İNSAN bekliyor tabii…
“Gündeme aldık, şu kadar zamanda sorunların hepsini halledeceğiz…“
Demelerini… Bir sır vereyim mi?
“Yalan söylüyorlar, sizi yanıltıyorlar, bu girişim TSK’yı yıpratma girişimidir!” gibi çıkışlar bile bekliyordum…
Dün telefonum çalınca…
Arayan Genelkurmay İletişim Daire Başkanı olunca…
Telefonun diğer ucunda bir tuğgeneral varsa… Bekliyor da bekliyor insan…
Üstelik paniğe de kapıldım…
Daha o kadar muktedir değilim astsubayların sorunlarına… ne yazdılarsa onları okuyorum, cevap yazıyorum, karşılıklı konuşuyoruz. Dün bir bugün iki durumu yani… Hani tuğgeneral sınava çekse, ya kalırım, ya paçayı zor kurtarırım…
Öyleydi halim… Ya zor sorarsa?
Beklediğim gibi olmadı…
İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Baki Kavun, “Umur Talu’yu sansürlemedik” demek için aramış… TSK birliklerinin karargâhlarında, askeri personelin kullandığı dahili ağda hiçbir köşe yazarı yer almıyormuş.
“Tarih vereyim” dedi.
“Temmuz 2011’den itibaren hiçbir köşe yazarına link vermiyoruz… “
Neden? Densiz bir soru mu? Densiz kaçtı herhalde, çünkü uzunca bir sessizlik oldu…
“Vermiyoruz” diye devam etti…
Peki 2011 ‘e kadar niye veriyordunuz, örneğin hangi yazarlara link veriyordunuz? Hem soruyorum, hem “Şansını zorlama Balçiçek, yapma işte!” diyorum içimden…
Yanıt kısa ve netti: “Öyle uygun görüldü!“
Peki…
Baki Bey’in aktardığına göre eğer kimseye link verilmiyorsa engellenmesi de mümkün değilmiş. İsteyen örneğin Habertürk’ün sayfalarından istediği yazara ulaşabilirmiş. “Ona engel var mı peki?” diye mırıldandım, yokmuş!
Yüzlerce astsubay niye erişemedi bilmiyorlarmış. Orası muamma!
Olsun! Ben bir problemi daha çözmenin huzuruyla(!!) telefonu kapatmaya hazırlanırken, “Bir nokta daha var!” dedi ve devam etti: “Ankara’daki şehit törenlerinin hepsi Kocatepe Camii’nde gerçekleşir. Sadece aile isterse başka yerde yapılır. 2007-2012 yılları arasında Ankara’dan 34 şehit verildi. Bu şehitlerden sadece bir onbaşı ve bir sivil memurun cenazeleri farklı camilerden kalktı. Yani bir ayrım söz konusu değil!“
Tabii bu açıklamanın benim yazımla ilgisi yokmuş
Tamam… Demek detaylara giriyoruz…
Dümdüz soralım mı? Lafı dolandırmadan. Ne olacak astsubayların hali?
Aralıkta bir görüşme olmuş, Genelkurmay Başkanı gerekli notları aldırmış, gerekli düzenlemelerin yapılması için bütün birimlere gerekli uyarılar yapılmış. Yani sorunlar biliniyormuş…
Aralık-ocak-şubat-mart-nisan-mayıs????
Bu düzenleme için hangi ay uygun görülecek? Ufukta belirlenen bir ay yok astsubay dostlar…
Çünkü bütün sorunlar Genelkurmay’dan kaynaklanmıyormuş… İşin birde Savunma Bakanlığı kısmı varmış… Mış… mış…
Uzun lafın kısası, Genelkurmay İletişim’e göre yazarlarla iletişim kurmakta hiçbir sakınca yokmuş! Astsubaylara ikinci sınıf muamele mümkün değilmiş…
Not 1: Yarın Söz Sende’de bütün sorunları ekrana taşıyacağım.
Not 2: “Komploya alet olmayın, askeri yıpratmayın!” diyen subaylara da söz hakkı vereceğim, vereceğim de nasıl olacak, inanın bu kadarcık köşeyle pek bilemiyorum. Bulacağız bir çözüm artık…
ASLINDA sorunun yanıtı tam 5 yıl önce verildi. 28 Şubat döneminin İçişleri Bakanı Meral Akşener’i yağlı kazığa oturtmakla tehdit eden isim Korgeneral Çetin Sanver idi… Tam beş yıl önce Sabah Gazetesi’nde yaptığım röportajda Akşener bu ismi açıklamıştı. Daha doğrusu ben bu ismi sormuştum, o da yalanlamamış, “Bana gelen bilgiler bu doğrultuda, bu arkadaşı işaret ediyor!” demişti.
Aynı ifadeyi iki gün önce savcılığa da tekrarladı. Bir İçişleri Bakanı’na, üstelik bir kadına böyle bir tehdit savuran o militer ve maço bakış açısını o gün de anlamam mümkün değildi, bugün de değil.
KAYNAK: HABERTURK
Tabii ki derdimiz tüy kıl değil. Daha çok demokrasi diyerek ihtilal yapanlar özgürlükleri askıya alarak kurdukları dikta rejimi ile önce kendi imtiyazlarına imtiyaz kattılar; saltanatlarından fırsat buldukları zamanlarda da bir emirle ölüme gönderdikleri assubaylara tahakküme varan haksızlıklar yaptılar, hızlarını alamayıp TDK’na emir verip assubay kelimesinin değişmesini, bıyığın kaldırılmasını sağlayıp Türk ordusuna böyüüükk katkılarda bulundular, onları ve temsil ettikleri zihniyeti hiç unutmayacağız. Sn.Irbık ülkeye yapılan bu büyük hizmeti kendinize has üslubunuzla bizlerle paylaştığınız için sonsuz teşekkürler…
Sayın Irbık
Yasal olarak bıyık serbest olmasına rağmen,Askeri öğrenciliğim ve mezun olduğum 1965 yılından itibaren bıyıklı subay-Assubay pek görmedim.Öğrencilik dönemimde İzmir’de pasaport iskelesinde Denizaltıcı Subay-assubayı bıyıklı gördüm.Mezun olduktan sonra Kıtalarda bıyık bırakmak isteyenlere hemen baskı başlıyordu ve bezdirip kestiriyorlardı.Kıbrıs Barış Harekatına katılanlar için Harekat süresince adeta serbest bırakılmıştı.Bu harekattan sonra MSB.Müsteşarı olan Or.A.Bülend ULUSU,görevli olduğum Gülhane Askeri Tıp Akademisine ziyarete gelmişti.Mesai arkadaşım Dz.Assb.İ.GÜZELKÜÇÜK daha önce uzun süre Amiral Ulusu ile birlikte çalışmışlar ve birbirlerini, yakından tanıyorlardı. İ.Güzelküçük bıyık bırakmıştı.Amiralle aralarında şöyle bir konuşma geçti.Güzelküçük o bıyıklar ne-derhal kes onları. Dudaklarımda yara var Komutanım.”Yarayla beraber kazı” Bu hiç unutmadığım bir anımdı ve sizlerle paylaşmak istedim.
Denizci arkadaşlarımın harici kıyafetle çektirdikleri resimdeki sakal ve bıyık uzun seferlerde su tasarrufu için traş olamamakan kaynaklanmaktadır. Yasada olmasına rağmen normal bıyığa tahammül edemeyenlerin zinhar buna izin verdiğini düşünmeyin.
Aşağıdaki linkte bir Hava Okulu Öğrencisinin bıyıklı fotoğrafı mevcut.
http://www.tayyareci.com/arsiv/images/necatikaplangiray/necatikaplangiray02-06sm.jpg
[b]Makâle yazarı Sn.Şükrü Irbık’a gönderilen konu ile ilgili yorum bilgilerinize sunulmuştur. MAKALE BÖLÜM YÖNETİCİSİ[/b]
Şükrü bey, Türk ordusunun kahraman mensupları ve yine kahraman polislerimizdeki bu “bıyıksızlık” benim çok canımı sıkıyordu. Bununla alâkalı bir yazı yazmayı çoktandır arzu ediyordum. Ben, askerde 1960 ihtilali sonrası, poliste de 80 sonrasında yasaklandığını zannediyordum. Yine de, bizim “doğruları yazan gazetemiz Yeni Asya” nın prensipleri gereği, hani bir araştırma yapayım da, yanlış yapmayayım diye, google babaya müracaat edince, sizin yazdıklarınızla karşılaştım. Çok teşekkür ederim, güzel yazmışsınız. Sizi tebrik ederim. Yalnız ben de bu yazıyı yazacağım da, dediğim gibi, yani benim bildiğim 60 ihtilali askerlerimize, 80 de polislerimize yasak getirdi diye biliyorum. Gerçi siz 83 senesindeki resmi gazeteyi filan iliştirmişsiniz ama bakalım yine de ve neticede bir hakkın, haksız yere gasbedilmesine karşıyız. Selam ve muhabbetler ederim. Osman Zengin-Yeni Asya gazetesi yazarı.
[b]Yel, dal ve yaprak!
Yel esmez ise
Dal, depremez
Yaprak, düşmez!..[/b]
Fikir, irâde ve fiil yek vücud olup meczetmez ise
Aş, pişmez!..
[b]* * * * *[/b]
[b]Tabiatda meydana gelen her işin özünde;
Önce fikir,
Akabinde irâde
En son olarak da fiil vardır.[/b]
Basından öğrendiğimize göre, Genelkurmay Başkanlığımız TSK’lerine ait sosyal tesislerin kullanımına yeni düzenleme getirmiş.
Buna göre orduevleri, askerî gazinolar, sosyal tesislerle TSK özel, özel/yerel ve kış eğitim merkezlerine üyeler sakallı girebilecek.
Yeni düzenleme ile sakallı üyelerin girişi önündeki engel de kalktı…
[b]* * * * *[/b]
Bu yazının ruhuna dikkatlice bakabilenler,
Düzenlemedeki sözcüklerin arasına
Gizli bir niyet beyânının sıkışdırıldığını görebilirler!
Biz, buraya bugün yazıyoruz;
Necdet Beyin bugün yapdığı bu işlem,
Bıyık yasağının da başka bir baharda ilgâ edileceğinin kesin emâresini veriyor bize.
Çünkü biliyorlar ki
33 seneden beri Türk Askerine yasak edilen sakal-bıyık,
Dünyânın bütün ordularında hiçbir zamân yasak edilmedi.
Şerefli bir teslimiyet görüntüsü vermek için
Yasağı külliyen kaldırmayı
Sâdece zamâna yaymanın çâresiz telâşı ve gayreti var ortada…
[b]* * * * *[/b]
[b]Zottirik Kenan’ın 1982 senesinde hapse tıkdığı sakal,
Nihâyet esâretten kurtuldu…
Necdet Bey,
33 senelik sakal kepâzeliğine artık son verdi. Hayırlı olsun, tebrik ederiz kendisini.
Şimdi sıra, bıyıklarımızın azâd edilmesinde…[/b]
[b]* * * * *[/b]
[b]Esen yel,
Gıprayan ağaç,
Depreyen dal,
Düşen yaprak!
19 Nisan 2014’de yukarıda okuduğunuz yel esdi,
Sonra Necdet Bey depredi..
Havaya, toprağa, suya cemrenin düşmesinin akabinde
Ve dahi
Tam 379 gün deverân eyledikden sonra
1 Nisan 2015’de yaprak düşdü…
Akıl vasıtasıyla,
Vicdân ölçüsüyle
Ve dahi
Gönül gözü ile bakarsak şâyet
Her meselemizi, derdimizi, sıkıntımızı hâllederiz evvvel Allah.
Hatâdan kurtulmak, doğruya yönelmek insanı güzelleşdirir…
İnsanlarımızı güzel olmaya dâvet ediyoruz…[/b]
Eski Tüfek