Türkiye gazetesinden Balcicek İlter’in Genel Kurmay 2.Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile astsubayların artan intihar olayları ve sorunlarına yönelik cesurca yapılmış söyleşisini köşesinde okuduğumda aklıma gelen söz, Albert Einstein’in dediği gibi “ön yargıları parçalamak atomu parçalamaktan daha zordur“.
Anlaşılan artan intihar olayları ve yaşanan sorunlar karşısında, Genel Kurmay ve siyasiler kulaklarını tıkamışlar.
Sorular ayrıntılı olmasa da, muhataplarınca tahmin ediliyor. Cevaplar genel ve politik.
Özellikle artan intiharlar, 15 günde 7 astsubayın intiharı, anlaşılan pas geçilmiş…
Genel Kurmay 2. Başkanı şöyle ifade etmiş;
Memleketteki intihar oranlarına kıyasla TSK’dakiler daha az ve nedenleri buraya özgü değil. Çok önemli nedenlerin başında psikolojik sorunlar ve madde bağımlılığı geliyor. Bizim zamanımızda bir elin parmaklarını geçmezdi bu vakalar ama şimdi toplumun genelinde nasıl arttıysa buraya gelenlerin arasında da maalesef çok yaygın…’
MSB Bakanı İsmet Yılmaz, TSK’da durmak bilmeyen intiharlara yönelik eleştirileri cevaplamak adına yaptığı açıklamaları, İntihar Haberleri TSK’da Bulaşıcılık Riskini Artırıyor mu? Başlıklı yazımda aktarmıştım.
Söylemler hep aynı.
İntiharlar, silah altına alınan askerlik yükümlüleri yani erlerin sivil yaşantısına bağlanmış.
Ancak TSK’da, istihdam edilmek üzere tam teşekküllü Askeri Hastanelerde ince elenip sık dokunarak ‘’Askeri öğrenci olur’’ sağlık raporu ile alınan ve görevde iken, iki yılda bir periyodik muayeneden geçirilen muvazzaf astsubaylar ne oluyor da bunalıma giriyor, canlarına kıyıyorlar?
TEMAD’a göre ekonomik nedenler, mobbing, keyfi uygulamalar, son çıkan disiplin kanunu, eşitsizlik, umutsuzluk ve geleceğe olan güvensizlik astsubayları bunaltıyor ve de intiharı tetikliyor.
Orgeneral Güler;
Onları haklı gördüğüm tek alan tazminat talepleri… Emekli olduklarında karşılaştıkları tablo. Tek haklı gözüktükleri alan o. Onun da muhatabı biz değiliz. Hükumet de biz de farkındayız aslında. Hükümet yapmayalım demiyor ama onlara yaparsam herkes ister zammı, onlara da yapmak zorunda kalırım şimdi bu yükün altına giremem diyor.
Ancak, muvazzaf astsubaylar ve sorunları ortak olan emekli astsubaylar da diyor ki “Bizler herkes değiliz” kimseden zam veya sadaka istemiyoruz. Yok sayılan haklarımızla birlikte eşitlik ve adalet istiyoruz.
”Öncelikle şunu söyleyeyim, Balçiçek İlter ile çay getiren görevlinin durumu aynı olur mu? Ya da sizinle genel müdürünüzün durumu? Her şeyin bir hiyerarşisi, sıralaması var”
”Bana dair ne varsa her şeyi astsubayım bilir banka şifrelerimden mal varlığıma özel hayatımın detaylarına kadar, ben bilmem o bilir.”
Yukarıdaki ifadeleri ikinci kez okudum. Çay getirme işini, bildiğim kadarı ile TSK içerisinde Er’ler, özel işleri ise herkes kendisi yapıyor.
Ön lisans, lisans ve hatta doktorasını yapmış, takım, bölük komutanlığı, sevk ve komuta görevlerini ifa etmiş ve eden astsubaylara yani silah arkadaşlarına yönelik bu söylem ve örnekleme düşündürücüdür.
Astsubaylar emekli olsa da askerliği bitmiyor, seslerini çıkaran cezalandırılıyor. Nasıl mı?
“Genel Kurmay Tarafından Süreli, süresiz orduevlerine giriş yasağı, TEMAD (Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği) Genel Başkanı Ahmet Keser’ e “ 6 ay, orduevlerine girmeme cezası verilmiş” Suçu, saz çalmakmış öğrendiğim kadar…
daniscoban@gmail.com
twitter @daniscoban