Değerli arkadaşlarım
TEMAD’IN bir olağan büyük genel kurulunu daha iyi ve kötü yanlarıyla geride bıraktık.
Seçime giren dört gruptan oyların yarısından fazlasını alan, en yakın eski yönetime iki kat fark atan sakin kişiliği ve birleştirici söylemleri ile tanınan Sayın Hamza Dürgen’in listesi kazandı.
Sınıfımız ve kendileri adına hayırlı olsun, işlerinin kolay olmadığını biliyoruz. Mücadele rotasından sapmadıkları sürece desteğimiz her zaman yanlarında olacak, görevlerinde başarılar diliyorum.
Eski genel merkez yönetimi listesine hülle ile giren eski başkan ise ilk iki yıllık yönetimindeki mücadele rotasından son dört yılda sapması, Genelkurmay ile kavgalı olması, hırçınlığı, ihraçlar, birleştirici olması gerekirken ayrıştırıcı bir yol izlemesi, tasvip edilmeyen çeşitli mali,ticari işlere girmesi, hesabı şeffaf verilmeyen harcamalar,camiamızdaki duyarlı kalemlerin yapıcı uyarı ve önerileri dikkate almaması, vs. gibi yapılan haksızlıkları, yaşanan olumsuzlukları, sınıfımızdaki duyarlı delegeler içine sindiremeyip affetmeyerek vicdanlarında değerlendirerek davasının bilincinde olmayan, yüreğini, dürüstlüğünü davası yönünde ortaya koymayan, tüm gücü elinde tuttuğu için olanakları haksızca kullandığı adaletsiz seçim yarışına rağmen orada bulunmayı hak etmeyenlere karşı oy kullandı ve bir çok olumsuzluklarının bedelini hayli ağır ödeyerek genel kuruldan ağır bir yenilgiyle çıktı.
Bitmedi; bu yenilgiyi hazmedemeyip 5 sayfalık dilekçe ile mahkemeye müracaatla derneğimizi Kayyuma götürmek istediler, içimizden büyük tepki görmesi üzerine yandaşlarca “sehven yapıldı,yanlış anlaşıldı” benzeri çocukların inanmayacakları mazeret ve açıklamalarda aymazlıklarına kılıf uydurmaya çalıştılar. İnsaf, sınıfımız her şeyin farkındadır…
Zor bir görev üstlenen yeni yönetimin ve mağdur sınıfımızın ise bekleyecek bir anı bile yoktur.
Rotadan sapan derneğimizi tekrar rotasına döndürmek zor olsa da imkansız değil. Ben değil, biz dilini kullanmaları işlerini kolaylaştıracaktır, bunu yeni yönetimin uygulamaları belirleyecektir…
Cesaretsiz, mücadelesiz savaş kazanılmaz, yeni yönetim yol haritasını çizmiştir elbette, başta birlik ve beraberliğimizin aldığı yaranın onarılması, Hükümet, Genelkurmay nezdinde yapılacak girişimlerle eski yöneticilerin büyük zarar verdiği ilişkiler normale dönüştürülmeli, Başlangıç derecelerimiz,Eğitim düzeyinin dört yıla çıkarılması, Tazminatlar başta olmak üzere malülen emekliler,sicil affı ve 657 SK tabi devlet memurlarına kalkınmada öncelikli illerde çalışılan her iki yıla fazladan verilen kademeler gibi Mali ve Sosyal kayıplarımızın kazanılmasına çalışılmalarına derhal başlanılmalıdır.
Bir çok maddesi antidemokratik olan tüzüğümüzün çağdaş demokrasiye uyarlanması, keyfi ihraçların kaldırılarak kırgın arkadaşlarımızın derneğimize kazandırılması vs. belirtmek isterim.
Sorunlarımızın çözümüne odaklanmada başkan, delege, üye vb. ayrım yapılmadan kim olursa olsun birleşerek yapılması, bu mücadelenin ezilenin onur mücadelesi ve ekmek kavgası olduğu unutulmadan hareket edilmesi şarttır ve bu yöndeki çalışmalarda bizlerin de yönetime destek vermesi zorunluluktur.
Değerli arkadaşlarım
Bu yazıyı farklı bir nedenle de kaleme aldım.
İçimizde o kadar değerli, güzel ve özel insanlar var ki derneğimizin yönetiminin salt Ankara’da bulunma zorunluluğu hak eden donanımlı arkadaşlarımızın görev almasını ne yazık ki engelliyor.
1970’li yıllarda mücadele eden arkadaşlarımıza yapılan antidemokratik kabul edilemez baskı ve hiçbir vicdanın hukuk kuralının kabul edemeyeceği cezalardan sonra sönen mücadele ateşini yeniden yakan www.emekliassubaylar.org sitesinde çok değerli arkadaşlarımızın gayretleri ile basında yer alan yazı dizileri,mail kampanyaları,gazete ilanı,protesto yürüyüşü gibi çalışmalarla birçok taşın yerinden oynamasını ve kamuoyunun bilgilenmesini sağladık, en önemlisi mücadele ruhunu yeniden kazandık;ancak Ahmet KESER yönetimi bu birliğe, mücadele ruhuna kişisel hesaplarla büyük zarar verdi,bugün mücadelede önder olan birçok arkadaşımız hepimizin nefretle izlediği davranışlar yüzünden mücadele kulvarından koptular, bu arkadaşlarımızı da yeniden kazanmalıyız.
Çalışmaları ve fikirleri ile toplumun saygınlığını kazanan arkadaşlarımız şube başkanları mutlaka yeni yönetime danışmanlık yapmalı, bu kişilerle bölge toplantıları düzenlenmeli diğer arkadaşlarımızın teşvik,öneri ve eleştirileri de takdir hakkı yönetimde saklı kalmak kaydı ile değerlendirilmelidir.
Değerli meslekdaşlarım bizim “ölümle burun buruna çok zor şartlar altında görev yapıyoruz bu nedenle bize imtiyaz sağlayın” diye bir talebimiz yok. Tek talebimiz adaletin sağlanması, bu nedenle haklı olduğumuz davada başarmamamız mümkün değil, yeter ki kişisel hesaplardan uzak birlik içersinde hareket edelim.
Şahsen inanıyorum ki bu bayrak yarışını mutlaka birlik içinde kazanacağız .
Hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.