ÇEVRE VE TEMAD DESTEĞİNİZİ BEKLİYOR

Erdal Günşer dedi ki:

Nacizane bazı konuların altını çizmek istiyorum. TAS-SEN hakkında bir takım eksik bilgiler olduğunu düşünüyorum. Dilimin döndüğünce ve aklımın yettiğince açıklamaya çalışacağım.
TEMAD kurulduğunda, kurulmasını gerektiren kanun hazırdı. Sadece yedi kişiyi bulup derneği kurmak idi tek sorun. Sonra da bizlere düşen kapıdan içeri girmek. Buraya kadar TEMAD’ın ne kadar kolay kurulduğunu ve üyeliğin ne kadar kolay olduğunu anlattım. Şimdi zorluğuna geleyim. TEMAD, icra makamlarının gözünde hiçbir etkisi olmayan, ancak gönlü hoş tutulması gereken derneklerden bir tanesidir. Önderlik ettiği eylemsel süreçleri de göz önünde bulundurarak, mevcut kanunlara göre işgal ettiği yere bakılırsa iğne ile kuyu kazmak gibidir yapılanlar. Maalesef yıllardır muhatap bulmakta güçlük çekiyor. TEMAD’ın eylemsel süreci ile gezi takvimleri bazen örtüşünce çok komik şeyler ortaya çıkıyor. Genel Merkezin düzenlediği İspanya, umre gibi organizasyonlar bizlerin sosyal medyadaki twet kampanyalarına, disiplin kanunu eleştirilerimize, intiharların protestosuna denk gelip de cep telefonuma gezi mesajları düşünce resmen dumura uğramıştım. Hatta açıp telefonu dedim ki,” lütfen bizler bu kadarına pes derken bana gezi mesajı göndermeyin.” Hatta telefonun ucundaki bayan bana kendisinin Deniz Kuvvetlerinde yıllarca çalıştığını ve bizim sorunlarımız için benden fazla mücadele gösterdiğini, gezi konusuyla eylemleri karıştırmamamı söylemişti. O bayandan fırça bile yedim bu çıkışımdan dolayı. Eylemsel beklenti bir tarafta, anıların tazelenip güzel vakitler geçirileceği organizasyonlar diğer tarafta…
Ya TAS-SEN… TAS-SEN’den biraz fazla şeyler beklemiyor muyuz? Gidin kanunen kurulun ve ondan sonra biz içini dolduralım diyoruz? Bu biraz hazırcılık olmuyor mu? Talep müessesesini yalnız mı bırakalım. Yoksa bizim arkamızda başkası var da o mu kuracak TAS-SEN’i? Varsayalım ki, getirip birisi bize hazır TAS-SEN kurup verdi. O zaman ne diyeceğiz? Kim? Neden? Nasıl?
Ama şimdi hepsinin cevabı hazır. Kim? Sendikayı biz kuracağız. Neden? Ekonomik, sosyal ve hukuki haklarımız için masada olmak istediğimiz için kuracağız? Nasıl? Çoğalarak talep edeceğiz? Çığ gibi olacağız.
Hatta sendika gibi onurlu bir mücadeleyi başlatırken, önümüzdeki zorluklara göğüs gererken, yanımızda olması gerekenlerin de söylemlerini not ediyoruz. Ama sadece not ediyoruz. Bizi paralelci yapanlar oldu. Generalci yapanlar da, Amerikancı yapanlar da, hatta Avrupa’dan gelecek olan hayali milyon Avroları da söyleyenler oldu. Kıt kanaat, kendi cebimizden başka güvencemiz yokken, suyun kaynağını da soranlar oluyor? Hangi su ise?
EURO–MİL’de gözlemci üye olmamızı, henüz üye olamamış olarak değerlendirmek ne kadar yanlış. Bizler oylanarak, oy çokluğuyla üyelik kazandık. Ancak gözlemcilik sıfatını almamızın tek sebebi kendi ülkemizdeki hukuki altyapıyı tamamlayıp üye kaydedebilme yetisi kazanmamış olmamızdır. Yasal olarak üye kaydettiğimiz zaman tekrar kapıda bekleyip EURO-MİL üyeliği için oylanmayacağız. Artık biz o ailenin içindeyiz.
Soracak olursanız yine, işte böyle ilerliyoruz sendikal mücadelemizde… Henüz kanunlar karşımızda. Ama Anayasamız kesinlikle sendika kuramazsınız demiyor. İmza koyduğumuz uluslararası anlaşmalar, demokrasinin uygulandığı ülkelerdeki örnekler yanımızda. Kim bilir belki bir gün çok kızdıracağız birilerini, belki yaftalayacaklar yukarıdaki sözlerin de yardımıyla… Kim bilir kelepçeyle de tanışacak bileklerimiz… Olsun, helal olsun… Bu yol haklı bir yol…. Saygılarımla…