Değerli meslektaşlarım
Yıllardır ön yargılarla assubaylara yapılan haksızlıklara, iletişim çağının sağladığı imkanlarla “ARTIK YETER!” demek üzere özverili arkadaşlarımızca assubayların ilk özgür sesi olarak sitemiz kurulmuştur. Önceki TEMAD yönetiminin duyarsızlığına rağmen birçok taşın yerinden oynamasını sağlayarak kararlı bir şekilde TEMAD’a ve mücadelemize halen destek misyonunu üstlenmektedir. Bu vesile ile kuruculara ve destek veren meslektaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.
Sitemizden sonra gerek iyi niyetle gerekse isimlerini ön plana çıkarmak için bazı arkadaşlarımız tarafından adeta assubay sayfa ve site enflasyonu yaratılmıştır.
Mücadele sabırdır, kararlılıktır, inanmaktır, özveridir. Kişileri örgütlü mücadeleye zorlayamazsınız. Bu gönüllülük gerektirir ama son zamanlarda bazı kişilerin sabırsızlığı, kişisel hesapları, kaprisleri nedeniyle yasal temsilcimiz TEMAD dışında kendilerine rol biçmeleri üzerine başta Sn.Ersen Gürpınar büyüğümüz olmak üzere, arkadaşlarımız konuya dikkat çeken yazılar yazdılar. Özellikle Sn.Adnan Fuat Özdemir kardeşimizin altına imza atabileceğim sitemiz mesaj panosundaki yazısı beni hem güldürdü hem de düşündürdü.
Örgütlenme yolundaki engelleri, Anayasamız ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kaldırmıştır. Ancak, aynı amacı güden birden fazla derneğin, sendikanın birlik ve beraberlik gücünü kaybettiğini, kişiselleştiğini görmekteyiz.
Polislerin sendika kurduklarını açıklamaları üzerine hemen işte fırsat diyenler saniyede kağıt üzerinde ASTSUBAY-SEN sendikasını kurdular, oysa bu bir sürpriz haber değildi, yıllar önce AİHM’nin bu konudaki kararı sitemizde tartışılmış mahsurları üzerinde çoğunluk hemfikir olmuştu.
Hepinizin bildiği gibi internette kısa bir araştırma yaparsanız aşağıdaki bilgilere ve benzerlerine ulaşmanız mümkündür.
Türk Anayasal sisteminde sendikal hak ve özgürlükler ile ilgili en geniş düzenleme 1982 Anayasasında yer almaktadır (1). 1995’te Anayasada yapılan değişiklik sonucu 53’üncü maddeye eklenen yeni 3’üncü fıkra ile çalışanlardan -işçiler- dışında kalan memurlar ve diğer kamu görevlilerine sendika ve üst kuruluşlar kurma hakkı tanınmıştı. 3 Ekim 2003 günlü ve 4709 sayılı Kanunla Anayasanın 51’inci maddesinde yapılan değişiklik sonucu “işçiler” yerine “çalışanlar” terimi getirilmiş olup Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11.maddesinde;
1. Herkes barışçıl olarak toplanma ve dernek kurma hakkına sahiptir. Bu hak, çıkarlarını korumak amacıyla başkalarıyla birlikte sendikalar kurma ve sendikalara üye olma hakkını da içerir.
2. Bu hakların kullanılması, yasayla öngörülen ve demokratik bir toplum içinde ulusal güvenliğin, kamu güvenliğinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli olanlar dışındaki sınırlamalara tabi tutulamaz. Bu madde, silahlı kuvvetler, kolluk kuvvetleri veya devlet idaresi mensuplarınca yukarıda anılan haklarını kullanılmasına meşru sınırlamalar getirilmesine engel değildir.
hükmüne yer verilmektedir (2). Yukarıdaki sözleşme maddelerinden polis ve askerlerin sendika kurmasının mümkün olmadığı anlaşılmasına rağmen AİHM asker ve polislerin de sendika kurmalarının hak olduğunu belirten kararı gereği EMNİYET MENSUPLARI SENDİKASI (EMNİYET-SEN) kuruluş dilekçesini Ankara valiliğine verdiler.
Akabinde hemen Em.Gn.Md.lüğü yayınladığı bir genelge ile “4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Yasasının 15’inci maddesi 1’inci fıkrasının (j)bendinde emniyet hizmetleri sınıfı ve emniyet teşkilatında çalışan diğer hizmet sınıflarına dahil personelin kurulan sendikalara üye olamayacakları hükme bağlanmıştır. Kanun maddesine aykırı davranış, disiplin soruşturmasına konu olabileceğinden belirtilen hususun teşkilatımızda görevli tüm personele tebliğ edilmesini ve herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesini önemle rica ederim.” EGM Sn.Mehmet Kılıçlar’ın yazısı ile teşkilat personelini uyararak sendikaya kayıt olanlar hakkında işlem yapılacağını duyurdu (3).
Tüm bu yasal engellerin aşıldığını ve EMNİYET-SEN sendikasının faaliyete geçtiğini düşünelim; emniyet hizmetlerindeki personel arasında bizler gibi ön yargılarla açılan uçurumlar yoktur. Gerek İçişleri Bakanlığı gerek Emniyet Gn.Md.lüğü tüm personelini bir aile kabul ederek haklarını korumayı amaçlamış, sosyal tesislerinde ÖNCE İNSAN prensibi ile müdür, amir ve memur bir arada olmuşlardır. Bunun sonucu olarak o sendikaya çalışan tüm emniyet mensupları (Md., Amir, memur, bekçi, müstahdemler) üye olup ortak menfaatlerini korurlar.
ORDU-SEN veya benzeri bir sendika kurulduğunu düşünelim. Siz bu sendikaya neredeyse hiç bir sorunu olmayan hakları altın tepside sunulan subayların üye olacağını düşünebiliyor musunuz? Bir mucize olup böyle bir sendika kurulsa dahi assubayların haklarını savunacağını düşünebilir misiniz? Bunu düşünmek bile bence abesle iştigal olur! Geriye kalan tek alternatif emekliler, sendika kuramayacaklarına göre muvazzaf uzmanların, assubayların kendi sendikalarını kurmalarıdır! Peki böyle bir sendikaya uzman ve assubayların üye olup sendikal faaliyetlerde bulunmalarına Türkiye’de şu an izin verilir mi? Çağdaş, laik, demokratik hukuk devletinin tüm kurum ve kuralları ile hayata geçeceği günlerde umarım sendika da gerçekleşir. O halde görevdekilerin kurması gereken sendikayı kurmayı planlayan emekli meslektaşlarıma bin düşün bir uygulama tavsiyesinde bulunuyorum…
Kendisine ve mesleğine saygı duyan arkadaşlarımızın yapması gereken öncelikli şey yasal temsilcimiz TEMAD’a ve mücadelemize destek vermektir. Bunu başardığımız an sadece adalet isteğine dayanan sorunlarımızı çözmememiz için herhangi bir neden kalmayacaktır.
Saygılarımla.