“İnsan hakları uygar yaşamın temeli, çağımızın en üst değeridir. Güvencesi demokrasidir”
M.Kemal ATATÜRK
Hiçbir kurum personeline silahlı kuvvetlerin assubaylara yaptığı haksızlığı yapmamıştır. Yine hiçbir meslek grubu haksızlıklar karşısında bizim kadar vatanseverlik duygularının istismarına izin vermemiştir.
Yıllarca ön yargılarla tahakküme varan haksızlıklara rağmen “kol kırılır yen içinde kalır” dedik ama bu kez kanadımızı da kırdıkları için haksızlıklarımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz.
Özgürlüklerin kısıtlı olduğu 1971 yılında haksızlıklarımızı protesto etmek için eşlerimiz muhtelif kentlerde yürüyüşler yaptılar; zamanın kuvvet komutanı bizleri “karılarımızın etekleri altına gizlenen Mao’nun askerleri” suçlaması ile hukuksuz cezalara mahkum ettirdi. Kaderin cilvesine bakın ki biz yıllarca sırtımızda hukuksuzluk hançeri ile yaşarken adalet isteğimize kulak tıkayan ama eline gül dikeni batınca ayağa kalkan subay ve general eşleri adalet isteği ile yürüyor…
1975 yılında iş gücü, iş riski tazminatlarında haksızlık hukuksuzluk tahammül sınırlarını zorlayınca özellikle hava kuvvetlerindeki meslektaşlarımız kısa süreli protesto eyleminde bulundukları için ordudan tart, insan onuruna aykırı cezalandırma yöntemlerine tabi tutuldular.
Tarih ‘ders almasını bilmezseniz!‘ tekerrür edermiş. Gasp edilen haklarımızın iadesini beklerken 2012 yılı kararnamesinde aynı haksızlık adaletsizlik yaşanınca sosyal medyada arkadaşlarımız birleştiler yazılı ve görsel basında sorunlarımız dile getirildi, haksızlığın boyutuna basın ve kamuoyu tepki gösterdi önce muhtıra ile aba altından sopa gösterildi adından tepkiler üzerine bu kez yapılan ve yapılacak düzenlemeler açıklandı ama ön yargılılar hayata geçmesini engelliyorlar.
Suç varsa azmettiren vardır; şahsen bu değerli basın mensuplarının her değerlendirmesine, Sn.Ahmet Keser başkanımızın her sözünün altına imza atıyorum, ayrıca basındaki ilk rüzgar benim hasbelkadar AYDINLIK gazetesinde yaptığım “ÜVEY EVLAT DEĞİLİZ” başlıklı söyleşi ile başladı, bu nedenle kendimi ihbar ediyorum benim hakkımda da savcılığa suç duyurusunda bulunabilirler…
Sosyal yaşamdan kopuk,evlatlarının desteği ile yaşamaya çalışan veya kişilikleri ile ters işlerde çalışmak zorunda kalan, yaşamı nefes alıp vermekten ibaret olan bizlerin ceza evi ile dışarıda olmasının hiçbir öneminin olmadığını belirtiyorum, kaldı ki hukukun guguk olduğu ülkemizde hâlâ vicdan ve adalet duygusu olan hakimlerimiz var.
Suçlamanın kesin nedenini öğrenemedik ancak genelkurmayın “Assubaya ikinci sınıf muamelesinin mümkün olmadığını” açıklaması bu yayınların gerçek dışı olduğunun ileriye sürdüğünü düşünüyoruz.
Yine bazı subayların basın mensuplarına “Komploya alet olmayın ,askeri yıpratmayın” mesajları gönderdiklerini biliyoruz.
Tok açın halinden anlamazmış, bir eli yağda bir eli balda olanlar,kendilerini ağa emrindekileri maraba gören ön yargılılar yüksekten bakınca demek öyle görüyor, Adaletin sadece imtiyazlılar için gerektiğini düşünüyorlar…
Bizlere yapılan haksızlıkları adaletsizlikleri dile getirmek mi orduyu yıpratmak ?
Biz, her zaman kurumumuza ve hiyerarşiye saygılı olduk, amacımız kurumumuzu yıpratmak değil haksızlıklarımızın artık dayanılmaz olduğunu ifade etmektir, aksini düşünseydik TSK düşmanlarının emellerine alet olur, ordudaki birçok olumsuzluğu dile getirirdik.
Sayın Genelkurmay başkanım, karargahta sizin reform ve adalet direktiflerinize sanırım direnenler var hatada ısrar etmek adaletsizliktir bu milletin ordusuna yakışmıyor, bizim adalet,eşitlik ve insan onuruna saygı taleplerimizin karşılanması için lütfen dirayetinizi gösterin. Bizim feryadımızı duyuran gazetecileri mahkemeye vermek yerine ;
Daha birçok örnekleri olan, bu ülke ve TSK için canını vermeye hazır personelin moral motivasyonunu olumsuz etkileyenleri mahkemeye verin…
“Atatürk büyük taarruz öncesi Kütahya Altıntaş’taki karargahta kendisine yemek olarak sunulan tavuğu görünce askerin ne yemek yiyeceğini sorar, öğleyin üzüm hoşafı ekmek,akşam bulgur pilavı yiyeceklerini öğrenince, ‘bu tavuğu kazana atın asker yesin’ diyerek üzüntüsünden hiçbir şey yemeden aç yatmıştır”
bunu tarih yazıyor, işte bu asalet sahibi komutan bir ulusun istiklal savaşını kazanmıştır.
Sayın genelkurmay başkanım, siz Atatürk’ün kurduğu cumhuriyet ordusunun komutanısınız; Bir üniforması kefen olan bir emrinizle tereddütsüz göreve ve ölüme koşan personelinizin haklarını korumak ,ayrımcılık nedeniyle aidiyet duygusunun sona ermesini engellemek sizin görevinizdir.
Lütfen artık dayanacak sabrı ve gücü kalmayan assubaylarınız için adaleti gerçekleştirin,çünkü bizim taleplerimiz imtiyaz ve ayrıcalık değil ADALET-EŞİTLİK VE İNSAN ONURUNA SAYGIDIR …
Saygılarımla.
Ömrümüz neredeyse bitti bu çalışmalar bitmedi. Bence bu haber özellikle günden değiştirmeyi amaçlamak için servis edilmiştir. Ölüm orucuna başlanıldığında siyasilerin basının doğru düzgün haberi yoktu, Narlıdere TEMAD şubesinin gayretleri ile İzmir’de bulunan ulaştırma bakanı ve AKPARTİ genel başkan yardımcısı ile yapılan görüşmeler sonucu MSB açıklama yaptı, öncelikle bu arkadaşlarımıza minnettarız ve biz assubaylar ayrıcalık değil sadece adalet istiyoruz.
[b]Sn.Şinasi Eliaçık’ın mesaj panosuna yazdığı yorum konu ile ilgisi bakımından buraya taşınmıştır Bilgilerinize MAKALE YÖNETİCİSİ [/b]
Basında her zamanki gibi oyalama amaçlı haberler var Temad yönetimi haksızlıkları eleştireceğine, adaletsizlikleri örnekleyeceğine şezlong albayı,rezerve paşa,güzin paşa, genelkurmay makamı gereksizdir gibi lüzumsuz eleştiri yapıp genelkurmayla irtibatı kopardı, şimdi bazı arkadaşlarımız (niyeti tam bilmiyoruz) genelkurmayla görüşmeye kalkınca bakın ben bunları görüştüm bunlar olacak sabır diyerek konuyu lehine çevirmeye çalışıyor kiminle konuştu ne zaman konuştu neden topluma açıklamadı diye soruyorum.Kaprisleri kişisel çıkarları bırakın bu topluma yazık oluyor Saygılar sunarım
” BEKLENTİ İLE ZAMAN ARASINDAKİ OPTİMUM NOKTAYI BULMAYA ÇALIŞIYORUZ”’ BU SÖZÜ SÖYLEYEN İSMET EFENDİ’YE NE DEMEK LAZIM?? AKLIMDAN BİNLERCESİ GEÇİYOR DA,, HAYRETİMDEN DİYECEĞİM HER ŞEY HAVADA KALACAĞINDAN KORKUYORUM.ON PARALIK BİR ÇALIŞMA BİLE ASSB.LARIN SORUNUNU BİR ÇIRPIDA ÇÖZECEĞİNİ BİLMEYEN BİR SAVUNMA BAKANI NE DİYE O MAKAMI İŞGAL EDER BEYLER? DÜNYAYI YENİDEN YARATMIYORUZ,BİLİNMEYENİ SORMUYORUZ Kİ, ADAMLAR NEREDEYSE YARIM ASIRDIR ASSB. LARIN SORUNU ÜZERİNDE ÇALIŞIYOR,BİR MİLİM YOL ALMIŞ DEĞİLLER,OLMAZ BÖYLE TEMBELLİK…