Dolar 34,7987
Euro 36,8428
Altın 2.952,63
BİST 10.032,81
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 7°C
Çok Bulutlu
Ankara
7°C
Çok Bulutlu
Cum 9°C
Cts 10°C
Paz 13°C
Pts 14°C
Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.

9_ekim_2010

YORUMLAR

  1. Yüksel SAYIN dedi ki:

    Çok güzel anlatmışsınız. Çok eksiği var fazlası yok.Bazen kendi kendime düşünüyorum.Ben büyük adamım bu kadar sıkıntıya rağmen sağlıkla emekli olabildim. Diye tabii bir de sizin de zikrettiğiniz üzere anlatamadıklarımız var.Artık ok yaydan çıktı.Herşey daha güzel olacak buna tüm kalbimle inanıyorum.Tüm Assubaylara selam ve saygılarımla.

  2. Melih ÇEVİK dedi ki:

    Sayın Günşer inanın duygulanarak okudum ve boğazım düğüm,düğüm oldu elinize ve yüreğinize, defalarca teşekkür ederim. Sözün başladığı yer olmalı.

  3. BÜLENT CİVAN dedi ki:

    BAŞTAN SONA ÇOK DİKKATLİ OKUYUNCA HEPİMİZİN BUNA BENZER VEYA DAHA KÖTÜ GEÇEN ANILARI VAR ANCAK BİR TÜRLÜ BUNLARI KALEME ALIP AKTARAMIYORUZ BUDA BECERİ İSTİYOR TABİ BU KADARINA DA PES DİYEN ASSUBAYLAR GRUBUNDA DA BAYA GÜZEL BEĞENİ ALIYOR YAZINIZ SAĞOLUN , BİZLER SUSTUKÇA BU BASKILAR HİÇ DEĞİŞMEYECEK BUKADARINA DA PES DENDİ BUNDAN ASLA DÖNÜŞ YOK SONUNA KADAR HAKLARIMIZIN ALINMASI İÇİN MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ HEP BERABER TEK YUMRUK OLDUĞUMUZ SÜRECE BU ÖZLÜK HAKLARI ALINACAKTIR YAZINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER SAYIN ERDAL GÜNŞER

  4. OrhanDERELİ dedi ki:

    Meslektaşım senin bu yazını ağlayarak okudum inan çok duygulandım.Bizi bütün hepimizi abilerimizin ve kardeşlerimizin yaşadıklarını anlatmışsın. Yüreğine ve eline sağlık.Hepimiz bunları fazlasıyla yaşadık,hala görevdeki kardeşlerimiz de yaşamaya devam etmektedir.Genelkurmay Başkanı diyor ya kişilerin kendi tercihidir diye, sen Sn.Genelkurmay Başkanı 5 çocuklu fakir aileden gelip bir an önce meslek sahibi olup para kazanmanın ne demek olduğunu bilir misin? Bizler birlik beraberlik oldukça daha güçlü olacağız, daha da bütünleşeceğiz, buna inanın.

  5. Ersen Gürpınar dedi ki:

    Sevgili kardeşim Günşer
    Eline,yüreğine,kalemine sağlık. Bu yazı bir başka yerde altında başka bir isimle yayınlanmış olsaydı bile bu Günşer’in yazısı diyebilirdim. Biz bu orduyu menfaatimizle eş değerde sevenlerden değiliz, her türlü sıkıntısına, haksızlığına rağmen çaresizlikten çare üreten bir mesleğin mensubuyuz. Sarımsağı gelin etmişler kırk gün sonra kokusu çıkmış;bize yapılan ön yargılar, tahakküme varan haksızlıkları artık herkes biliyor.TSK milletin ordusu olarak bu haksızlıklarına mutlaka birgün son verecek, daha doğrusu vermek zorunda kalacaktır.Şahsınızda tüm meslekdaşlarıma hak ettikleri mutlu,huzurlu ve refah günler diliyorum.

  6. Mustafa SEZEK dedi ki:

    Sn. Erdal GÜNŞER söylenecek şeyleri çok güzel bir kompozisyon bütünlüğü içinde anlatmışsınız, daha ne denirki.
    İyi ki varsınız, teşekkürler.

  7. MEHMET ALİ KILINÇ dedi ki:

    “İşin mi yok be kardeşim.
    Ununu eleyip eleğini asmışsın.
    Bak emekli olmuş emlakçiliğe, bambaşka bir işe başlamışsın unut gitsin; ben eskiden assubaydım diyerek küşük oğlanın kafasını karıştırıyorsun ki. Toplumda biraz kendine yer bulunca assubaylıklarını unutanlar gibi, sen de kendine içinde ‘assubay’ kelimesi olmayan bir meslek uydur gitsin.
    Senin de yaptığın iş mi yani; niçin çocuğuna doğruları anlatıp kafasını karıştırarak mutsuz ediyorsun ki?
    Gerçi bu günlerde modası biraz geçti ama eskiden albaydım falan de, bir şeyler uydur işte..
    Sanki bunları bu sıcakta klavye başına oturup yazıp Emekli Asubaylar sitesinde yayınlanınca binlerce lira telif hakkı alacaksın. Kaç kardeşim kaç, çoğu meslektaşımızın(!) yaptığı gibi, assubayların semtine bile uğrama, uzak dur, bunu da her yerde gururla anlat.
    Sana ne be kardeşim. Dün paşaları baştacı ettiğin gibi bu gün de sadakacıları baştacı et; kılık kıyafeti saçı sakalı ona göre ayarla. Okumuş yazmış kafası çalışan adamsın bunu da mı biz söyleyeceğiz. Kendin huzursuz olduğun gibi etrafını da huzursuz ediyorsun. Bu gidişle adam olamayacaksın gidecek.” dermişim.
    Eline sağlık değerli meslektaşım..

  8. Abdullah ZENGİN dedi ki:

    Sayın Günşer,
    Yaşamdan adalet beklemek safdilliktir.Bu mesleği seçerken Türkiye’nin zencileri olacağımızı bilmiyorduk ki.Dolayısıyla eşlerimizi bile bile haksızlık ortamına çekmedik.Bizim gibi kaya kovuğundan(alıntı) gelen gençler için bu haksız, adaletsiz yaşam bile lükstü.
    Doğruları yazarken,örneklerimizde bile haksızlık yapıyoruz, ZENCİ.Bir ırkı aşağılıyoruz,ötekileştirip dışlıyoruz.İŞİN ÖZÜ,yaşamın her evresinde adaletsizlikler var. Hazmedemediğimiz konu,yukarıda bahsettiğiniz gibi deveyi hamuduyla yutmak anlayışıdır.
    Yaşamı İNSAN üzerine kurar,Mevlana gibi felsefeye sahip olursanız,haksızlık ve adaletsizlikler en asgari düzeye iner.
    Assubay camiasının,alt camianın yaşadıklarını etkili bir duyguyla yazmanız da topluma mesaj vermenin bir başka versiyonu.Kutlarım.

  9. Osman Ada dedi ki:

    Halkın içinden gelen terzi Ahmet’in, Marangoz Rıza’nın, işçi Hasan’ın çocuklarına Harbiyeden Çankaya’yı gösterip siz buraya ulaşacaksınız astlarınızla laubali olmayın onlar sizin emrinizdeki insanlar telkini ile yetişenler kendini gökten zenbille inmiş sanıyorlar, sevgili Ersen kardeşimin subaylar emekli olurken üzüntüden kahrolurken assubaylar bayram yapıyor bu bile haksızlızlığın kanıtı dediği gibi bizler emekli olunca oh kurtulduk diyoruz böyle başka bir meslek var mıdır? Şanlı Türk ordusu bugün bu duruma düştüyse bunun temelinde bu saltanat bu ayrımcılık yatıyor umarız ders alırlar.Hepimizden bir parça var yazında eline sağlık kardeşim.

  10. Rafet Duran dedi ki:

    Değerli kardeşim Erdal GÜNŞER;
    Yazınızı dikkatle ve büyük bir samimiyetle okudum. Hemen baştan söylemeliyim ki, bütün yazılarınızda olduğu gibi, bu yazınızı da çok beğendim. Daha yazınızı okurken düşünmeye başladım. Yaşadıklarımız istemesem de bir bir gözümün önünden geçti. Bu yazının çağrışım yaptırdıklarının etkisi halen de devam ediyor.
    Sizin düşünce yapınızı, tutumunuzu, olaylara yaklaşımınızı en önemlisi de dik duruşunuzu çok seviyorum. Bir insanın dik durabilmesi için öncelikle dürüst, çalışkan, başarılı, özverili ve en önemlisi de yaptığı işle ilgili tam bir donanıma sahip olması gerekir. Elinizde hangi silah olursa olsun, dürüstlük ve özveri ile desteklenmiş bilginin çok daha etkili bir silah olduğunu biliyorum.
    Çağdaş yönetim anlayışına tamamen ters bir şekilde; zaman sınırlaması olmadan, bazen bir insanın fizyolojik sınırlarını zorlayacak kadar ağır görevin ve sorumluluğun yanında, yetki yok. Yapılan haksızlıklar karşısında sizi koruyacak yasal düzenleme olmadığı gibi, hiçbir hukuk anlayışına sığmayan “disiplin kabahati” gibi tanımlarla, bozuk kişilikli insanlara taşıyamayacağı kadar çok yetki de verilirse, bu durum hizmet yapma anlayışı değil zulüm yapma hevesine dönüşebiliyor. Bütün bunların içerisinde onurunuzu koruyarak mesleğinizi yapmak zorunda kalıyorsunuz. Haksızlık etmemek için söylemek zorundayım, yetkilerini kendi egolarını tatmin için kullananların yanında, gerçekten yapılan hizmetin karşısında vicdanı ve hakkaniyeti koruyanlar da var. Hiç olmazsa onların sayesinde boynunuza takılmak istenen zinciri kırıp, durmanız gereken yerde tekrar duruyorsunuz. Siz yeterli bilgi ve donanıma sahipseniz her zaman değil ama, bazen de o zinciri kullanmak isteyenin zincirin kendisine zarar verdiğini yaşayarak gördüm.

    Değerli kardeşim, yaşadığımız bu olayları hatırlamak elbette tekrar canımızın sıkılmasına neden oluyor. Ancak bunları yaşatanları da bir şekilde rahatsız etme, ayıplarını yüzlerine vurma hakkımızı da kullanarak bu tür davranışlara tevessül etmemeleri gerektiğini hatırlatmalıyız. Son bir ay içerisinde bir büyük şehirden başka bir büyük şehire eşimle birlikte gelirken, misafir olduğumuz orduevinde kuaförde başımıza geldi. Size sadece şu kadarını söylemeliyim ki, bu tip davranışa tevessül eden rütbesiz komutan gerekli dersi almış ve tehlikenin farkına varmış olmalı ki, yapılan çıkış karşısında normal bir vatandaş gibi sırasını aynı ortamda oturarak beklemek zorunda kalmıştır. Bütün meslektaşlarımız, kimseye hakaret etmeden, yasal sınırları zorlamadan sonuna kadar haklarını arayabilirler. Şundan her meslektaşımız emin olmalıdır ki, EMEKLİ ASSUBAYLAR ORG. Sitesi TEMAD GENEL BAŞKANIMIZIN haklı çıkışları ve PES GRUBUNUN yarattığı etki her alanda rahatlıkla hissedilebiliyor. Sizin gibi yürekli, donanımlı ve onurlu meslektaşlarımla gurur duyuyor, hizmetle hiçbir ilgisi olmayan ve yaşatılan bu kötü alışkanlıkların ortadan kalkması adına vermiş olduğunuz emekler için elinize ve yüreğinize sağlık diyorum.

  11. Erdal Günşer dedi ki:

    Bu yazıma beğenileri ve yorumlarıyla destek verenlere, zaman ayırıp okuyanlara çok teşekkür ederim.
    İlk kez OYAK konusu haricinde bir yazım iki bin üzerinde okundu. Sayın Bülent Civan şahsında “Bu kadarına Pes diyen Assubaylar” grubuna teşekkür ederim.
    Bizim en büyük gücümüz haklılığımızdır. Sosyal medya da en büyük etkileşim alanımız. Birlikten kuvvet doğmuştur. Güzel günler geçiriyoruz. En azından haykırıyoruz.
    Ancak bu savunma bakanı eskiler gibi bizim gazımızı almaya çalışıyorsa unuttuğu bir şey var. O söylediği sözlerin arkasında durmazsa o koltuğu kendisine dar ederiz. Söz konusu çiğnenen haklar ise Maliye Bakanına konuşmak düşmez. Assubaylar kararlı ” Böyle geldi. Böyle gitmeyecek.” Büyük bir direniş ve organizasyon başlatmalıyız. TEMAD şubelerinden Ankara’ya yürümeliyiz. Çadır kurmalıyız. Gerekirse açlık grevi başlatmalıyız. Onurumuz ve Sosyal eşitlik adına ne gerekiyorsa yapmalıyız. O tişörtler bir direnişin simgesi olmalı. Yoksa ne anlamı var ki!..Saygılarımla…

  12. zafer sağlambilen dedi ki:

    Bu yazıyı okumaya başladığı andan itibaren, kendisiyle özdeşleştirmeyen meslektaşımız olduğunu zannetmiyorum..ve ve…öylesine donanımlı öylesine yetenekli meslektaşlarımız vardı-var-var olacak (Kİ)……yazarım demiş-diyen-diyecek aydınım demiş-diyen-diyecek v.s v.s vs….demiş-diyen-diyecek’ (lerin)ÇOK ÖTESİNDE UFUKLARA SAHİP…
    Saygılarımla.

  13. Mustafa Savaş EVRAN dedi ki:

    Sevgili Günşer.Bu muhteşem yazınız ve anlatımınız bana yine perhizi bozdurdu.Bu güzel anlatımlı yazınız burada kalmamalı ve mümkünse her pşlatformda yayınlanmalı diye düşünüyor, teşekkürlerimle yüreğinize sağlık diyor, saygılarımı gönderiyorum.

  14. zihni acikgoz dedi ki:

    Mükemmel bir anlatım. Hep yaşadıklarımız bu kadar mı benzer diyorum da sonra da aklıma şu geliyor. Tabii ki bizi yönetenler eğitimlerinde beyinleri böyle kodlanırsa yaşadıklarımız da aynı olacaktır. Tebrik eder güzel yazı yazma başarılarınızın devamını dilerim. Saygılarımla.