Mehmet Ali’yi Kanderesi mevkiinde o çokça sözünü ettiği büklerinde gördüm en son. Gülnar’dan geliyordum. Tahta köprüye gelmeden, çeşme başında oynayan bir çocuk ilişti gözüme. Yanına vardım ve laf olsun diye adını sordum! M. Ali olduğunu söyledi. Fakat bana bakmıyor, bir şeylerle uğraşıyordu. Baktım ki, dere kenarından kestiği ağı “zakkumları” kavlatmış “ağaç kısmını dışındaki kabuktan ayırma işlemi” elde ettiği kabukları bahçe hortumu haline getirmeye çalışıyor. Beraberce onları ucu ucuna uladık ve 20 metrelik kadar bir hortum meydana geldi. Zira çeşme Gülnar şosesinin bir yanında, bük diğer yanındaydı. Hortumu çeşmeden büke geçecek şekilde uzattık ama çeşmede bir kurna yok ki! Kocaman bir demir boru uzatıvermişler, su akıyor. Oraya da bir düzenek gerekiyor.
Neticede onu da kızıl kabuktan güzelce yaptık. Dışını demir boruya, içini de hortuma uydurduk. Ağaç destekler ve kestel “bir ceşit ip” ile bağladık. Suyu büke aktardık ama sorun bitmiyordu. Şimdi de çeşmenin suyu fazla, bizim hortum dar geldi. Tekrar kızıl kabuktan bir delik açtık ve suyun bir kısmını boşa aldık. Hortum sabitlendi ve su avluya akmaya başladı.
Mehmet Ali’ye baktım, çok sevindi. Yanakları top-top olmuştu. Gözlerinin içi gülüyor, gururlanıyordu. Ben de onun bu kadar sevinmiş olmasına bir nebze de yardımcı olduğum için çok sevinmiş ve kendimi mutlu hissetmiştim.
Birkaç ay önce M.Ali faceden yine büklerine yakın bir dağın resmini paylaşmış. Bende yorum yaptım ve bana “benim o köyde dayım var, ismide ……….” diye yazdı. Cevaben “ben o adamın oğluyum” dedim ve “seni bildim. Aynı dayıma benziyorsun ama bir ön adın olduğunu bilmiyordum” şeklinde yazdı. Gerçekten benim bir ön adım olduğunu bilmeyen çok akraba ve arkadaşım var.
M. Ali ile çok kısa yazışmamıza rağmen, çok şey paylaştık. Gün oldu hüzünlendik, gün oldu güldük. Birbirimize sözler verdik, mutlaka buluşma adına ama olmadı.
Olmadı be Mehmet Ali KILINÇ !!!…..
Mucadeleci kişiliğine güvenmiştim. “O suyu oradan oraya taşımayı başaran M. Ali geri dönmeyi başarır” dedim ama olmadı!
Geride bıraktığın kederli ailen başta olmak üzere tüm sevenlerine, yol arkadaşlarına sabırlar dilerim.
Allah’ın Rahmet ve mağfireti üzerine olsun.
Allahım seni kevser cennetine, firdevs cennetine, naim cennetine yerleştiriversin inşallah. Kabrin nur, mekanın cennet olsun.
Ali Doğan Yüceloğlu