15 Temmuz darbe kalkışması yaşanmasından sonra alel acele alınan tedbirlerle, baştan aşağı inanılmaz değişimle yeniden dizayn edilen TSK. da sivil siyasetçilerimiz fiilen sıralı başkomutanlık ve ,komutanlıklara yerleşir iken, Kuvvet Komutanları ile Generallerimiz ikinci sınıf kamaraya, Subaylar üçe ,vah ki perül perişan biz Assubaylar da dördüncü kamaraya taşındık.
Yani katarın en sonuna.
Ne var ki bizler diğer üst kamaradakiler kadar çok etkilenmedik.
Çünkü;
1951 de sınıfımızın tarifi 926 sayılı askeri personel kanununa yapılmıştı.
1961 anayasası ile getirilen özgürlükçü, insan hakları bize hiç değmedi, dokunmadı.
Yine katarın sonunda idik.
1980 darbesi ile de tam tersine resmen un ufak edildik.
Hem katarın sonunda idik hem de en başında istim kazanına kömür atan kürekçi idik.
Çünkü;
1951 den 2017 ye kadar hiç değişmeyen yaşamın bir fizik yasası vardı.
“ Assubaylık TSK da ara bir sınıftır. “
Bu fiziksel yasanın şekli ile kuralını biz zaten biliyor idik,
Sayın UMUR TALU da epey yılını bu işe verdi ama, o da pazılları yerine oturtunca çıkan şekli gördüğünde “ pes ,olamaz “deyip bıraktı.
Bu sınıfın yaradılış teorisi maksadı ile görevi ,
Upuzun bir merdiven olup, yukarılara arşı alaya çıkanlara sağlam basamak olmaktır.
Assubayın kuruluş amacı ile statükosu budur.
Bir amacı da;
Subayı, erden uzak ve mesafeli tutmak için,
dış kabukla meyve arasında sertleşip kırılmaz bir iç kabuk olmaktır.
Hani ceviz misali.
Bir de,
Allah gecinden versin, ölüme , yok olmaya, sakat kalmaya karşın subay ın önündeki çelik yelektir. hani denizdeki dalgakıran gibi.
Subayımızın, günü, zamanı gelip, sıcak ve klimalı ofise oturduğu zamanda dış alanda onun yerine conta olarak kullanılmaktır.
Assubaylık aslında oldukça işlevsel bir sınıftır. İkamesi inanılmaz fazladır. Tüm kötü ve aşınmış yüzeylere mükemmel bir dolgudur. Sürmesi de kolaydır.
Örneğin terörle, veya suriyede ışidle savaşa bir bakın.
2016 daki toplam şehitlerin isimlerine, rütbelerine vurduğunuzda,
Tam % 60 Assubay, diğer kalan kısımsa uzman ve er dir.
1951’deki kanuna göre subay yardımcısı olarak tanımlanan bir sınıfın neden % 60 en önde şehit olur….?
Çünkü dış alanlarda,zor şartlarda hep Subayın yerine ikame olunur.
Sistemin kalbinde, Assubaya iki şey için asla kapı açılmamalıdır.
ÇAĞDAŞ AKIL VE FİKİR AŞISI OLAN 4 YILLIK AKADEMİK YÜKSEK ÖĞRENİM İLE EĞİTİM.
MODERN VE MEDENİ DÜZEYDE KALİTELİ ASSUBAY ŞAHSİYETLER YARATACAK KADAR YÜKSEK ADALETTE ASKERİ YASA VE HUKUK
Bu sınıfa asla tattırılmamalıdır..
Assubayın aklı ve fikri hep ” çok şükürle” sınırlı bir dairenin içinde kalmalıdır ,
İşi , hiç bitmeyen, tükenmeyen, çapı çeperi, kütlesi, hacmi ; asla bilinmeyen tuhaf canlılar olmaya devam etmelidirler.
Onlar, sürekli şarz edilen katminyumlu pil gibi hazır batarya olmalıdırlar.
Doldur boşaltta kullanılmalıdırlar.
Bu yüzden;
Avrupa birliğinden ve batı medeniyetinden koptuğumuz sürece biz Assubayların kendimizi akılla, beyinle, kalite ve şahsiyet ile ifade etme şansımız ne yazık ki asla olmayacaktır.
İçimizden “ AB. ye hayır “ diye bağıran bazı saf merinosların işte tam bu kadar ileriyi görmeleri zikren vacip olmalıdır.
Assubaya yeni ve farklı bir üst tanım; çağdaş ve ileri teknoloji ile tanışmış ülkelerden örnekle bir an önce getirilmelidir.
Bu sınıfa ; millet yerine ümmet ordusu zihniyetlerde getirilecek olan bakış hep amele çavuşu yakıştırması olacaktır.
Bu anlamda, önümüz ne acı ki oldukça karanlıktır.
Bu iktidar ve hükümet geldiği düşünce ve yapı terminolojisi itibariyle asla bu tür bir askeri çağdaşlıktan ve insan hakkından anlamaz,
TSK nın bundan sonra darbe statükocusu olmaması için nasıl yapılandırılması gereğini incelemez, araştırmaz.
Çünkü modern ve çağdaş askeri yapıyı ,sistemi, dini bir imam hatip kafası ile kimse çözemez.
Onların bildiği en iyi asker de;
Dün akşam Sayın Bınali Yıldırımın bağıra çağıra, tehditler savura savura Cumhuriyete meydan okuduğu sözde anma gecesindeki, Sultan Abdülhamit tir.
Bu yüzdendir ki, bu iktidar 15. yılında bile hala bizleri dış kapının mandalı olarak görmektedir.
Çünkü 15 yıldır onlara o liyakatsiz Gen Kur Başkanları tarafından öğretilen Assubaylık tanımı ile tarifi budur.
Bizim tarifimizi genelkurmay sivil iktidara yemek tarifi niyetine kelle suyuna paça olarak vermiştir.
Bu cumhurbaşkanı da, bu siyasi bakışlı iktidarda bize insan hakları ve ekonomik haklar mücadelemizde reva ile deva olmazlar.
da çare umdurmazlar. Bu yüzden de , hala yırtınıp ,yağlanıp, dokuz takla atıp, defalarca arzı endam edip, el etek öpmemizin , kıvırmamızın çabası beyhudedir.
Asla da çare umdurmazlar. Bu yüzden de , hala yırtınıp ,yağlanıp, dokuz takla atıp, defalarca arzı endam edip, el etek öpmemizin , kıvırmamızın çabası beyhudedir.
Elimize elma şekeri tutuşturulmuş çocuklar gibi her dakika yalanıp durmaya da gerek yoktur.
Assubayın, Askeri personel kanunundaki tanımı, insanca, çağdaş ve modern dünya ile uyumlu olarak ileriye dönük , değişmedikçe, karınca her zaman karıncadır.
Karıncanın güneşi de yaz yağmuru ile açıveren ama 10 gün sonra soluveren papatyasıdır.
Cumhuriyet tarihimizde , 1951 den sonrası için ele alır isek, ülke % 95 hep sağ ve muhafazakar partiler ve iktidarlarca yönetilmiştir.
Hiç bir sağ ve muhafazakar iktidar da, bu topluma hak ve adalet vermemiştir.
İşte bu yüzden CHP iktidarına şiddetle bu sınıfın ihtiyacı vardır.
Son 6 yılda meclise ve komisyonlara, Assubaylarla ilgili olarak verilen 14 önergenin ve kanun teklifinin 11 tanesi bu partiye kalan 3 ü ise MHP ye aittir.
İktidarın ve Genelkurmayın bu sınıfın insan adaleti adına daha iyi olması için bir tek teklif ve önergesi tarihte henüz yoktur.
Kim olduğumuzu, başkalarının ne işine yaradığımızı, nerelerde kullanıldığımızı iyi çözer isek,
Algıyı doğru okursak ,
Doğru hedefi görürsek, ok gibi doğruca o hedefe gideriz.
Yayın kirişinde takılı bekleyip gerilmeyiz.
Körelmeyiz.
Sağlıklı bir Pazar dileğimle.
Saygımla
Adnan Fuat ÖZDEMİR