Ankara 7°C
Parçalı Bulutlu
Ankara
7°C
Parçalı Bulutlu
Cts
7°C
Paz
7°C
Pts
8°C
Sal
7°C
Konu ile ilgisi yok, ama bizim yüreğimizde adaletsizliğin yangını devam ettiği için her fırsatta dile getirmek zorunda kalıyoruz. Ben sayın Bakan’a ne inanıyor ne de güveniyorum insiyatif almadan konuşuyor açıklama yapıyor. Hatırlarsanız MHP milletvekili Sn.Alim IŞIK’ın soru önergesi üzerine TBMM yazılı açıklama yaptı, TSK personeli statü gözetmeksizin bitirdikleri okula göre aynı dereceden göreve başlayacak denildi, açıklamanın mürekkebi kurumadan ön yargı bakanı bypas etti adaletsizlik devam ediyor. Sn.Günşer kardeşim itiraf et diyorsunuz neyi edecek? Ne derlerse O…
Muhtaç olduğumuz kudretin damarlarımızdaki kanda mevcut olmadığını itiraf etmeliyiz. Çünkü kanımız 1920’ler de yaşamış bir avuç kahramanın asil kanı ile kıyaslanamaz.
Eğer o kadar asil olsaydık, asla kabul edilmeyecek şeyleri kabul etmez ve tepki verirdik.
Ne demek “bedelli askerliği tercih edenlere teşekkür ederim.”
Bu cümle bence; bir fikir iflasıdır, aymazlıktır,
. Fakiri kafeslemek, zengini parasından dolayı yüceltmektir.
Rütbelere neden yıldız konur? Bunun bir sebebi olmalı. Yıldız yüksek ve kutsal idealleri temsil eder. Yıldızlar birilerinin kanatları altında yaşamazlar, özgürdürler. Onlara özenilir ve hayranlıkla seyredilir. Onlar karanlığa karşıdır.
Böylesi bir kutsal varlığı omuzlarına takanlar şöyle söylemelidir. “- Ben o asker kaçaklarının paraları ile savunma sanayiine bir kuruş istemiyorum. Bu iğrenç bir paradır. Vatanı asker kaçaklarının parası değil can verebilenler korur. Bu ikisini eş tutmak insafsızlıktır,aymazlıktır. Kimse TSK.ni bu kirli para ile kirletmeye kalkmasın!”
Mobinge hayır diyenler, bundan büyük mobing mi var? Hizmette ayrımcılık bir mobing değil mi? Mobing için sempozyum yapacak olanlar; haydi patlatın bir açıklama. Ne oldu?
Ben susanlara diyorum. “-Haydi itiraf et!” Neyi mi? Tabii ki ses çıkarmadığına göre asıl fikrini?
Yukarıdaki yazıyı 25 Şubat 2015’te yazdım. O zamanlar açılım süreci vardı. Şimdilerde her yer toz duman. Tarihe not düşmek için bir de tarih atayım. (25 Ağustos 2015)
Hey sen!.. PKK’ya veya başka bir yerlere doğru yönelip yumruğunu sıkmış olan!.. Şişşştt! Sana söylüyorum. Geride bir şey unutmadın mı? Yemen Türküsü söylemeye devam mı yoksa? Bir de şu açıdan baksan diyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı makamını işgal eden şahıs, fakirleri askere gönderdi. Zenginleri de azat etti. Hem de içine sinmeye sinmeye! O şahsa bir sorunuz yok mu? Yoksa yine mi aynı masala inanmaya devam? “Kahrolsun PKK” “Şehitler ölmez. Vatan bölünmez!” mi yine… Dostum itiraf et. Lümpensin… Kafan hala cebine girecek sadakada… Kızma canım, sen de acayip şehit olmak istiyorsun bilirim. Hatta ölen şehitler için de çok çok üzülüyorsun onu da bilirim.
Şu sıralar şöyle bir geri dönüp ne olup bittiğini anlamaktan aciz misin? Hep gazla mı çalışırsın sen?
Yaklaşık iki yıl önce Bedelli Askerlik Kanunu çıkarılmıştı. Parayı buluşturan bu fırsattan yararlanmıştı. Tam 200.000 kişi… Kısaca bu kanun kapsamına girenlerin ilgili kanundan faydalanma oranı ülkenin gelir dağılımı ile doğru orantılı. (İstisnalar kaideyi bozmaz.)
Ben bu kanunu şöyle gördüm. Askerlikten yırtmak isteyen cebi sağlam kişileri oluşturan bir balon vardı. Bu balon şişmişti. Şimdi onlar kurtuldu. On yıl içinde yine çıkacak böyle bir kanun. O da böyle bir balon için. Şimdi bir savaş halindeyiz. Gariban çocukları ölüyor. Şehit diyoruz onlara. Hayatımızda on dakika bir buruk bir hatıra bırakıyorlar. Ama Analar ağlıyor. Analar ağladığı zaman ben hep soruyorum. Neden hep garibanlar cephede?… Neden?… Neden?… Adalet arıyor vicdanım. Susmuyor… Soruyor…