Asssubaylar 4 yıllık fakülte statüsüne kavuşmalı diye bıkmadan usanmadan yazdık çizdik.
Bir arkadaş yorumda demiş ki;
“ 4 okuyacaksam niye Assubay olayım ki…..”
Bir arkadaş ta ;
” biz 4 yıllık fakülteli subaylara bu halimizle de kurs verir, öğretmenlik yaparız
ne varmış ki eğitim standardımızda ” demiş.
Yine bir arkadaş ” Assubaylık kalksın o zaman ” demiş.
Bir başkası ” zaten çoğumuz 4 yıllık fakülteyi bitirdik ya ne gerek var ki ” demiş.
Bir başkamız “ne gereği bu şimdi durup dururkenben bu talepten bir şey anlamadım.
anlayan var mı söylesin ” demiş.
Bir diğerimiz ise;
“ O zaman subaylık ne olacak, onların durumuna yazık olmayacak mı ” demiş.
Bir başkası da;
“ ben zaten 1. dereceye 19 yılda bu halimle de çıkıyorum sizin fakülte kanunu ile kazanılacak
olan 8/1( veya hazırlık sınıfı da eklenirse 8/2 ) başlangıç hesabınızda bir yanlışlık var ” demiş.
Birisi, ” böyle bir saçmalık duymadım. hiç Assubayı subay seviyesine çıkarırlar mı ” demiş.
Bir başka arkadaş; subayın statüsüne acımış,
“ onların ki 6 yıl bizim ki 4 yıl olsun o zaman ses çıkarmazlar ” demiş.
İyi ki de bir çok arkadaşımız da
“4 yıllık fakülte kanunu Assubayların insani eğitim hakkıdır.
Görev, makam ve statü ayrı şeyler, öğrenim ve eğitim eşitliği ayrı şeyler “demiş.
Ne yazık ki bu gün dünyanın tam 130 ülkesinde hem kamuda hem de özel de iş yaşamında ,
ticaret yaşamında öğrenim statüsü 4 yıllık fakülte denkliğinden başlıyor.
Yukarıdaki yorumlara tabi ki saygı duymalıyız.
Bunun adı demokrasi.
Fikirlerin özgürce ifadesi.
Algı, öngörü, vizyon gücü.
Herkese teşekkür ederim.
AMA UNUTMAYALIM Kİ,
O Subaylar da 1971 yılına kadar 2 yıllık yüksek okullu idiler.
Dediler ki,
“ Biz Cumhurbaşkanı çıkaran makamlarız.
Ülkeye darbe ve muhtıralarla yön veren toplumuz.
Medyanın, basının, iş adamının, siyasetçinin, hukukçunun, öğretim görevlisinin, sanatçının muhataplarıyız.
Ekonomiyi, hukuku, anayasayı, sosyolojiyi, kamu yönetimini iyi bilmeliyiz. Eğitimini almalıyız.
Akademisyen hüviyetli olmalıyız.
Ona göre de sosyal ve mali gelirimiz yüksek olmalı.
Tatillere, gezilere, kulüplere, balolara, törenlere, gösterişle katılabilmeli, eşlerimizle vals ve dans yapabilmeliyiz.”
Algısını görev addettiler.
Kuleli Askeri lisesine komşu olan kandilli kız lisesini kanki yaptılar.
Kızlarla dans ve vals yaptılar. Tiyatrolara, resim sergilerine gittiler.
Dario Morenonun o ünlü “deniz ve mehtab” şarkısını tarabyada, bebekte ay ışığında öpüşerek dinlediler.
Assubay adayı öğrenci genç;
Konyanın ,Çankırının bozkırında dişi sinek kovalarken, ıssız köy meydanıkadar yoksul, sokaklarında gezerken;
Çatal kaşık tutmayı öğrenemezken, çağdaş, sosyal yaşam ne demek bilmezken.
Kulelinin o 15 lik mağrur çehreli askeri öğrencileri, 16 sında, çakıl gazinosunun yolunu öğrendiler.
Sessizce de 1972 de önce 3 yıla 1978 de de 4 yıla ,fakülte denkliğine kendilerini çıkarıverdiler.
Akademik lisans aldılar.
İki diploma.
Çift ana dal eğitim.
Yüksek lisans
Tez, doktora.
Önce kariyer, beraberinde de para pul.
Bunun adı vizyon beyler.
Bunun adı öngörü.
Onlar, tam 42 yıl önce YÖK kayıtlarında mühendislik fakültesi ayarında diploma statüsüne kavuştular.
YA BİZ ASSUBAYLAR.
Oysa dedemiz o dünyanın hayranı olduğu Vecihi Hürkuş.
Toprağımız o kadar sağlam hani.
Asaletimiz o kadar belgeli.
Öyleyse bu yakıştırmamak niye.
Bu alçalma, küçülme….
Oysa orada duran koskoca TC Anayasasının eşitlik içeren 12. ci ve 130-131 nci. maddesi.
İnsan hakları evrensel beyannamesinin yüksek öğrenimden yararlanma hakkı gözeten 25-26.cı maddesi.
Avrupa insan hakları sözleşmesinin yüksek öğrenim şartı ve gerekliliğine dair 26.cı maddesi.
Unesconun eğitimde eşit fırsat içeren ve eğitimde eşitsizliği yasaklayan 1-2-3-ve 5.ci. maddesi.
Daha saymakla bitmeyecek kadar insan hakkı düzenlemesi.
KİM İÇİN ?
İnsan için tabi ki……
Bizler insanız. Bireyiz. Yurttaşız.
Onurlarımız var. Aklımız, bilincimiz.
Yaratıcı gücümüz, fikrimiz.
Heyecanımız. Tadılmamış başarılarımız.
Nankör devletin değil,
EŞLERİMİZİN VE ÇOCUKLARIMIZIN TAM YÜREĞİMİZİN ORTASINA SEVGİ İLE KOYDUKLARI HAYSİYET VE GURUR MADALYALARIMIZ VAR.
İnsanın gelişimi, yetenekleri, eğitimi için var edilen her bilgiye ve kaynağa ulaşmak ta hakkımız.
BİZ ÖNCE İNSANIZ. SONRA ASSUBAYIZ.
ADALET İNSAN HAKKIDIR. KUL HAKKI DEĞİL.
VERMEZLER İSE,
SÖKE SÖKE ALIRIZ.
SAYGIMLA
Adnan Fuat ÖZDEMİR