Saygıdeğer Meslektaşlarımız,
Yıllardır yaptığımız mücadelede doğal olarak hep ekonomik haksızlıklarımızı ön plana çıkardık; ancak bizim mesleğimizin geleceği sosyal ve insanî haksızlıklarda gizli. Eylemlerde ön plana çıkardığımız konular dışında lütfen başta TEMAD yönetimi olmak üzere her meslektaşımız emek harcamalıdır.
DAĞINIĞIZ
Kimse kusura bakmasın, yazıyoruz, çiziyoruz ama asıl sorunumuzu bilmiyoruz. Başka bir deyişle düğümün hangi ilmikten çekince çözüleceğinin farkında değiliz.
Statü!
Üniversite bitirsin, yüksek lisans-doktora yapsın, devlet kapısına gidince deniyor ki “aferin, çok iyi yapmışsın, okumuş çocuksun ama sana bir şey veremem, sen assubaysın, eğitimin uygun olsa bile statün uygun değil.”
Türkiye’de iki kanun değişmez;
Biri OYAK Kanunu…
Diğeri assubayın kahrolası statüsünü belirleyen kanun…
Her ikisi de subayın çıkarına hizmet eder.
İki yıldır görevde olan TEMAD Yönetimi şöyle oturup, etraflıca önce kendi içimizde konuyu bilenlerle, kendi hukuk adamlarımızla “bizi ve sorunlarımızı” sonra da bilim adamları ile bir panelde, bir seminerde incelemeyi aklına getirdi mi?
DAĞINIĞIZ
Yasak savma kabilinden hazırladıkları bir kanun teklifi var TEMAD’ın, sıradan “kanun teklifi hazırlama tekniği” konusunda bilgisi olmayan birinin bile onlarca yanlış bulacağı bir teklif. Bir hukukçuya danışmak bu kadar mı zor?
DAĞINIĞIZ
Sürekli birbirimizi hedefe koyuyoruz, üye TEMAD’ı, TEMAD muhalif üyeyi, azıcık konu ile ilgisi olan, eli kalem tutanlar birbirlerini. Oysa bizler, hepimiz yaşadıklarımızın sebebi değil, mağdurlarıyız.
Söylenene değil, söyleyene bakıyoruz;
“O dediyse yanlıştır”
DAĞINIĞIZ
Ortak bir hedefte buluşamamışız, kimimiz tazminat, kimimiz derece diyor. Kimimiz başka şey, bir karmaşadır gidiyor. Ortak bir söylemimiz yok!
Sürekli maddi talepte bulunan arkadaşlar; Misal dilenciye beş lira yerine beş yüz lira verince dilenci dilencilikten kurtulur mu? O halde maddi talep yerine statümüzün değişmesi tek hedefimiz olmalıdır. Statümüz değişince maddi konular kendiliğinden çözülür.
DAĞINIĞIZ
TEMAD’a başkanlar seçtik ama “LİDER” seçemedik. Seçtiklerimiz ne yazık ki güç zehirlenmesi yaşayarak toplumu unuttu. Siyasi düşüncesi doğrultusunda kendi kariyerlerine odaklandılar.
Lider olamadılar.
SONUÇ :
SUBAY-ASSUBAYIN AYNI FAKÜLTEDEN MEZUN OLMASI, BAŞARI ORANINA GÖRE SUBAY VE ASSUBAY OLUNMASI, SUBAY OLACAKLARA AYRICA İLAVE EĞİTİM VERİLMESİ.
BİZİ HALEN ERBAŞ SINIFINDA GÖREN ZİHNİYETİN, İÇ HİZMET VE ASKERİ CEZANIN DEĞİŞTİRİLMESİ.
SUBAY AÇIĞININ SİVİL KAYNAK YERİNE ASSUBAY SINIFINDAN SAĞLANMASI,
SUBAYA TANINAN TÜM ÖZLÜK HAKLARININ BELLİ BİR ORANININ ASSUBAYA DA OTOMATİK OLARAK VERİLMESİ.
SOSYAL TESİSLERDE GENERAL SINIFI HARİÇ AYRIMIN KALDIRILMASI,!
Yukarıda da belirttiğimiz gibi konunun uzmanları ile görüşülüp, taleplerimiz kanun hazırlama tekniğine uygun geliştirilip, olgunlaştırılabilir.
Birbirimize laf sokmak yerine hazırlanacak ortak metin, siyasetçiden gazeteciye, milletvekilinden bakanlara, CUMHURBAŞKANLIĞINA bıkıp usanmadan gönderilmelidir.
BU ÜÇ KURUŞ FAZLA MAAŞ MÜCADELESİ DEĞİL, MESLEKİ ONUR, MESLEĞE YENİ BAŞLAMIŞ ASSUBAYIN HAKKINI KORUMA MÜCADELESİDİR.
Sorun bizim, çözüm biziz!
SİTE VE ASSUBAYLAR GÜÇ BİRLİĞİ YÖNETİMİ