Güneydoğu’da acımasız bir çatışma sürüyor!
Adına terör literatüründe ne denir, savaş literatüründe ne denir, iç savaş literatüründe ne denir, bu ilgili bilimsel kuruluşların bileceği şey!
Dışarıdan insan olarak baktığınızda görülen resim hiç ama hiç hoş değil!
Kısaca geçmişe bir bakalım; toplumun çok geniş bir kesiminin içeriğini bilmediği, herkesin partisine göre yine bilmeden desteklediği veya karşı çıktığı bir “ÇÖZÜM SÜRECİ” yaşandı. Bu süreçte hükümet yetkililerinin dahi yere göğe koyamadığı terörist başı adeta ziyaretgah oldu, İMRALI önemli bir merkez oldu, heyetler gönderildi, Nevruz Mesajı Diyarbakır’da yüzbinlere okundu. Gazeteciler Kandil’de ağırlandı. Kandil’den gelen Habur’da davul zurna ile karşılanan teröristlere otobüs üzerinde zafer turu attırıldı.
Diyarbakır’da Şivan Perver’li, Barzani’li, PKK Bayraklı, İbrahim Tatlıses’li, Cumhurbaşkanlı, Başbakanlı el ele görüntüler,Ağlak ARINÇ’ın göz yaşları da hâlâ internet sayfalarında!
Sınırlarımızdan Milli İstihbaratımızın koordinatörlüğünde Kuzey Irak’tan peşmerge (yoksa PKK mı?) KOBANİ’ye geçti.
Sonra Ülkede Haziran seçimleri oldu, PKK’nın siyasi kanadı HDP 80 milletvekili alarak 3’üncü parti oldu, iktidar partisi tek başına iktidar olacak kadar milletvekili çıkaramadı.
Çözüm süreci bozuldu, kan akmaya başladı, Kasım seçimlerinde iktidar partisi kendi beklentilerini de aşan bir sayı ile tekrar hükümet kurdu.
Yukarıdaki satırlar yorum değil, hepimizin gözü önünde yaşananların, çıplak, objektif bir özeti!
Bu gün geriye baktığımızda şunları görüyoruz;
Sustu,
Seyretti,
Yardım etti (internette sayısız resimler var)
Korktu,
Destekledi!
TEK BİR ŞEY YAPMADI : Karşı Çıkmadı!
Ve 2015 yılının Temmuz ayında başlayan şehir gerillası ile mücadele halen sürüyor. Evler yıkıldı, Beyrut, Suriye, Irak görüntüleri ile birebir örtüşüyor görüntüler.
İki tabur kaybettik, en güzide askerlerimizden!
Son aylarda minnet duyduğumuz 400’ün üzerinde polis-asker şehidimiz var,500’ün üzerinde yaralı, hepsi SIVASIZ EVLERİN Çocukları.
Hepsi gecekondu çocukları!
Çoğu uzman, astsubay, polis memuru!
Devlet şimdi terörden zarar gören mahalleleri kamulaştırıyor, yeni binalar yapacak, yöre halkına verecek. Yöre halkı, içlerinde hain oğlu hainler olmasına rağmen çileli.
İki ateş arasında kalmış!
Onlara yeniden ev yapılıp verilmesi tartışılabilir, ama şimdi konumuz o değil!
Peki,
Asil ve Necip Türk Devleti ölüme gönderdiği şehit evlatlarının yakınlarına birer ev vermeyi neden düşünmez?
Onlar Sur’daki, Nusaybin’deki, Cizre’deki mahallelerine bomba döşenirken, tünel açılırken, hendek kazılırken seyreden bölge insanı kadar değerli değil mi?
ŞEHİTLERİMİZİN AİLELERİ BU KADARINI HAK ETMİYOR MU?
Siyasi partilere, sivil toplum örgütlerine, İktidara, sosyal medyada kalem oynatan herkese sesleniyoruz.
ŞEHİTLERİMİZ İÇİN BİR ŞEY YAPALIM!
Onları geri getirmeyiz ama bize emanet ettiklerine sahip çıkmak için “HER ŞEHİDE BİR EV” kampanyası başlatalım.
Hiç değilse bunu yapalım!
E.ASSUBAYLAR SİTESİ VE E.ASSUBAYLAR GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU ÜYE VE YÖNETİMİ