Değerli Meslektaşlarım
Bizlere yapılan haksızlıkları, vicdansızlıkları çözebilen var mı? Ben, meslek hayatımda hep zorluklarla ve fedakarlıklarla görev yaptım. Bazı kendini ve haddini bilmezlerin rütbe ve ünvanlarına sarılarak yaptıklarını hiç bir zaman kişiselleştirip “böyle saça böyle traş, böyle orduya böyle astsubay” diyerek, ‘üstelik ordudaki adaletsizliğin sona ermesinin mümkün olamayacağını bilmeme rağmen‘ küsmedim. Özveri ile hizmet ettim. Karşılığını aldım mı ? Hayır, almadım. Helal de etmiyorum!
Yıllardır yazıyor, çiziyor, haykırıyoruz… Sesimizi sağır sultan duydu ama ön yargılı olanlar direniyor! Onlar adaleti sadece kendilerine lazım olduğunda hatırlıyorlar. Oysa biz, bazılarına sunulan imtiyazı değil, sadece adaleti istiyoruz. Bunu alıncaya kadar da mücadele edeceğiz!
Size dereceden, kademeden bahsetmeyeceğim. Karda, kışta, kıyamette, insan bedenini zorlayan şartlarda çalışan biz assubayların, yazın vantilatör, kışın radyatörlü odalarda çalışan büro memurları statüsü uygulamasını ,ekonomik sosyal haksızlıklarını da teker teker yazmayacağım. Bunları artık sokaktaki halk biliyor. Halkımız, evladını emanet ettiği peygamber ocağındaki, milletin ordusundaki çifte standardı, adaletsizliği ve personel arasındaki ayrımcılığı, pandoranın kutusu açıldıkça daha iyi anlıyor. Ordumuz, hepimizi üzen itibar kaybını boşuna ona-buna yüklemesin. Bunun ilk sorumlusu komutanlar ve ordudaki haksızlıklardır!
Bu ordu tüm bunlara rağmen assubayları sayesinde ayakta durmaktadır. Sevgili kardeşim mücadelemizin bayraktarı Sn. Ersen Gürpınar’ın bir yazısında belirttiği gibi “Assubaylar olmadan bırakın ordunun savaşmasını, asker karnını bile doyuramaz. Aksini ispat eden varsa hodri meydan. Assubaylara aynı zaman diliminde 48 saat izin verin ve ordunun halini görün.”
Sayın Büyüğüm,
Bugün yapılan bir toplantı sonucunda bir kere daha yıkıldım. Personel Başkanlığı’nın mutat yıllık gezileri vardır. Bu gezilerde personelin hakları ve maaşları hakkında ne yapıldığı ve tayin durumları hakkında bilgi verilir. Bizim birliğimize de böyle bir ziyaret gerçekleştirildi.
Ben, bir astsubay olarak, son astsubay olaylarından ve haklarımızla ilgili verilen sözlerden sonra bizim için de birşeyler söyleneceğini zannederek, toplantıya gittim. Toplantıya yanlızca birlik veya birim komutanı subay ve astsubaylarını çağırdılar.
Personel Başkanı konuşmaya başladığında biz de can kulağı ile dinliyorduk. İlk olarak Hava Kuvvetleri’nin öz evlatları olan subaylar hakkında konuşması normaldi. Konuşmasında, pilotların emekliliği beklemeleri gerektiğini ve acele etmemelerini ifade ederek, Hava Yolları ile protokolları olduğunu ve her sene 20 pilotu almalarını sağladıklarını ifade etti. Hava Kuvvetleri’nde çalışan bakımcı astsubaylar için de neden böyle bir çalışma yapmadıkları ayrı bir konudur.
Genelkurmayın mecburi hizmeti (15 yıldan 10 yıla) düşürme sebepleri de zaten subayları korumaktı. Devlet hesabına 1-10 yıl okuyanı aynı kefeye koyarsanız elbette belli bir amaca hizmet edersiniz.
Bu arada hakkını yemeyelim, Sayın Personel Başkanı bizim için de birşey söyledi. Çok da önemli imiş gibi, Kızılay Orduevi’nin bir bölümünü de astsubaylara açmışlar (!).
Personel Başkanı’nın bu konuşması bizi hayal kırıklığına uğratmışken bir darbeninde Üs Komutanı tarafından geleceğini düşünemezdik! Üs komutanımız müsade isteyerek, şube müdürlerine (bunlar en az yüzbaşı rütbesinde) komutanlık tazminatı verilmesi gerektiğini ve yarbaylara da artı bir tazminat verilmesi gerektiğini ifade etti.
Üs Komutanı, son zamanlarda subaylara verilen zamlardan ötürü astsubayların ne kadar rahatsız olduğunu bildiği halde bu konuşmayı yapması bizlere verilen değerin bir göstergesidir. Biz astsubaylar anladık ki, komutanlarımız (Genelkurmay) tarafından bizlere yapılan adaletsizliklere devam edecektir.
Kusura bakmayın, içimdekileri yanlızca size dökebildim. Saygılarımla.
Değerli Meslektaşım, ordudaki komuta kademesi nalıncı keseri görevini hakkı ile yapıyor!
Üs Komutanı’nızın dileği kabul görmüş olmalı ki, subayların amir ve müdür kadroları komutan olarak değiştiriliyor. Amaç, tazminat almalarını sağlamak.
¼ konusunda adalet nihayet gerçekleşti derken işin aslı ortaya çıktı. Meğer amaç, Sayıştay’ın yarbaylara bu dereceden maaş almaları yasaya aykırı diyerek zimmet çıkarmasını önlemekmiş. Assubaylara hak veriyoruz derken ordunun öz evlatları korunmuş kollanmış oldu. Bu adaleti (!) gerçekleştirenleri bir kez daha kutluyorum!..
Bu haksızlıklara tepkimi daha farklı ifadelerle göstermeme terbiyem ve kurumuma olan saygım izin vermiyor. Bizim kanımızın da renginin kırmızı olduğunu anladıklarında korkarım adaleti kendileri içinde arıyor olacaklar.
Astlarını hakir gören salon tipi elitist subaylar yetiştirmeye devam ederlerse, tahakküme varan haksızlıkları yapacak personel bulamayacak, adaleti kendileri için de arayacaklardır.
Demokrasiye inanıp bu orduyu gerçek anlamda seviyorlarsa, haksızlıklara ve personel arasındaki ayrımcılığa son vermelidirler. Çünkü bu zihniyet sadece TSK düşmanlarına hizmet ediyor. Sn. Gnkur. Başkanı reform taleplerine direnen zihniyetin varlığını görmelidir.
Ordunun geleceğini şekillendirmek için kendilerini fazla yormasınlar. Asker Atatürk’ümüzün hedef gösterdiği çağdaş medeniyet seviyesindeki ülkelerin ve NATO’nun assubaylarını örnek alsınlar. Esenlikler diliyorum.
Osman Ada
E.Ord.Kd.Bşçvş.
İZMİR
Assubay intiharlarına ilk ciddi tepkimizi Milliyet Blog’taki sayfamdaki yazımda vermiştim. Tırnağınızı biraz derin kesseniz canınız yanar, refleks gösterirken cabir insan canına nasıl kıyabilir? Sebep ne olursa olsun intihar çözüm olmadığı için bu psikolojik bir olgudur diye geçiştirilemez. İntihan öykülerine baktığımız zaman genç meslektaşlarımızın sosyal,ekonomik ve insani haksızlıkların yanı sıra amir keyfiyetine dayalı mesai,cezalandırma baskılar sonucu intihar ettikleri anlaşılmaktadır.Dilimizde tüy bitti psikoloji,sosyolog ve nutuklarla bunu önleyemezsiniz o heyetlerin içinde mutlaka muvazzaf ve emekli assubaylar olmalıdır. En önemlisi ön yargılar terk edilip adalet sağlanarak hiçbir değerin geri getiremeyeceği canlara kıyılması önlenmelidir.Bozduğunuz terazi bir gün sizi de yanlış tartabilir. Huzur ve adalet dolu günler diliyorum.
GERÇEKLERİ, BU KADAR YALIN ANLATABİLEN, ASSUBAYLARIN ZOR YAŞAM KOŞULLARI İÇİNDE ZOR HİZMET ORTAMLARINDA VE UĞRADIKLARI HAKSIZLIKLARI BİLEBİLMEK İÇİN BİRE BİR YAŞAM GEREKİR. OLUMSUZ NEDENLERİN SONUÇLARIDIR BELKİ İNTİHAR NEDENLERİ. KUTLARIM SENİ SEVGİLİ ORHAN KARDEŞİM. GERÇEKLERİ SUNMA CESARETİNDEN ÖTÜRÜ.
Değerli meslektaşlarım ve büyüklerim; düşüncelerim kimseyi üzmek değil. Fakat bu intiharlarla ve meselelerimiz ilgili şahşi fikirlerim.
1. İntihara meyilli olmayanları Assb.lık mesleğine almıyorlar. Fakat Sb.larda tam tersi. Assb ailesi de meyilli.
2. İntihar bu meslek grubunun fıtratında var. Fakat Sb.lığın fıtratında yook.
3. Biz ölsek dahi hiç kimsenin, ama hiç kimsenin umurunda değiliz, sayımız çook.
4. Biz bu kafayla gidersek daha bize çoook sözler verirler,bizden de çalışanı ,emeklisi çook intihar ederler.
5. Ha lazım olduğumuzda sefer görev emri de verirler.
6. Biz, bizimle uğraşmaya devam edelim. Sayımız çook, ölen ölür, kalan sağlarla, neye ise, işte bir şeylere devam ederiz.
7. Aceleye gerek yok, yaşayana ömür çoook. Haklar nasıl olsa bir ara alınır.
8. Söz verenler, mesajı alanlar sözünde durmuyor da, sözü alanlar, mesajı verenler niye haklarını takip etmiyor?
9. Bizler yazalım, çizelim, anlatalım duralım, anlayacaklar ne anlıyor ona bakmayalım.……..
Yazmayacaktım, aylardan beri de bir tek yorum yazmadım. Dayanamadım yazdım. Fakat içim karardı. Sizlerinki lütfen kararmasın, düşüncelerim sizleri üzmek değil. Muhtemelen gene uzunca bir süre yazmam. Saygılarımla.
1- Assb. ın üzerindeki ağır yükü asla almazlar.
2- Assb. lara haklarını kesinlikle tam olarak vermezler.
3- Assb. lara iyileştirmeyi asla yapmazlar..
4-Assb lar isterse toptan intihar etsin, hiç bir kesimden çıt çıkmaz.(hepsinin psikolojik sorunları vardı der yetkililer)
5- Assb. ların en medeni haklarını asla vermezler.
6- Assb. lar ne yaparsa yapsın asla iyi gözle bakmazlar.
//////7777//// peki niye bu sınıfa hep hasmane davranırlar ?????
TABİİ Kİ RAHATLARI İÇİN.