Hamalların teşkilatlandığı Tahtakale’nin dar sokaklarından aldığınız yükleri siz taşıyamazsınız. Bazen yanımda oğlumla ticaret yaptığım dönemlerde, sırtımızdaki yükleri Süleymaniye camiinin otoparkındaki aracıma ikimiz çıkarırdık. Daha ağır yükleri omzuma ben, alırken oğlum Gökhan ufak poşet ve çantaları taşırdı. Bizi seyreden bir esnaf bana seslendi ”Hamal, İşin bitince bana gel” Yüklemeyi bitirdim ve bir çay içmek hevesiyle, dükkanının önündeki küçük tabureye oturdum.
Güldüm.
Oğlum sinirlendi.
Sevinmiştim. Oğlum belki de benim ömrümce anlatamayacağım dersi o esnaftan alacaktı. Fakat ben de öğrendiklerimle Sendikalı olmanın faydasını o gün öğrenmiştim.
Bak evlat buradaki bir hamalın günlüğü 100-150 liradır. Öyle her önüne gelen burada hamallık yapamaz. Hamal olmanın hava parası burada 5000 liradan başlar.
Burada hamallığın teşkilatını; Siirt’ten İstanbula gelen Zaro Ağa kurdu. Bir ilke imza attı.
Hamallar Zaro Ağayı kendilerinin başı sayarlar, 157 yaşında öldüğünde tüm hamallar bir hafta yas tuttular.
Hamallıkta katı bir teşkilatlanma var. Çalışmaları olabildiğine sert kurallarla ve sistemli olarak gerçekleşiyor. Bir hamalın çalışma saati sabah 09:00’da başlıyor, 18.00’e kadar sürüyor. Öğle yemeği için bir saatlik paydos var. O saatte hamallar kesinlikle yük taşımıyorlar. Yük olsa bile taşıma işine ara veriyorlar. Yani bir devlet kurumundaki mesai burada da geçerli. Hamalların çalışıp çalışmadığını denetleyen ayrı görevliler bulunuyor. Herhangi bir hamalın yüz kızartıcı bir suç işlemesi halinde görevine ya son veriliyor ya da geçici olarak bir süre iş yaptırılmıyor. Bu olaya “yolsuz etmek” adı verilir. Bu yolsuz etme cezası bazen bir gün, bazen bir hafta bile sürebiliyor.
Düzeninden taviz vermeyen bir sistemle işleyen hamallık teşkilatı İstanbul’da bölge bölge parsellere ayrılmış durumda. Mesela; hamallar kendi aralarında Tahtakale bölgesini üç bölüğe ayırmışlar. Bölükler, Asma altı, İpçiler, Kazcılar hamal bölüklerinden oluşuyor. Bir bölük diğerinin sınırları içinde mal taşıyamıyor, mal indirip—bindiremiyor. Bir hamal bir hamal grubunun bölgesinde mal taşıyamadığı gibi, bir vatandaş da bir hamal bölgesinde kendi malını taşıyamıyor. Bir esnaf dükkanına gelen malı arabadan kendisi indiremiyor. Bununla da kalmıyor; hamal mafyası yüzünden bir iş hanının bir katından bir katına dahi bir malı taşıyamıyorsun. Hamallar elinden alarak malını taşıyorlar. Parayı da istersen ödeme!
Bölgelerin hamallarının yanı sıra iş hanlarının içinde ayrı hamal grupları var. Bir bölgeden bir bölgeye bir yük taşınacağı sırada mallar şu sıralamadan geçmek zorunda, tabii vatandaşa taşıttırılmadan: Önce malın çıkacağı iş hanından bir grup hamal malı iş hanının dışına çıkarır, dışarıya çıkarılan malı bir başka hamal grubu kamyona yükler, eğer mal bir başka bölgeye gidecekse, yükün indirilmesi de o bölgenin hamalı tarafından yapılır. Daha sonra indirilen mal oradaki iş hanının içindeki hamallar tarafından esnafın iş yerine götürülüyor. Böylesine yapılan hesaplar, masum görülen hamallığın aslında gerçek yüzünü ortaya koyuyor. Tabii tek sorumlu bu mesleği mafyalaştıran kötü niyetli insanlar.
Hamalların bölgeleri parsellediklerini dile getiren Yeşil direk esnafı çok şikayetçi:
“Kendi dükkanımıza kendi malımızı taşıyamıyoruz. Adamlar çete olmuşlar. Güya seçimle kahyalar seçiliyor ama bu seçimler göstermelik. Esnafa kıyağı kim geçiyorsa o seçiliyor. Bazen de malını taşıttırmak zorundasın, o zaman da taşımıyorlar ya da çok fazla para istiyorlar. Malını taşıttırmayanları dövüyorlar bile.”
Oğlumun gözü fal taşı gibi açılmıştı.
Üniversiteyi başarıyla bitirdi. Şimdi ikincisini bitirmek üzere. O günden sonra adeta bir Arap atına dönmüştü.
Astsubay olarak meslekte yıllarca çalıştık. Şerefimizle emekli olduk. Açlık sınırının altında emekli maaşımız.
Meslekteki kardeşlerimizin de sorunları, haklı talepleri, şikayetleri var. Bizim galiba başaramadığımız sorunları birlikte aşmak sadece sendikalaşmaya bağlı.
Temad’da bizim sevdamız, ısrarla söylüyoruz. Ancak görevdeki ve emekli kardeşlerimiz bizden çözüm adımlar beklemekteler. Bunu kim atarsa atsın. Allah Assubaylar için bir tuğla koyandan razı olsun.
Bir hamal örgütlü çalışırken ve bunu başarırken, biz neden başaramayalım?
Yıllarca ordumuzun sırtımızda yükünü çektik. Şimdi 4×100 bayrak yarışında, bayrağı teslim ettiğimiz kardeşlerimizde koşmaktalar. Onlara iyi ve yaşanabilir bir dünya teslim etme peşindeyiz.
Eleştirenlere teşekkür ederiz. Biz bir gurup inanmış ekibiz.
Avucumuzdaki kalemi kendi hür vicdanımızla yazarız. Onu başkasına yazdırmayız.
Bizi kullanacak, beynimizi satın alacak da, daha anasından doğmadı.
TEMAD bizim gözbebeğimizdir, ayrımız, ayrılığımız yoktur.
Şeytan da boş durmuyor, Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
ŞEYAN AZAPTA GEREK,
İNSAN SURETİNE BÜRÜNMÜŞ ŞEYTANIN ADI DA”TAGUT”TUR.
“Hüküm vermek yalnızca Allah’a aittir.” [Yusuf: 40]
İŞLENMEMİŞ GÜNAHIN HESABINI ALLAH DA SORMAZ.
Sendikanız hayırlı olsun!…
Ahmet ZENGİN
Bizler hiyerarşiye saygı içinde bazılarının macera olsun diye 48 saat dayanamayacağı şartlarda gerektiğinde imkansızı başararak ülkemize ordumuza hizmet ettik. Tek talebimiz adalet olmasına rağmen bizzat kendi kurumumuz bizden esirgedi, lafla peynir gemisi yürümediği gibi lafla TSK aile olmuyor. Adalet olmayan yerde hiçbir şey olmayacağını inşallah acı tecrübelerle öğrenmeyiz. SADECE ADALET İSTİYORUZ…
Bize uygulanan adaletsizlikleri bizzat yaşayan site yönetimin önerilerini değerlendiren meslektaşımızın evladı İzmir MV. Sn.Murat BAKAN’a ve adaletin gerçekleşmesi adına bizlere destek veren diğer millet vekillerimize desteklerinden dolayı sonsuz teşekkürler.