Her insan bulunduğu toplumun özgür bir üyesidir ve bu toplumda herkes eşit haklara sahiptir, anayasa gereği.
İnsan olarak herkes tek başına özeldir.
Alt statüde olsa bile.
Özel kişiliğin altı- üstü olmamalı, yoktur. Bunu arayanların KAST sistemine gitmeleri gerekir.
Ve her insanın doğuştan getirdiği birtakım temel hakları vardır, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi gereğince.
Bu haklar çiğnenemez!
Her insan tek başına değerlidir.
İnsan olmanın erdemlerinden bir tanesi de toplumun diğer fertlerine saygı göstermektir.
Saygının olmadığı toplumlarda kişiler arasında empati gelişemez.
Çağdaşlıkta sürtüşme kaçınılmazdır.
Birbirine saygı göstermeyen insanlar toplum içinde kopukluğa sebep olur.
Milletleri millet yapan özelliklerin başında bu vardır. Sevgi ve saygı içinde, huzur dolu bir ortamda hep bu değerlerin var olması gerekir.
Bir arada olabilmek, huzur içinde yaşamak için olmazsa olmazlardandır karşılıklı saygı. Sadece toplum içerisinde değil, kişisel hayatımızda da diğer insanlara karşı saygıyı eksik etmemeliyiz.
Edemeyiz!
“Rütbe, makam, statü geçicidir. Şişirme özellikler, bunların karinesi olan güçlü görünüm geçicidir“. Kaybedince oluşan pişmanlık, dönüşümü olası değildir! Çünkü saygının olmadığı yerde hiç bir şey olmaz.
Birliktelikten, birlikteliğin oluşturacağı güçten söz edilemez. Güçlülük var gibi görünse de, içtensizlik olgusundadır.
Sevgi, saygı ve güven denildiğinde genellikle akla ilk önce gelen, tarafların birbirine yaklaşımıdır. Şehla bakışların oluşturacağı, güven duygusu inandırıcı değildir aslında.
İki karşı kişinin yada toplumu oluşturan kişilerin arasındaki güven duygusu içtensizlikle olmamasıdır, istenen. Kişiye gösterilen saygının karşılığıdır, içtenlik. Güveni oluşturan etken ve biçimlerine bağlı olarak büyük bir çeşitlilik göstermektedir. Şefkat, merhamet ve fedakarlık sevginin farklılıklardaki yansımalarıdır. Saygı herhangi bir ilişki, iletişim, tüm kurum içinde oluşan birliktelik, birey içtenliği ve benzerinde söz konusu var olmanın karinesi saygıdır.
Veya oluşumun ilgi ve duygularının farkında tutum sergilemek. Buna göre uygun bir davranış tarzını, tutumu, eşitliği benimsemektir.
Saygı, genellikle hizmet ilişkisinde oluşan, iletişim kurulan varlık veya oluşumun hak, haksızlık, değer yargılarına ve her türlü özelliğini göz önünde tutmak, bunlara önyargısız eşitlikle yaklaşmayı içerir. Saygı kavramı, haklar kavramının hakların teslimi konusunda, varlığından söz etmek için haklar önde gelir. Haksızlığın olmamasına bağlıdır saygı sunumu. Haksızlığın kaldırılmasına ve kavramına dayanır.
Saygı kavramı, genellikle kişilerde ilişkilerde kullanılır. Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı, hizmetteki verimliliği.. Verimin zirvesine ulaşmış kişilerde, saygı beklenti olgusundadır. Saygı kavramı ile yakından ilgilidir. Dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi, saygı duygusu, hürmet, ihtiram, başkalarını rahatsız etmekten çekinme duygusu olursa kişiye üstünlük kazandırır. Güvenin temel taşıdır!
Aslında saygı terimi kişiler arası ilişkilerle sınırlı değildir; müesseseler ve örneğin ülkeler arasında kullanabilen bir terimdir.
Her ne kadar saygı zaman zaman kibarlık veya görgü ile eş anlamlı kullanılsa da, bunlar birer davranışken, saygı farklı bir tutumdur. İnsanlığın, insan olmanın içtenlikli unumudur.
Davranışlarda görülen kültürler arası farklılıklar ve aynı davranışın farklı kültürlerde farklı anlamlar taşıması sonucu zaman zaman kişiler tamamen kendilerine dair unsurlardan veya dışa dönük çeşitli davranışlarından dolayı, saygısızlık kastı olmasa da saygısız olarak tanımlanabilirler.
Saygı anlamı, değeri, üstünlüğü, yararlılığı, meslekteki başarılar, gözlerden uzak tutulması, paye olarak kullanılıp, esas başarılının yok sayılması kabul edilemez olgudur. Üstü örtülemeyen başarıların, ve bu olguya karşı dikkatli, özenli, ölçülü saygılı olmak kaçınılmaz gerçekler içeriğindedir.
Bir kişiye, bir düşünüşe, bilinç üstünlüğüne, başarıya yüksek değer vermekten doğan özel bir duygudur, saygı. Hürmet duygusuna bağımlı içtenliktir.
Toplumumuzda saygı duymak sözcüğünün söz dışında, “öz olarak da” gerçek ifadesini bulup, toplumun karşılıklı hakkaniyet ölçüsünde tümden barış huzur içinde yaşaması dileği ile oluşmasıdır. İnsan, belli bir özelliğine göre eşitlik olgusunda değerlendirmek, eşit süreli eğitim almışların, kendini üstün görmemesi gerçek istemidir saygının. Herkesin kendi doğruları çerçevesinde yaşadığının farkında olmaktır.
Bir insanın, hangi statüden, milletten, renkten, coğrafyadan, dilden, düşünceden ve anlayıştan olursa olsun, öncelikle insan olduğunu algılanması gerekir.
Her birey, saygıya değer bir varlıktır.
Bu arada; Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi içeriği, Avrupa İnsan Hakları Bildirgesi, ülkemizinde onayladığı, gerçek, zorunlu sunumlardır bunlar. Eşitlikler olgusunda, çok önemli uyum içeren, belirleyici niteliktedir kuralları.
İnsanların değerleri, olaylara bakış açıları bulundukları konumlar, farklı farklı olabilir. Bu farklılık, bir ayrışma, ayrıştırma, dışlama, sebebi olmamalı. Farklılıklar bir dayatma unsuru haline getirilmemeli, baskı nedeni olmamalıdır saygı ortamında.
Saygı, bir kurumda çalışanlar arasında ilişki içinde olan birey veya kurumların (örneğin suni olarak oluşturulan statüler) insanları sınıflamadır. Kast sistemince geçerlidir. Çağdaşlıkta kendine yer bulamamalı.
Buna bağımlı hak kısıtlamaları ya da haksız kullanımların kişilere sunum yaratılması, farklılıkları düzmece oranlamalarla birbirlerinin ilgi ve tutumlarının farkında oldukları halde yapıcı bir davranış tarzını seçmemeyi benimsedikleri zaman olumlu sonuç oluşması, oluşmaz.
İlişkide oluşan, iletişim kurulan varlık veya oluşumun, hak, değer ve her türlü özelliğini göz önünde tutmak ve bunlara ön yargısız yaklaşmayı içerir. Her ne kadar tersi gibi gözükse de saygı kavramı, haklar kavramının birlikteliği içeriğindedir.
“Saygı“, terim olarak genellikle kişiler arası içtenlikli ilişkilerdir.
Aslında saygı terimi kişiler arası ilişkilerle sınırlı değildir. Tüm canlılar üzerinde etkendir. Bir çiçeği dalından koparmak bile, o çiçeğe saygısızlıktır. Çiçek dalında güzeldir ve mutludur.
Saygı bir tutumdur. Mutluluğun ve güvenin sunumudur.
Saygı bir kimsenin düşüncelerine, hizmet verilerine, sözlerine ve davranışlarına, toplum içindeki itibarına ve inanılırlığına karşı duyulan bir histir.
Tarif ve tanımlanması zor bir deyimdir. Sevgi, inanma, güvenme, ahlakına kefil olma, yapacaklarından ve yapmayacaklarından emin olma, hoşnut olma gibi çok sayıda duyumun, etkenin, bir tek sözcükte ifade edilmesidir; S A Y G I……
Saygı bir kültürdür ve iki insan arasındaki “empathy“ yi işaret ettiği gibi, bir toplum içi yaşamını ve bir milletin yaşamını da çok önemli ölçülerde belirler. Saygı, konuşma adabını, kendinden küçükleri sevgi ile kendine yaklaştırmayı, sosyal ve paylaşım adabını, çalışma ve iş dünyasının kurallarını, kaybettiklerimizle olan ilişkilerimizi ve vecibelerimizi, vermiş olduğumuz ve bize verilmiş olan sözlerin bütününü, düzenleyen çok anlamlı ve çok güçlü bir anahtar kelimedir.
Saygı ! Yaşamın ve insan olmanın gururudur.
Esenlik dolu mutluluklar sizlerin olsun. Sizlere saygılarımı sunarım…
Mehmet KAYALI