Saygıdeğer Meslektaşlarım,
Haksızlıklara sessiz kalmak haksızlık kadar suçtur ve kabullenmektir. Bizler ülkemiz ve Türk Silahlı Kuvvetleri’mize sadakatimizi terimiz, kanımız ve canımızla ispat ettik.
Önyargılılar herhalde bizim terimizi, kanımızı şaşal suyu zannettiler ki, bizlere tahakküme varan haksızlıklar yaptılar. Örneğin bir üniforması da kefen olan bizleri klimalı ofislerinde günde 8 saat görev yapan büro memurları ile aynı statüde düşündüler! Başlangıç derecelerimiz mahalle bekçilerinin, ziraat ev ekonomistlerinin, meclis stenoğraflarının altında kaldı. Tüm yüksek okul mezunlarının, hatta lise mezunu subayların yükseldiği 1/4 derece sadece assubaylardan esirgendi. Birçok hak ettiğimiz tazminatları alamadık. Sosyal tesislerde sayılarımızla ters orantılı ve kalitesiz hizmete mecbur bırakıldık.
Bunun sonucu olarak, görevdeki arkadaşlarımızın moral motivasyonu ve hizmet verimliliği olumsuz etkilendi, emeklilerimiz kurumlarına olan aidiyet duygusunu kaybetmek üzeredir.
Görevdeki arkadaşlarımız sicil, tayin ve ceza baskısı altında ve haksızlıklar karşısında çaresizdirler. Ama biz emeklilerin, haklarını yasal yollardan araması için hiçbir engel yoktur. Bu satırları okuyan arkadaşlarımız dışında ki meslekdaşlarımızın mutsuzluk ve boşvermişlik duygularından sıyrılmaları haksızlıklara “dur” demeleri gerekiyor.
Bu siteyi kurduğumuz zaman misyonumuzun “TEMAD VE MÜCADELEMİZE DESTEK” olduğunu deklare ettik. Bugüne kadar bu ilkemizden ve tarafsızlığımızdan ödün vermeden, yaptığımız çalışmalarla bir çok taşın yerinden oynamasını sağladık. TEMAD eski yönetimi bu rüzgarı arkasına alacağı yerde, kişisel hesaplarla hareket etmeseydi birçok sorunumuz çözümlenmiş olacaktı.
Yeni seçilen Sn.Ahmet KESER başkanlığındaki yönetim, çalışmaları ve davranışları ile bizlerin güvenini kazanmaya başlamıştır. Bu bayrak yarışını birlikte başaracağız.
Değerli Meslektaşlarım, bu site ve üyeleri olarak haksızlıklarımızı ve yasal taleplerimizi muhtelif platformlarda dile getirmeye devam ediyoruz. Yürekli arkadaşlarımız davalar açıyorlar. Bunlardan biri de Sn.İsmail Turan’ın açtığı davalardır.
OYAK konusundaki davamız sizlerin de desteği ile AİHM’ne intikal etmiştir.
Ankara İş Mahkemesi’nde açılan intibaklar ve fiili hizmet zamlarının maaş göstergelerinde dikkate alınması talebi bilirkişinin talep edilen yasal durumları dikkate almaması neticesinde verdiği rapora istinaden ret edilmiş ve Yargıtay’da temyiz edilmek üzeredir.
Bu davalara üniversite sınavlarına hazırlanan bir genç, olimpiyatlara hazırlanan bir sporcu heyecanı ile koşturan Sn.Turan’a bu vesile ile bir kez daha minnet ve teşekkürlerimi sunuyorum.
Bu davanın kazanılması büyük olasılık olarak düşünülmektedir. Es kaza davayı kaybetsek bile bizim haklarımız konusunda artık susmayıp haklarımızı sorgulayacağımızın bir kanıtı olması bakımından çok büyük önem taşımaktadır.
Değerli meslektaşlarım, TEMYİZ sonunda kazanırsak sorun yok, ama kaybetmemiz durumunda Sn.Turan’ın yazısında belirttiği mahkeme masrafları ve karşı tarafın avukatlık ücretleri ödemesi gerekecektir;
Bu kadar özveri ile dava açan Sn.Turan’ın bu masrafı karşılaması elbette düşünülemez. “Bu konuda TEMAD yönetimine bizler katkıda bulunalım. Bu giderlerin gerçekleşmesi halinde bu ödeme TEMAD tarafından yapılsın. Kazanılması ya da toplanan desteğin artması halinde bu destek TEMAD tarafından mücadelemiz için kullanılsın” önerisini sizlerden gelen talepler üzerine dile getirdik.
Konuyu TEMAD Gn.Bşk. Sn.Ahmet KESER, Bşk.Yrdc. Sn. Yüksel Binici, Hukuk bürosundan Av.Sn.Fevzi Aksoy ve kişisel dostlarım meslektaşımız Av.Sn.Gürbüz Ejder ile Av.Sn.Adem DEMİR ile site yönetimi sözcüsü sıfatı ile görüştüm.
Daha önceki iş birliği taleplerimize TEMAD eski yönetimi karşı çıkıp hâttâ engellemesine karşı; Sn.Ahmet KESER başkanlığındaki TEMAD yönetiminin davanın içeriğine katıldıklarını ve arkadaşımıza kişisel destek vereceklerini açıklamalarını memnuniyetle ifade etmeliyim.
Ancak, TEMAD’ın yardım toplama yetkisi olmasına rağmen, harcamaları “tüzük ve yasa gereği (dava içeriği hepimizi ilgilendirse de)” kendileri tarafından açılmayan, kişilerin açtıkları davaların giderleri için harcama yapmaları mümkün değil! Site yönetimimizin de tüzel kişiliği olmadığı için yasa gereği yardım toplayamıyoruz! Site yönetimi olarak da valilikten izin alması da uzun bir süreci gerektirmektedir.
Ben şahsen kendi namıma Sn.Turan’ın aşağıdaki hesabına mücadelemiz ve kendime saygım adına karınca kararınca katkıda bulundum. Destek veren meslektaşlarıma sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Gen.kur.bşk. buyurmuşlar biz bir aileyiz,nasıl bir aile bu böyle assubayını dövüyorlar,hakaret ediyorlar,orduya alırken ayak tırnağından,saçının teline kadar muayeneden geçirttiğiniz iki çocuk sahibi assubayı intihar ettiriyorlar kimseden ses seda yok,vebali sebep olanların boynuna.Saygılarımla.
Tüm meslektaşlarıma saygılarımı arz ediyorum.
Astsubay arkadaşımızı darp ederek seviyesini gösteren zat kendisini çoban karşısındakini de istemediği alanda gezinen koyun zannetmiş…
Bir rütbeliye yakışan astını önce yetiştirmek kabahat kusur ve suçlardan uzaklaştırıcı tavır sergileyerek ordu içindeki birlik ve beraberliğin pekiştirilmesini sağlamaktır…
Kin nefret ve ayrışmayı kışkırtacak davranış hiç bir rütbeliye yakışmaz ayrıca işlenen suçtur örtbas suçtur yasaları uygulamayan da suçludur.
Astsubay hiçbir zaman gayri yasal davranışı hak etmez Türk Ordusu’nun güzide astsubay rütbelileri daima övgüye layıktır.
Subay şunu unutmasın astsubay subayları her türlü ağırlığıyla omzunda taşımaktadır.
Bu kadar hazımsızlık yeter artık, o zaman bir kolayı var astsubay sınıfını kaldırt her türlü yükü kendin omuzla böylece bitsin bu sinsi sınıf kavgası…
Evet TSK büyük bir aile ancak, öz ve üvey olarak ikiye ayrılmaktadır. Öz olanlarda kendi aralarinda parçalanmaktadır. Generaller, Kurmaylar, harp okulu mezunu sınıf subayları ve diğer kaynak subayları. Üveyler ise kendi arasında parçalanmaktadır. Bunlar, astsubaylar, sözleşmeli astsubaylar, uzman jandarmalar, uzman erbaslar ve sivil memurlar. İşçiler bu uvey evlat muamelesine tabi degildir onlarin sendikalari var çünkü. Disiplin denilince akla gelen ilk şey şudur üste itaat sadakat ast icin ise sadece esas duruş olarak düşünülmektedir. Astsubay albayı dovemeyecek kadar güçsüz değil bilakis o kadar güçlü ki karşılık vermemiş. Albay ise karşılık verilmeyince kendinden korkulacak kadar güçlü sanmaktadır. Olayın üstünü ortmeye çalışan generalim olay bir subayina karşı yapilsaydı aynı şekilde mi davranacaktı. Asla hemen mahkeme dosyası hazirlanacak, disiplinsiz olan astsubayın burnundan fitil fitil getirilecek, terfisi durdurulacak, sinir harbi yapilarak daha da ceza vermek icin kışkırtılacak ve ordudan ihraç egmeye kadar gidilecekti. Olur mu hiç kurmay albayı astsubay dövebilecek. Baba rolü verilen komutan adalet terazisini kuracak sucluyu ayiracak aksi takdirde disiplinin yerini anarşi alir ve karmaşa TSK’yı yıpratır. Asb.ların sistemle sorunu yok tsk ile sorunu yok devletine bağlı yeminine sadıktır. Biz bu millet için olmeye geldik ama dayak yemeye itilip kakilmaya gelmedik. Onurumuza dokunmayın…