Üstü örtük, ön yargısız, yüzeye çıkan dertlerim var,
sunarım Sayın Başkanıma.
İnternet sayfalarında gezinirken,
önemli bir habere rastladım.
Konu:
Assubayların karşılaştıkları sorunları içeren toplantı yapılmış.
assubayların, yaşamlarındakı zorlukların giderilmesi,
olduğu yazıyordu haberde.
Brifing türünde yapılan toplantıda bulunamadığımız için
konunun tam içeriğini bilemez durumdayım.
Bilebildiğimiz, makaleyi yazan sayın arkadaşımız İçer’in sunumu ile sınırlıdır.
Toplantı 09-11.Şubat.2015 tarihinde yapılmış.
173 assubayin katıldığı yeni oluşum (uygulama),
*Komutanlık Astsubayı* ismi ile maruf,
Gnkur toplantı salonunda olmuş.
Assubaylara olanaklar içeren, gerek yaşamlarında, gerekse ekonomik şartlarda
daha huzur dolu, mutlu, onurlandırıcı ortam ve sonuçlar getirecektir mutlaka.
Ancak burada unutulanlar var gibi!
Unutulmamasi gereken konular da var elbette.
Astsubay *emeklileri*!
Hizmetin oldukça ağır yükünü taşımış olanlar var.
Omuzlarında trilyonluk zimmetini yüklenmiş,
zor şartlarda, en verimli çağlarında…
Ama şimdi emekli, çare arayan, çaresiz, gücünü yitirmişler.
Gücünün üzerine, gayretleri ile devlete hizmet verip emekli olanlar var.
Bunlar da sizlerin, geçmişten gelen personeliniz olmalı!
Orduevlerinde, dinlenme tesislerinde, sosyal tesislerde rastladıklarınız.
Şimdi hayli mağdurlar.
Bazen, hata yapanlara hata yaptın deyip, hak kısıtlaması ile
orduevi yasağı getirdikleriniz var ya hani?
Bu bir adı konmamiş yaptırımdır.
Bunları sizler biliyorsunuz.
Bilemeseniz bile, zaman zaman sizlere bilgi akışı nedeni ile sızlanmaları aktarılıyor.
Bunlara duyarsız kalamazsınız.
Yaralar derin, zaman içinde daha da büyür nitelikte.
Açlık sınırına dayanmakta gibi.
Suskunluğunuz, çile çekenlerin yaralarına merhem olmuyor!
Bunlar da sizlerin geçmişlerinden gelen hizmet yoldaşlarınız.
Hizmetlerini sizler aldınız devlet adına.
Onları koruma görevi de,
devlet adına sizlere düşüyor olmalı.
Şehitliğe yakın yerlerde görev yapma olgusunda canlarını ortaya koyanlardır,
bunlar…
Sivil memur değiller,
bunlar…
Görev esnasında *dolu zaman (ful time)* çalışanlardır.
Mesai kavramından uzak!
Nöbet, tatbikat, amir ayrılmadan ayrılamaz ”görev ortamından”!
“Mesai bitti, benim de işim bitti” diyemeyenlerdir.
Yasalar gereği uyumdan başkaca çare yok.
Gerektiğinde, canları pahasına hiyerarşi konumuna uyumlu, itaatkar olmuşlardır.
Şimdi emeklidirler.
Emir komuta zincirine bağımlı 24 saat görevli,
görevi başında devlete üstün hizmet yapanlardır.
2., 3. dereceden emekli maaşı alanlar var.
Bunların bazıları,
eğitimli, lisanslı, üniversite kariyerli.
Verdikleri hizmette bilinçli, lisans içerikli.
Görmezden gelinir!
Devlete verilen hizmetlerin ölçütü.
eğitim, bilinç, eğitilmişlik ise,
devlet;
aldığı bilinçli hizmetin tam karşılığını verdiği söylenemez!
Eksik eğitimli ile yüksek eğitimli aynı terazinin kefelerinde tartılmakta.
Sonunda da eşit görülmekte!
Fark görülmemekte, gösterilmemekte!
Senin adın; astsubay.
Konumun bu! Yeni mezun ile 30 sene hizmetli eşit!
Aşama yok!
Çağdaş ülkelerde yaklaşım bu değil.
Tüm bunlar gerçek.
Kanıtları bordrolar, Emekli Sandığı kayıtları.
Burada eşit süreli eğitimlilerin,
eşit faydalanmalarından uzaklaşma var gibi.
Benim gibi.
Kaderleri, assubay olmaları.
Başlangıçta assubay okulunu seçmeleri.
Sadece tek fark, o!
Okulsal kayırım var gibi.
Ama, hizmet ortamı, verilen hizmet aynı.
Eğitilmişlikte süre eşit; bazan artılı.
Hatta fiiliyatta yük daha da ağır.
Aynı süreli eğitimliler, aynı ortamda görev yapmışlar.
Onların üç katı, emekli maaşı alanlar varken
emeklilikte yoklukla mücadele içinde olanlara olmalarına,
izin vermeyecek olan, sizlersiniz.
Genelkurmaydır.
Diğer kurumlarda,
kurum liderleri personelinin haklarını korurken,
suskunluk, gerçekleri görme isteğinden uzak gibi.
Sizler de güçlü bir kurumun liderisiniz.
Sizlerin de bu mağdur personelinizi koruma göreviniz olduğunu bilmelisiniz.
Sizleri biliyor, kabul ediyoruz.
Üst statüden emekli olup da hak arayanların, sizlere kolay ulaşması olası.
Bizler ulaşamadığımız için, dertlerimizi.
mektuplarla sizlere ulaşma, ulaştırma çabaları, ortamları arıyoruz.
Lütfedip okursanız,
düşünün ben: 1965 Ankara Üniversitesi mezunu, lisanslı assubayım.
Gerçekte 82’lik, beklentilerini yaşamla yitirmiş bir ihtiyar.
Yine, sizlerin yazılı izniniz ile,
görevde iken 11 sene, emekliliğimde 15 sene sivil liselerde,
askeri görevimi aksatmadan öğretmenlik, okutmanlık, yapmış biri.
Fransızca ticaret hukuku okutmuş biri.
Okuldaşlarım şu anda Anayasa Mahkemesi Başkanı!
Her iki muhalefet partisinin lideri!
Bu, okuldaşlarımın yaşam başarıları.
Okuldaşım oldukları için kıvançlıyım.
Ancak, 2000 yılından sonra
emeklilikte haklarım, maaşım, unvan söylemi ile kısıtlandığı için üzgünüm!
Burada sizlere anlatmak istediğim,
bu tür toplantılar muvazzaf arkadaşlarla yapılırken,
onların sizlere sunabilecekleri,
sorunlarını anlatmaları,
hiyerarşi nedeni ile kısıtlı olabilir.
Emekli olmuş arkadaşları da dinlemelisiniz.
1300-1400 TL. emekli maaşı ile yaşam çilesi çekenleri,
yetmezlik ortamında ev geçindirenleri,
çocuk okutmaya çalışanların dertlerini de paylaşmanızı dilerim.
Saygılarımla.
17.02.2015
Mehmet KAYALI