Ali Akın, 1967 yılı Ağustos ayında, PTT memuru olan babasının görev yeri Konya/Ereğli’de doğdu.
Aslen Konya/Beyşehir’lidir.
İlköğrenimini Beyşehir Gazi İlköğretim Okulu’nda, orta öğrenimini Beyşehir Alâeddin Ortaokulunda, lise öğrenimini Çankırı Assubay Hazırlama Okulu’nda tamamladı.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı Ordudonatım Okulu’ndaki eğitiminin ardından 1986 yılında Assubay olarak Türk Silâhlı Kuvvetleri’nde göreve başladı.
Anadolu Üniversitesi Kara Kuvvetleri Meslek Eğitimi Bölümü’nden onur belgesiyle mezun oldu.
Yurt içi ve yurt dışında Assubay olarak çeşitli görevlerde bulundu.
Ali Akın, ilk şiirlerini ve hikâyelerini on dört yaşında, kaza sonucu kırdığı sınıf camını taktırabilmek için yazar.
Okul müdiresi camın takılması için kendisine üç gün süre tanımıştır.
Babasının duymasını istemediği bu olayı kendisi halledecektir.
İhtiyacı olan parayı kazanabilmesi için tek sermayesi, duygularının kalemine taşıdığı hikâye ve şiirleridir.
Hikâyelerini ve şiirlerini tel zımba ile defter sayfalarından oluşturduğu küçük kitapçıklar haline getirir.
Bu kitapçıkları; kira karşılığında okul arkadaşları arasında elden ele dolaşır.
Aynı gün camın parası tamamlanır. Cam yerine takılır.
Artık kitapçıkları arkadaşları arasında ücretsiz olarak özgürce elden ele gezmektedir.
Hikâye ve şiirleri, 2008 yılında emekli olduktan sonra çeşitli dergilerde yayınlandı.
Yazarlık öteden beri içimde var olan, en seçkin tutkum.
Okumayı öğrendiğim ve kitaplara kavuştuğum günlerden bu yana yazarlığı; dünü, bugünü ve yarını üretebileceğim, hudutsuz ve doğurgan bir toprak olarak gördüm.
Bu toprağı; para edeceğini düşündüğüm şeylerle değil, paha biçilemez kutsal değerlerimle işledim.
Yazma tutkumu gerçekleştirirken keyfetmek bir yana, hüzünle sendelediğim anlar çoğunluktadır.
Yazar olabilmenin bedeli her neyse, seve seve ödemeye gönüllü yaşıyorum doğrusu.
Okur ile eser arasında, acıyı çekinmeden söyleyen gerçek bir dostluk kurmaya çalışır, okurda; bir takım kalıcı hisler bırakabilmeyi düşlerim.
Gündelik yaşantımda olduğu gibi kitaplarımla da, insanlara menfaat maksadıyla değil, sevgi ile erişmeye çalışan bir insanım.
Beni en şiddetli derecede kederlendirenler, “ kitap okumayı sevmiyorum,’’ diyen insanlar oldu hep.
Yazarlığım hakkında hüküm verme yetkim yok!
Okurun hükmü kadar yazarım.
Ben kitaplarımı; Tanrı’nın dergâhında birer im bırakacağına iman ederek, yüreği büsbütün iyilik ülküsüyle çarpan insanlara adadım.