Saygıdeğer Meslektaşlarımız,
Bu sitede yıllardır önyargılar sonucu oluşan haksızlıklarımızın giderilmesinin mücadelesini veriyoruz.
Yürekli bir meslektaşımızın AİHM açtığı dava sonucunda mahkeme “şahsi hürriyet ancak hakim kararı ile kısıtlanır” hükmünü vererek TÜRKİYE’yi tazminata mahkum etmişti. Bizde sürekli olarak, bu cezaya tabi olan arkadaşlarımıza haksızlıklara sessiz kalmamalarını, ceza verildiği zaman bir dilekçe ile “AİHM kararına göre” cezanın yok sayılmasını talep etmelerini, ret yanıtı almaları halinde ise ‘örnek karar olduğu için‘ hiç bir mahkemeye başvurmadan AİHM dava açmalarını, bu konuda kendilerine yardıma hazır olduğumuzu belirtmiştik.
İşte, bu konuda süren davalardan biri daha assubay arkadaşımızın lehine sonuçlanmıştır.
Bu cezaya maruz kalan arkadaşlarımızın belirtilen yolu izleyerek dava açmalarını öneriyoruz
Basına intikal eden habere göre TSK’da görev yaparken 2008 ve 2009 yıllarında üstlerinin emirlerine itaat etmedikleri gerekçesiyle haklarında oda hapsi cezası verilen dört astsubay, bu cezaların bağımsız ve tarafsız bir mahkeme yerine komutanları tarafından verilmiş olmasına karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde açtıkları davayı kazandılar.
Necmi Tengilimoğlu, Mehmet Dutuklar, Emrah Çerezci ve Salih Gazi adlı davacılar 2008 ve 2009 yıllarında AİHM’ye yaptıkları başvurularda, haklarındaki oda hapsi cezalarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin özgürlük ve güvenlik hakkıyla ilgili 5’inci ve adil yargılanmayla ilgili 6’ıncı maddelerine aykırı olduğu tezini işlemişlerdi.
Davayı esastan gören AİHM, Türk hükümetinin, davacıların iç hukuk yollarını tüketmedikleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin askeri disiplin prosedürüne uygulanamayacağı ve AİHM’ye başvuru için altı aylık süreyi aştıkları tezlerinin tamamını geri çevirdi.
Mahkeme, Türk yargı sisteminde TSK’da hapis hükmü içeren disiplin cezalarının adli bir makam tarafından veya bu makamın kontrolü altında verilmiyor olmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin özgürlük ve güvenlik hakkıyla ilgili maddesine aykırı olduğu sonucuna vardı.
AİHM, daha önce de 2007 yılında benzer bir karara imza atmış ve sadece emir komuta zinciri çerçevesinde oda hapsi içeren disiplin cezası verilmesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğuna hükmetmişti.
Karar gereği Türk hükümeti davacılara toplam 17 bin 500 Euro manevi tazminat ödeyecek.
Adalet ve huzur dolu günler dileği ile sevgi ve saygılar sunuyoruz
SİTE YÖNETİMİ
HAKLAR BÖYLE SAVUNULUR.
İÇTENLİKLE İÇERİKLİ OLARAK.
BENİM ASTSUBAY ARKADAŞLARIM DA OKUMALI. OKUMALI KENDİNİ, HAKLARINI İÇTENLİKLE TANIMLAYABİLMELİ. DONANIMLI OLMALI.
ADNAN FUAT BENZERİNDE OLDUĞUNCA. BAKIN O ZAMAN HAKLAR VERİLİR Mİ, ALINIR MI . HAKSIZLIKLAR YAPILABİLİNİR Mİ?. 6 TANE TAZMİNAT UNVANA BAĞIMLI HALE GETİRİLİP GERÇEK, FİİLİ HİZMETLER, GÖRMEZDEN GELİNEBİLİNİR Mİ, ZİMMETLER, SORUMLULUKLAR ORTAMINDA.
Benim tanıdıgım sayın KESER asla bu çagrılara kulak vermez. Yıllardır benzer önerilere ses olmadı.Ersen bey dışında ismi geçenler zaten son zamanlarda genel merkeze tam destek veriyorsunuz !Ersen beyin sizlerle aynı masada olacagına ihtimal vermiyorum !
Fuat bey öncelikle düne kadar ortalıkta olmayıp bugün yalancı pehlivan gibi dolaşanların Temad adına ahkam kesmesine son vermek gerekiyor, bizler üye olarak davaya destek verenler olarak tavsiyede de bulunuruz eleştiri de yaparız bunun muhatabı genel merkez, onların akıl ve mantıkla hareket etmesi dengeyi sağlaması gerekiyor.
Bravo diyorum Sayın Özdemir. Cesur ve özgün bir düşünce olmuş. İlk cümleniz zaten herşeyi açıklıyor. Herkes kafasını iki elinin arasına alsın ve düşünsün. “Haklı olabirim. Haksızlığa da uğramış olabilirim. Bazı konuları tasvip etmeyebilirim. Bazılarından haz etmeyebilirim de…” Hepsi bir tarafa… Eğer tekrar kurulabilecek köprüler varsa kurulsun. Tabii bir şartla herkes kendine düşen dersi alsın. Birbirine suçlayıcı ifade kullanmaktan kaçınsın. Buradan bir kelimeyle kırabildiğimiz insanlarla karşılaşıp konuştuğumuzda her şey çok farklı olabiliyor. Bu vesile ile bu zeytin dalını çok önemsiyorum. Eleştiri kültürünü daha kişiselleştirmeden…Saygılarımla…
TEMAD tarihinde hiçbir yönetime bu kadar büyük maddi ve manevi destek verilmemiştir; Yine TEMAD tarihinde assubaylar bu kadar farklı düşüncelere gruplara ayrılmamıştır. Bunun tek sorumlusu mevcut yönetimdir. Daha önce belirttim, farz edelim ki bizlerin her hakkını TEMAD alacak,peki üye olmayan destek vermeyenler bu haktan yararlanmayacaklar mı? ELBETTE YARARLANACAKLAR, o halde bizler gönüllü olarak destek verdiğimiz yönetimi alkışladığımız kadar eleştiri hakkına da sahibiz, mevcut yönetimden mucize beklemiyoruz onlar icra makamı değildir, tek isteğimiz üyelerine saygılı ve şeffaf kişisellikten uzak bir yönetimdir.TEMAD eleştirileri bir elin parmaklarını geçmeyen kişisel ego ve ikbal peşinde koşanlarla geçiştirip gündem değiştirmeye çalışıyorsa sözün bittiği yerdeyiz. Kimdir kardeşim Sami Başkaya gibi bir elin parmaklarını geçmeyen tetikçiler ? Bunların assubay sevdalılarından farklı olarak ne özelliği var ki mücadelede kendilerine rol biçmişler? Örneğin bu kadar tepkiye rağmen hala Sami Başkaya denilen müfteri çanta gibi her yerde başkanın yanında neden bulunuyor? Bunları sürekli yazıyoruz dikkate alınmıyorsa 10 tane ekip gidip genel başkanla konuşsa nafile. Yönetim kendi özeleştirisini yapmalıdır, eleştirileri önerileri dikkate alarak üyelerini kucaklamalı, genelkurmay ve hükümet nezdinde temsil görevini yapmalıdır, aksi halde bu kadar emeğe ve umutlara yazık olur.
Herkes konuya kendi penceresinden bakmamalı. Sn. Selçuk İçer’le ilgili de birkaç cümle yazmadan geçemedim. Sn.Selçuk İçer düşüncelerini hakaretle anlatmayı alışkanlık haline getirmiştir. Kimse düşüncesini muhatabına hakaret ederek anlatamaz, OYAK’ı acımasızca eleştireceğiz ama hakareti onaylamak mümkün değildir, buna rağmen meslektaş olarak tazminat konusunda desteğe hazırız sözümüze göz ardı ederek kasitli çarpıtanlar olmuştur.Yoksa kimse oh olsun dememiştir bu haksızlık ve vicdansızlık olur.Gösterilen tepki,Gn.Mrk. bu davaya gösterdiği desteği haklarımızla ilgili dava açan arkadaşlarımıza göstermemesinden, çifte standarttan konuyu kişiselleştirmesinden kaynaklanmaktadır.