Ve ben yaşadım. 81 yaşındayım. Canlı şahidim. Olgular içinde Ben 1965 yılında ANKARA’ da 4 yıllık üniversite mezunuyum. 100 üzerinden 84 puanla. Meslekte iken, Ankara’daki Kuvvet Komutanlığı’mın özel yazılı izni belgesi ile liselerde 12 sene Fransızca, matematik, ticaret liselerinde ticaret hukuku okuttum.
Mezun olan öğrencilerim, bir kaç sene sonra karşıma saygı sunmak üzere geldiklerinde yedek subay teğmen idiler. “BEN ÇAVUŞ“ liselerde okutman.
Çavuşun başlangıcı ve sonu yoktur! Başlangıçta bir kere çavuş oldunmu, yetkide yoktur ve çavuşluğun devam eder. Bende öyleydim işte, herkes gibi.
Ben 4 yıllık üniversite mezunu, komutanlarım 2 yıllık harp okulu mezunu. Ben astsubay kıdemli başçavuş, komutanlarım albay!
O tarihte maaş ortamında ölçü, eğitim seviyesi idi.
Devletin diğer kurumlarında olduğu gibi.
Ben iki yıl daha fazla eğitimli.
Barem, intibak başlangıcım, 7/1 den başlatıldı intibakım 1923 sayılı yasa uyarınca.
Sayın komutanlarımın 926 sayılı yasa uyarınca 8/1 den başlangıç dereceleri. Ve hepimiz askeri ortamda, devletin askeri memuruyuz. Olgu bu!
Maaşlarımız eşit; 1/4 derece tamamı.
Bu maaş dengesi 2000 yılına kadar devam etti.
2000 yılından sonra ekonomik durumlarda değişmeler olmağa başladığını fark eder oldum. Ayrıcalıklı yasalarla “tazminatlar” adı ile iyileştirmelerin sadece ünvan üzerinden yapıldığını görünce 246 milletvekiline 10 Ocak 2000 tarihinde mektup yazdım. Belgelerim, devlet arşivinde ve kendi dosyamda. Kurumumdan o tarihte bana gelen yanıtlar…
Durumu anlattım milletvekillerine, düzeltilmesini istedim. Müracaatım sadece milletvekillerine idi. Yazdığım mektup’un yanıtını milletVekillerinden beklemekte idim. Olmadı! Onlarda olgulara duyarlı davranmadılar. Biz astsubaylarla ilgilenen bile olmadı. Çünkü, 1923 SAYILI YASANIN OLUŞUMUNDAKİ 7 MİLLET VEKİLİDE YOKTU ARTIK!
Daha sonraki zamanlarda maaş ve ekonomik iyileştirmelerde astsubaylar ile ilgili bir iyileştirme yapılmadı. İki yıl harp okulu eğitimli, emekli albaylar iyileştirmelerden faydalanırken, astsubayların eğitim düzeyi hangi seviyede olursa olsun görmezden gelinerek iyileştirme olanağından faydalandırılmadı.
İyileştirmeler ünvan üzerinden yapıldığından bizlerin maaşları da yerinde saydı. Nedeni de bilinmez!
Devletin diğer tüm kurumlarda ekonomik, sosyal haklar, eğitim süresi ile eşit paylaşımlı değerdedir ülkemizde.
Ben bir asker ve devlet memuruyum. 1976-1977 yıllarında eşit maaş aldığım devlet memurları, maaş yönünden ekonomik eşitliğimin bugünkü olumsuz farklılığıdır.
maaş ekonomisine farklı isimlerle yapıştırılan ödemelerdir.
Benim haklarımın neden yürümediğini, yürütülmediğini anlamakta zor.
Bunlar nerede hazırlandı? TBMM’nde.
Milli Savunma Komisyonu’nda bunları kim savundu?
TBMM’ne kim taşıdı?
Tüm bunlar oluşum halindeyken astsubaylara da küçücük, minicik bir tazminat olgusu sayın komutanlarımızca TBMM’ne önerilse idi komutanlarımızın kayıpları ne olurdu?
Ama, astsubayların sızlanmaları olmazdı. Yaşamları çağdaş ortamda olurdu. Komutanlarımızın hediyesi olarak, bu gönül alıcı, sevindirici, minicik tazminat yaşamlarını kolaylaştırmış olurdu. 1300-1400 lira ile geçim sıkıntısı çekmezlerdi emekliler. Sızlanmaları olmazdı bugün.
Çocuklarının eğitim giderleri, maişetleri, giysi istekleri, ibateleri, diğer sosyal ihtiyaçları karşılanamadığı, yetmediği durumlarda astsubayların, eşlerinin, çocuklarının karşısında düştükleri çaresiz durumları, mahcubiyetleri olmayacaktı. Düşünülürse, ağlamaklı üzüntülerini yaşamayacaklardı, derim.
Mehmet KAYALI