ASSUBAY EĞİTİM ÇALIŞMA GRUBU İLK TOPLANTISINI BEYLİKDÜZÜ LİVELLO OTELDE YAPTI.
ASSUBAYLARIN DÖRT YILLIK FAKÜLTEDE OKUMASINA KİMİN İTİRAZI OLABİLİR.
Assubayların subaylarla birlikte aynı fakültede dört yıl süre ile eğitim almaları, meslek yüksekokullarının kaldırılması konusunda oluşturulan Assubay Eğitim Çalışma Grubu ilk toplantısını 05 Mart 2017 günü Beylikdüzü Livello otelde gerçekleştirdi.
Assubay tarihi konusunda Hamdi Öyke, Assubay kimdir, hakları nelerdir konusunda Fahrettin Bağrı, Türkiye Emekli Assubaylar Derneği olmak üzere Assubay hak ve emek mücadelesinde neredeyiz konusunda Adnan Fuat Özdemir, Assubayların ve emeklilerin geleceği konusunda Cengiz Erten, Astsubay eğitim medya tanıtım konusunda Zafer Uğur Özenbirkan konuşmalar yapmıştır.
Assubayların dört yıllık eğitiminin emekli assubayların birinci önceliği olduğu, kamuoyunu bilgilendirmek üzere bu tür toplantıların Ankara, İzmir, Eskişehir, İstanbul Anadolu yakası başta olmak üzere Assubayların ve emeklilerin yoğun olduğu illerde yapılması, TEMAD Genel Başkanlığı ve Şubelerinin çalışma grubu içerisinde yer alması gerektiği, TEMAD Genel Merkezin yapılan çağrı ve daveti dikkate almamasının düşündürücü olduğu, katılım gösteren ve katkı sunan herkesin ayrım gözetmeksizin bu grubun asli üyesi olduğu, TEMAD Genel Merkez seçimleri ile bu grubun bir bağlantısının bulunmadığı sonuç metninde yer almıştır.
Sayın Hamdi öyke tarafından sonuç bildirisi okunarak toplantıya son verilmiştir.
KAMUOYUNA SAYGILARIMIZLA,
Assubay haklarını yüzeye çıkarmanın, bu günlere ulaşmanın heyecanı ve mutluluğu içerisindeyiz. Assubay olarak, önce insanız. Birleşmiş milletler insan hakları evrensel beyannamesi, içeriğindeki, İnsan haklarımızı arama çabasındayız. Çalışma ortamımızda duçar olduğumuz haksızlıklar. Kurumsal ortamda, okulsal ayırımlı bahaneler ile, alt statü –üst statü uyduruk oluşumlar ile kast sistemi benzerinde, kişilik haklarımıza olumsuz yaklaşımlar, reva görülen küçümsemeler kabul edilemez.
Can pahasına sunduğumuz alın teri, emek ve bilinç yüklü çabanın değerlendirme aşamasında muhataplar tarafından duyarsızlığa itilmesi, adaletin ters ve tek yönlü uygulanması, emek unsurunda fiili payı olmayanların, hak kullanımında öne geçirilmesi assubaylara yapılan en büyük haksızlıktır.
Çağdaş ve medeni ülkelerde uygulama olanağı bulamayan haksızlıklar, ne acı ki ülkemizde haksızlığa uğramamıza neden olmaktadır. Haklı olduğumuzu ve işimiz çok zor olduğunun farkındayız. Çünkü hak içeren yasa layihalarının hazırlandığı kurum birimlerin etkili olan bizler değiliz. Oluşan tam yedi tazminat bunun bariz örneğidir.
İçimizde yeterli derecede akademik eğitim, bilgi ve tecrübesi olan arkadaşlarımız olmasına rağmen duyarsızlıkla görmezden gelinmektedir. Mevcut statüko bilinçli verilerimizi, çalışmalarımızı, sunma ve kullandırma olanağı vermemektedir.
Siyasi partiler danışman kadrolarında Assubay emeklilerine yer vermemektedirler. Partilerin, STK.ların ve meslek odalarının orduya bakışı ve değerlendirmeleri ne yazık ki emekli generaller veya emekli subayların yorum ve değerlendirmeleri üzerinden yapılmaktadır. Ordunun bel kemiği assubayların ne düşündüğü, ne yaptığı dikkate alınmamakta, temsilcilerinin söylem ve sözleri yeterince kamuoyunda değer verilmemektedir.
Eğitimli olsak da, kariyerimiz yok sayılmaktadır. ikinci sınıf insan, muamelesi yaklaşımlar asla kabul etmiyoruz. Gerçekler ile örtüşmeyen. ”çalışmalar başlamıştır- ya da çalışmalar devam ediyor.’’ şeklinde sonuçlanmayan umutsuz çalışmalara itibar etmiyoruz. Meçhule giden bir gemi misali bize verilen sadece umuttur. Alın terimizin gözyaşlarına karıştığı, gözyaşlarımızın beslediği ortamı ve mutsuzluğu yaşıyoruz. Yaşatılıyoruz.
Yoksulluk ve geçim sıkıntısı içinde geçen konumumuzda bize reva görülen yaklaşım umursamazlıktır. Emekli olup ikinci bir işte çalışan, açlık sınırının altında yaşamakta olan bizleriz. Yıllarını bu ordunun yükünü taşımaya veren assubayların, uzmanların ve res’en emekli edilenlerin insanca ve hakça yaşayacağı bir düzene geçene kadar mücadelemiz devam edecektir.
Anayasamız hükmü gayet açıktır. Sonunda kazanan biz olacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Hiçbir şey eskisi gibi asla olmayacak. Tek amacımız sınıfımızın hak ve onur mücadelesidir.
Ordu bir bütündür. Rütbelilerin alacakları mesleki eğitim bir bütündür, okulları farklı olamaz. Aynı amaç için farklı fakültelerde eğitim almalarını sağlamak ayrışmanın temelini oluşturmaktadır. Bu kabul edilemez bir durumdur. Bunu önlemenin tek yolu lider kadrolarının tek çatı altında temel dört yıllık fakülte eğitiminden geçmesidir. Bir an önce meslek yüksek okulları kaldırılmalıdır. Eğitimde fırsat eşitliği sağlanması halinde elde edilen haklar doğal olarak emekli ordu mensupları arasında ki ayrımcılığa da son vereceği kanaatindeyiz.
Saygılarımızla.
ASTSUBAY EĞİTİM ÇALIŞMA GRUBU
KAMUOYUNA SAYGILARIMIZLA,
Assubay haklarını yüzeye çıkarmanın, bu günlere ulaşmanın heyecanı ve mutluluğu içerisindeyiz. Assubay olarak, önce insanız. Birleşmiş milletler insan hakları evrensel beyannamesi, içeriğindeki, İnsan haklarımızı arama çabasındayız. Çalışma ortamımızda duçar olduğumuz haksızlıklar. Kurumsal ortamda, okulsal ayırımlı bahaneler ile, alt statü –üst statü uyduruk oluşumlar ile kast sistemi benzerinde, kişilik haklarımıza olumsuz yaklaşımlar, reva görülen küçümsemeler kabul edilemez.
Can pahasına sunduğumuz alın teri, emek ve bilinç yüklü çabanın değerlendirme aşamasında muhataplar tarafından duyarsızlığa itilmesi, adaletin ters ve tek yönlü uygulanması, emek unsurunda fiili payı olmayanların, hak kullanımında öne geçirilmesi assubaylara yapılan en büyük haksızlıktır.
Çağdaş ve medeni ülkelerde uygulama olanağı bulamayan haksızlıklar, ne acı ki ülkemizde haksızlığa uğramamıza neden olmaktadır. Haklı olduğumuzu ve işimiz çok zor olduğunun farkındayız. Çünkü hak içeren yasa layihalarının hazırlandığı kurum birimlerin etkili olan bizler değiliz. Oluşan tam yedi tazminat bunun bariz örneğidir.
İçimizde yeterli derecede akademik eğitim, bilgi ve tecrübesi olan arkadaşlarımız olmasına rağmen duyarsızlıkla görmezden gelinmektedir. Mevcut statüko bilinçli verilerimizi, çalışmalarımızı, sunma ve kullandırma olanağı vermemektedir.
Siyasi partiler danışman kadrolarında Assubay emeklilerine yer vermemektedirler. Partilerin, STK.ların ve meslek odalarının orduya bakışı ve değerlendirmeleri ne yazık ki emekli generaller veya emekli subayların yorum ve değerlendirmeleri üzerinden yapılmaktadır. Ordunun bel kemiği assubayların ne düşündüğü, ne yaptığı dikkate alınmamakta, temsilcilerinin söylem ve sözleri yeterince kamuoyunda değer verilmemektedir.
Eğitimli olsak da, kariyerimiz yok sayılmaktadır. ikinci sınıf insan, muamelesi yaklaşımlar asla kabul etmiyoruz. Gerçekler ile örtüşmeyen. ”çalışmalar başlamıştır- ya da çalışmalar devam ediyor.’’ şeklinde sonuçlanmayan umutsuz çalışmalara itibar etmiyoruz. Meçhule giden bir gemi misali bize verilen sadece umuttur. Alın terimizin gözyaşlarına karıştığı, gözyaşlarımızın beslediği ortamı ve mutsuzluğu yaşıyoruz. Yaşatılıyoruz.
Yoksulluk ve geçim sıkıntısı içinde geçen konumumuzda bize reva görülen yaklaşım umursamazlıktır. Emekli olup ikinci bir işte çalışan, açlık sınırının altında yaşamakta olan bizleriz. Yıllarını bu ordunun yükünü taşımaya veren assubayların, uzmanların ve res’en emekli edilenlerin insanca ve hakça yaşayacağı bir düzene geçene kadar mücadelemiz devam edecektir.
Anayasamız hükmü gayet açıktır. Sonunda kazanan biz olacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Hiçbir şey eskisi gibi asla olmayacak. Tek amacımız sınıfımızın hak ve onur mücadelesidir.
Ordu bir bütündür. Rütbelilerin alacakları mesleki eğitim bir bütündür, okulları farklı olamaz. Aynı amaç için farklı fakültelerde eğitim almalarını sağlamak ayrışmanın temelini oluşturmaktadır. Bu kabul edilemez bir durumdur. Bunu önlemenin tek yolu lider kadrolarının tek çatı altında temel dört yıllık fakülte eğitiminden geçmesidir. Bir an önce meslek yüksek okulları kaldırılmalıdır. Eğitimde fırsat eşitliği sağlanması halinde elde edilen haklar doğal olarak emekli ordu mensupları arasında ki ayrımcılığa da son vereceği kanaatindeyiz.
Saygılarımızla.
ASTSUBAY EĞİTİM ÇALIŞMA GRUBU