Saygıdeğer Meslektaşlarımız
Öncelikle Genelkurmay Başkanı’mız dahil tüm Kuvvet Komutanları’mıza yeni görevlerinin hayırlı olmasını diliyoruz. Bizlere uygulanan sosyal, ekonomik ve insanî haksızlıkları ‘sağır sultan duymuş olsa da‘ dile getirmek, sorunlarımızın çözümünü bir kez daha hatırlatmak için hazırladığımız AÇIK MEKTUP’u ülkemizin içinde bulunduğu hassas dönem nedeniyle bu güne erteledik.
Biz, imtiyaz talep etmiyoruz! Bu orduya ve ülkemize sadakatimizi terimiz, kanımız ve canımızla kanıtladık. Adalet sağlanıncaya kadar yasal mücadelemiz devam edecektir.
Bir dakikanızı ayırarak yasal taleplerimizi ve bu konudaki düşüncelerimizi adınız, sınıf ve rütbenizi ve TC numaranıza yazıp gönder tuşuna basarak Genelkurmay Başkanlığı ve 4 Kuvvet Komutanlığı’na gönderilmesini sağlayabileceksiniz. Katkılarınız için şimdiden teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Kampanyaya katılım kararlılığımızın ifadesidir. Huzur ve adalet dolu günler diliyoruz.
SİTE VE ASSUBAY GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
Sayın Genelkurmay Başkanım ve Kuvvet Komutanlarım,
Sizlere bu mektubumu göreve ilk başladığınız günlerde göndermeyi planlamıştık. Ancak, ülkemizin içinde bulunduğu hassas dönemde bunu ertelemek zorunda kaldık! Yeni rütbeleriniz ve görevleriniz size ve ülkemize hayırlı olsun.
Türk Silahlı Kuvvetleri sancılı bir coğrafyada, tarihe ibret notu düşülecek zor bir süreçten geçiyor, geçmektedir.
Maalesef, geriye dönüp baktığımızda son on yıl içinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tüm unsurları açısından yakın tarihe ibret, esef ve acı dolu notlar düşülmüştür.
Gözünü değil, canını budaktan, kurşundan esirgemeyen TSK mensupları, düzmece iddianamelerle, terör örgütü üyelerinin gizli tanıklığı ile Genelkurmay Başkanlığı yapmış komutanlar dâhil olmak üzere hapislerde süründürülmüştür. Ne yazık ki, Türk Siyaseti kendi ordusunun linç edilmesine seyirci kalmıştır!
Ancak, Türk Silahlı Kuvvetleri içeriden gördüğü, beklemediği, alışkın olmadığı bu kahpe saldırıları da tüm mensupları ile birlik içinde göğüslemiştir. Ata’sına, O’nun ilkelerine, bağlı çağdaş Türk Ordusu dimdik ayaktadır.
Türk Ordusu’na kumpas, gece yarısı TBMM’den geçirilen maksatlı bir kanunla kurgulanmıştır.
O halde “KANUN” her zaman “HUKUK” değildir.
Bunca yıl HUKUK adına yaptığımız talepler, hep bir “STATÜ KANUNU”na dayandırılarak geri çevrilmektedir.
Sayın Komutanlarım,
Assubaylar 211 sayılı yasa ve uygulamaya göre subayın en yakın yardımcısıdır. Subaylarlarla Genelkurmay Başkanlığı’na ve aynı bakanlığa bağlı olarak, tıpkı subaylar gibi savaş sanatını icra ederler. Aynı ortamda daha ağır görev koşullarında çalışırlar. Ancak bulundukları hiyerarşik yapıya saygılı olmaları ve bire bir aynı hakları talep etmemelerine rağmen nedense ön yargılarla haksızlığa, hukuksuzluğa uğratılırlar. Her kurum kendi personelini koruyup kollarken, bir emirle ölüme gönderdiğiniz personelin bu haksızlıkları önce sizlerin adalet ve vicdan duygularını rahatsız etmesi gerekirken bu haksızlık ve adaletsizliklerin kaynağı siyasi iktidarlar değil, bizzat kendi kurumumuzun olması kabul edilemez!
Hiç bir kamu kurumunda hiyerarşi ileri sürülerek personelin sosyal, ekonomik ve insani açıdan mağdur edilmesine izin verilmemiştir. Örneğin; Emniyet hizmetleri mensupları bekçisinden amirine herkes mezun olduğu okulun karşılığı dereceden göreve başlar. Görev ve makamın özellikleri dışındaki haklar istisna olmak üzere, ekonomik ve sosyal ayrımcılıkları yoktur. Diğer bakanlıkların personeli arasında da durum aynıdır.
Bizlerin hangi şartlarda görev yaptığımız malumlarınızdır. Buna rağmen daha göreve adım attığımız gün büro memuru statüsünde, aynı tahsile tabi bir çok kamu personelinden daha alt derece ve kademeden göreve başlatılmamız, hak ettiğimiz tazminatlardan sosyal haklardan mahrum bırakılmamız, her sorunumuza ön yargı ile yaklaşılması hiç bir değer yargısı ile haklı görülemez!
Cumhuriyet’in kazanımları sadece belirli kesimlerin olamaz! Bizler de Türkiye Cumhuriyeti’nin fertleri ve bir üniforması da kefen olan mesleğin mensuplarıyız. Bu mesleğimizi de ülkemizin sosyal adalet politikası şartlarında yapmamız gerektiği malumlarınızdır.
Zaman zaman muvazzafların sorunlarını dile getirdiğimiz düşünülerek bundan duyulan rahatsızlık dile getirilmektedir. Adalet herkes içindir. Muvazzafın kazanımı ve kaybının emeklilere yansıtıldığı, ayrıca hiç bir kurum personeline verilmeyen sorumlulukları, bizlerin SEFER GÖREV EMRİ taşıdığımızı, her an silah altına alınıp dile getirdiğimiz haksızlıkları yaşayabileceğimiz gerçeği de göz ardı edilmemelidir.
Sayın Komutanlarım,
Bilim ve teknoloji çağı olan 21’inci yüz yılda yaşıyoruz. Bakış açıları değişmelidir. 70 yıl öncesinin şartlarına takılıp kalmak GÜÇLÜ ORDU GÜÇLÜ TÜRKİYE’nin gerçekleşmesi önünde en büyük engeldir.
Statü Kanunu hukuki gerçekliğini yitirmiştir, zulme dönüşmüştür.
Sıkıntılara birlikte katlanıyor, birbirimize sırtımızı dayayıp teröristin üzerine gidiyor, birlikte ölüyoruz, dahası var mı?
Cenazelerimizi gene biz kaldırıyoruz, ötesi var mı? Ancak, adaletsizlikler görevdeki meslektaşlarımızın moral ve hizmet verimliliğini emeklilerin kurumlarına olan aidiyet duygusunu yok etmektedir!
Bizler, kurumumuza ve hiyerarşiye saygılıyız. Bu ülkeye ve ordumuza sadakatimizi terimiz, kanımız ve canımızla ispat ettik. Talebimiz sadece ve sadece herkesin hakkı olan adalettir.
Bir çok sorunumuz yeni bir yasaya gerek duyulmadan komutanlık insiyatifleri ile çözülebilir.
Bir çok kez dile getirdiğimiz, sizin de malumlarınız olan temel sorunlarımız aşağıdadır. Çözümsüz değildir! Dileğimiz sadece ön yargısız, samimi, gerçeği anlamaya çalışarak 20 dakika zaman ayırmanızdır.
Takdirlerinize arz ederim.
TEMEL SORUNLARIMIZIN ÖZETİ;
-Görev koşulları ve sorumlulukları assubaylarla kıyaslanamayacak bir çok devlet memuru MYO mezunu ise 9/2, lisans mezunu ise 8’inci dereceden göreve başlamaktadır. Assubayların da aynı derece ve kademeden göreve başlatılarak eski mezunların intibaklarının MYO mezunu gibi yapılmasının teminini,
-Birinci dereceden emekli olanlar ile 2. ve 3. dereceden emekli olanların arasındaki fark en çok 1-3 hizmet yılıdır. Hatta bir ay gibi kısa hizmet süresi olmasına rağmen, Emekli Sandığı Yasası, Madde Ek-70, 1’inci Fıkra (b) bendinde yer alan grupların oranlarındaki dengesizlik nedeniyle, %30 ile %40 arasında maaş farkı doğmasına neden olmaktadır. Bu adaletsiz uygulamanın düzeltilmesi için Genelkurmay Başkanlığı’nın hazırlayıp M.S.B. tarafından hükümete teklif edilen değişikliğin gerçekleşmesi ile adalet ve eşitliğin sağlanmasının teminini,
-GÖREV TAZMİNATI: 2000 yılında sadece general ve amirallere ödenen, 2002 yılında ise yarbay ve albaylar ile bazı kamu görevlilerine ödenmeye başlanan temsil tazminatı, yasanın özüne aykırı olarak diğer askeri personele ödenmemiştir. Bu durum maaş dengelerini bozduğu gibi, küçük rütbeli personelin açlık sınırına yakın maaş alarak hayat idamelerini güçleştirmiştir. 631 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnameye istinaden çıkarılan 2002/3546 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 1’inci maddesinin iptali için açılan dava sonucunda, DANIŞTAY İdari Dava Daireleri Kurulu kararın yasaya aykırı olduğuna karar vermiştir! Buna rağmen adaletsiz uygulama devam etmektedir. Tazminatın KHK ve Danıştay kararına uygun hale getirilerek mağduriyetin önlenmesinin temini.
-Ordu Yardımlaşma Kurumu’nun (OYAK) varlığını bugüne getiren üyelerin büyük bölümü zorunlu sebeplerle sistem dışında kalmıştır. Kuruma aynı şartlarla aynı sürede üye olanlar arasında haklar bakımından büyük farklıklar oluşmaktadır. Kurum, üyelerin aidatları ile kurduğu şirketlerin kârlarının tamamını üyelere nema olarak dağıtmamış, büyük bölümünü yeni yatırımlara yönlendirmiştir. Bu nedenle kurum iştiraklerinde tüm üyelerin hakları olduğu gerçeği doğrultusunda her üyeye katılımları nispetinde hisse senedi verilerek gerçekleştirilmesi, dileyen üyelerin birikimlerini kurum değerlendirilmesi sağlanmalıdır.
-Tam teşekküllü hastaneden sağlam raporu alarak orduya giren personelden, görev koşulları ve çeşitli nedenlerle sağlıklarını kaybedenler “TSK’nde görev yapamaz” raporu verilerek istekleri dışında resen emekli edilmektedirler. TSK dışında sağlık nedeniyle resen emekli edilen kamu görevlisi yoktur ve emsallerinin derece ve kademesine ulaşamadıkları için mağdurdurlar. Bu personele emsallerinin derece ve kademesini geçmemek kaydı ile derece ve kademe ilerlemesi yapmalarının veya bir derece verilerek emekli edilmelerinin sağlanmasını,
-Gerek 5434 sayılı kanun, gerek 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı kanunun 40’ıncı maddesi ile, assubaylara her 360 günlük fiili hizmetlerine karşılık ayrıca 90 gün de fiili hizmet zammı hakkı verilmekte ve bunun pirim karşılıkları yıllık olarak görev yapılan kurumlarca Sosyal Güvenlik Kurumu’na ödenmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından fiili hizmet zam hakkım, maaş bağlanma oranı ve emeklilik ikramiyesine yansıtıldığı halde aylık derecemde dikkate alınmamıştır. Fiili hizmet zammı süremin, aylık derece ve kadememin tespitinde dikkate alınarak intibakımın tespit edilen derece ve kademeden yapılmasının teminini,
-Olağanüstü hal bölgesi ve kalkınmada öncelikli illerde görev yapan 657 sayılı devlet memurların bölgede geçen 2 yıl hizmetleri karşılığında 1 kademe verilmektedir. Daha ağır görev koşullarında çalışan askeri personelin de bu haktan yararlanmasının teminini,
-Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Yasada tanımı yapılmayan hiç bir fiil suç sayılmamış ve müeyyide uygulanmamıştır. Disiplin, askerliğin temelidir. Ancak yeni Askeri Disiplin Yasası tamamen amirin keyfiyetine kalan, bahanelerle alınan savunmalar karşılığında belli bir puanı kaybeden personelin TSK ilişiği kesilmektedir. Personelin çalışma güvencesini yok sayan bu uygulamanın hukuk normlarında yeniden düzenlenmesinin sağlanmasını,
-TSK personeli 1-10 yıl arasında devlet tarafından okutulmasına rağmen, istisnasız tüm subay ve assubaylar 10 yıl mecburi hizmet yükümlülüğüne tabidirler. Şartları kendisine uygun bulmayan kişilerin Anayasa ve AİHS aykırı zorla hizmette çalıştırılması kişinin mutsuzluğu kadar hizmetlerin verimli olmamasına neden olmaktadır. Mecburi hizmetin kaldırılması veya okul süresine bağlı olarak makul seviyelere çekilmesini ya da kişilerin devlete tazminat ödeyerek zorunlu hizmetten muaf tutulmalarının teminini,
-Günümüz koşullarında lisans seviyesinde öğrenim bir çok meslek için zorunluluktur. TSK de çağın gerekleri ve hizmet verimliliğine katkıları ve fakülte mezunlarının askerliklerini er olarak yapmaları nedeniyle onlara emir ve komuta eden assubayların fakulte mezunu olmalarını zorunluluk haline getirmiştir, bu nedenle Asb. MYO lisans seviyesine çıkarılmasının teminini.
Saygılarımla arz ederim.
Adı ve Soyad:
Sınıf ve rütbesi:
Mail kampanyamız sona ermiştir. Katılımınız için teşekkür ederiz…