1942 Yılında Balıkesir’e bağlı merkez Kesirven Köyünde doğdu. İlk öğrenimini köyünde tamamladıktan sonra Balıkesir Erkek Sanat Enstitüsü, daha sonra Ankara Jandarma Astsubay Okulunu bitirdi.
1965 yılında Maratona bu okulda başlayan İsmail AKÇAY sistemli çalışmasıyla kısa zamanda form tutarak 1966’da Yugoslavya’da yapılan Balkan Oyunlarında ilk şampiyonluğunu kazandı. 1967 yılında Amerika’nın Lasvegas şehrinde yapılan maraton yarışını baştan sona önde götüren İsmail AKÇAY finiş yerinin yanlış gösterilmesi ile kesin birinci geleceği yarışı ikinci olarak bitirdi.
Jandarmagücü forması ile maraton çalışmalarını bilimsel olarak sürdüren bu maratoncumuz, sırası ile 1968’de Yunanistan’da, 1972’de Yugoslavya’da, 1973’de yine Yunanistan’da Balkan şampiyonlukları kazandı.
Yurt içinde ve yurt dışında kazandığı başarılı sonuçlarla Türkiye’nin en başarılı Maratoncusu olarak Türkiye Spor tarihine geçmiştir. Bu gün emekli jandarma astsubayı olarak Balıkesir’de ikamet eden İsmail AKÇAY, atletizm il temsilciliği yanında sözleşmeli uzman kadrosunda antrenörlük görevini de sürdürmektedir.
Saygılarımla Sayın TURAN,
Sistemin hukuksuzluğuna bu kadar direnen,hukuksuzluklara rağmen adalete olan inancını kaybetmeyen kişiliğiniz,sanırım yıllar sonra bile konuşulacaktır.Üretici olalım beyler, hiçbirşey üretemiyorsak eğer,bunu tesis edenlere saygı duyalım.
Ego’ları itin.En iyi müslüman NEFİS’ine hakim olandır diye
bilinir.Yani egosunu yenmiştir.Dini inancınız ne olursa olsun
adam olmak,insan olmak istiyorsanız Kibir’i bırakın.Assubay camiasının en büyük sıkıntısı Komplekstir,Egolarını tatmin ihtiyacıdır,öne çıkma hastalığıdır.Bu yüzden birbirinden nefret eder,üretici olanı kıskanır,Onurunu kurtaracak Milletvekili adayına oy vermez,kısaca zümresine ihanet içerisindedir. CEB’e çalışır,makam-mevkiye şöhrete çalışır.
Eh biz bu kafayla daha çok fırın ekmek yeriz.Gelin Egolardan arının,hak edenin arkasından gidin,yaşça,mevkice sizden küçük
gördüklerinizi de adam yerine koyun ki adam olasınız.
Bu zümre için çırpınanlar birer,birer diskalifiye ediliyor.
Sayın H.Savcı vardı,M.Akpınar,Ş.Turgay,A.Öztaş ve daha adını
anımsamadığım arkadaşlar,meslektaşlar,küstürüldü,ihraç
edildi,BİAT kültürüne başkaldıranlar dışarıda bırakıldı.
Sayın Turan,72’liyim,rütbelerin geri alınması hukuksuzluğunu
yaşamadım,bu ve benzeri assubaylara yapılan haksızlıklarda
yanınızdayım. Bir türlü bu Sevda’yı terkedemedim.Şairin dediği gibi aç kaldım susuz kaldım terk etmedi sevdan beni.Saygılarımla.
Sayın İsmail TURAN abimizin hakkı ödenmez, ben davaya konu hususdan faydalanmıyorum ama bu onur mücadelesinde kendisini gönülden destekliyorum. Bir kenara çekilip armutun pişmesini ve ağzına düşmesini bekleyenlere sesleniyorum, ÜSTÜNÜZDEKİ ÖLÜ TOPRAĞINI ATMA ZAMANI GELDİ VE GEÇİYOR. Maddi olarak destekleriniz mümkün değilse bu siteye yazabildiniz, veya bir telgraf çekerek Sayın İsmail TURAN’ı manevi olarak desteklediğinizi bildirebilirdiniz. Çoğunuzda bu yürek bile yok, alayınız bir İsmail TURAN yapmazsınız. Özellikle TEMAD Genel merkezindeki vurdumduymaz insanlar, size yazıklar olsun.
Tam destek sayın büyüğüm,tam destek.Ama her konuda tam destek.
Takipteyim.
Değerli İsmail Turan ağabeyim,sizin belirttiğiniz gibi 20 yıl hizmeti olan biri emekli olurken 5 yıllık fiili hizmeti ile 25 yıllık memur gibi ikramiye almakta 25 yıllık memurun maaş bağlanma oranı ile maaşı bağlanmakta ama 20 yıllık memurun karşılığı dereceden emekli olmaktadır, bu konuda çok isabetli bir karar verdiniz, lakin ek savunmanızda rütbe tenzili ile ilgili ileriye sürdüğünüz hususta yanlışım varsa özür dilerim ama 1976 yılında rütbe tenzili yapıldığı zaman ünvan kaybettik maaş derece kaybımız olmadı, saygılarımla.
TENZİLDEN ÖNCE
Rütbe . Derece :
Asb.Çavuş 10/1 – 10/2 -10/3
Üstçavuş 9/1 – 9/2 – 9/3
Başçavuş 8/1 – 8/2 – 8/3
Kd.Başçavuş 7/1 7/2 – 7/3
……………
TENZİLDEN SONRA
Rütbe : Derece :
Asb.Çvş. 10/1 – 10/2 – 10/3
Asb.Kd.Çvş. 9/1 – 9/2 – 9/3
Üstçavuş 8/1 – 8/2 – 8/3
Kd.Üçvş. 7/1 – 7/2 – 7/3
………………
10 yıllık hizmeti olan Kd.Başçavuş yeni rütbe düzenlemesi ile Kd.Üsçavuş oldu ve görüldüğü gibi maaş derecesi aynen korundu
Sayın Dalkılıç kardeşim,
1979 yılında rütbe tenziline uğradık ama derece kaybımız olmadı diyorsunuz.
1.Rütbe düşürülme işlemi 1976 yılında değil 31 Ağustos 1971 tarihinde yapılmıştır.
2.Ben 1969 yılında Kıdemli Başçavuşluğa yükseldim, 31 Ağustos 1971 tarihinde Kıdemli üstçavuşluğa düşürüldüm.
926 sayılı kanunun 77. maddesindeki astsubay rütbeleri ile yine 926 sayılı kanundaki EK-8 Astsubay aylık gösterge tablosu 31 Ağustos 1971 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
3. maddeye göre rütbelerin kanunlara göre kazanılmış askeri ünvan olduğu ve mahkeme kararı dışında düşürülemeyeceği, 137. maddeye göre Subay ve astsubaylar aylıklarını gösterge tablolarındaki rütbelerinin hizasındaki derece ve kademeden almaları,geçici 15. madde intibakların müktesep hakların dikkate alınarak yapılacağı, geçici 16. maddeye göre de intibaklar sırasında astsubayların ast rütbeye düşürülemeyeceği maddelerine göre;
31 Ağustos 1971 tarihinde Benim rütbem Kıdemli Baş çavuşluğun 3. yılında olduğu için gösterge tablosundaki 4. derecenin 3. kademesinden aylık almam gerekirken, kıdemli üst çavuş rütbesine düşürüldükte sonra üst çavuşun karşılığı olan derece ve kademeden aylık almam normal mi?
Subayların rütbe bekleme süreleri değiştiğinde, örnek olarak yüzbaşılık bekleme süresi 9 yıla çıktığında binbaşılar yüzbaşılığa, yarbaylar binbaşılığa, albaylar yarbaylığa, Tuğgeneraller albaylığa düşüyor mu?
Bilakis subaylara erken derece ve rütbe terfi hakkı verilmesi için Üsteğmenlik bekleme süresi zaman zaman 6 yıl veya 3 yıl olarak değiştirilmektedir. Albaylar general olamamasına rağmen mağdur oldukları gerekçesiyle emekli olunca kanun gereği kadrosuzluk tazminatı alıyorlar. Bunun mantığı var mı?
Sizin de bildiğiniz gibi askerlikte özlük haklarıyla yetki ve sorumluluklar kanunlara uygun olarak yorum ve mantık yürütmenin yeri olmadan rütbelere göre belirlenir.
Kanunlara göre değil de ” ama işte …………) diye başlayan yorum ve mantık yürütmeye göre yapılamaz.
“Ama işte canım, 55 yaşındaki Astsubay Kıdemli Başçavuşun, torunu yaşındaki Asteğmenin emrine kayıtsız şartsız uymasının hiç mantığı var mı” şeklindeki mantık ve yorumun hiç bir değerinin ve geçerliliğinin olmadığı gibi.
Değerli İ.Turan büyüğüm ben bir yanlışı savunmuyorum. Benim belirtmek istediğim yorumdaki örnekte belirttiğim gibi 1962 mezunu bir asb.1971 yılında başçavuş rütbesi ile 7/1’den maaş alırken rütbe tenziline uğrayıp Kd.Üçvş. olarak yine 7/1’den maaş almaya devam etti,derece kaybına uğramadı ben bunu belirtmek istedim, araştırmalarımda rütbe ünvanlarını Kd.üçvş. (Kd.Bşçvş.) olarak yazıldığını da biliyorum, tabi ünvan kaybı adaletsiz bir durum buna kimse itiraz edemez.Saygılarımla.
Malum rütbe tenzilinden önce aldığımız rütbe karşılığı kıta tazminatı bizi bayağı ihya etmişti.Ama bu kıta tazminatı rütbe karşılığı tenzilden sonra Bşçvş ve Kd.Bşçvş olmanın daha uzun zamana kayması ile bizden sonraki devrelere haksızlık getirmişti.
İsmail TURAN dostumuza sonsuz teşekkür ve minnetlerimi sunarım.Yolun açık olsun.. 1956/8 emekli hv assubayı Coşkun Gozalan
Sayın TURAN :
Üzerine mevta toprağı serpilmiş bizlere verdiğiniz hukuk savaşıyla örnek olduğunuz için teşekkür eder, ellerinizden öperim.
Bütün assubayların birlik ve beraberlik içerisinde olması gerekirken bazı arkadaşlarımızın ben daha iyi bilirim düşüncesi ve ayırım göstermesi maalesef biz assubayları çeşitli yönlerde bölüyor, ayırıyor ve üzüyor,bizler bir orduyuz,en kalabalık asker topluluğuyuz,ben askeri lise son sınıftan ayrılıp bu mesleğe girdim severek, çünkü ailemin birçok bireyi assubay,,geç kalıyoruz birlik ve beraberliğimizin pekişmesi için el ele verip sorunlarımızı çozmeliyiz,işte bir örnek sayın ismail TURAN arkadaşımız, artık adam sendeciliği bırakıp topyekün sorunlarımızın çözümlenmesine odaklanmalıyız,buna sayın genel merkezdeki arkadaşlarımızın da öncülük yapması gerekir.Eğer bazı şeyleri hak edebilirsek biz olmasak da geride kalan ailelerimiz faydalanır,senelerce mücadele verdik mahkemeye çıktık bazı arkadaşlarımız çeşitli kurumlara geçirildi,yılmadık ama birlikteliğimiz zayıf olduğundan birçok arkadaşımız zarar gördü, bizsiz uçak uçmaz,bizsiz tank yürümez,bizsiz gemi demir alamaz,bizsiz kanun kaçakları yakalanamaz…
Necati Aydın
E.Hv.İstih.Kd.Bşçvş.
Gazeteci/YAZAR