Saygıdeğer Meslektaşlarım
15 gün once basında aşağıdaki haberi okudunuz;
Yaklaşık 2 milyon memurun merakla beklediği sicil affı ve uzun yıllardır derece alamayan memurlara ‘1 derece’ verilmesine ilişkin düzenlemede, metin yazım işleri tamamlandı.
Star gazetesinin haberine göre Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in talimatı üzerine, Devlet Personel Başkanlığı konuyla ilgili bir ön çalışma gerçekleştirdi. Bu çalışmanın ardından, bir düzenleme metni hazırlandı.
Düzenlemenin önümüzdeki günlerde Bakanlar Kurulu’nda ele alınmasının ardından hayata geçmesi için düğmeye basılacak. Ancak düzenlemenin bir yasa tasarısına eklenmesi planlanıyor. Düzenlemenin hangi tasarıya ekleneceği konusunda ise henüz bir karar verilmedi.
Konu kaç kişinin dikkatini çekti kaç kişi “bizi yine yok saydılar” diye tepki gösterdi! Bilmiyorum ama konunun geneli yeteri kadar ilgilendirmediğini, bizi yine yok saydıklarını biliyorum.
Görevde iken birçok arkadaşımız Askerî Ceza Kanunu’nun amire verdiği sınırsız yetki ile hukuksuz cezalara tabi oldu. Bazılarımız da amir kaprisine evlatlarını düşünerek, yutkunup sessiz kaldı. İçimizde haksızlıklara karşı öfke volkan oldu ama “ateş düştüğü yeri yakıyor” misali kendimizi ilgilendirmeyen hususlarda sessiz kalmayı tercih edebiliyoruz. 1’inci dereceye yükselmiş arkadaşım “2 ve 3’üncü derecedekilerin sorunu beni ilgilendirmiyor” dediği an bu boşvermişlik halkasına “ben emekli oldum, muvazzafın disiplin yasası da beni ilgilendirmez” umursamazlığı eklenecek, birimizin sorunu hepimizin sorunu olmadığı an mücadelemizde gedikler açılacaktır. Bize haksızlığı, hukuksuzluğu yapanlar birliğimize zarar vererek kendi ayrıcalık ve imtiyazlarını devam ettirmelerini sağlayacaklardır. Mücadelede tüm sorunlarımız çözülünceye kadar birlik ve beraberlik ruhu ile kararlı bir şekilde yürümek mecburiyetindeyiz.
Hükümetin sicil affı ve bunun yanında içeriği tam olarak belli olmayan memura bir derece konusunu düşündüğünü anlıyoruz.
Daha once hükümet kendisine yakın olarak gördüğü irticai faaliyetlerden YAŞ kararı ile ilişiği kesilenlere af çıkarıp haklarını iade etti. Bu kişiler görev yapmadıkları yıllara ait terfi maaş kaybı gibi haklar elde ettiler. Görevde çileli yıllar geçirip emsallerinin derecelerine ulaşamayan birçok arkadaşımın “keşke beni de ihraç etselerdi!” pişmanlığını yaşadığını biliyorum.
Şimdi hükümet yeni bir sicil affı çıkarıyor. Bu affın temelindeki nedenleri bilmiyoruz ama TSK personelinin bundan yararlandırılmaması adalet, eşitlik ilkelerine aykırı olup vicdanları rahatsız edecektir. Genelkurmay bu affa TSK personelinin girmesini istememiştir; çünkü subaylardan disiplin cezaları nedeniyle terfi etmeyen mağdur olanların mevcudiyeti binde bir oranında bile değildir…
Bu nedenle bu afın sivil, asker tüm kamu görevlilerini kapsamasını ve daha önce hükümetin sözü olan bir derecenin istisna gözetilmeden tüm görevli ve emeklilere yansıtılması hakkaniyet gereğidir. Bu bir derecenin tüm görevdekiler ve emeklilerine verilmesi ayrıca birçok mağdur arkadaşımızın derdine merhem olacaktır.
Bunun gerçekleşmesi için Başbakanlığa, milletvekillerine, parti grup başkan vekillerine mail göndererek destek vermemiz gerekiyor. Bunu kendimize meslektaşlarımıza ve adalete olan saygımızın gereği olarak yerine getirmek zorundayız. Saygılarımla.
Sn.Savcı bilgilendirmeniz için için teşekkürler. Yıllardır sağır sultanın duydu dediğimiz adaletsizlikleri haksızlıkları dile getiriyoruz; buna rağmen bıkmadan usanmadan haksızlıklar adaletsizlikler anlatılmalı, kamuoyu oluşturmak yetkililerin dikkatini çekmek için sempozyumlar, paneller,seminerler yapılıp, gazete bilboard ilanları verilmelidir. teklifimiz dikkate alınarak bir ilk gerçekleştirdi; Bunun mimarı TEMAD Hukuk Komisyonu başkanı Sn.Erkan AKKUŞ’tur ve her türlü maddi ve manevi desteği hak eden başta bu kardeşimiz olmak üzere emek verenlere sonsuz teşekkür ve saygılarımı sunuyorum; umarız yetkililer ön yargısız değerlendirir. Hayırlara vesile olsun.
Bu gün gazetelere baktım. Lanet olsun böyle gazeteciliğe… Hürriyet Gazetesi konudan bahsetmiş. Türkiye BAROLAR Birliği’nin düzenlediği sempozyum demiş.Emekli Astsubaylarla ilgili tek kelime yok, o salonu dolduran 500 kişi, sempozyumu yöneten sanki astsubay değil!
Sözcü Gazetesi de Hürriyetten alıntı yapmış. Orada da assubayın adı yok!
Tiksiniyorum!
Eğer basın bu kadar kör, bu kadar taraflı, bu kadar demokrasiden uzaksa, memlekette demokrasi beklemek saflık olur.
Mobing de devam eder.
Dün bu yazıyı yazarken şeytan dürttü. Kendi fesatlığımdır dedim, yazmadım! Şüphelerim bu gün biraz daha netlik kazandı, yazacağım.
Dünkü sempozyuma Türkiye BAROLAR Birliği Başkanı Sayın Metin FEYZİOĞLU’nun katılması planlanmış, ama dün “sağlık” gerekçesi ile sempozyuma katılmadı. Yerine Yardımcısı Avukat Başar YALTUĞ katılmıştı.
Aklıma takılan şüphe, doğru değilse öncelikle ilgili herkesten özür dilerim. Kendi fesatlığımdır. Ama doğruluk payı varsa herkes kendi vicdanı ile kişiliği ile yüzleşsin!
Sayın Feyzioğlu E.Org.İlker BAŞBUĞ’un avukatı… Sempozyum assubay organizasyonu… Subaylar eleştirilecek, İlker Paşa’ya karşı şık olmaz. Herkes yerini bilmeli…
Yerine yardımcısı statüye uygun olarak toplantıya katılmalı…!
Yardımcının geçmişine bakalım mı?
Sayın Av.Başar ALTUĞ müstafi subay! 12 yıl Jandarma subaylığı yapmış, istifa etmiş, avukat olmuş!
İlginç değil mi?
Bu memleketin demokratı böyleyse…
ört ki ölem!-