Dolar 34,2509
Euro 37,8268
Altın 2.923,92
BİST 8.898,23
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 25°C
Açık
Ankara
25°C
Açık
Cum 27°C
Cts 27°C
Paz 23°C
Pts 19°C

GÜNEŞ GAZETESİ ASB.YAZI DİZİSİ

GÜNEŞ GAZETESİ ASB.YAZI DİZİSİ
24/03/2013 9:31 PM
1

GÜNEŞ Güncel 24 Mart 2013

ÜVEY EVLAT ASSUBAYLAR ANLATIYOR 

Artık sesimizi duyun
 
Silahlı Kuvvetler’in bel kemiği olan astsubaylar, sorunları için çare arıyor. Kahramanların sıkıntıların ve dertlerini Güneş gazetesi yetkililerin dikkatine sunuyor
 
Metin Özkan
 
Silahlı Kuvvetler Yasası’na göre astsubay okullarında yetişerek Silahlı Kuvvetlere katılan astsubay çavuştan astsubay kıdemli başçavuşa kadar rütbesi olan, ordudaki tanımlamaları ile “gedikli” askerler…
 
İç güvenlikten asayişe, depremden sel felaketine, kargaşadan anarşiye, sağlık hizmetlerinden bölücü terörle mücadeleye kadar, ordunun her kademesinde görev yapan, kahraman “Mehmetçikler…”
 
İLGİLENEN YOK
 
Yıllardan beri çözülemeyen sorunlarını uzun zamandır sosyal medya başta olmak üzere haber haline getirmeyen radyo ve televizyon,  yazmayan gazete ve köşe yazarı kalmadı. Şikâyetleri o kadar çoktu ki, onların sorunlarıyla ilgili de; neredeyse konuşmayan milletvekili, bakan ve bürokrat kalmadı. Hatta konuyla ilgili uzun süre suskun kalan TSK bile bir müddet sonra fikir beyan etmek zorunda kaldı. Bitti mi? Bitmedi. Sesleri o kadar çok çıktı ki, Başbakan ve Cumhurbaşkanı bile onların sorunları konusunda yorum yaptılar.
 
Peki sonuç?
 
Az gittiler, uz gittiler ama sorunların aşımı konusunda kelimenin tam anlamı ile sadece bir arpa boyu yol gittiler. Şimdi “Lütfen artık sesimizi duyun ve çözüm olun” diye haykıran astsubayların sorunlarına bir seste gazetemiz GÜNEŞ’ten geliyor.
 
HAKLARIMIZI VERİN
 
2002 yılından itibaren hükümet tarafından özlük hakları ile ilgili herhangi bir iyileştirme yapılmadığını anlatan astsubaylar kelimenin tam anlamıyla ìdert küpüne” dönmüş vaziyetteler. Kendilerini  “Ordu içindeki büyük ordu” olarak değerlendirip subaylar ile er ve erbaşlar arasında görev yapan “ordunun direği” diye tanımlayan astsubaylar neler anlattılar neler. Görev başındakini, emeklisini ve ailelerini de hesaba katarsak onlar neredeyse 1 milyon kişilik büyük bir aile.
 
Şu anda 100 bin emekli, 34 bin muvazzaf subay, 97 bin de muvazzaf astsubay var. Diğer bir deyişle, TSK’daki her komutandan 3’ü astsubay düşüyor. Çalışma koşulları, sosyal hakları, emeklilik tazminatları, görev tazminatları, lojman kontenjanları, uzun nöbetler, resen emeklilik meselesi başta olmak üzere bir de psikolojik baskı ve itibar zedelenmesinden dert yanan astsubaylar ne mi istiyor?
 
MAKAS KAPANSIN
 
Amacımız orduda kesinlikle subay astsubay çatışması yaratmak değildir diye söze başlayan gedikliler, subay ve astsubay grubu arasındaki makasın biraz olsun kapatılması talepleri ile söze başlayıp isteklerini şöyle sıralıyorlar;
 
İnsan gibi yaşamak istiyoruz!
 
-Birinci derecenin, 4’üncü kademesine yükselmemize rağmen, ek göstergelerimizin 3600 olarak kalması emekliliğimizde maaşlarımızın yoksulluk sınırı altına düşmesine neden oluyor. Ayrıca yarbay ve üst rütbeli personel, bizlere göre hem çalışırken, hem de emeklilik durumunda maaşları ile birlikte ödenen makam tazminatından bizlerin yararlanamaması.
 
-Çalışan ve emekli astsubayların aynı hizmet yılı ve öğrenimine sahip subaylara göre hem çalışırken, hem de emeklilikte yarı yarıya maaş alması.
 
-Aynı işe aynı yerde yaptıkları veya aynı öğrenimi gördükleri halde (paraşüt, komando, hudut ve operasyon birliklerinde görev yapma, sayman, teknisyen, ikmal, vs) astsubaylara Anayasa’mızın 55 maddesi uyarınca subayların yarısı oranında ki aykırılığın düzeltilmesi.
 
-Makam, temsil ve görev tazminatı almayan emniyet ve Mit mensuplarına emekliliklerinde ödenen 100 TL zammın astsubaylara da ödenmemesine.
 
-OYAK ve bağlı kuruluşların temsil, yönetim ve denetiminde söz sahibi olmak.
 
-Personel mevcudumuza göre orduevi, kamp ve sosyal tesislerden istifade oranımızın çok düşük olması.
 
-Yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre mevcut lojmanların yüzde 55íinin subay, yüzde 40íının astsubay ve yüzde 5íinin sivil memur ve uzman erbaşlara tahsis edildiği bir ortamda. Büyükşehirler haricinde subaylar için lojman problemi olmazken, 5 astsubaya 1 lojman, 15 sivil memur ile uzman erbaşlara 1 lojman tahsis mağduriyetinin giderilmesi.
 
-211 sayılı iç hizmet kanunu ve 926 sayılı personel kanununun anayasa eşitlik, insan hakları ile adil yaşam ve çalışma koşullarına göre yeniden düzenlenmesi.
 
-Yurtdışı geçici ve sürekli görevlendirmelerde astsubay kontenjan ve kadrolarının çok düşük olması.
 
-Savaşta ve barışta omuz omuza çalıştığımız ve her fırsatta bir aile olduğumuzu söylediğimiz subaylar ile sosyal haklar konusunda ayrı tutulmamızın giderilmesi.
 
-Çalışırken üzerimizde sorumluluğumuzun çok fazla olmasına rağmen eşdeğer bir yetkiye sahip olmamızın sağlanması.
 
SÖZ SiZDE Astsubaylar yazdı biz yayınlıyoruz
 
E. Per. Kd. Bşçvş.

Ersen Gürpınar

Diyor ki;
 
Astsubaylar hak ettikleri dereceden göreve başlatılmıyor tazminatları ödenmiyor. Büyük bölümü zorunlu olarak 3 ve 2nci derecelerden emekli edildiler emsallerinin maaşlarına ulaşamıyorlar.
 
İşçi emeklisinden bile az maaşla yaşam savaşı veren ast subaylar ise milli piyango satıcılığı, koruma görevlisi, şoförlük, inşaat işçiliği gibi yaşlarına, sosyal durumlarına uygun olmayan işlerde çalışıyorlar. İşte sizlere yaşadığım gerçek bir hikâye;
 
Size de çıkabilir
 
Sık sık küçük alışverişler için gittiğim evimin tam karşısındaki hipermarketin kapısında tanıdım onu. Çok temiz ve kibar bir yüzü, kıyafeti kibar ve çekingen davranışları vardı; Hiç yüksek sesle “Milli piyango size de çıkabilir” dediğini duymadım. Piyango bileti değil sanki esrar satıyordu.  Birkaç kez “hayırlı işler” diyerek geçtim yanından. Beni görünce avcı görmüş ürkek bir ceylanın huzursuzluğunu duyuyor, başka tarafa bakıyordu. “Neden emekli astsubay olduğunuzu gizlediniz” dedim. “Utandım ağabey” diyebildi. “Bu da bir iş namusumuzla para kazanıyoruz ama bu yaşamı hak etmedim. Malulen 3’üncü dereceden emekli oldum, işletme mezunuyum, askerlik dışında bir mesleğimiz kariyerimiz yok aldığım açlık sınırındaki maaşla zor geçinmeye çalışırken birde  üniversitede evlat okuyorum son çare bu işi yapıyorum ama…” Sözünün sonunu getiremedi gözlerinden yaşlar döküldü arkasını döndü ve hızla uzaklaştı.
 
Emekli Astsubay, Adil Han Şanlı;

Diyor ki;
 
1978 yılında Keşan’da mutfak görevindeydim. Bl.K.nının özel kurt köpeklerine Er istihkakı kıymadan vermediğim için (daha doğrusu sorumluluğum gereği veremediğim için) mutfağa kadar gelip ana-avrat söven Bl.K.nı ile kavga ettik. Birlik Komutanı beni, Askeri Mahkeme’ye, bölük komutanını da disiplin mahkemesine verdi. Mahkeme cesurca, korkmadan ifade veren üç er sayesinde beni suçlu bulmadı. Dosyamı Tümen adli müşavirliğine iade etti ve disiplin mahkemesine gönderdi. Ama zamanın Tümen komutanı, Bölük komutanının birlik içindeki prestijini bozduğum için davayı veto etti. Mahkeme de bana 10 gün hapis cezası verdi, Askeri Yargıtay da onayladı. 6.5 gün hapis yatıp çıktım. Bu cezadan sonra çektiğim cezaların devamını madde madde yazmak istiyorum.
 
1… Çalıştığım 11 Ay- 23,5 gün çalışmamışım sayıldı.
 
2.. Bir yıl geç terfi ettim.
 
3… Devre arkadaşlarımın ast’ı oldum.
 
4… Sicilim bozulduğu için;
 
a… Subaylık sınavlarına giremedim
 
 b… Yurt dışı görev hakkım kaldırıldı
 
5… Emekli olurken emekli ikramiyem, OYAK param,Tasarrufu teşvik primim hep birer yıl eksik hesaplandı.
 
6…  Atandığım her birlikte sicilimi okuyan komutanlarımdan hiç şefkat görmedim.
 
7…  Son olarak 35 yıldır bir alt dereceden emekli maaşı alarak “Müebbet Cezamı” çekerken eşime de çektirmeye devam ediyorum.
 
Hazırlayan : Metin ÖZKAN metoozkan@gmail.com
http://www.gunes.com/2013/03/24/haber/guncel/8168/uvey_evlat_astsubaylar_anlatiyor_.html
 
 
 
    SÜRECEK

GÜNEŞ Güncel 25 Mart 2013
 
ÖZLÜK HAKLARI EĞİTİME GÖRE DÜZENLENSİN 


Yazı dizimizin başladığı günden itibaren sorunlarını yağmur gibi bize aktaran Astsubay arkadaşlarımız gerçekten tam bir dert küpü. “Subaylara tanınan imkânların aynısını değil, sadece ve sadece subaylarla astsubaylar arasındaki maaş uçurumunun biraz olsun kapatılmasını istiyoruz” diyerek sorunlarının en başına bu maddeyi koyuyorlar.
 
Daha rahat bir görev süreci ile mutlu bir emeklilik dönemi geçirmek istediğini anlatan astsubaylar, ìNe olur başımızı ailemizin ve çocuklarımızın önünde eğdirmeyinî diyorlar.
 
Maddi sorunların dışında “emir komutaî zinciri içinde yaşanan bunalımlar nedeniyle ardı ardına yaşanan astsubay intiharlarında değinerek, ìkanayan yaramızı durdurun” diye konuşuyorlar.
 
“HEP SÖZ VERİLDİ AMA…*
 
Konuyu Astsubaylar Güç Birliği Platformuna ileterek bu konularda ne yaptıklarını ve neler düşündüklerini sorduk;
 
Onlar cevapladı;
 
“Deveye sormuşlar; ‘Boynun neden eğri?’ diye, o da cevaplamış; ‘Nerem doğru ki?”
 
Türk Subay Kuvvetleri olmuş uzmanlar ve astsubaylar ne yazık ki TSK içinde ìbeyaz köleî muamelesi görüyor. Sosyal ve ekonomik haklarının gasp edilmesine bir de amir keyfine bağlı cezalar ve mesailer eklenince üzücü olaylarla birlikte astsubaylar arasında intihar oranları da yükselmeye başlıyor.
 
Her meslek kutsaldır, örnekleri görevin ağır kolları için veriyoruz. Bir ayın 10 günü 24 saat esasına göre tek kuruş fazla mesai almadan nöbet, tatbikat, gece eğitimi ve özel görevlerle yaşamını kışlalarda sürdüren uzman ve astsubaylar, ne yazık ki göreve büro memurları, mahalle bekçisi ve ya ev ekonomisti gibi birçok devlet memurundan daha alt dereceden göreve başlamaktadır. Sorun defalarca kez Milli Savunma Bakanlığına soru önergeleri ile iletilirken aldığımız vaatler şunlar olmuştur;
 
n Yükselme kriterlerini yeniden düzenleyen yasa ile subay, astsubay, uzmanların özlük hakları eğitim seviyelerine göre başlangıç dereceleri, kademeleri yeniden düzenlenerek 4 yıllık fakülte mezunları 8/1 MYO mezunları 9/2 lise mezunları 10/1 den göreve başlayacağını;
 
n Gelir seviyesi nispeten düşük binbaşı ve daha alt rütbedeki personele hizmet tazminatı artışı ile %20 zam yapılıp MİT ve emniyet personeline 2006 yılından beri makam tazminatı almadığı için ödenen denge tazminatının ödenerek 3ncü ve 2nci dereceden emeklilerin intibakının yapılacağını ve diğer haklarımızın karşılanacağını;
 
– Hak edilmesine rağmen verilmeyen tazminatların ödeneceğini; duyurdu.
 
Bu bilgiler basın yolu ile sık sık kamuoyuna duyurulsa da, bizlere tek kuruş bile zam yapılmamıştır.
 
 
 
Subay hemşirelerin emekli maaşı çok daha düşük
 
1985 yılında GATA Yüksek Hemşirelik Okulu açılıp orduya hemşire yetiştirilmeye başlandı. 1989 -1999 yılları arasında hemşireler subay olarak mezun edildiler. Bir yıl önce ve bir yıl sonra mezun olan hemşireler doğal olarak hemşirelik görevlerini yaptılar. Hasta yatağı düzelttiler, iğne pansuman yapıp gerektiğinde hastanın altına sürgü sürdüler. Ama subay hemşirelerin bu görevleri yapması mümkün mü subay bu işleri yaparsa büyüleyici özellik ne olacak? İşte bu yüzden bu mezunlar yüksek hemşirelik okulu mezun olmasına rağmen yüksek hemşire ve büro hizmetlerinde kullanıldılar. Bu uygulamaya 1999 yılında son verildi. Elbette haksızlık bu kadarla bitmiyor. 1988 yılında sivil hemşire olarak mezun olan şimdi 1200 lira maaş, bir yıl sonra subay hemşire olarak mezun olanlar 4 bin lira emekli maaşı alıyor. Bunun neresi adalet bunun neresi hukuk bunun neresi …vicdan?
 
 
 
Söz sizde..
 
Sivilde de sıkıntılar yaşıyoruz
 
Sn. Özkan yazı dizinizin bir umut olduğunu gördük, gerçekleri dile getirip adaletin sağlanmasına katkılarınız için sonsuz teşekkürler;
 
Türk Silahlı Kuvvetlerinde astsubay olabilmek için tunçtan bir beden çelikten sinirler gerekir; Ancak gelin görün ki, Astsubay emeklisi olmak Türkiyeíde emekliliğin ìoh be dünya varmışî demek için değil de, çileler çekmek için olduğunu birkaç hafta sonra fark ettim.
 
Düzenli ve günde asgari 10 -12 saat çalışan biri için sabahları geç kalkmak bile lüks olmaktan çıkıp işkenceye döndü hele birde ilk emekli maaşını aldığınızda gelirinizin yarıya düştüğünü görerek gerçeklerin su yüzüne çıkmaya başladığını fark ettiğiniz zaman. Lise’de ve başka bir ilde tıp fakültesinde okuyan iki evladımın giderlerini emekli maaşım ile okutmam ve ailemi geçindirmem mümkün olmadığı için o gün gazete ilanlarından iş aramaya başladım:
 
Yedek parça satışı yapan toptancı bir firmanın ìDepo sorumlusu alınacaktırî ilanı üzerine ilgili firma ile iş görüşmesine gittim prensipte anlaştık ücret konusunda ise efendim ben bir ay çalışayım size ne kadar verimli olacağım siz bana neler sunacaksınız bunu görelim sonra karar veririz mutabakatından sonra işe başladım. Oh görevdeki gibi herkes burnunu işime sokmuyor, ukalalık eden, ahkam kesen, sinirinizi bozan, kişisel egosunu tatmine çalışan  kimse yok ;Ben bu şartlarda taş taşısam yorulmam diyerek işe koyuldum. O zamanlar bilgisayar yok orduda uygulanan kayıt karteks sistemi ile 20 gün içinde tüm depodaki malzemenin hangi bölümde hangi rafta kaç adet olduğunu saniyede anlayacağınız sistemi kurdum; Patronun ağzı kulaklarında bana övgüler yağdırıp arada bir diğer çalışanları suçlar iması ile ñKomutan sen beni kurtardın malıma sahip çıktın daha önce kimler neler götürüyordu bilemiyorum diyerek sırtımı sıvazlarken bende ay başında alacağım maaşın hayalini kuruyordum;
 
Aybaşında zarfı aldığımda şaka yapıyorlar sandım. Zarfta o tarihteki asgari ücretin yarısı bir para vardı.  Zarfı alıp patronun odasına girdim. “Benim çalışmamın karşılığı bu ücretimi uygun gördünüz, üstelik emekli olduğum için size vergi ve SSK prim yükümde yokî dediğimde, Komutan kendin de söylüyorsun sen emeklisin emekli maaşın var” gibi saçma sapan gerekçeler gösterdi. 1 aylık çalışmam size armağanım olsun dedim ve firmadan ayrıldım. Sonrasında, emlak işleri, şoförlük ve büro hizmetlisi gibi birçok işte çalıştım, çalışıyorum da.
 
Ben devletimden imtiyaz ve ayrıcalık istemedim, görevimdeki külfetleri bana yükleyenlerin nimetlerden de adaletli bir şekilde yararlanmamı temin etmeleri istedim. Çok mu şey istemişim?
 
Osman Ada
E.Ord.Kd.Bşçvş.
 
 
PARAVANLARLA AYIRIYORLAR…
 
Bizler sadece adalet ve eşitlik talebimizi iletiyoruz.
 
– .Askerliğin olmazsa olmazı disiplindir. Disiplinin tarifinde “Astın ve üstün hukukuna riayet” ilkesi vardır. Zorla disiplin olabilir mi? Olur gibi görünse de en zayıf halkasından kopacağını kurmaylar bilmez mi? AİHM şahsi hürriyetin hâkim kararı ile kısıtlanacağına hükmedip Türkiye’yi tazminata mahkûm etmesine rağmen bu cezalar veriliyor. Hatta amir kaprisi yüzünden verilen hapis cezaları intiharlara ve cinayetlere kadar gidiyor.
 
–  Neden yıllardır bizi orduda küçümser tavırlarla yönetirler? Neden işe yaramadığımız hissini verirler? Bir başka kurumun personeli okumak isterse teşvik görür, o kurumda yükselir bizlere ise bin bir güçlük çıkarırlar. Hukuk fakültesini kazanan subaya 5 yıl ücretli izin verilir, yüksek lisans yapması için enstitüler kurulur ama bu haktan astsubay yararlanamaz. Müşterek kullanılan gazinolarda vebalı gibi paravanlarla ayrılan yerlerde hizmet alırız.
 
– Mahalle bekçileri ziraat ev ekonomistleri meclis stenografları gibi meslekler bizler kadar zor şartlarda çalışmamasına sorumluluk almamasına rağmen 9/2 den, diğer birçok lisans mezunu memur 8/1 den göreve başlar ama bu hak bizlerden esirgenir. 1/4 konusu şimdi verilerek sanki taleplerimiz karşılanmış hissi veriliyor oysa şu anki hali ile 1/4 hiç kazanımı olmayan psikolojik bir kazanımdır.
 
–  Biz bu ülke için ölmeye yemin ettik taleplerimiz imtiyaz değildir, Ceza, sürgün, sicil tehdidi ile susturulanların sorunları yok sayılamaz.
 
(HÜseyin Uysal / Kd. Bşçvş)
 
SÜRECEK


GÜNEŞ  GÜNCEL  26 MART 2013

İşte sorun,işte çözüm

Gerek yazılı, gerek görsel, gerek sosyal medya başta olmak üzere defalarca yazılsa da ‘Derdimize derman, Yaramıza Merhem’ bulunamadı diyerek haykırmaya devam eden Astsubaylar adına konuşan Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği Genel Başkanı Ahmet Keser diyor ki;
Sorun:
Ekonomik- Maaş adaletsizliği
Çözüm: Çalışırken ve emeklilikteki ücretlerin iyileştirilmesi. Subaylara verilen tazminatların astsubaylara da yansıtılması.
Sorun:
Aynı görevi yaptıkları halde iş riski tazminatlarındaki adaletsizlikler?
Çözüm: Aynı uçakta, aynı gemide, aynı operasyonda ve daha birçok alanda aynı görevi yapmalarına rağmen subaylar astsubaylar arasındaki iş riski tazminat farklarının ortadan kaldırılması.
Sorun:
İntibakların yapılmaması.
Çözüm: Daha önce subaylara yapıldığı gibi, astsubayların eğitim seviyelerinin yükseltildiği için intibaklarının yapılması. (Astsubayların eğitimi lise seviyesinden meslek yüksek okulu seviyesine çıkarıldığı için intibakları yapılmalıdır.)
Sorun:
Mesleğe başlangıç derecesinin değişmesi.
Çözüm: Mesleğe başlangıç derecesi diğer meslek yüksek okulu mezunları gibi 9/2 yerine 9/1 dereceden başlatılarak bir yıl kayıp giderilmelidir.
Sorun:
 İç Hizmet Kanunu + Personel Kanunu
Çözüm: Kanunların Nato ülkeleri standartlarında hukuka uygun olarak yeniden düzenlenmesi.
Sorun:  Mobing?
Çözüm: Askeri Ceza Kanunu + Disiplin Mahkemeleri Kanunun Avrupa Birliği ülkeleri standartlarında yeniden yapılandırılması.
Sorun: Mesleki sorunlar
Çözüm: TMK (Teşkilat, Malzeme, Kadro)’larının astsubayların eğitim düzeyi göz önüne alınarak yeniden kadro düzenlemelerinin ve atamalarının yapılması.
Sorun:
Mesai şartlarının zorlukları?
Çözüm: Mesai saatleri ve şartlarının keyfiyete göre değil , sisteme göre uygulanması.
Sorun: Lojman ve Sosyal Tesislerin dağılımında eşitsizlik
Çözüm: Lojman dağıntım yönergesinin yeniden ele alınması mevcut durumun orantıları değiştirilmeli, Sosyal tesislerin Subay Astsubay Mevcutları dikkate alınarak yeniden değerlendirilmeli.
Sorun:
Hastahaneler ve Sağlık sorunları?
Çözüm: Sağlık hizmeti veren Askeri hastanelerde önceliğin rütbeye göre değil hastanın ihtiyacına göre olmalı. Doktorların gelen hastanın rütbesine bakmadan görev yapmaları sağlanmalı.
Astsubaylar Nasıl Yetiştirilmelidir
Hüseyin ÖKSEL
Emekli Deniz Astsubayı
1. Yirmi birinci yüzyılın Astsubayı bilimsel ve çağdaş düşünceyi rehber alarak yetişmelidir. O zaman Astsubayın motivasyonu, aidiyet duygu, itibarı ve de kendine olan öz güveni artacak. Ve çalıştığı yüce kuruma (TSK) kalite getirecektir.
2. Astsubay olmak zorlaştırılmalıdır.
3. Astsubaylar meslekleri doğrultusunda üniversite eğitimi ve öğretimi almalıdır.
4.  a. Kara ve jandarma Astsubayları, üniversitede kamu yönetimi ve işletme okumalıdır. b. Deniz Astsubayları; Deniz işletmeciliği, işletme, makine, elektronik, elektrik mühendisliği okumalıdır.
c. Havacı uçak bakım Astsubayları, Makine ve uçak mühendisliği okumalıdır.
5. Askeri eğitim, Astsubaylara okudukları okullarda rahatlıkla askeri şahıslar tarafında verilir. Bunun en iyi örneği USA Silahlı Kuvvetlerinde görevli Astsubayların tamamı üniversite mezunudur.
6. Astsubaylar için üniversite diploması, Birinci derecenin dördüncü kademesini almaya indirgenmiş ve bu şekilde her hangi bir üniversitede dört yıl okunarak alınan diplomanın meslekte ve orduda ayrıldıktan sonra sivil hayatta hiç bir geçerliliği ve değeri yoktur.
7. Astsubaylar, üniversitede yeterli donanımda mesleğe dönük aldıkları eğitim nedeni ile ülkesine ve çalıştığı kuruma (TSK) daha çok faydalı olacaklardır. Ayrıca orduda ayrıldıkları zaman sivil hayatta kalma kaygıları olmayacaktır.
8. İki yıllık Astsubay Yüksek Meslek Okulu öğretiminden vazgeçmelidir. Dört yıllık mesleğe dönük üniversite eğitimine geçmelidir
9. Eğer Astsubayın yeterli miktarda eğitim eksikliği ve donanımı yoksa sorumluluk duygusu da yoktur.
Söz sizde..
Nereden başlayacağımı bilmiyorum
Ben 10 yıllık astsubayım. Bu mesleğe 18 yaşında başladım. Meslek hayatım boyunca bu sene de göreceğim tayinle 5. kez yer değiştireceğim. Kara Kuvvetlerinde oto teknisyeniyim. Çok olmayan ama azda sayılmayacak meslek hayatımdan bir anı aktaracağım;
Mezun oldum. Mezun olunduğunda göreve başlamak için 15 gün izin verilir. Ailemi ilk maaşım ve yol harcırahımla 1 haftalığına bodruma tatile götürdüm. Tatil yerimiz babamın iş yerine ait basit bir kamp. Bodrumun tepesinde bir askeri yer gördüm.
Tabelada sosyal tesis yazıyordu. Aileme hevesle ve biraz da gururla “hadi oğlunuzla orduevinde bir akşam yemeği yiyin” dedim. Arabayla tepeyi tırmandık.
Nizamiyedeki asker kimlik kartımı sorduğunda gururla astsubay kimliğimi gösterdim.
Asker ise küstahça ve sırıtarak tesisin Subaylara ait olduğunu girmemizin yasak olduğunu söyledi ve aracı çevirmek için bile içeriye giremeyeceğimi belirtti. Annemin beni teselli etmek için “boş ver dışarıda da çok güzel yerler var” demesini hâlâ içim burkularak hatırlarım. Hâlâ ailemle hiç orduevine gitmedim.
Çocuğum okusun diye evimi sattım
26 yıl önce emekli olmuş bir Hava Astsubayıyım. Öncelikle ifade etmeliyim ki; Biz Astsubaylar, meslek yemininde canlarımızı vermeye, yemin eden, ender bir topluluğuz. Meslek yaşamımızda, Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda, aldığımız emri titizlikle uygulayan, verdiğimiz emri de aynı titizlikle uygulatan ve bu hassas dengeyi sağlayabilen bir yapıya sahibiz. Ancak ne var ki, vefakâr ve cefakâr eşlerimiz ve çocuklarımız da bizlerle birlikte askerlik yapar. Servis araçlarında, lojmanlarda ve sosyal tesislerde, bizlerin rütbesine göre oturmak ve hareket etmek zorundadırlar.
26 yıl önce emekli olmuş bir Hava Astsubayıyım. Öncelikle ifade etmeliyim ki; Biz Astsubaylar, meslek yemininde canlarımızı vermeye, yemin eden, ender bir topluluğuz. Meslek yaşamımızda, Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda, aldığımız emri titizlikle uygulayan, verdiğimiz emri de aynı titizlikle uygulatan ve bu hassas dengeyi sağlayabilen bir yapıya sahibiz. Ancak ne var ki, vefakâr ve cefakâr eşlerimiz ve çocuklarımız da bizlerle birlikte askerlik yapar. Servis araçlarında, lojmanlarda ve sosyal tesislerde, bizlerin rütbesine göre oturmak ve hareket etmek zorundadırlar.
Vecihi ÜNALDILAR  E.Hv.Astsb.


 GÜNEŞ – GÜNCEL –  27 MART 2013

Haklarımızı alana kadar susmayacağız

 

 

Türkiye’nin her köşesinden mesaj yağmaya başladı. Mesajları okudukça, şikâyetleri dinledikçe şaşkına döndük ve dedik ki; “Meğer astsubaylar ne kadar da doluymuş.”
SESLERİNİ DUYURMAK
Onların seslerini duyurmak, dertlerini anlatmak, sorunlarını anlayıp yetkililere aktarmak için ilim adamı, bilim adamı, tarih yazarı, siyaset erbabı, sosyolog veya psikolog olmaya gerek olmadığı…
Temel hak ve özgürlükler ile hak arama noktasında oldukça önemli mesafeler kaydetmiş ülkemiz de onlara sadece kulak verip onları anlamanın yeterli olacağını düşündük. Bu düşünce düsturu ile yaptığımız araştırmalar sonucu gördük ki, Bir ordunun astsubaysız çalışması, yürümesi ve savaşması mümkün değildir. Ancak buna rağmen ordu içinde ihmal edildiği, ezildiği ve dışlandığı hissine kapılan astsubayların ordu içindeki rollerinin görmezden gelindiği duygusunun had safhaya çıkması sanıyorum dikkate değer bir algıdır.
Uçakları havalanmaya, tankları yürütmeye, gemileri yüzdürmeye hazır hale getiren astsubaylar artık kimsenin kendilerini ‘Cek-Cak’ diyerek kandırmamalarını, ve seslerinin duyulmasını istediklerini bir kez daha tekrarlayıp, “Haklarımızı alana kadar susmayacağız” diyerek yaşadıkları sıkıntıları bir kez daha kendi anlatımları ile sizlere aktarıyoruz.
Söz sizde…
HAKİM OLAMAZ
 
Hakan Özbek Astsubay
Şırnak dağlarında görev yaparsınız, ardından İstanbul’a çıkarırlar. Olumlu bir gelişme olduğunu düşünürsünüz. Ama maalesef. Bekâr diye lojman vermek istemezler. Diyelim lojman çıkar, mutlaka annenle oturma zorunluluğu koyarlar. Üniversite bitirilerek, astsubaylıktan subaylığa geçildiğinde kanun gereği Muharip Sınıflar değil de yardımcı sınıflara geçirilir. Askeri hâkim, savcı da bu sınıflardandır. Yine kanun gereği Astsubay Hukuk Fakültesini birinci dahi bitirse, diğer tüm şartları sağlasa da Askeri hâkim- savcı olamaz. Astsubayın emrindeki sivil memur, tersane işçisi şartları yerine getirdiğinde Askeri hâkim – savcı olur
YÜREKSE YÜREK
 
İsmini vermek istemeyen
Emekli bir astsubay
Ordunun bel kemiği, emekse emek, yürekse yürek vatanın her cephesinde görev yapan biz astsubayların sorunları emin olun yaz yaz bitmez. Bu ülke hırsıza, dolandırıcıya, katile, haine, ülkeyi satana, teröriste af çıkardı, Bir tek Mayıs 70-Ocak 75 tarihlerinde ülkenin siyasi çalkantılarında hak ve adaletsizliğe karşı eşleriyle birlikte tepki gösteren ve eşleriyle birlikte yargılanıp hapse giren astsubaylara af çıkarmadı.
Şu anda binlerce astsubay, onların dul ve yetimi, o gün öğretmen, devlet memuru olan eşleri hala bunun mağduriyetini yaşıyor. Adalet istiyoruz. Saygılarımızla
APAR TOPAR DOĞU’YA

Melek Nalbantoglu
Metin Bey, ben bir hava astsubay eşiyim. Eşim ordumuza büyük özverilerle 32 yıl çok başarılı bir şekilde hizmet etti. Yaş haddinden emekli olmak için 3 yılı kaldı. Bu kadar hizmet ettikten sonra Mart ayı sonunda gelen resmi bir yazıyla  atama yönetmeliğini değiştirip doğu bölgelerinde kıdemli personel açığını kapatmak için doğu illerinden tercih yaparak tayin istememiz istendi. Ayrıca doğu görevini yaptığımız halde. Henüz çalıştığı garnizonda kalma süresini tamamlamadan apar topar tayin edileceğini öğrendik. Üniversitede okuyan iki çocuk, büyük kredilerle alınan ev borcu ve birde bunların üzerine yeni yere atanma sorunu. Bizler ayrıcalık veya ayrımcılık değil tüm askeri personele tanınan ortak bir hak istiyoruz.
RENCİDE ETMEK DEĞİL
Sami Başkaya
Emekli astsubay
TSK’da yaşanan astsubay sorunları, zorlukları, yetişme şekli, astsubayların topluma yansıtılmayan yönleri ve yaşam hikayelerini anlattığı ‘Prangalı düşler’ isimli kitabının da yazarı emekli astsubay Sami Başkaya, “Amacım ordumuzu ve komuta kadememizi rencide edip onları hedef tahtası yapmak değil. Biz sorunlarımızı anlatırken kol kırılır yen içinde kalır mantığıyla hareket ettik. Burada temel amaç komuta kademesine sorunlarımız üzerinde çözüm oluşmasını ve dikkat çekmesini sağlamak.”
Doğu değil Kuşadası!
Dede Aksoy Astsubay
“Nihayet doğudaki 1íinci şark görevim bitti, hem de tayinim memlekete yakın Aydın ili Kuşadası İlçesi’ne çıktı. Buraya kadar her şey güzel!  Ama tayin hangi karakola çıktı? Karakolun etrafında yerleşim birimi yok, tabi karakolun da elektriği. Bir jeneratör var ama verilen akaryakıtla en fazla günde 1 saat çalıştırabiliyorsunuz, o da telsiz aküsünü şarj etmek için, yol belli bir kesimden sonra toprak, karakolun arabası yok, su derseniz dağdan gelen ve dereye döşenen bir hortum aracılığı ile sağlanıyor.  Amacım şanlı ordumuzu ve görev yaptığım kutsal kurumu karalamak değil ama benim birkaç yıl önce görev yaptığım bu karakolun bugün durumu çok da değişmiş değil. Benim zamanımda ve şimdilerde de üstlere defalarca durumun bildirilmesine rağmen değişen bir şey olmamış. Şimdi eğer sizin yazı diziniz aracılığı ile bu konuyu daha üst komuta kademesine duyurabilirsek, zannediyorum  TSKínın bu bölgedeki  imajını da düzeltmiş oluruz.
BİTTİ

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.