Ne zor bir meslektir Assubaylık. Vatan sevgisi ve asker olma hevesi ile girdiğimiz mesleğin ön yargılarla sevgisizlik sarmaşığı ile adaletsizliklerle kuşatıldığını anladığımı da iş işten geçmiştir.
Zaten SÖZ KONUSU VATANSA GERİSİ TEFERRUAT diyerek tüm haksızlıkları hukuksuzlukları adalet beklentisi ile bir kenara koyarak kuş uçmaz kervan geçmez dağlarda azgın denizlerde ölümle burun buruna görev yaparken bizzat kendi kendi kurumunda yaşatılan sosyal,ekonomik ve insanî haksızlıkları istesen de anlayamazsın.
Aynı sıvasız evlerin terzi Ahmet, marangoz Rıza, İşçi Hüseyin,memur Atilla’nın çocukları aynı kurumda biri diğerinden 1-2 yıl fazla tahsil yaptı diye, hattâ aynı tahsilde olsalar dahi kendini gökten zenbille inmiş zannedenlerin kibiri ile birlikte çalıştığı, çatışmada kendisine bir yudum suyu veren sırtında taşıyan assubayı rakip ve düşman görür tüm haksızlıkların temelinde bu yatar.
Orduya sızan TSK düşmanları bu ayrımcılığı körüklerler, nitekim 15 TEMMUZ hain darbe girişiminde tutuklanan komuta kademesindeki hainlerin assubaylara bilinçli haksızlık hukuksuzluk yaparak onların moral ,hizmet verimliliğini,adiyet duygusunu yok etmeye çalıştıkları ve böylece TSK’yı yıpratmayı amaçladıkları anlaşılmasına rağmen halâ bu zihniyetin kalıntıları nedeniyle verilen sözler vaatler taahütler yerine getirilmiyor.
Ne istiyor assubaylar; biz tek kuruş fazla mesai almadan ayda 5-6 gün 24 saat esasına göre kışladayız, bir üniformamız kefen orduyu sırtımızda taşıyoruz Astsubay olmadan bırakın ordunun savaşmasını asker karnını doyuramaz o halde bize başkalarına altın tepside sunulduğu gibi ayrıcalık ve imtiyaz verin mi diyorlar? Elbette hayır, Assubayların tek talebi adalet.
Her kurum kendi personelini koruyup kollarken bir emirle ölüme gönderilen assubayların klimalı ofislerde görevli memurlardan değersiz görülüp alt kademeden göreve başlatılması, subayın aldığı 6 tazminatın bir tekinin bile assubaydan esirgenmesi,fırsat eşitliğinin olmaması, onlarca sosyal ekonomik ve insanî haksızlar yapılmasını hangi vicdan ve adalet duygusu haklı görebilir ?
Biz kurumumuza karşı değiliz haksızlıklara karşıyız, bu nedenle tek yasal temsilcimiz olarak kabul ettiğimiz TEMAD şemsiyesi altında yasal mücadelemiz için toplandık maddi ve manevi destekler sunduk ama ne yazık ki sadece kendini siyasi geleceğini ve kişisel çıkarını düşünen yönetimler yüzünden başarılı olamadık birliğimiz dağıldı umutlarımız yok oldu…
Darbecilerin TEMAY’ı kapatmasından sonra 1984 yılında kurulan TEMAD’ı 20 yıl işlevsiz ve bölgemizde kahvehane kültürü ile faaliyet gösteren dernek olarak bildik, İletişim çağı ile birlikte TEMAD’ı en coşkulu dönemini KESER döneminde tanıdık, Bu durum uzun sürmedi kibir abidesi yönetimin kişisel hesapları yönetim yalakalarının gündem değiştirme gayreti ile eleştiren,öneren assubay sevdalılarına hakaretleri ile umut yerini hüsrana bıraktı;
Normal gelirleri dışında milyonlarca lira yardım gönderdiğimiz derneğinSn.Hamza Dürgen’e borçla ve sırtımızdaki hançerle devredilmesinden sonra mevcut yönetimin iddialı vaatleri MSB. Tüm kuvvet komutanları ile birlikte yaptığı toplantılarda verilen sözler üzerine tekrar umutlanırken Yönetimin önceleri haklarımız için bir mücadele statejisi olarak kabul edilebilecek iktidar yanlısı açıklamaları(!) verilen sözleri kararlılıkla takip etmemeleri, sözlerin taahhütlerin yüksek sesle hatırlatılmamasına övündüğümüz 100 şubemizin sessizliği de eklenince umutlarımız yine harman oldu.
Özverili mücadele gönüllüsü arkadaşlarımız çalışmalarına yeni bir halka ekliyerek haksızlıklarımız kader olmamalı sloganı ile mail kampanyası ardından basın açıklamaları ile adalet isteğimizi haykırmaya başladılar.
İlk eylem 3 Aralık 2019 tarihinde ESKİŞEHİR’DE yapıldı, 18 Aralık’ta İSTANBUL’da ANKARA’da yapılacak ve bunu yenileri takip edecek, bu yürekli arkadaşlarımızı kutluyoruz.
Kendisine ve mesleğine saygısı gereği bu protesto eylemlerini destekleyen arkadaşlarımızla sesimizi duyurmaya çalışacağız.
Zaruretten doğan bu yasal eylemleri SİTE VE EMEKLİ ASSUBAYLAR GÜÇBİRLİĞİ PLATFORMU olarak destekliyoruz. Basın açıklaması metninin anlaşılır ve kısa olması ve eylemlerin çok iyi koordine edilmesi çünki katılımcı sayısının kararlılığımızın göstergesi olacağının unutulmaması dileğimizdir.
TERİMİZİN, KANIMIZIN, CANIMIZIN KARŞILIĞI HİÇBİR ŞEKİLDE ÖDENEMEZ, BİZLER İMTİYAZ DEĞİL ADALET İSTİYORUZ. Saygılarımızla.
* * *
ARKADAŞLARIMIZIN BASIN AÇIKLAMA METNİDİR
Saygıdeğer Basın Mensupları;
Türk Silahlı Kuvvetlerinin ana muharebe, taktik idari gücü olan ve vatan savunması yapan Astsubayların meselesi Türk Silahlı Kuvvetlerinin ana, Ülkenin Milli meselesidir, hallolmadıkça sıkıntı ve azaplar artarak sürecektir. Zaman mefhumu gözetmeden çok zor ve ağır şartlarda görev yapan bizler onyıllardır imiyaz talep etmedik tek talebimiz adalettir.
“Haklı Taleplerimizi” ve “Gaspedilen Haklarımızı” dört başlık altında değerlendireceğiz;
1. Göreve Başlama Derecesinin 9/2-8/1 olması
2. Tazminatlar Meselesi
3. Türk Silahlı Kuvvetlerine astsubay yetiştiren okulların LİSANS düzeyine çıkarılması
4. Sicil Affı
1. Sayın Cumhurbaşkanımızın 18 Ay önce “Bir de müjde vermek isterim” diyerek başladığı sözlerinde astsubayların Göreve Başlama Dereceleri konusunu net biçimde açıklamış ve sözlerini “Hayırlı Olsun” ile tamamlamıştı. Sn.Cumhurbaşkanımızın “Müjde” ile başlayıp “Hayırlı Olsun” ile bitirdiği Göreve Başlama Derecelerinin, Önlisans mezunları için dokuzuncu derecenin ikinci kademesi, lisans mezunları için sekizinci derecenin birinci kademesi olması konusunda bugüne kadar en ufak bir gelişme kaydedilmemiştir.
2. 1982 yılından başlayarak 1996 yılına kadar kademeli olarak Türk Silahlı Kuvvetlerindeki bütün General, Amiral,Kıdemli albay, albay ve yarbaylara farklı isim altında 6 adet tazminat tahakkuk ettirilmektedir. Bu tazminatlardan Makam-Görev ve Temsil Tazminatları adı geçen personele emekli olduklarında vefatları halinde de yasal mirasçılarına ödenmektedir.
Astsubaylar adı geçen altı tazminattan hiç birini alamamaktadır. Bu adaletsizliği düzeltmek için AK Parti 2015 seçimlerinde söz vermiş, ayrıca hükümet programına da almış, önceki ve mevcut Genelkurmay Başkanları ve yine eski ve yeni Milli Savunma Bakanları tarafından da Makam ve Görev Tazminatı sözü verilmesine, haklılığımız dile getirilmesine rağmen bu söz halen gerçekleşmemiştir.
3. Teknolojideki sürekli gelişme, harp silah ve araçlarının değişmesi ile birlikte savaş tekniğinin de gelişmesi göz önüne alındığında, eğitim sistemleri ve kurumlarını da teknoloji ve bilim çağına uydurmak ve yeni ihtiyaçlara göre geliştirmek gerekliliğine inanılmıştır. İçinde bulunduğumuz çağın bilgi çağı olması, gerek bilim ve teknolojide ve gerekse savunma sanayi alanında meydana gelen gelişmeler karşısında günümüzün gelişen ve değişen askerlik anlayışı ve bu alanda yapılmak istenen uygulamalar, bilimsel ve teknik alanda yetişmiş personele olan ihtiyacı ortaya çıkarmaktadır.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin profesyonel insan gücünün önemli bir kısmını oluşturan astsubayların çağın gereklerine, bilim ve teknoloji alanındaki süratli değişime ayak uydurabilecek astsubay yetiştirilmesi ve istihdamı bir zorunluluk olarak kendini göstermektedir. Bu kapsamda Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarına uygun alanlarda LİSANS düzeyinde eğitim-öğretim yapmış astsubay yetiştirmek için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
4. Sicil Affı’nın bir defaya mahsus “yüz kızartıcı” suçlar hariç Türk Silahlı Kuvvetleri Mensupları için de uygulanması büyük bir adaletsizliği ortadan kaldıracaktır.
5. Yıllarca sürekli olarak “Çalışmalar devam ediyor” algı, söylem ve ifadeleri yerine, Sn.Cumhurbaşkanının ülke huzurunda astsubaylara vermiş olduğu sözünün derhal yerine getirilmesini talep ediyoruz. <<İMTİYAZ DEĞİL ADALET İSTİYORUZ>> Saygılarımızla.