Büyük ve lüks döşenmiş salonun orta yerindeki masanın hemen solunda oturmuş elinde sonuna gelinmiş ajanda ile hem konuşulanları dinliyor hem de not alır gibi yaparak kalemi oynatıyor ama bir şey yazmıyor, yazar gibi yapıyor. Neden yazayım ki diye düşünüyor bir yandan da omuzları üzerinde pırıl pırıl parlayan iki sarı yıldızı toz varmış gibi siliyor. Bu kaçıncı başkan bu kaçıncı toplantı. Bu Başçavuşların sorunlarını yaza yaza yazıcıya döndük. Tam bu sırada “Yaz” diyor yeni Gen.Kur.Bşk.nı. Düşünceleri dağılıyor.”Emekli Assubaylarımızın sorunları, sıkıntıları varmış.” “Not alıyorum Komutanım” diyor içinden de ben yazıyorum ama bunlar çıkınca sizler unutuyorsunuz ben de aldığım notları götürüp sümenin altında bir kaç gün tutuyor sonra da hooop 105’lik top atışı gibi sepete….
Hâttâ bir önceki Gen.Kur.Bşk.nımız Balıkesir’de MYO.Okulundaki konuşmasında yaz Per.D.Bşk.nı demişti bir “ASSUBAY DEVRİMİ” yapalım. Basının önünde söylenmişti. Devrim denince ben de Assubaylarla ilgili radikal çözümler geliyor diye heyecanlanmıştım. Devrim bu kardeşim boru degil… Sonra bir gün anımsatayım, Komutanımız basın ve çalışan emekli Assubaylar karşısında zor durumda kalmasın diye “Komutanım hani Assubaylar için devrim yapacaktık” demiştim. Kahkahalarla gülmüş “sen yanlış anlamışsın Per.Bşk.nı.Ben Assubay devrimi degil “ASSUBAY DEV-İ-RİMİ” yapalım demiştim. Bunlar manevi olarak anlaşamazlar bir de maddi olarak DEVİRİRSEK TSK’yı çok rahat yönetiriz demişti. Şimdi Güney’de bir yerlerde balık tutuyor emekliliğinin tadını çıkarıyordur. Biz de emekli olmadan şu yazlığı bir bitirebilsek…
Şimdi bunları yazsam ne olacak yazmasam ne olacak. Neydi şu saçları dökülmüş yakışıklı Başkanlarının adı. Soyadı sanırım Keser’di ama adını unutmuşum tanışırken. Bak birin dördünden söz ediyor gene. Yahu hiç maaş derecesi olarak bile Subay Assubay eşitlenir mi? O kadar, Tğm.’imiz emrindeki Assubaydan daha az maaş alamaz diyoruz ama anlamak istemiyorlar. Siz birin üçünü aldığınıza dua edin. Bak yardımcısı da intibaklar diye iki yıllık Albaylarımızla kendilerini aynı kefeye koyuyorlar. Anayasanın eşitlik ilkesiymiş; Asubaylar MYO mezunu oldukları halde birçok kamu görevlisi ve polislerden bir alt göstergeden göreve başlıyorlarmış. Allah Allah, ben de yeni duyuyorum.”Notuma aldım Komutanım. İlgilenir Bakan beyin müsteşarına iletirim komutanım. Şunların uğraştıkları şeye bak. Dokuzun biri ikisi ne farkedecekse.“
Arkadaşların bütün sorunlarını yazdım komutanım. Bir rapor halinde size arz edeceğim. Zaten bir önceki Temad yönetimi de beş veya altıncı görüşmeden sonra görüşebildikleri bir önceki Gen.Kur.Bşk.nımıza bu sorunlarını anlatmışlardı. Biz de miatlı evrak çizelgemize “EMEKLİ ASSUBAYLARIN KRONİK SORUNLARI” adı altında bir hane ekledik. Periyodik olarak rapor ediyoruz.
Tamam Komutanım. Misafirlerinizi kapıya kadar geçireceğim. Sonra Per.Bşk.lığı makamıma geçip geçen yılkı raporu RPT bizdeki suretini sepete hooop geri tepmesiz top atışı gibi….
Yıllardır ön yargılarla bizlere yapılan haksızlıkları dile getiriyoruz. Talebimizin başkalarına altın tepside sunulduğu gibi imtiyaz değil sadece adalet-eşitlik ve insan onuruna saygı olduğunu belirtiyoruz. Adaleti sağlamak yerine hukuksuzluklara her geçen gün yenileri ekleniyor, emeklimiz geçim sıkıntısı içinde yaşarken görevlimiz amir keyfiyetine dayalı mobbing yüzünde intihar ediyor. Bu nasıl bir zihniyettir? Kurumumuza olan aidiyet duygumuz sona ermiştir, hâlâ üç maymunu oynayanlar ön yargıyı terk etmelidir; çünkü kaybeden bizler kadar milletin ordusu olacaktır. Hiçbir değerin geri getiremeyeceği canlarına kıyan kardeşlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabırlar diliyoruz. BU EYLEME ARKADAŞLARIMIZIN KATILMASINI BEKLİYORUZ.