100’ün üstünde bestesi 3000’in üstünde şiiri bulunan Kralboğa’nın 1999 yılında TRT repertuarına alınan bestesi İstanbul Radyosu solistleri tarafından söylendi.
Yayımladığı ilk şiir kitabı ‘Beni Ondan Ayırma‘ gitti gidiyor.com’da ‘antika eser’olarak satışa çıkarılmış durumda.
İstanbul Anadolu Yakası’ndaki tek şiir derneği olan ve yüzlerce şiir programı gerçekleştiren Kral Boğa Şiir Derneği’nin kurucusu şairbestekar nam-ı değer Kral Boğa dergimizin bu ayki sanat konuklarından biri.
İnsanların daha çok, ekonomik kaygılarla boğuştuğu, televizyon başında kalmayı tercih ettiği ve sanatsal faaliyetlere, sanatçılara hak ettikleri ilginin pek de gösterilmediği şu dönemde; bir şairin sanat bayrağını inat ile ön saflarda taşımasının öyküsünü bizzat kendisinden dinleyeceğiz…
Diyarbakır’da askeriyenin içinde bir koro kurdum ve yönettim. Defalarca konserler verdim. Üstdüzey komutanlarımdan biri bana ‘sen Kırboğa değil Kralboğasın‘ şeklinde iltifat etti. (1979) Kralboğa lakabı buradan gelir.
Adım Erdoğan. Soyadım Kırboğa. 1944 Kırşehir doğumluyum. Evli ve iki çocuk babasıyım. Ankara Edebiyat Fakültesi mezunuyum. Hava Kuvvetlerinden emekliyim. 1982 yılından bu yana Maltepe’de oturuyorum. Çevrem beni Erdoğan Kırboğa olarak değil, Kralboğa olarak tanır. Önceleri ‘adam kendini kral sanıyor‘ diye bu adı kullanmıyordum.
Fakat arkadaşlarım ısrar ettiler, 1998 yılından bu yana kullanıyorum.
Ortaokulda Aysel diye bir kızı sevdim (Şimdi hanım kızacak) İlk şirimi onun için yazdım.
‘Bu gönül ayrılmıyor senden’ 19 yaşında da rast makamında besteledim.
Her şey beklide ilkokul 2.sınıfta başladı. Müzik öğretmenimiz ‘Haydi Kırboğa bir türkü söyle de bütün sınıfı geçireyim‘ dedi. ‘Dere boyunda saz olur/ Aşıklarda naz olur‘ türküsünü söyledim, tüm sınıf 3’e geçtik…
‘Seni sevdim güzelim/ Deli gibi gezerim/ Seni bir gün görmesem/ Acep ben ne ederim/ aman aman aman/
Daha sonra ardı arkası kesilmedi. Yani bende şiir ve beste aynı anda başladı ve gelişti. Yazdım, besteledim, okudum. Gördüğünüz gibi halen devam ediyorum. 100’ün üze-rinde bestem 3000’in üzerinde şiirim var.
Kralboğa şiir topluluğu 2000 yılında Maltepe’de oluşmuştu. Bu topluluğu 2004 yılında şair ve bestekar arkadaşlarımla resmen dernek haline getirdik. 20 kişi ile toplanmıştık.
Şuan 100’e yakın üyemiz var. Bu dernekle Maltepe, Kartal, Pendik, Üsküdar, Beykoz ve daha birçok farklı noktada 84 şiir programı yaptık.
Bu dinletilerimize günümüzün birçok tanınmış şairi ve bestekarı da konuk olarak katıldılar.
Dinletilerimizi sürdüreceğiz. Uzun süredir de bir şiir dergisi çıkarmaktayız. Bu dergide bölgemizdeki şairlerin amatör profesyonel şiirlerine yer vermekteyiz.
Kapımız tüm sanatseverlere açık…
Geceler yollar gibi, bitmek bilmiyor
Şu başımda bin dert var, gitmek bilmiyor.
Gönlümün yangınına seller yetmiyor
Yıllar yılı gülmedim, gülmedim gitti.Nasıl edeyim, nere gideyim şaşırdım kaldım.
İpin ucunu, gönül kuşunu kaçırdım kaldım.Yuvasız kuşlar gibi dallardayım ben
Yaralı bülbül gibi bağlardayım ben
Şaşırmış avcı gibi dağlardayım ben
Yıllar yılı gülmedim, gülmedim gitti.Nasıl edeyim, nere gideyim şaşırdım kaldım
İpin ucunu, gönül kuşunu kaçırdım kaldım.
Kralboğa ulusal televizyon ve radyolarda sık sık konuk edilmiş program yapmış.
(TGRT, Ankara Polis Radyosu, Star Fm, HBB, BRT, Flash Tv, Medya FM, Samanyolu Tv, Show Tv, Tv8)
Birçok ünlü sanatçı ile teşviki mesaisi olmuş.
İşte onun birlikte programda bulunduğu isimlerden bazıları:
Yusuf Hayaloğlu, Yavuz Bülent Bakiler, Bekir Sıtkı Erdoğan, İlhan Geçer, Ahmet Selçuk İlkan, Yaşar Özel, Nedret Selçuker, Turgut Yarkent, Süleyman Mertkanlı, Özdemir Erdoğan, Fırat Kızıltuğ, Gündoğdu Duran, Perihan Savas, Serpil Barlas..
Twit atmasını bilmezken,binlerce Twit.Personel kanunu mecliste söylentileri ,Bakandan açıklama meclis kapanmadan kanunlaştırmaya çalışacağız,hepimizde bir umut.Bir açıklama ”Nerede kalmıştık !”biz hep buradaydık diye kendi kendime söylenip birilerinin peşini bıraktım ama mücadeleyi bırakmadım.
Rafet bey arkadaşımızın yazısına da aynı yorumu yapmıştım.Biz genelkurmaydan şikayet ederken derneğimiz bizim sesimize kulak vermemekte ısrar ediyor; Sn.Günşer yazınıza aynen katılmaktayım.Mesleğimizin geleceği için ömrünü veren, assubay sorunu ile yatan kalkan kanaat önderleri küstürülmüştür. Genelkurmay yerden yere vuruluyor ama 5 asb. teklifini sümen altı eden hükümete dokunulmuyor.Yönetime yapıcı eleştiride bulunanları kadrolu yönetim destekçileri linç edilip ihanetle suçlanıyorlar,bu uzman demogoglar kim derseniz resimlere göz atın adam ne yönetimde ne delege ama başkan koruması gibi başkanın etrafında geziyor, ağırlanıyor, belki de nemalanıyor günahları boynuna benden uyarması, kalın sağlıcakla.
Umutsuzlugun yükseldigi bir döneme giriyoruz yıllar sonra. Ego’ların ön planda oldugu ve ben bilirimcilik ile alınan yollar çıkmaz yollardır.
Saygılar,sevgiler…
Sayın Günşer
Güven havası dağılır ve güven duygumuzu da bitirirlerse eskiye dönüş olur ki bu da hiç istemediğimiz bir durumdur,yönetimler dikkatli olmalıdır.
“Assubaylar günü”ne tamam da Kurultay’da “Dünya Astsubaylar günü” olarak kabul edilmesi uygulanabilirliği açısından ileriki yıllarda bize daha sağlıklı fikirler vereceğine inanıyorum.
Baskı,şiddet,mobbing ne dersek diyelim ve adaletsiz uygulamalar demokrasiyi yaşam biçimine dönüştüremeyen kişi,kurum ve ülkelerde hep var olmuştur. Bunların son bulması için insan olmak ve insana insanca yaklaşmak gerekiyor. Yoksa bu tür olayların ve adaletsizliklerin devam etmesi kaçınılmazdır.Saygılarımla.