BU NASIL BİR DÜZEN..NASIL BİR MÜCADELE ?

OKUYUN DA ANLAYIN NEREDE NE HALDEYİZ……

TEMAD genel başkanı “jandarma   Assubaylarının  % 40 ı , havacıların da % 10 u fetöcü dür “  demişti.

Matematikte, yüzde oranları genel toplamın  dilimsel oranlarını belirlemek adına kullanılır.

Temad  Başkanı da,  Assubayların bağlı oldukları sınıflarının genel sayısı üzerinden kesin bir yüzde ile hesap yapıp çıkan sonuçları medya ile paylaşmış.

Ben de bu matematiksel  yüzde işine kafayı taktım.    kendimce  bir çalışma da ben yaptım.

Aynı Temad başkanı gibi hesapladım. Kesin veri, bilgi, araştırma, belge ve raporlama ile istatistiki veri olmadan  bir algı  tespit te ben yaptım.

Mesela,bence, yani, bana göre, sanırsam ,tahminimce, büyük olasılıkla, adım gibi eminim ki, filhakiki, yemin billah ki, yalansa ne olayım ki, kesinkes diyorum ki, astala vista olsun ki, vallah ve tallah,  ölümü öp ki, şart olsun ki, yallah ve de billah, destur,  allah şahidim olsun ki, türünden kesin kanaat ve tespitlerde bulunup;

bence…….. kanımca……… eminim ki,,,,,,,,,,  inanıyorum ki………,atıyorum ki…….., tuturuyorum ki…….. türünden  matematiksel tabloları ve çarpanları ile aşağıdaki sonuçlara ulaştım.

Bakın ben de neler tespit ettim……

Mesela …. tam 98  şube  başkanından  % 85 i hala Assubayların başlangıç derecesini, almaları gereken tazminatların  kalemlerini,  sicil  ve özlük kaybına esas  nasıp sorunlarını, yeni  Assubay  rütbe isimleri  ve bunlara dair  hizmet süreleri ile karşılarına denk gelen derece ve kademelerini, mali cetvelleri, katsayıları, puantajları, meclisteki son metni, neyi içerdiğini, hangi komisyonlarda niye beklediğini, neyi kapsadığını,yani ;

yani güncellenmiş, son mevzuata uydurulmuş, özlük maliyesini  hiç bilmiyorlar. Öğrenmek gibi bir merakları da hiç yok.

Üstelik te  tespitlerime göre ,  bunları   hiç  bilmeyen şube başkanlarının  tam   % 30  havacı,     % 40   karacı ,   % 10  da jandarmadan.

Sınıfsal tespitten kolay ne var, at tutsun.

İddia etmiyorum arkadaşlar……

Aynen sayın Temad başkanının “fetö cü kuvvet assubayları “ oranlarındaki kesin tespiti  kadar doğru diyorum.,  kuvvetle muhtemel diyorum.

Temad başkanı bilecek te benim başım kel mi ?

98 şube başkanı onun “jandarmanın yarısı fetöcü “  belgeseline inanacak ta bana mı inanmayacak. ?………

bakın adım gibi  biliyorum işte.

Başka bir kati tespitim daha……….

Mesela  yine 98 şube  başkanımızdan  tam  % 75 i  hem tüzük  hem de sınıfsal, toplumsal asli görevinin ne olduğunu bilmiyor,    oraya nasıl ve ne için  oturduğunu da bilmiyor.

orada ne ile meşgul olması gerektiğini de,  neden oradan kalkması gerektiğini de hiç  bilimiyor,     Assubay sınıfının bu gün hangi meselesinin acil  çok öncelikli olduğunu ise   hiç ama  hiç bilmiyor.

Bilselerdi düzenlenen çok önemli bir kampanyaya  sosyal  medyadan destek verirlerdi.

 Hani o çok bilmiş başkanın  “çok gereksizce “ dediği 4 yıllık astsubay fakültesi yasası kampanyasına.

Bir başka tespitim daha……..

Mesela yine 98   şube başkanlarımızın  tam % 80 ı  Temad ın kuruluş amacını bilmiyor, gücünü, etki alanını hiç bilmiyor.  STK. yapılanmasının ne demek olduğunu ise hiç mi hiç bilmiyor .

Neden 4 yıllık fakülte yasası için boğuştuğumuzu ise allah için hiç bilmiyor,

Yine çok önemli başka bir tespitim,

Tam 98 Temad  il ve ilçe Başkanının inanın ki tam % 65 i  hala internet kullanmıyor. sosyal medyayı ve sosyal paylaşımı hiç bilmiyor. Facebook, instagram , twetter , linkedin  veya telefondan watsap hesabı nedir…? hayatında ilk kez duyuyor.

Sosyal medyayı, Assubay emek platformlarına dair sayfaları, yorum ve fikirleri hiç görmediğinden,

 “ kim ne kampanyası başlatmış, gündem ne, ülke de ne oluyor, Assubay sınıfı nereye sürükleniyor, son durumumuz ne, çare ne, çözüm ne, benim elimden gelen ne ?   “

Umuruna bile takmıyor,

Masasına iki dosya yapıp koyamıyor, dava için yıllardır mücadele eden duayenleri, isimleri, yazarları, çizerleri, sayfa ve platformları hiç mi hiç bilmiyor tanımıyor,  bırakın  Temad şube başkanlığını;  adeta davaya olan fransızlığından mütevelli  sanırsınız ki,   fransız elçiliğinde  ikinci katiplik görevi  yapıyor.

 Aynen Bursa İl  Başkanımız gibi.

Bu Başkanımız, facebooku hiç tanımıyor, sosyal medyayı hiç kullanmıyor,

mesela  Ersen Gürpınar ismini ilk defa duyuyor, teknik ve mali özlük haklarımızla ilgili son duraktaki durumumuzu bilmiyor. 4 yıllık Assubay fakültesinin ne anlama geldiğini, neyi ifade ettiğini hiç algılayamıyor. Bunu da ilk kez duyuyor, ama zeytin işini biliyor, 900 binlik lüks dairelerin  Assubay emeklilerine satılacağını daiyi biliyor,

İhraçları ilk kez duyuyor, beni de zaten hiç tanımıyor. ama benden bir çalışma dosyası yapmamı ,önüne koymamı, o zaman ilgileneceğini söylüyor, benim   dosyayı önüne koymam karşılığında, şahsım ve tam 45 dava insanının hukuksuz  olan ihraçlarımızın kaldırılmasına

“ yardımcı olurmusunuz başkanım “ teklifime

“ olmaz şahsi menfaat talep ediyorsunuz “ diyebiliyor.

Ama Temad dan ihraç edilen bir dernek dışı şahsiyetten “armut piş ağzıma düş “ edası ve rahatlığı ile

” yap kardeşim, çalış ,uğraş, koy önüme bir Assubay fakültesi dosyası ben bir bakayım, göz atayım “ diyebiliyor.

Hem de güzel Bursamızın,  2 milyonluk bir kentin, tarihin, eğitim ve kültürün inanılmaz manzarasını şubesinin balkonundan kuşbakışı seyrederek, istanbuldan kendisini ziyarete gelen bir gayri temad mağduru bir dava insanına hiç sıkılmadan söyleyebiliyor.

“armut piş, ağzıma düş”………

“rabbena hep bana hep başkanımıza…..biat ve anlayışı ile.

İşte Temad şubelerimizin hali perişanlığı bu sayın dostlarım.

Ne yazık ki yukarıdaki ironik oransal tespitlerim aslında   gerçektir, doğrudur.

Acı ama böyledir.

Bu dava derneğinin başındaki çoğu arkadaşlarımızın davadan da , 4 yıllık Assubay Fakültesinden de dünyaca bir gram haber ve ilgileri ne yazık ki yoktur.

Şubelerimizin büyük çoğunluğu  bu gün Ahmet Keser denilen zata,  münhasır kulluk ile  biat eden cemaat mektepleri müdürleri olmuşlardır .

Bakınız şu şubelerin yöneticilerinin aczine ve perişanlığına ki,

Bu  şahıs , 15 temmuzdan sonra,  darbe girişiminden nemalanmak ve kendisinin Genel kurmay düşmanlığını perdelemek için  ekmek davası için canla başla savaşan aynı kahramanları, aynı yürekleri, utanmadan sıkılmadan “Fetöcü ilan ederken  şubelerimiz susarlar.

Jandarmanın kahraman Assubaylarının yine yarısına yakınını Fetöcü ilan ederken de şubelerimiz susarlar.

900 bin liralık Aqua park konut projesini 1800- 2000  TL.  emekli aylıklı yoksul  Assubaya kakalamak isterken de  bu şubelerimiz susarlar.

Bu bay başkan bu projelerin yönetim kurullarından tatlı üyelikler kaparken de susarlar,

Emekliye dağdaki tarlayı arsa diye kakalarken de susarlar.

Zeytin depoları kurarken de, Assubayların Hakları için çabalayan ter döken dava insanlarının emeklerini çalarken de susarlar.

4 yıllık Astsubay fakültesi kampanyasına katılmayacaksınız diye uyarı alırken de susarlar.

Kimler,

Ahmet  Kesere uydu olmuş onca teşkilat ve şubeler.

Yazık …vahim .

Ama 2012 de 10 günlüğüne hangi ülkeye  bilmem neresine kimi , neyi ziyarete gittiğini sormazlar.

Assubay dostları, kardeşleri, sevdalıları…….

Assubay ekmek ve adalet davası kutsaldır.

Ne beyhude boşa geçen zamanlara  ne de;  boş , biatkar, hedefsiz  yönetici adam israfına tahammülü yoktur.

Bu toplumun onuru ve insanlığı adına  bu kavgada, uğraşta, ne gördümse  ,

Neye şahit olup yaşadımsa  ,

Hiç çekinmedim, tırsmadım.

Kimselere de zinhar zırnık diyetim , borcum kimselere de biatım hiç olmadı.

Neyi, hangi yanlışı kimde gördümse kimseye danışmaksızın yazdım.

Olması gerekenleri de yıllarca anlattım. yazıp çizdim.

Her şeyimizi, yanlışımızı ve doğrumuzu hepimiz bilelim istedim.

Son beş yılda yaklaşık  1500 e yakın yazı ,makale, not ve fikirsel öngörüyü, makaleyi,  sosyal medyada kalemimle, klavyemle yazdım.

Bildiğim, anladığım, çalışıp ürettiğim, tüm çaresel ve çözümsel materyallerimi  sevgili Assubay dünyamla,  paylaştım.

Spartaküslerle tanıştım.

Arenalarına çıktım.

Kalemlerine,kalemimle sarıldım.

Doğrulardan da , acı da olsa yapılan yanlışlardan da hiç ödünsüz olarak tarafsızca yazıp çizdim. Birilerini üzme pahasına da hiç pişman olmadım.

Bazen dostlar kaybettim.

Bazen de üyeliğimi.

Ama dava insanlığı zaten budur.

Umarsız, çıkarsız, biatsız  dosdoğru olabilmektir.

Eğer ki,  eğrin, borcun, diyetin ve menfaatin yoksa suyun en başındakinden dahi hesap sormak en doğru insanlıktır.

Çünkü;  İnsan  onuru insana özel çok özel bir Tanrı madalyonudur.

Mehmet Kayalılardan, Ersen Gürpınarlardan, Atilla Abaylılardan, Orhan Selışıklardan, Adilhan Şanlılardan, Fahrettin Bağrılardan, ve daha nice ulu mümtaz kahramanlardan da  onurlu ve dosdoğru olmayı  öğrenip belledim,

Ama biliyorum ki bu gün şube başkanlarının en az % 50 si bu isimleri dahi tanımıyor.

Hani  Aslolan vatansa gerisi teferruat ya

Aslolan ,  Assubayların akademik ve çağdaş yeni statüsü ise,   buna hizmet etmeyen, bunu anlayıp bilmeyen herkes  birer teferruattır aslında.

Birbirimizi   üzeriz, kızarız, bazen de   birbirimizden olur ya vazgeçeriz.

Ama insanlık onurumuzu yeniden kazanma hırsımızdan, emeğimizi ,ekmek adaletimizi geri almaktan asla vazgeçemeyiz.

Bu biz emekli  Assubay toplumunun kırmızı kitabı dır.  Ciğerlerimize o bir ömre bedel nefesi çekebilme ,ve kalan beyhude hazanlarımızı özgürce yaşama sebebimizdir.

BU  BİZİM KAVGAMIZ VE ANDIMIZDIR.

Saygımla

ADNAN  FUAT  ÖZDEMİR