Değerli arkadaşlarım
Askerliğin olmazsa olmazı DİSİPLİN’in tarifinde “Astın ve üstün hukukuna riayet “ ilkesi vardır. Peki, disiplin deyince akıllarına personeli sudan sebeplerle cezalandırmak gelenlerin hakikaten disiplin sağladıklarını düşünebilir misiniz? Ben, meslek hayatımda istisnalar dışında amirlerin personelinin moral motivasyonunun yüksek tutarak disiplini sağlamayı amaçladıklarını görmedim.
Disiplin doğru davranış, kurallara riayet, bireysel hareket etme yeteneğinin kazanılması ve kullanılması gibi tanımlanmasına rağmen çağdışı klasik disiplin anlayışında ceza baskısı ile sindirilen personelin disiplinli olduğu düşünülmüştür, böyle olsaydı disiplin sağlanırdı, bugün dünyanın en disiplinli ordusu dediğimiz TSK’nin bu özelliği özellikle ast rütbedeki personelin ceza korkusu ile sindirilmesinden değil, personelinin vatan sevgisinden kaynaklanmaktadır.
Bir kimsenin kişiliğini değiştiremezsiniz bu onun doğasıdır, ancak kişiliği şekillendirebilirsiniz. Bunun yolu davranışlarda astlarınıza örnek olarak ve sevgi ile disiplini sağlanmanız mümkündür.
Hiç kimse suçun cezasız kalmasını talep etmemektedir, karşı olunan husus cezanın keyfiyeti ve disiplini sağlama bahanesi ile ego tatmininde cezanın baskı aracı olarak kullanılmasıdır.
1930 yılındaki sosyal şartlara göre hazırlanmış bir ceza yasası disiplinin temini ve suçun caydırıcı olmasını sağlamaktan uzaktır.
Ucube bir askeri ceza yasasına dayanılarak çıkarılan Disiplin Ceza Kanunu ve disiplin suçları yönetmeliğinde 2000′ li yıllarda değişiklik yapılmasına rağmen ön yargıların terk edilmediğini görüyoruz.
Bir insanlık suçu olan ve AİHM tarafından “Şahsi Hürriyet ancak hakim kararı ile kısıtlanabilir” gerekçesi ile Türkiye’nin mahkum edilmesi, göz ve oda hapsi konusunda açılan her davanın tazminatla sonuçlanması üzerine bu kez As.Ceza Kanunu Md.171′ deki cetvelde belirtilen MAAŞ KESİM CEZALARI uygulanmaya başladığını öğrenmiş bulunuyoruz.
Personele insanca yaklaşımla üstün moral motivasyonu sağlanarak disiplinin tesisi yerine “AİHM’ne başvuruyorsunuz öyle mi? O zaman buyurun maaş katı cezasını” demenin yanlışını, adaletsizliğini ve doğuracağı huzursuzlukları bir kez daha hatırlatıyoruz.
Ego tatmininden uzak gerçek anlamda suçun karşılığında ceza verilmeyecek midir? Elbette verilebilecektir, ama maaş kesim cezasından önce personelin insan onuruna uygun bir yaşamını sağlayacak maaş almasını temin edin sonra cezalandırmayı düşünün, bu kadar ağır görev koşullarına ve sorumluluklarına rağmen büro memurları ile aynı statüde göreve başlatılan, hak ettiği maaşı, tazminatları alamayan personel zaten her an cezalandırılmış olmaktadır. Sadece cezalandırmak yerine personelin haklarını korumak da bir komutan,bir amir olarak sizlerin görevidir, bunu yapmaz sadece sindirme amaçlı ceza verirseniz bu sizin acizliğinizin işaretidir…
Diğer bir husus hukukun temel prensiplerinden olan “Yasada açıkça belirtilmemiş hiçbir fiil suç sayılamaz ve bu yüzden ceza verilemez” ilkesinin ihlal edilmesidir.
Nasıl ki askeri ceza ve disiplin mahkemeleri kanununda suçlar belirtilmişse disiplin amirinin vereceği cezaların suçlarının tanımlanması mutlaka sağlanarak hukuksuzluk önlenmelidir. Yan baktın ceza, çamura bastın ceza, selam verirken elini yapıştırmadın ceza, bunu bilmek zorundaydın ceza, neden bilgiçlik taslıyorsun ceza uygulaması Uganda ordusunda bile yoktur…
Bir amir göreve 5 dakika geç gelen personeline uyarıda bile bulunmazken bir başka amir bu yüzden cezalandırmayı tercih edebilmektedir.
Disiplinin temini hususunda size çarpıcı bir örnek sunmak istiyorum, bu olay yaşanmıştır. Göreve 7 dakika geç gelen bir albay bir üsteğmen, bir başçavuş nizamiyede tümen komutanı ile karşılaşırlar, albay selam vererek geçer komutan albayım neden geç kaldınız diye sormaz sorsa bile uyarı dışında albaya ceza verme yetkisi yoktur. Üsteğmenle başçavuş da selam vererek geçmek isterken komutan tarafından durdurulur. Üsteğmene “Sen nasıl bir subaysın? Astlarına örnek olman gerekiyor bir daha tekerrür ederse seni içeriye tıkarım, şimdi marş,marş görevinin başına” diyerek uyarır. Sıra başçavuşa gelmiştir; “Saatin kaç, mesai başladı keyfiniz yeni mi yerine geldi?” sorusuna yanıt vermesini beklemeden “Astsubayım 7 dakika geç kaldın 7 gün gir içeri aklın başına gelsin” diyerek padişah fermanı gibi iki dudak arasından çıkan sözle başçavuş 7 gün cezalandırılır, üstelik göreve geç gelmesinde haklı nedeni vardır, komutan konutu önündeki inzibat ile köşkteki er tartışırlarken yoldan geçen başçavuş 211 sayılı yasanın kendisine verdiği yetki ve görevle olaya müdahale ettiğinden geç kalmıştır, bunu açıklama fırsatı bile verilmemiş aynı suçu işleyen 3 personel üç ayrı muameleye tabi tutulmuştur !..
171 sayılı cetvelde kimin kime ne tür ceza vereceği belirtilmiştir. Burada aynı suçu işleyenlere amirlerinin yetkileri ve suç işleyenlerin rütbeleri farklı olduğundan aynı ceza verilememektedir
Söyler misiniz, bunun neresi disiplin neresi adalettir? Astlarınıza bir de insanca davranmayı deneyin, göreceksiniz ki size olan sevgi göreve olan bağlılık artacaktır. Unutmayın adalet birgün herkese gerekecektir.
Saygılarımla.