Dolar 37,9723
Euro 41,0616
Altın 3.671,43
BİST 9.299,36
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 21°C
Az Bulutlu
Ankara
21°C
Az Bulutlu
Sal 21°C
Çar 23°C
Per 22°C
Cum 20°C

MSB’NA AÇIK MEKTUP !

"Yazarların yazıları kendi düşünce ve sorumluluklarını taşır"
07/09/2011 7:01 PM | Son Güncellenme: 31/03/2024 8:59 PM
5

ismet-yilmaz-mail

Saygıdeğer Üyelerimiz,

Üç dönemdir MSB olan Sn.Vecdi GÖNÜL (Namı-diğer Sabret GÖNÜL) yeni kabinede tekrar MSB. olarak görevlendirilmedi. Çok da üzüldüğümüz söylenemez! Hâttâ bundan mutluluk duyduk. Çünkü, kendilerinin assubaylar için yaptığı tek şey, umutlarımızla oynamak oldu! Temsil ettiği bakanlığın ordusunun sadece subaylardan ibaret olduğunu düşünmüş olmalı ki basına açıklama yapmış olmasına rağmen bizler için verdiği sözleri tutmadı. Biz, zat-ı alilerinin temsil ettiği bakanlıktan ve Genelkurmay’dan imtiyaz ve ayrıcalık değil, haklarımızı istemiştik. Sıra bize geldiğinde “adalet” kelimesini parti tabelası sananlar, subaylarla ilgili  ayrıcalık sağlayan  birçok yasayı ‘üstelik kendi verdikleri önergelerle‘  jet hızı ile yasalaştırdılar !..

Şimdi yeni MSB. Sn.İsmet YILMAZ göreve başladı. Bizim taleplerimizi değerlerdirirken evrensel hukuku ve anayasanın eşitlik prensibini dikkate alır mı, yoksa kendileri de söz verip tutmamaya, “adalet” kelimesini Sn.Gönül gibi değerlendirmeye devam mı eder, bunu zaman gösterecek!

Sn.MSB.Bakanı’na “hoşgeldin” mesajını ve duygularımızı dile getiren aşağıdaki mektubu ortak düşüncelerimizi dikkate alarak kaleme aldık.

Arzu eden arkadaşlarımız  adı, soyadı ile sınıf ve rütbesini yazarak GÖNDER tuşu ile  mektubun bakan’a  ulaşmasını sağlayabilirler.

Saygılarımızla.

NOT: Arkadaşlarımızın  vatandaşlık numaralarını yazmalarını öneriyoruz.


MİLLİ SAVUNMA BAKANI’NA AÇIK MEKTUP

HOŞ GELDİNİZ SAYIN MİLLİ SAVUNMA BAKANIM!

Siz  Türkiye Cumhuriyeti’nin 55’nci Milli Savunma Bakanı’sınız. Yeni görevinizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Saygıdeğer Bakanım,

Ön yargılar sonucu sosyal ve ekonomik bir çok haksızlığa uğratılan, TSK’nın değişmez elemanı astsubaylar yıllardır “kol kırılır yen içinde kalır” düşüncesi ile sessizliklerini koruyup vakurla görevlerini yapmışlar, canları, kanları ve terleri ile bu ülkeye ve TSK’ne bağlılıklarını kanıtlamışlardır. Klimalı ofislerinde görev yapan büro memurları ile aynı dereceden göreve başlatılmaları, bir çok tazminattan ve sosyal haklarlardan mahrum bırakılmaları, hiç bir değer yargısı ile savunulamaz. Aynı tahsil ve hizmet süresine tabi subayın aldığı emekli maaşının üçte birini alan assubaylardan, ilkokul mezunu KİT işçi emeklileri bile fazla maaş almaktadır. Üretime bir gün bile katkıda bulunmayan, sadece 10 yıl 3600 gün isteğe bağlı olarak prim ödeyen SSK emeklileri ile yaklaşık aynı maaşı almaktayız. Bize reva görülen muamelenin bu olmadığını zat-ı aliniz ile tüm adalet ve vicdan duygusu taşıyanların bilgisine sunuyoruz.

Sn.Bakanım, bizlere yıllardır ön yargılarla tahakküme varan haksızlıklar yapıldı. Demokratik yollardan duyurduğumuz sesimize sizden önceki MSB  “Assubayların haklı talepleri ile ilgili çalışmalar tamamlandı ama seçim öncesi açıklamak etik olmaz” demesine ve iki seçim dönemi geçmesine rağmen haklı taleplerimiz karşılanmadı. Bizlerin muhtıra verme gibi yetkileri yoktur! Biz verilen emirleri yerine getiririz. Buna rağmen, arkadaşlarımızda taleplerimizin 28 Şubat’ın ve e-muhtıranın rövanşının bizden alındığı izlenimi vardır!  Bizim haklarımız konusunda Maliye Bakanı “bütçe olanakları“nı ileriye sürüp görev koşulları bizlerle kıyaslanamayacak memurların emekli maaşını örnek olarak önümüze koyarken, iktidar milletvekilleri tarafından hazırlanan subaylarla ilgili yasa teklifleri jet hızı ile yasalaşmaktadır. Tüm bu olumsuzluklara rağmen ADALET kelimesinin partinizin adında değil, sizlerin yüreğinde olduğuna inanmak istiyoruz.

Bir önceki Bakan Sayın Gönül, seçim öncesi hep haklılığımızı, bu konudaki çalışmaların tamamlanmak üzere olduğunu belirtmesine rağmen gider ayak verdiği demeçte assubaylar için çok şey yapıldığını örneklerken, tamamen teferruat olan ve yıllardır uygulanan konulardan bahsetti. Yüksek okul mezunu tüm devlet memurlarına verilen 1’nci derece 4’ncü kademe hakkını ise “Devletin de bir hiyerarşisi var” diyerek konu dışı bir açıklama ile geçiştirdi!..

Hiyerarşi her kurumda var ve her kurum personeli gibi bizler de hiyerarşiye saygılıyız. Assubayların bu kadar ağır görev koşullarına ve sorumluluklarına rağmen, klimalı ofislerinde günde 8 saat mesai yapan büro memurları ile aynı, bir çok kamu görevlisinden daha alt kademeden göreve başlatmak ¼ dereceyi ve birçok ekonomik ve sosyal haksızlıklara uğratmak hiyerarşi ile değil olsa olsa hukuksuzluk ve vicdansızlıkla değerlendirilmesi gerektiğine zat-ı alinizin de inandığını düşünüyoruz.

Size görevinizle ilgili brifing verilmiş her şeyin tozpembe olduğu anlatılmış olabilir. Ancak TSK = Türk Subay Kuvvetleri olarak düşünülmeye devam edildiği sürece sorunlar her geçen gün büyümeye devam edecektir…

Haksızlıkların, personel arasındaki ayrımcılığın, ordumuzda sevgisizlik sarmaşığı oluşturduğunu, kurumumuzu yıprattığını dikkate alarak; bizlerin imtiyaz değil, adalet, eşitlik ve insan onuruna saygı taleplerimizi karşılar mısınız zaman gösterecek…

Artık biz emekli Assubaylar, birlik olarak kendi gücümüze güvenmekten, sorunlarımızın çözümünü gerçek demokraside aramaktan  başka çıkar yolumuz olmadığını çok net anladık.

Bugüne kadar tahakküme varan haksızlıkların kaynağının kurumumuz olduğunu bildiğimizden umutlarımızı neredeyse yitirmiş durumdayken sizin bizlerin özlük hakları ile ilgili iyileştirmeler yapılacağı müjdesini vermeniz ile yeniden umutlandık. Umarız hayal kırıklığı yaşatmazsınız.

Silahlı Kuvvetler bizim yuvamız. O kurum bize üvey evlat muamelesi yapsa da, baba ocağı gibi görürüz! Lakin bizim vatanseverlik duygularımızın daha fazla istismar edilmesini istemiyoruz. Hiç bir talebimiz ayrıcalık ve imtiyaz değildir! Adaletin yüreğinizde olduğu inancı ile taleplerimizi size iletiyor, çözüm konusunda destek ve insiyatifinizi bekliyoruz. Bu konudaki çalışmalarınız aile fertleri ile birlikte yüz binlerce kişinin yüreğinde değerlendirilecektir.

Bir önceki dönemden çok daha zor bir süreç sizi bekliyor.

Yeni görevinizde  başarılar diler, saygılar sunarım.

YASAL TALEPLERİMİZ

1. Üniversite bitirdiği halde 1 ‘nci derecenin dördüncü kademesine yükseltilmeyen tek kamu görevlisiyiz. Görev koşulları ve sorumlulukları assubaylarla kıyaslanamayacak birçok devlet memurundan daha alt derece ve kademeden göreve başlatılıyoruz. Tek neden assubay oluşumuzdur! Bu durum akla, mantığa, anayasaya ve hatta insanlık anlayışına aykırıdır. MYO mezunu Emniyet Hizmetleri, meclis stenografları, ziraat ev ekonomistleri teknik hizmetleri ile Lisans mezunu olan daha  birçok devlet memuru 657 sayılı Devlet memurları kanununun ortak hükümlerinde belirtilen derece ve kademelerin (görev koşulları dikkate alınarak) bir üst derecesinden göreve başlarlarken bu hak assubaylardan esirgenmiş,Yüksek Okul mezunu assubaylar büro memurları ile aynı derece ve kademeden göreve başlatılmışlardır. Adalet ve eşitlik gereği  MYO mezunu assubayların 9/2 Lisans mezunlarının 8 ‘nci  dereceden göreve başlatılarak adalet ve eşitlik  sağlanmalıdır.

Aynı süre görev yapan, aynı tahsil süresine tabi bir emekli subayla bir emekli assubay kıyaslandığında aradaki maaş farkı %300′ dür. Haksızlığın bile ölçüsü olmalıdır.

2. Tam teşekküllü hastahaneden SAĞLAM raporu alarak orduya giren personel yıllar sonra görevin koşullarının da etkisi ile sağlıkların kaybetmekte ve TSK.GÖREV YAPAMAZ raporu ile  emekli edilmektedirler; TSK dışında sağlık nedeniyle resen emekli edilen başka kamu görevlisi yoktur bu personel durumdaki emsallerinin derece ve kademesine ulaşamadıkları için mağdur olmaktadır Bu personelinde vazife malülleri gibi emsallerinin bulundukları derece ve kademeyi geçmemek kaydı ile yükselmelerinin sağlanması yada asgari bir üst dereceden emekliye ayrılmaları adaletin gereği olarak sağlanmalıdır.

3. Silahlı Kuvvetler’de sayısal oran ¼ civarındadır. Yani bir subaya karşı  dört assubay mevcudu vardır. Daha açık bir deyimle Türk Silahlı Kuvvetleri’nde  100 subay varsa 400 assubay vardır. Ancak sosyal tesisler söz konusu olunca bunun tam tersi vardır. Ordu evlerinden askeri kamplara kadar tüm sosyal tesislerde hem nitelik yönünden hem sayısal olarak assubaylara sağlanan imkanlar subaylara tanınan imkanların üçte biri bile değildir. Sayısal durum göz önüne alındığında aradaki korkunç uçurum çok daha iyi farkedilecektir.Bu ayrımcılığa son verilmesini bekliyoruz.

4.Türk Silahlı Kuvvetleri’nden Lise Mezunu olup, emekli olan albaylar mevcuttur. Daha sonra harp okulları iki, üç ve son olarak dört yıla çıkartılmıştır. Emekli olanların intibakları da yeni duruma göre düzeltilmiştir. Assubay okulları da Yüksek Okul seviyesine çıkartılmış olmasına rağmen,intibaklarımız konusunda  tüm kapılar çalınmış ancak sonuç alınamamıştır.Bu durum mağduriyetimize neden olduğundan ivedi sonuçlanmalıdır.

5. Hastanın emeklinin rütbesi olur mu? Ancak birçok askeri hastanede A-B-C poliklinik hizmetleri ile subaylar lehine  ayrımcılık yapılması önlenmelidir.

6. Lojman konusu daha da iç karartıcıdır. Burada bir oran neredeyse söz konusu değildir.Lojmanların %40′ ı assubaylara %55 ‘i subaylara % 5’ i (Jandarmada % 15 ‘i) uzman çavuş ve sivillere tahsis edilir. Ancak bu sayısal oranla terstir. Kısaca subayların tamamı lojmandan faydalanırken  arta kalan lojmanlar assubaylara verilir.Bu adaletsizlik önlenmelidir.

7. Emekli Sandığı Kanununun EK-70 Maddesi 1 ‘nci fıkra (b) bendinde yer alan gruplardaki oranlar belli bir seviyede azalmasına rağmen 3’ncü ve 2’nci derecedeki personelin oranları orantısız bir şekilde azaldığı için bu dereceden maaş alan personel 1-3 yıllık eksik hizmet için ömür boyu % 30-40 oranında eksik maaş almaktadır. Bu konu müteaddit defalar Genelkurmay ve MSB tarafından yasa teklifi verildiği açıklanmasına rağmen adaletsizlik giderilmemiştir.

8. Yürürlükteki iç hizmet kanunu ve askeri ceza 1930’lu yıllardan kalma ve çağın çok gerisindedir. Personel kanunundaki hükümler subaylara imtiyaz ve ayrıcalık tanımaktadır.Bu yasaların çağın gereklerine uygun olarak yeniden düzeltilmesini bekliyoruz.

9. Türkiye Cumhuriyeti bir Hukuk Devletidir. En yüksek makam olan Cumhurbaşkanı’nın hürriyeti bağlayıcı ceza vermeye, yani hapis cezası vermeye yetkisi yoktur. Ancak Ordu’ya yeni katılmış, mesleği hukuk olmayan bir  subayın kendi kararı ile hapis cezası verme yetkisi vardır. İddia makamı ve yargıç aynı kişidir. Olağanüstü durumlarda olağanüstü kararlar alınması gereği elbette ve özellikle de görevi savaşmak olan ordu için kabul edilebilir bir durumdur. Ancak, olağanüstü durumlarda olağanüstü mahkemeler oluşturulması gerekir. İnsan hak ve özgürlükleri olağanüstü durumlar söz konusu edilerek göz ardı edilemez. Kaldı ki hapis cezası yetkisi olağanüstü durumlarda değil, olağan durumlarda ve barış konuşlanması içinde de geçerlidir. AİHM bir assubayın başvurusu üzerine şahsi hürriyetin sadece mahkemelerce hakim kararı ile  kısıtlanabileceğine hükmederek Türkiye’yi tazminata hükmetmesine rağmen oda hapsi cezası amirlerce verilmeye devam edilmektedir.

10. Askerlikte hiyerarşik yapı gerekli ve hatta zorunludur. Bunu üniforma taşıyan herkes bilir ve kabul eder. Ancak, askeri garnizonlarda eşlerin ve çok acıdır ki çocukların da rütbesi vardır. Karşılıklı insani saygıdan kimsenin rahatsızlık duyması söz konusu değildir. Ancak, senin baban assubay sen arka sıraya geç.. Benim babam subay ben senden önde oturacağım, burası subayların sosyal tesisi sen assubay eşi çocuğusun giremezsin,benim eşimin rütbesi seninkinden yüksek hizmet önceliği benim   mantığı, ne yazık ki genç beyinlere kardeşlik yerine husumeti, sınıfsal ayrımcılığı yerleştirmektedir.Bu çağdışı düşünce ve tahakküm arzusu terkedilmelidir.

11. Kamu düzeninin işleyişi bellidir. Polisin özlük hakları İçişleri bakanlığı tarafından takip ve teklif edilir. Öğretmenlerin özlük haklarına ilişkin kanun ve teklifler Milli Eğitim Bakanlığı tarafından takip edilir. Assubayların da haklarının da Genelkurmay Başkanlığı ve MSB tarafından takip edilmesi gerekir. Ancak hem görevde olan assubaylara hem de emeklilerine ne yazık ki üvey evlat muamelesi yapılmakta, yukarıda ana hatları ile özetlenen haklara ilişkin hiçbir çalışma yapılmadığı gibi, ne yazık ki meclise kadar gelen teklifler bizzat Genelkurmay tarafından engellenmektedir !Biz bu ülkeye ve TSK .ne olan bağlılığımızı terimiz ve kanımızla ispat ettik personel arasındaki bu ayrımcılık sevgisizlik sarmaşığını büyütmekte olduğu unutulmamalıdır.

12. Üyelerinin % 60 ‘ını oluşturan assubaylar OYAK ve şirketlerinde denetim ve yönetim kurullarında temsil edilmemektedir. Oysa kendi imkanları ile yüksek lisans doktora yapmış assubay mevcuttur. Oyak, emekli olanlara birikmiş aidatlarına cüzî  bir nema ödeyerek kurumla ilişiklerini kesmektedir oysa üye aidatları ile kurulan şirketlerin karlarının tamamı üyelere nema olarak verilmemekte büyük bir bölümü yeni yatırımlara aktarılmaktadır,bu nedenle tüm üyelerin kurum iştiraklerinde hakları olduğundan tüm üyelere  Aidat miktarı ile orantılı hisse senedi verilmelidir. Bu konuda TEMAD (Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği) tarafından açılan dava maalesef  red edilmiştir.  İç Hukuk yolları tüketildiği için konu AİHM götürülmüştür..

13. Assubaylar 631 sayılı KHK gereği almaları gereken tazminatları alamamaktadırlar. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu  631 sayılı KHK özüne aykırı olarak uygulama içeren 2002/3546 sayılı BKK 1 ‘nci maddesinin adil olmadığı gerekçesi ile iptaline karar vermiş olmasına rağmen yeni düzenlemede aynı haksızlık devam ettirilmiştir.KHK özüne uygun olarak adil bir uygulamanın yapılmasını gerekmektedir.

14. Anayasamız ve AİHS angarya’yı yasaklamıştır. Angarya zorla çalıştırmadır, Askeri okullardaki süreler dikkate alınmadan TSK adına 1-10 yıl okuyan herkes 15 yıl mecburi hizmete tabidir! Mecburi hizmet makul seviyelere çekilmeli  ya da tazminat ödeyerek bu mesleği yapmak istemeyenlerin ayrılması sağlanmalıdır.

15. Günümüzün koşulları ve lisans mezunlarının er olarak askerlik yapmaları dikkate alınarak, assubay MYO’ları Lisans seviyesine çıkarılmalıdır.

Saygılarımla

Adı ve Soyadı     :

T.C. No                :

Sınıf ve Rütbesi   :

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

  1. Ersen Gürpınar dedi ki:

    Değerli büyüğüm, yazınızın başında belirttiğiniz gibi ordunun olmazsa olmazı disiplinin tarifinde astın ve üstün hukuku vardır ama TSK uygulamasında bu yoktur. Her kurum kendi personelini koruyup kollarken TSK’da bize ön yargılarla bu haksızlıklar, hukuksuzluklar yapılmıştır.Doğru analiz edildiğinde bu bizim kadar ordumuza da zarar vermektedir. Adalet herkes için gereklidir. Saygılarımla.

  2. Mete dedi ki:

    Hayretler içinde kaldım böyle birşey olabilir mi diye? Yahu burası muz cumhuriyeti mi, aşiret devleti mi yoksa patagonya mı, nasıl olur böyle bir şey? Allah herkese akıl fikir ve vicdan versin. Ya bu insanların haberi yok böyle bir adaletsizlikten ya da ben Genelkurmay Başkanı ile kader ve silah arkadaşıyım o kadar!!!!!!!!!!!

  3. Celal ELBİR dedi ki:

    Değerli büyüğüm, vicdanlarını bedenlerinin en kuytu köşelerinde saklayan kişiler, bir gün onu nereye sakladıklarını hatırlayacaklar ve ellerini o anda vicdanlarına götürecekler. Yıllardır yapılan haksız uygulamalara isyan eden vicdan, o saniye itibarıyla tüm vücuda bir acı yayacak, şahsın silkinmesini, kendine gelmesini sağlayacak.
    Sonrası mı? Sonra ne olacak; onlar vicdan muhasebesinde kendilerini aklama gayreti sergilerken, bizler de sorunlarımızı unutup, torunlarımızı hatırlama aşamasına geçeceğiz, ellerinden tutup gezip tozacağız. (Torun-Sorun benzetmesi Ersen Gürpınar abimize aittir.)
    Saygılarımla…

  4. atilla abaylı dedi ki:

    Acaba hangi ülkede bu haklar mahkeme koridorlarında aranmaktadır.? TSK ve komuta kademesi bu konulara ülkenin ve gelecegimiz için dur diyerek nokta koymalı ve tansiyonu düşürmelidir.

  5. selçuk dedi ki:

    Silahli kuvvetlerden emekli bir assb. olarak:subaylar benim silah arkadasim degillerdi! Neden mi? Yazıyorum; hic bir zaman yanimda degillerdi.Ne hazarda,ne seferde,ne egitimde aklina ne geliyorsa,hic bir yerde, hic bir zaman yanimda degillerdi…

  6. metin ayan dedi ki:

    Diyecek söz bulamıyorum,yazmamış ama Sn. Turan hukuk yollarını da tüketmiş durumda herhalde,sonucu da belli bu durumda ,Allah yardımcınız olsun,bu haksızlıkların bitmesini istiyorsak kenetlenmeli ve gücümüzü meydanlarda göstermeliyiz. 100 bin kişi Ankara’yı inletir, felç eder. Neden? diyorum bekliyorum…

  7. İSMAİL TURAN dedi ki:

    Sayın Metin AYAN kardeşim, hukuk yollarını bitirmiş değilim, bilakis mahkemenin verdiği ret kararının Yargıtay tarafından bozulmasıyla haklı olduğum hukuk yolunda daha güçlü olarak devam ediyorum.

    Bu makaleyi yazmakla, mağduriyetimizi açık ve seçik olarak bir kere daha ortaya koymaya çalıştım. Saygılarımla.

  8. metin ayan dedi ki:

    Sn büyüğüm, konuyu bir de BİMER’den yazın bakalım ne cevap gelecek merak ettim ,olumlu gelmese de düşüneceklerdir en azından ne yazalım diye.

  9. Erol Cankurt dedi ki:

    Her darbede muhtırada özellikle Assubayların haklarını gasp eden,bilerek Assubayları erbaş statüsüne kadar indirip değersizlik ve kişiliksizlik benliğine sokan bu darbeci zihniyetten ne beklenebilir ki? Biz bir aileyiz silah arkadaşıyız deyip de gerçekte hiç bir zaman silah arkadaşı gibi aile gibi davranmayan hatta içten içe Assubaylara karşıtlık yapan bir zümreden ne beklenebilir ki? Her türlü haklarımızı öyle planlı ve kurnazca katletmişler ki bu gün yıllarca yapılan haksızlıkların açıklamasını dahi yapamıyoruz yapsak da ne devlet ne millet ne siyasiler kimse doğru dürüst anlamıyor ya da anlamak istemiyor TAM BİR KÖRDÜĞÜM. Mutlaka birleşerek siyasete girmeliyiz ve bu haksızlıkları TBMM’de düzeltmeliyiz.