Sayın arkadaşlarım, OYAK haklarımızın hisse netlerine dayandırılması konusunun bir adımı olarak rezervlerin gerçek değer üzerinden hesaplanması için Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde açtığım dava sonuçlanmış ve ret edilmiş, 1100 lira avukat vekâlet ücreti ödemem kararı verilmiştir.
TBMM’de görüşülmekte olan kişilerin Anayasa Mahkemesi’nde dava açması kanununun yürürlüğe girmesinden sonra, Anayasa Mahkemesi’nde ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) dava açabilmem için, 15 gün içinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde (KARAR DÜZELTME) talebinde bulunmam gerekmektedir.
Önümüzdeki 15 gün içinde karar düzeltme talebinde bulunup bulunmayacağıma karar vereceğim.
Arkadaşlarımın bilgisine sunuyorum.
KOMUTAN EMİR ERİNE SORMUŞ…
BU VATAN KİMİN?
ASKER DURALAMIŞ…
OĞLUM KORKMA SÖYLE KIZMAYACAĞIM…
BARIŞTA SİZİN, SAVAŞTA BİZİM KOMUTANIM…DEMİŞ…
Subay-Assubay-Jandarma uzman-uzman erbaş-sivil memur-sivil işçi-er bölünmesi yetmemiş olacak ki,ayrıcalıkların daha belirgin olması ve kast sisteminin daha gözlere sokulması adına subaylar arasında da özlük hakları bakımından şimdi bir de Kurmay-sınıf subayı olarak böldüler.Şimdi ben merak ediyorum. Yarın bir savaş söz konusu olduğunda,bu kadar bölünmüşlükten hangi babayiğit yeniden bir bütün çıkarabilecek. Bu günkü Kurmay anlayışından yeni bir ATATÜRK çıkmasının da mümkün olmadığı görülüyor.Kim hangi yeteneğiyle ihtiyaç olduğunda Askeri bütünlüğü nasıl sağlayabilecek.TSK tanımlamasını kullanmak istemiyorum çünkü onun da anlamını Türk Subay Kulübü olarak değiştirmeyi başardılar.Bu kısaca VATAN HAİNLİĞİ DEĞİL Mİ? Orduyu bu derece bölüp-parçalayarak yıpratmak kimlerin işine eliyor ve kime yarar sağlayacak.Bu soruların cevabını verebilecek bir yetkili var mı acaba?
Sayın Çam, daha dün BİMER’den başbakana ”yapılan son zamla birlikte subay-asb arasında uçurum oluştuğunu birbirine güveni kader ortaklığını bırakın düşmanlık duyguları nedeniyle TSK nın gün geçtikçe zayıfladığını, EMİR KOMUTA ZİNCİRİNİN koptuğunu,belki de istenenin bu olduğunu, subayların camiamıza yaptığı hak ihlalleri ve kanunsuz uygulamalar ile hak kayıplarının bunda büyük etken olduğunu, herhangi bir sefer durumunda (ben IRAK ORDUSUNU örnek göstermiştim siz MISIR,)ordunun içten çözülmeler nedeniyle ırak ordusundan da beter bir durumda savaş kabileyetinin büyük kısmını kaybettiğini,bu durumun düzeltilmediği takdirde ordunun savaşmasının zor olduğunu,güneydoğuda son yıllarda yaşanan başarısız operasyon icra faaliyetlerinde meydana gelen çoğunluk kayıpların anılan nedenlerden ötürü moral /motivasyon eksikliğinden meydana geldiğini, muvazzaf-emekli assubayların patlama noktasında olduğunu yakında büyük bir eyleme-protesto yürüyüşüne kalkışılacağını,UZMAN PERSONELİN DE aynı durumda olduğunu ,büyük olasılıkla ortak eylem kararıda alınabileceğini” yazdım. BİZDEN SÖYLEMESİ DUYARLAR DUYMAZLAR,AMA BU ŞİKAYETLERİN ÇOĞALMASI GEREKİYOR,BİMERDEN BİNLERCE DİLEKÇENİN BAŞBAKANLIĞA GÖNDERİLMESİ GEREK ÖLÜ TOPRAĞINI SİLKELEYELİM ARTIK AYAĞA KALKIP HAKLARIMIZIN PEŞİNDE OLMA ZAMANI…
Dünyanın en tehlikeli silahının ölümü göze almış insan olduğunu biliyoruz.
TSK son olaylarla büyük bir itibar kaybetmiş, bu en çok bizleri üzmüştür. TSK’nın sistematik bir şekilde yıpratılmaya çalışıldığı konusunda bilgiler var ama TSK personeli arasında ayırım yaparak bizim vatanseverlik duygularımızı istismar ederek kurumu yeteri kadar yıpratıyor. Disiplini ve ordunun savaş gücünü baskı ile kuracağını zannedenler inşallah hüsrana uğratılmaz. Bizim vatanseverlik duygularımız daha ne kadar istismar edilecek? Adaletsizlik görevdeki kardeşlerimizin moral motivasyonunu ve hizmet verimliliğini düşürdüğü gibi emeklilerin de kurumlarına olan saygısını kaybetmesine neden olmaktadır .Herkes şapkasını önüne koyup düşünmelidir