye herşey kusursuzdu.Biz birşey kaybetmedik bir bahane uydurup gelmeyen ve GNKUR.dan yasaklanırım diyen Medya çok şey kaybetti yine biz kazandık” BİZ BİR BÜTÜNÜZ “Bize bu güzel günü yaşatan Genel Başkanımız Sn.Ahmet KESER ve Yönetim Kurulu üyelerine teşekkürü bir borç bilirim.
Bugünleri hazırlayan,bugünleri bizi yaşatanlara sonsuz teşekkürler Mızrağın artık çuvala sığmadığını umarım birileri görmüş anlamıştır.